PwC tarafından yapılan ‘Büyümeye giden yol: Otomotiv sektöründe inovasyon stratejileri araştırması’nın sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre, iyi tanımlanmış inovasyon stratejilerine sahip otomotiv şirketleri, yetenekli iş gücünün dikkatini çekmekten gelir büyümesine kadar pek çok alanda rekabet avantajı kazanıyor.
Los Angeles'da düzenlenen Connected Car Expo'da sunulan PwC ‘Büyümeye giden yol: Otomotiv sektöründe inovasyon stratejileri araştırması’, dünya genelinde otomotiv sektöründeki yöneticilerin üçte birinin gelişmekte olan ürünleri inovasyon bakımından öncelik olarak aldığını ve yaklaşık aynı sayıda yöneticinin de radikal ya da çığır açan yenilikler yapmayı planladığını ortaya koyuyor.
Araştırma sonuçlarına göre, otomotiv sektöründeki yöneticiler, teknoloji ve müşteri deneyimi olmak üzere iki alana çok büyük önem veriyorlar. Sektör yöneticilerinin çoğu, önümüzdeki üç yıl içinde yenilikçi ürün ve hizmetler geliştirmek üzere dış ortaklarla işbirliği yapmayı planladığını belirtiyor. Ayrıca, otomotiv sektöründeki yöneticilerin yüzde 88'i müşterilerin, yüzde 85'i ise stratejik ortakların ilk seçenekleri olduğunu ifade ediyorlar.
PwC Türkiye otomotiv lideri M. Bilgutay Yaşar araştırmada ortaya çıkan sonucun Türk Otomotiv Sektörünün öncelikleriyle de uyumlu olduğunu belirterek, Avrupa’da bir otomotiv üretim üssü haline gelen ülkemizde en çok AR-GE faaliyeti ve yatırımı yapan sektörün otomotiv sektörü olduğunu vurguladı. Sektörün global rekabet gücünü artırması için ise bunun yeterli olmadığını söyleyen Yaşar, daha fazla inovasyon ve bunu destekleyebilecek eğitimli insan gücünün yetiştirilmesinin ve desteklenmesinin önemli olduğunun da altını çizdi.
PwC'nin Avrupa otomotiv lideri olan Felix Kuhnert ise araştırmayı değerlendirirken şunları söyledi; “Otomotiv sektörü büyük ölçüde rekabete dayalı ve müşterilerin beklentileri şu anda hiç olmadığı kadar yüksek. Bu bir risk alma ve karşılığında ödül kazanma süreci. Kurumsal yapılarının temel unsuru olarak inovasyonla ilgilenen otomotiv şirketlerinin gelecekte pazar lideri olma olasılığı çok yüksek."
Otomotiv sektöründeki yöneticiler, yetenek ve kültürün, inovasyon üzerinde çalışma konusunda karşılaştıkları temel zorluklar olduğunu ifade ediyorlar. Otomotiv sektöründeki CEO'lar, inovasyon kültürünü oluşturup teşvik etmenin en önemli noktasının ‘üst yönetimin yaklaşımını’ doğru şekilde ayarlamak olduğunu belirtiyor. Otomotiv sektöründeki yöneticilerin dörtte üçünden fazlası (yüzde 79), yenilikçi projelerde üst düzey yönetici katılımının önemli olduğunu düşünüyor.
PwC'nin küresel inovasyon lideri olan Robert Shelton da, araştırma sonuçlarını değerlendirerek, “İyi tanımlanmış bir inovasyon stratejisine sahip olmak, lider olmakla geride kalmak arasındaki fark anlamına gelebilir. Hızlı teknolojik gelişmeler ve iş modelindeki yenilikler, şirketlerin müşterilerine değer sağlama şeklini değiştiriyor. Tekrarlanabilir, ölçeklenebilir ilerlemelerin yolunu açmak amacıyla inovasyondan yararlanan otomotiv şirketleri, yetenek kazanmaktan ticarileştirmeye kadar pek çok alanda küresel pazarda öncü olacak” diye konuştu.
Shelton sözlerine şu şekilde devam ediyor: "Güçlü bir yenilik kültürü, çalışanların motive olmasına ve onların ilgisini çekmeye yardımcı oluyor. Deneyimlerimiz, en büyük inovasyon yanlılarının işlerinde, şirketlerinde ve hatta tüm dünyada fark yaratan kişiler olarak tanınmak isteyen kişiler olduğunu gösteriyor. Bu da güçlü bir inovasyon kültürüne sahip ve kurumsal sürdürülebilirliğe bağlı otomotiv şirketlerine, en yetenekli kişileri işe alırken avantaj sağlıyor."
3 Şubat 2014
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.