• BIST 9724.5
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • İstanbul 7 °C
  • Ankara 4 °C

Denizden Giderek Karayolunu Açık Tutmak

Denizden Giderek Karayolunu Açık Tutmak
Türkiye’nin 10 milyar 819 milyon dolar olan dış ticareti, 1980 sonrasında başlanan dışa açık büyüme modeliyle birlikte 36 misli artarak, 391 milyar 250 milyon dolara çıktı.

Bugün Türkiye’nin ihracatının değer olarak yüzde 35’i karayolu ile taşınıyor. Yılda 1,5 milyon ihraç, 500 bin de ithalat seferi gerçekleştiriliyor. Üç kıtada 100’den çok ülkeye taşıma yapılıyor.

Dış ticarette elini karayolu taşımacılığı ile güçlendiren Türkiye, geçmişten beri bu alanda bazı kısıtlamalarla karşı karşıya bulunuyor. Özellikle karayolu ile çıkışta AB’nin tıkacı gibi davranan Bulgaristan ve Yunanistan’ı devre dışı bırakmak mümkün değilse de önemini azaltmak, başka çıkış seçenekleri de yaratmak kaçınılmaz bir durum. Buradan hareketle kapsamlı ve karayoluna nefes aldıracak boyutta bir RO-RO şirketi ve taşımacılığını hayata geçiren Türk taşımacıları, denizden giderek karayolunu açık tutmayı başardı.

Taşımacıların Karadeniz’de başlayan ve önce İtalya’ya oradan Fransa’ya uzanan RO-RO alanında sergilediği başarı, bu alanda başka girişimlere de cesaret verdi. Birçok girişim başarısızlıkla sonuçlansa da bugün U.N RO-RO, Ulusoy RO-RO ve Alternatif RO-RO, Türkiye’nin ihracatının etkili birer neferi olarak Türkiye-Avrupa arasında gerçekleşen günlük düzenli seferlerle treyler taşıması yapıyor.  

Bugün itibariyle Türkiye’nin toplam dış ticaretinin yüzde 48’inin gerçekleştirildiği Avrupa’ya 2017 yılında 166 bin 882 treyler RO-RO gemileri ile taşınmış bulunuyor. Geçen yıl RO-RO ile gidilmeyen ülkeler de dahil tüm Avrupa’ya 611 bin 326 treyler seferi gerçekleşti. Bu araçların tümünün ne karayolu ne de RO-RO gemileri ile taşınması mümkün değil. RO-RO gemilerinin çalışması için karayolu taşımacılarına, karayollarının açık kalması için de RO-RO taşımalarına ihtiyaç vardır. Dış ticaretin sürdürülebilirliği adına bir arada ve işbirliği içerisinde var olmak ve büyümek durumundalar.  

Ülke adına stratejik önemi sık sık vurgulanan RO-RO’nun, karayoluna yardımcı bir seçenek oluşturarak güzergah ülkelerindeki dayatmalara karşı pazarlık gücü yarattığı herkes tarafından biliniyor.

Türkiye şirketleriyle, alt yapı yatırımlarıyla, şoföründen yöneticisine yetişmiş binlerce çalışanıyla, taşımacılığı neredeyse ulusal meslek edinmiş bir ülke. Bu nedenle hiçbir kesimin ‘Piyasalar böyle istiyor’ gerekçesiyle uluslararası karayolu taşımacılığı ve bunun sürdürülebilirliğinin güvencesi durumundaki RO-RO taşımacılığını baltalama lüksü yoktur.

Ancak son zamanlarda treyler taşımaya özel RO-RO gemilerinde konteyner, konteyner taşıma gemilerinde ise treyler taşınması, sektörde tartışmalara neden oluyor. Taban yükünü karayolu taşımacılarının karşıladığı geminin kalan yerlerine konteyner yükleniyor. Aslında birer yük kutusu olan konteynerler, RO-RO gemilerine, bu iş için geliştirilen küçük demir tekerlekli ‘roll treyler’ denilen özel bir aparatın üzerinde inip biniyor.

Bu operasyonlara yönelik olarak yatırım yapan ve yararlananların memnuniyetine karşılık başka bazı karayolu taşımacılığı şirketleri, uygulamayı şirketlerine yönelik bir tehdit olarak görüyor. Pazar paylaşımı bir yana, liman sahasının ve erişim yollarının paylaşımı da bir çatışma alanı oluşturuyor.

Madalyonun öbür tarafında ise konteyner gemileri ile treyler taşınması var. Faydacı bir yaklaşımla; ‘taşımalar ucuzluyor, bu iyidir’ diyenler azımsanamaz. Şimdilik bir hatta hayata geçen uygulama diğer sahalara da yayılırsa, RO-RO şirketlerinin oluşacak rekabete nasıl yanıt vereceği bir soru işareti.

Piyasa düzenleyici kesimlerin karayolu ve RO-RO taşımacılığının işbirliği içindeki varlığını güvence altına alması gerekiyor. Türkiye’nin gurur duyduğu, karayolu ile ihracatının güvencesi olarak gördüğü RO-RO taşımacılığı AB tarafından da teşvik görmektedir. AB araçlarının güzergah sorunu, sınır kapılarında bekleme, tarife dışı kısıtlamalarla karşılaşması söz konusu değildir. Fakat RO-RO seferleri ile karayolundan denizyoluna çekilen her aracın daha az trafik, daha az zararlı gaz salınımı olması da onlar için bir başka teşvik unsuru olmaktadır. Karar alıcıların, Türk taşımacılarının ve RO-RO işletmecilerinin de işbirliği içerisinde hareket ederek, sınırlı kaynaklarla yaratılan RO-RO sistemini yaşatması ve böylece gurur duymaya devam etmesi en doğal hakkıdır.

 

İlker ALTUN
[email protected]

Kargohaber Dergisi (Sayı:235)

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Vizeler Artık Bıktırdı16 Mayıs 2024 Perşembe 12:41
  • İsimsiz Koridorlar17 Nisan 2024 Çarşamba 12:09
  • Türk Şirketlerinin Şansı Yakından Tedarik13 Mart 2024 Çarşamba 11:53
  • “Ya Bir Yol Bulacağız Ya Bir Yol Yapacağız”09 Şubat 2024 Cuma 13:01
  • Piyasalar Geri Bildirim İster15 Ocak 2024 Pazartesi 15:20
  • Yine Güzel Bir logitrans Fuarı Oldu11 Aralık 2023 Pazartesi 13:44
  • logitrans Lojistik Dünyasını Ayağa Kaldıran Fuar14 Kasım 2023 Salı 14:52
  • Benim Koridorum Senin Koridorunu Döver09 Ekim 2023 Pazartesi 09:58
  • Çember Daralıyor12 Eylül 2023 Salı 15:10
  • Sıcak Havalarda Gıda Lojistiği04 Ağustos 2023 Cuma 12:19
  • MAİL BÜLTENİ ABONELİĞİ
    Güvenlik Resmi
    Mail adresinizi kaydederek en güncel haberlere kolayca ulaşabilirsiniz
    EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2024 Kargo Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : (+90-212) 217 49 59 (Pbx) Faks : (+90-212) 211 62 77