AB dahil olmak üzere ABD ve Çin gibi dev ekonomileri de kapsayan G 20 ülkeleri, dünya nüfusunun ise yaklaşık üçte ikisini barındırıyor. Şimdilik 22 trilyon dolara yaklaşan GSMH’sı ile ABD ilk sırada yer alsa da büyük bir nüfus potansiyeline sahip olan Çin’in nefesini ensesinde sürekli hissediyor. 18 trilyon dolarlık bir ekonomi olan ve yüzde 5.5 büyüme ortalamasına sahip Çin, 2030 gibi çok uzak olmayan bir tarihte ABD’yi yakalama şansına sahip olacak görünüyor. Çin geçen yıl yüzde 8.1 büyüyerek yüzde 5.5 ortalamasını tutturabileceğini gösterdi. Ancak bu arada ABD’nin de yüzde 2.5 düzeyinde büyümesi gerekiyor. Korona salgını nedeniyle 2020’de yüzde 2.8 küçülen ABD ekonomisi geçen yıl yüzde 5.9 büyüdü. Ancak ABD ekonomisi bu yıla resesyon sinyali ile başladı ve ilk çeyrekte ekonomi yüzde 1.6 küçüldü. İkinci çeyrekte ise bu düşüş oranı yıllıklandırılmış bazda yüzde 0.6 oldu. IMF ise bu yıl sonu ABD ekonomisi için büyüme tahminini yüzde 2.3’e çekti. ABD ekonomisi 2023-2025 arasında artılı büyüme oranlarında seyrederse veya Çin’in düşüş eğilimi sürerse bile Çin’in ABD’yi yakalaması çok değil, artı 10 yıl sonra gerçekleşecek demektir.
Çin ve ABD büyürse doğal olarak dünya ekonomisi de büyüyor. Fakat büyük ekonomilerin büyüme rakamlarındaki küçük düşüşler bile büyük sıkıntı doğuruyor. Görece istikrarlı ve Çin’e göre yarı yarıya düşük büyüme oranlarına sahip ABD’ye karşı Çin’in büyüme oranlarının düşme riski biraz daha yüksek. Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı AB ülkeleri iken, AB ekonomisi de bu iki dev ekonomiye ciddi şekilde bağlı. Bu zincirde yer alıp da 2021’de GSMH’sı 807 milyar dolara yaklaşan Türkiye’nin G20’den 21. sıraya düştüğünü gördük. IMF Türkiye’nin 2022’de 700 milyar dolar ile 23, önümüzdeki yıllarda ise dünya ekonomileri arasında 22’inci olacağını, ancak 2027 yılında ise 19. sıraya yükseleceğini öngörüyor.
Bu istatistik bilgiler bir yana Türkiye, küresel değer zincirinde birkaç basamak gerileme işaretleri verse de küresel tedarik zincirinde altın halka durumunda olma konumunu koruyor hatta bu özelliği daha da güçleniyor. Önce korona salgını ardından Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimiyle başlayan savaş ekonomik ilişkilerde Türkiye’ye olan talebi artırdı. Fakat kur baskısı altındaki ekonominin ihracata yönelik üretiminin dışa bağımlı yapısı, beraberinde enflasyon ithalatına neden olmaktadır. Yanı sıra, içeride kapasite kullanımının tavan yapması, dışarıdan gelen taleplerin karşılanamaması gibi ilave bir zorluğu beraberinde getiriyor. Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılmayan Türkiye’nin, batıdan gelen sıkıştırıcı hamleleri karşılamak gibi ayrı bir zorluğu olduğunu da vurgulamalıyız.
Bu gelişmelerle birlikte AB ve ABD’de beklenen ekonomik durgunluk, aynı zamanda Türkiye’nin AB ile ticaretinde de durgunluk beklentisini artırmaktadır. Çünkü ABD yavaşlarsa AB, AB yavaşlarsa Türkiye yavaşlar... Çare olarak Rusya ile ticaret görülse de bu pek kalıcı bir çözüm gibi durmuyor. Özellikle Rusya’ya yönelik taşımalarda yaşanan son gelişmeler de bunu gösteriyor.
Dünya ticaretindeki eğilimlerin ilk yansıması olan ve bir nevi ekonomilerin nabzının tutulduğu lojistik faaliyetler, denizlerde düşüşe geçen navlunlarla beraber bu yönde bir işaret veriyor. Bunun diğer alanlara da yansımaları görülecektir. Lojistik üzerinden dünya ticaretindeki gelişmeleri okuma yoluna gidildiğinde, önümüzde iyi yönetilmesi gereken bir süreç var diyebiliriz. Bu süreci daha da iyi görmenin yolu ise ortak akla başvurmaktan geçiyor. İşte bu kapsamda ele alacağımız bir etkinlik, önümüzdeki en yakın fırsat olarak duruyor.
16-18 Kasım 2022 tarihlerinde 21 ülkenin lider lojistik firmalarını Yenikapı’da bulunan Avrasya Gösteri Merkezi’nde ağırlamaya hazırlanan Avrasya bölgesinin lider taşımacılık ve lojistik fuarı olan Uluslararası logitrans Transport Lojistik Fuarı; bir kez daha, dünya ekonomisindeki gelişmelerin ve bunların lojistik operasyonlarına yansımalarının ele alınacağı bir ortam yaratacak. Logitrans, özellikle Rusya’dan katılan firmaların yoğun ilgiyle karşılanacağı bir atmosferde, her biri kendi konusunda uzman konuşmacıların yer alacağı etkinliklere de ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
İlker ALTUN
[email protected]
Kargohaber Dergisi (Sayı:286)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.