Bin civarında vagonu bulunan firma 500 adetlik demiryolu TIR’ını da önümüzdeki aylarda filosuna katacak. Depolama alanında da yatırımları süren Reysaş, 76’ncı deposunu da tamamlamak üzere.
Reysaş’ın demiryolu ve depo yatırımları ile ilgili açıklamalarda bulunan Reysaş Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Döven, önümüzdeki dönemde demiryoluna karayolundan daha fazla ağırlık vereceklerini ifade ederek, vize, sürücü gibi sorunların yaşanmadığı bu alandaki yatırımların hiç durmayacağını vurguladı. Depo yatırımlarının da Reysaş’ın çok karlı işlerinden biri olduğunun altını çizen Döven, şuanda 750 bin metrekare depolama alanına ulaştıklarını 2015 sonunda 1 milyon metrekareye ulaşmayı hedeflediklerini belirtti.
“Demiryolu yatırımında hiç durmayacağız”
1 lokomatif, 7 istasyon, 1000’e yakın vagonu bulunan Reysaş’ın şuanda TCDD’den sonra Türkiye’nin en büyük demiryolu işletmecisi olduğunu açıklayan Döven, “Bu sene Reysaş’tan Demiryolları AŞ’yi de ayırdık. Demiryolu yatırımında hiç durmayacağız; önümüzdeki aylarda 500 tane de demiryolu TIR’ı alıyoruz. Demiryolu önümüzdeki dönemde karayolundan daha fazla ağırlık vereceğimiz bir alan olacak. Çünkü TIR’ı yürütmesi, yönetmesi ile ilgili sorunlar var. Mevcut bin vagon demiryolu için yetmiyor, zaten 76 milyon ton açık kapasite var. Demiryolunda çok hızlı gidiyoruz. Geçen sene 160 tane yeni vagon almıştık; Türkiye-Avrupa arasında bir numarayız. Haftada 5 saferimiz var. Türkiye’de de taş, toprak, demir, cevher, klinker gibi maddeler taşıyoruz” açıklamasını yaptı.
“Depoculuk bizim çok kârlı işimiz”
Depo yatırımlarının da aralıksız süreceğini kaydeden Durmuş Döven, “Depoculuk bizim çok kârlı işimiz. Şuanda depolama alanımız 750 bin metrekarelere ulaştı, 76’ncı depoyu bitirmek üzereyiz. Bu sene sonu ya da önümüzdeki sene Şubat ayına kadar 82 bin metrekare daha depo yapıyoruz. İzmir’de son olarak 18 dönümlük bir arsa aldık. 1 ay içerisinde de depo inşaatına başlayacağız. Depoda 1 milyonu yakalamadan dünyayı terk etmeyeceğim. 2015 sonunda 1 milyon metrekareye ulaşmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Reysaş’ın depolarının hepsinin dolu olduğunu söyleyen Döven,”İstanbul’da deponun müşterisi garanti. Parası olan ya da arsası olan şimdi depocu olmaya başladı. Kiraya verildiğinde iyi para kazandırıyor. Biz depolarımızın yüzde 40’tan fazlasını lojistik firmalarına kiraladık” açıklamasını yaptı.
Zamanında düşük paralarla aldıkları arsaları değerlendirdiklerini vurgulayan Durmuş Döven, “Şimdi istesek de bu fiyatlarla arsa alamayız. Bu gün depo yapmak artık büyük paralar gerektiriyor. İstanbul’da arsanın metrekaresi 500 dolar olmuş, inşaat maliyetleri uçmuş gidiyor. Bu saatten sonra sıfırdan bu işe biz de giremezdik. Doğru zamanda doğru kararlar verdik” dedi.
Depoların üstünde enerji üretimi gerçekleştirdikleri bilgisini de aktaran Döven, Türkiye’deki depo üstü solar enerji üreten en büyük şirket olduklarını kaydederek, üretilen enerjinin bir kısmını kullandıklarını bir kısmını da devlete sattıklarını söyledi.
“Taşımacılık, Türkiye’nin en yalnız kalmış sektörü”
Reysaş’ın uluslararası karayolu taşımasından çıkma nedenlerini sektörde yaşanan sıkıntılar ile açıklayan Durmuş Döven, “Biz kendi yolumuzda gidiyoruz. Uluslararası taşımadan çıktık ama trenle çok daha iyi iş yapıyorum, daha karlı. Vize sorunu yok, şoför sorunu yok. Yakın zamanda Bulgar sorunu vardı, dedim ki Bulgar bitirecek, Romanya çıkacak, o bitsin arkasından Macar, sonra Sırbistan… Çünkü sizin kapınız bu ise o kapıyı kapatırlar. Sizin ithalatınıza, ihracatınıza bakmazlar. Doğuda ise İran her zaman sorundu, Irak ve Suriye ticaretin yoğun olduğu ülkelerdi onlar da gitti. Türkiye içe döndü. Zaten bir TIR olmuş 80 bin Avro, bir treyler olmuş 25 bin Avro. Şoförün maliyeti, sosyal güvenliği var. Türk nakliyecisi çok zor durumda, artı kamunun baskısı da arttı. Eskiden bu kadar belge yoktu, şimdi her şey için belge istiyorlar, her şey belge ve her şey para. Bir trafik sigortası bundan 3 sene önce 150 liraydı, şimdi 6 bin lira” dedi.
Türkiye’de özellikle ulaştırmada bir sahipsizlik, başıboşluk, bırakılmışlık var” diyen Durmuş Döven, bunun bir hükümetle ya da parti ile alakası olmadığını ifade ederek şu açıklamalarda bulundu: “İngiltere’de 5.5 metre yükseklik sınırı var, Türkiye’de dört metre. 4 metre diyor duruyorsunuz, Eurodizel diyor duruyorsunuz. Euro dizeli dünyada 4 ülke kullanmıyor; Çin, Rusya, Suudi Arabistan ve Amerika. Bunlar zaten dünyanın petrol ülkeleri. Onlar kullanmıyor ama biz kullanıyoruz. Kimse bunlarla uğraşmıyor. Şuanda herkes kendi göbeğini kendi kesiyor. Bu kadar güçlü olmasına rağmen Türkiye’nin en başıboş ve yalnız kalmış sektörü taşımacılık sektörü. 2 milyona yakın şoför, 1 milyon 100 bin civarında aracın olduğu ve bu sistemden herkesin faydalandığı bir sektörden söz ediyoruz. Aynı zamanda bir ülkenin kalkınmasının, ithalatının, ihracatının tek yolu da lojistik. Türkiye’nin 1.6 trilyon GSMH’sı olduğunda siz bunu hangi yolla yapacaksınız. 2023’te 500 milyar dolarlık ihracatı kim taşıyacak.”
“Bilmediğin ülkede ya dayak yersin ya da zaman kaybedersin”
Türkiye’deki nakliyecilerdin yurtdışındaki yatırımları ile ilgili görüşlerini de paylaşan Döven, şu açıklamalarda bulundu: “Ben de yurtdışında yatırım yaptım ve yakamı sonrasında zor kurtardım. Kendi bilmediğin ülkede ya dayak yersin ya da zaman kaybedersin. Ben Bulgar kimliği de taşıyorum, orada yatırımlarım da var. Barajım, alışveriş merkezim var, arazilerim, sanayi yerlerim var. Bulgaristan’a gittik Bulgar plakalı 100 TIR aldık ama kapıya gittiğimde Türk Durmuş Döven oldum, değişen yok ki. Biz Türkiye dışında 11 ülkede varız ama tren olarak. Sizin yurtdışında ofis açmanız denize bir bardak boya dökmeniz gibi etki yaratır. Yurtdışında TIR firması kurmak demek, kartvizitini büyütmek demek. Bir kaç büyük şirket işi gereği kurmuştur ama bu renk değiştirmez.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.