Şirketinizde yeşil lojistik faaliyetleri olarak adlandırılabilecek uygulamalarınız var mı? Varsa anlatır mısınız?
Çevreye saygılı iş süreçleri ve projeler geliştirerek sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak birincil önceliklerimiz arasında yer alıyor. Doğal kaynaklar tükeniyor, yaşam alanları kısıtlanıyor, insanlar tarafından doğaya verilen zarar her gün katlanarak artıyor. Bu bilinç ve şirketlerin gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğine olan inancımızla, iş modellerimizi ve süreçlerimizi çevreye duyarlı olarak düzenliyoruz. Çalışanlarımızı bilinçlendirmek ve doğal hayatı korumak için çeşitli sivil toplum kuruluşları ile iş birliği içerisindeyiz.
Faaliyetlerimiz sırasında meydana gelebilecek çevresel riskleri tespit ederek, yasal mevzuatlara uygun olarak sorunun giderilmesini sağlıyoruz.
2014 yılında, Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından yapılan değerlendirme sonucunda, Türkiye’de Yeşil Ofis Diploması alan ilk ve tek lojistik firması olmayı başardık. Bu kapsamda çalışma alanlarımızı çevreye duyarlı Yeşil Ofis programına uygun şekilde kuruyoruz. Program çerçevesinde belirlenen atık yönetimi, elektrik tüketimi ve kâğıt tüketimi tasarruf kalemleri çerçevesinde projeler tasarlayarak, hayata geçiriyoruz. Bu kapsamdaki çalışmalarımızda personel bilincinin artırılması üzerine yoğunlaşıyoruz.
Yeşil Ofis Programı kapsamında Ekol’ün tesislerinde çalışanları bilinçlendirme eğitimleri gerçekleştiriyoruz. Bu eğitimlerde “WWF, Yeşil Ofis, sistem/ekosistem, ekolojik ayak izi, su ayak izi, iklim değişikliği” gibi konulara ağırlık veriyoruz.
30 futbol sahası büyüklüğündeki depolama alanıyla Türkiye’nin en büyük kapalı alanına sahip lojistik tesisi olan Lotus, LEED sertifikasına sahip. Lotus’ta yeni bir enerji yatırımına hazırlanıyoruz. 35 bin metrekarelik alanda yapılacak solar panel yatırımı ile Lotus, elektrik ihtiyacının yarısını kendisi karşılayacak.
Sizce daha fazla çevre dostu operasyonlar için ne yapılmalı?
Ülkemizde birey, kurum ve kuruluşların çevreye karşı olan sorumluluk bilincinin hala gelişmekte olduğuna ve bu yolculukta ivmenin artması gerektiğine inanıyoruz. Her ne kadar bu yönde kamu ve özel kuruluşlar tarafından alınmış aksiyonlar olsa da bunların henüz gerekli seviyede olmadığının ve gerekli hızlılıkta adımlar atılmadığının altını çizmek isteriz. Bu çalışmaları daha genele yaymak ve projelere katılımları artırmak için kamu tarafından yasal düzenlemeler yapılması ve gerekli yaptırımların uygulanması bununla birlikte teşvik ve fonların artırılması gerekiyor. Yapılan işin içeriğine göre verilen yetki belgeleri kriterlerinin başına çevreye ilişkin yapılacak olan çalışmaları içeren maddelerin eklenmesi ve sorgulanması, iyi uygulamaların ise yaygınlaştırılması için özel platformlar oluşturularak özendirilmesi gerekiyor.
Yeşil lojistik faaliyetleri açısından intermodal operasyonların önemi sizce nedir?
Her gün dünyanın dört bir noktasına hizmet götürürken doğal kaynakları en optimum şekilde kullanmak ve daha sürdürülebilir bir iş modeli geliştirmek için çalışıyoruz. 2008 yılında hayata geçirdiğimiz intermodal taşımacılık sistemi ile karayolu taşımacılığına oranla iklim değişikliğine etkiyi azaltırken, her ay 730 futbol sahası büyüklüğünde ormanı kurtaracak ve dünyanın etrafında 360 tur atmasına imkân verecek dizel tasarrufu sağlıyoruz.
Tek bir intermodal seferimiz ile 2 bin 429 km uzunluğundaki bir karayolunu kat etmeden; 823 litre akaryakıt, 2 bin 221 kg CO2, 5,8 kg NOX, 0,08 kg partikül tasarrufu yapıyoruz.
Karbon ayak izimizi ISO 14064-1 ‘e göre ölçüyor, eş zamanlı yayınlıyor ve azaltım hedeflerimiz için etkin aksiyonlar alırken sürdürülebilirlik stratejimize paralel yatırımlarımıza devam ediyoruz.
Ayrıca her ay müşterilerimizin intermodal taşımacılık ile yapmış oldukları tasarrufu raporlayarak bilgi edinmelerini sağlıyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.