ARAS Lojistik, Aras Kurye ve Fillo Kargo adında bünyesinde üç şirket bulunduran Aras Holding, yeniden yapılanma sürecinde bu üç şirketi Fillo Grup adı altında birleştirdi. Fillo Grup, bu yılı 75 milyon dolarlık ciroyla kapatmayı hedefliyor. Müşterilerinin arasında Koton, Casper, LC Waikiki, İnci, PO, BP gibi markaların olduğunu söyleyen Fillo Grup Genel Müdürü Serkan Akbudak, “Fillo Grup’un ana işi kurumsal müşterilerin planlı dağıtımı” şeklinde açıkladı.
Ürün odaklı iş öğrenilirken bir taraftan da kargoya doğru büyümenin bilincinin oluştuğunu kaydeden Akbudak, “2008 yılında krizin gündeme gelmesi ile Aras Cargo ayakta durmanın yollarını arıyordu. Sadece kargo kanalı olmamalı diye düşündük. 2008’in ikinci yarısında da Aras Lojistik, Aras Kurye ve Fillo Kargo’yu tek çatı altında birleştirdik. Üç şirketin beraber üreteceği dışarıda birçok pazar olduğunu gördük. Müşteriye gidince fark ettik. Kriz de bu birleşimi tetikledi. Müşteri düne kadar lojistik firmasından komple kamyon veya depolama hizmeti alıyordu. Bir şekilde yürüyordu ama kriz gelince stok maliyetleri gündeme gelince az üretim, az sevk düşüncesi, daha küçük yüklerin piyasada müşteriler tarafından taşınması için bir talep oluşturdu” dedi.
“2009 yılında tek çatı altında işi mantığa dönüştüren bir yapı oluştu” diyen Akbudak, kargo dışında araç sevkiyatlarının 12 araçtan bin araca çıktığını kaydederek şöyle devam etti: “Piyasada tek yönlü araç tedarik sistemleri vardır. Bir taraftan bu işte kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Orhanlı’da büromuzu kurduk ve oradan gerek Aras Cargo’ya, gerek müşterilere araç tedarik eder hale geldik. Bu o konuda da bir dev olduk. Depolama da yürüyen bir süreç vardı. Lojistiğin düne kadar depoladığı müşteriyi tek çatı altında birleştirerek Fillo Kargo’nun Anadolu örgütünü kullanarak, o müşterilere artık imzalı imzasız kurye ihtiyacınız var mı der hale geldik. Lojistik hizmetini her koldan verebilir hale geldik. Nerde büyüyeceğimizi de gördük. 11 yıldır Fillo Kargo kuruluşunda 300 yöneticimizi bir araya getirememiştik ancak muhteşem bir organizasyonla bu gücüde kullanır hale geldik.”
2008’e göre karlılığın 3 şirket toplamında yüzde 400 arttığını vurgulayan Akbudak, ciroda ise krize rağmen yüzde 20’lik bir artıştan söz etti.
Akbudak, ortak sinerjiden doğan maliyet avantajlarını değerlendirdiklerini ve ayaklarının daha sağlam bastığını kaydetti. Oluşan artı değerden ve oluşturulan ortak hacimden daha büyük düşündüklerini açıklayan Akbudak, “1-2 yıldan önce tek çatı altında birleşmek mümkün olmadı. Finans, insan kaynakları, operasyon tek ama faturalar ayrı oluyor. Ancak süreç içerisinde oda birleşecek. Fillo adı altında birleşecek.
“Süreç içinde bu birleşimde yerli veya yabancı ortak arayışı oldu mu?” sorusuna Akbudak şu şekilde cevap verdi:
“Bu görüşmeleri biz daha çok holdinge ve patronumuza bıraktık. Türkiye özellikle lojistik piyasasında, dışarıdan gelen firmaların işi ne olursa olsun, lojistik firmaların büyüyeceği talepler orantısında büyüdü. Bizlerle görüşmek isteyen birçok firma var. Şu avantajı da kullanmak istiyoruz. Anadolu da örgütlenmek çok zor değil. Belki uygun bir teklif uygun bir yöneliş olursa bu tarz ortaklıklara sıcak bakılır. Birleştirmenin altında daha güçlü bir yapının saha da yaratacağı etki dış alımlarda da etkiyi planlamışlardır diye düşünüyorum.”
2010’da yeni hizmetlere başlanacak!
2010’da yeni hizmetlere başlayacaklarını açıklayan Akbudak, global kriz nedeniyle Ocak, Şubat ve Mart ayından korktuklarını söyleyerek, “Bütçelerimizi krizi ön görerek mütevazi hazırlamışız diyebilirim. Bu ortak çalışmayı başlatıp biraz daha verimliliğe odaklanınca zarar bütçelerimize rağmen karla çıktık. Bunun altında tabi sinerji yatıyor. Aslında tüm örgütün ‘artık biz birlikte çok daha büyük işler yapacağız’a odaklandı. Finans, maliyet operasyon gibi. Fillo Kargo olarak, çok daha güçlü olmalı, ayakta durmalıyız. Bunu ilk üç ayda özellikle perçinleyince özgüven artışı ile o inanç, o hırs zamanla artarak devam edince, 2009’un bu aylarında oransal olarak daha hızlı büyüyen bir firmaya dönüştük” şeklinde konuştu.
Akbudak, Anadolu örgütünün, dağınık olan şirketlerin dünya üzerinde alamadığı şirketleri, tüm süreci tek muhatap olarak yapar hale geldiklerini vurgulayarak, “Koton’un 360 mağazası var, mağazalar arası tüm sevkiyatları biz yapıyoruz. Koton’un 3-4 yerde deposu ve tedarikçileri var. Tamamını ilgili yerden alıp gerekirse konsolide ediyoruz. Gerekmezse kargo örgütü içerisine koyup 360 noktaya dağıtıyoruz. Ancak dağıtmak yeterli olmuyor.
Mesela Casper’la çalışıyoruz. Önemli bir çözümortağıyız. 250 şubemizle Türkiye geneline dağıtıyoruz” dedi.
Yürüyen 50’ye yakın projeden bahseden Akbudak, Evyap, Fenerium gibi mağazaların tüm Türkiye’de teslimatlarını yaptıklarını, 16 bin metrekare olan depolarında BP’nin ve Shell’in de ürünlerinin bulunduğunu, depodan varış noktasına kadar tek muhatabın kendileri olduğunu sözlerine ekledi.
Akbudak, 2010’da askılı taşımacılığa geçeceklerini açıklayarak, “Kısmen nakliyeciler, kısmen ambarlar yapıyor bu işi ama direk kamyonla teslim eden gerekirse özel araçlarla teslim eden bir örgüte dönüşeceğiz. Yönetim kurulu bu konsepte geçişte gerek maddi gerek manevi olarak tüm kadroya destek de tereddüt duymadılar. Bu önemli. Bunu tüm filo ekibi hissediyor. Mahcup olmama isteği var. Şirket için çok önemli bir değer haline geldi. İnanç, hırs fazlasıyla oluştu” şeklinde konuştu.
Lojistik gücün önemi büyük
Zara Grup’un başarısının altında lojistik gücün yattığına değinen Akbudak, bu gücün önemini şu şekilde anlattı: “Zara’nın başarısının altında yatan güç lojistik. 45 günde tüm dünyada reyonu değiştirebilecek gücün altında lojistik var. Mağazalar arası sevkiyat çok önemli. Zara’yı görüyoruz ama biz konuşmasak arkasında büyük lojistik güç olduğu fark edilmeyecek.”
“İnci ile çalışıyoruz ve karşılıklı memnuniyet söz konusu” diyen Akbudak, İnci’nin başka projelere de sıcak baktığını ifade ederek, “Müşterilerimizin lojistik anlamda ne soruları olacaksa gelip bizlerle konuşur oldular, danışmanlık hizmeti de verir olduk. Bence bu bir avantaj. Müşteriye diyeceğiz ki tepeden tırnağa biz bir görelim, belki bu iş için depo hiç kullanma diyeceğiz. Belki pahalıya mal edeceksin ama her işi burada halledeceksin. 8 bin tane rutin işimiz var” dedi.
Akbudak, araç filosunu büyütmediklerini ancak filo kiralama yöntemini tercih ettiklerini ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Fazla açılmanın bir anlamı yok, bu sefer de finansmanı yönetmek zorunda kalıyorsunuz. Orhanlı’daki yerimizde ambarların ve lojistik şirketlerinin büroları var. Sadece biz tek yönlü 100’e yakın araç sevkiyatı yapıyoruz. Yaşam için en gerekli olan şey lojistik. Biz içimizde de rakip gibi çalışıyoruz. Her yapılan işin altından kalkıyoruz. Evyap modelini başka yerlerde de uygulamaya çalışıyoruz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.