Dünya ekonomisi zorlu bir sınavdan geçiyor. Çoğunluğu kaygı verici pek çok beklentiye karşın, 2010 için ‘mal ve hizmet akışının hızlandığı bir yıl’ demek mümkün. Bazı AB ülkeleri haricinde gelişmiş ekonomilerin toparlanmaya başladığı görülüyor. Gerek ürün satışı gerekse ciro olarak 2008 yılı rakamlarına ulaşamasa da pek çok sektör, ‘bulutların arasından güneşi gördü’ diyebiliriz. Krizin etkisi ile dünya ticaretindeki yüzde 20’lere varan daralmanın ardından, geçtiğimiz yıl yaşanan yüzde 13-15 sevilerine varan artış 2011 yılı için umut oldu.
Ekonomisi en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer alan Türkiye de geçtiğimiz yıl bu trende ayak uyduran ülkelerden biriydi. Her ne kadar ithalat ve ihracat rakamları 2008 yılı seviyesinde gerçekleşemese de Türkiye ekonomisi, AB ülkelerinde görülen toplam ekonomik büyümenin de üzerine çıkmayı başardı. 2010 yılında ihracatını yüzde 11,5 civarında artıran Türkiye’nin, ihracatı 114 milyar dolara yaklaştı.
Ekonomideki bu büyüme tüm sektörlerde etkisini gösterdiği gibi dünya ticaretinin bel kemiği olan taşımacılık ve lojistik sektörü de bundan payına düşeni aldı. Taşımacılık ve lojistik endüstrisi genel ekonominin önemli bir paydaşı konumunda. Bu açıdan, krizin etkilerinin azalmasıyla lojistikçilerin de yüzü güldü. Bunda, geçtiğimiz yıl Avrupa lojistik pazarına göre 2 kat daha hızlı büyüyen Türkiye lojistik sektörünün kendi katkısının da büyük etkisi var.
Ortalama olarak yüzde 23’lük bir büyümede, 2009 yılında yaşanan kayıpların geri alınmasının da etkisi olduğu kabul edilmeli. Taşımacılık ve lojistik hizmet üretenleri, 2009 yılında erteledikleri yatırımları hayata geçirmeye başladılar. Bu yatırımların 2011’de de süreceğini söylemek yanıltıcı olmaz. Lojistik pazarının büyüme trendini sürdürmesi beklenirken sektörün oyuncularının da büyüyen pazara uygun bir şekilde yatırıma devam etmeleri şaşırtıcı olmaz. Zaten Türk taşımacılık ve lojistik hizmet sağlayıcıları yeni araç ve depo yatırımları ile kapasite artırımına gitmeyi planlıyor. Ayrıca uluslararası arenada daha güçlü olabilmek adına yurtdışında yatırımlara gidecek firmalar olduğu gibi yeni birlikteliklerle yeni pazarlara açılma hedefi olan firmalar olduğu da biliniyor.
Navlun fiyatlarının dibe vurduğu 2009 yılında cirosal anlamda da büyük kayıplar yaşayan sektörün bu yıl yüzünü güldürecek olan diğer bir gelişme de hizmet bedellerindeki yüzde 10-15 oranındaki artış beklentisi. Navlunlardaki artış ile cirosal anlamda daha büyük hedefler belirleyen lojistik hizmet üretenleri, yatırım anlamında da kesenin ağzını biraz daha fazla açacağa benziyorlar. Lojistik sektöründe söz sahibi olan ve yüzde 30’ların üzerinde büyüme hedefi ile 2011 yılına giren lojistik sektörünün büyük oyuncuları, kayıp olarak geçirdikleri zamanı telafi edeceğe benziyorlar.
Sektöre yapılan yatırımlar artıyor ancak unutulmaması gereken önemli bir nokta da lojistik sektörünün gelişimi için gereken altyapı yatırımları. Tüm ulaşım modları değerlendirildiğinde yetersiz kalan altyapı, sektörün büyümesindeki en önemli engel olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye henüz bu noktada sınavı geçen bir ülke değil. Dünya sıralamasında lojistik performansında 39’uncu sırada yer alması hem gümrük anlamında lojistik işlemlerin hala istenen hızda gerçekleşememesi hem de altyapı anlamındaki yetersizliğinin bir göstergesi. Türkiye’nin lojistik anlamda bölgesel güç olabilmesi ya da transit ticaretin ülke üzerinden akışının sağlanması için altyapı yatırımlarının tamamlanması şart.
Tüketim artıyor, talep üretimi artırıyor ve mal hareketi gün geçtikçe hem daha hızlı hem de daha fazla miktarlarda gerçekleşiyor. 2015 yılında 10 trilyon dolar üzerinde bir hacme ulaşması beklenen dünya lojistik pazarında Türkiye’nin bu pastadan alacağı payın 120-150 milyar dolar olması planlanıyor. Türkiye’deki lojistik pastasını paylaşacak bin 500 civarında firma var. Yani rekabet sıkı... Bu pastadan kimin daha büyük pay alacağı, kimin sadece pastanın tadına bakacağı, lojistik hizmet sağlayıcıların sundukları hizmetin kalitesi, maliyet avantajları ve günün koşullarına ne kadar hızlı ayak uydurabildikleri ile belli olacak.
İlker ALTUN
[email protected]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.