‘Hayatın devamı için lojistik’ diyerek yola çıkılan etkinlikler güvenildi, beğenildi. Lojistiğin devamı için de moda deyimle inovasyon (yenilenme) şart. Bir süredir üzerinde durduğum, yazılarımda değindiğim yaratıcı yıkım, bir yanıyla da köklü bir değişimin ta kendisi... Asıl olan değişimin yaratıcılığı, yenileyip üzerine ekleyeni elbette. Bir o kadar da iradi, bilinçli ve kontrol altında olanı… Yoksa tesadüflere dayalı ve yüzlerce işletmede başarısız sonuçlar doğururken birkaç iyi örneğe bakarak ‘değişim iyidir’ demek, en azından zorlama bir yorum olur.
Global krize bu açıdan da bakmakta yarar var. Neleri yıkarak -tesadüfen de olsa- kendini yenilemeyenlerin büyük çoğunluğunu yok etti? Hızlı davranan ve gelişmeleri faydaya döndürerek yenilenmeyi başaran hangileri daha da güçlenerek bu süreci tamamladı? Henüz dünya bütünüyle bu süreci atlatamamış olsa da çıkartılması gereken ders, bakılması gereken noktalar var. Mesele; fırtınaya tutulmuş bir geminin ağırlıklarını denize atarak denizin dibini boylamaktan kurtulma çabası olarak değerlendirilmemeli. Burada ölçülebilir bir kayıp yaşanıyor. Fakat bütünün kaybı söz konusu olduğunda bu bile başarılı bir sonuç olarak kayda geçmektedir.
Dünya fırtınadan kurtulma çabaları ararken, gemiler fazlalıklarını atarken, endüstriyel faaliyetlerin, ekonominin aktörlerinin de morale ihtiyacı vardır. Bu görevi de o endüstrilerin ‘diğer’ aktörleri yerine getirir. Odalar, dernekler, birlikler bu günlerde devreye girer. Kamu otoritesi bilgilendirilir, alınacak önlemler üzerine görüşler üretilir, ortak akla doğru hep birlikte koşulur. En azından böyle olmalıdır… Aynı süreçte ‘hayatın akışını’ katlanılır kılmak, yaşanır ve kendi kendini yeniden üreten bir iş kolu ve işletme olmak için yapılması gerekenlerin başında bu vardır. Fakat herşey sadece bununla bitmez. Gelişmiş ülkelerin gelişmiş ekonomilerinin yine gelişmiş endüstrilerinin yolu aydınlatan, ortak akıl üretme süreçlerini besleyen başka iş kolları da vardır. İşte bunların başında kongreler, konferanslar, fuarlar, yayınlar gelmektedir. Bir iş kolunun gelişmişliğini, ancak etrafındaki kültürel örüntüsü ile ölçebiliriz. Ülkemizin taşımacılık eksenli lojistik etkinliklerini de bu açıdan ele aldığımızda, etkinlik enstrümanlarının giderek geliştiğini görüyoruz.
Bugün Türkiye’de pek çok sektörde görülmemiş bir düzeyde bilgi üretimi gerçekleştirilen lojistik sektörünün bu bilgileri yayan, paylaştıran, çoğaltan yayınları vardır. Sivil toplum örgütleri ve bunlar tarafından desteklenen çeşitli etkinliklerin başında konferanslar gelmektedir. Bir süredir gelişimini sürdüren, genel sıkıntılara rağmen direnen ve bugün artık hedeflediği limana varan bir etkinlik daha var… Sektör; çok daha güçlü bir gelişim ivmesiyle bundan sonra da kendisi için bilgi üretme ortamı, bu bilgiyi paylaşma olanağı sağlamayı hedefleyen bir Logitrans Taşımacılık Lojistik Fuarı’na sahip. Elbette bu da yeterli değil. Yaratıcı etkinliklerle çıta daha da yukarılara taşınmaktadır. Çıtayı yükselten ve başta; sektöre hak ettiği övgüyü veren bir Lojistik Ödülleri organizasyonu var. Elbette bundan sonrası; bu etkinlikleri de var eden görünür, bilinir ve paylaşılabilir kılan yayınlarımıza düşüyor.
Fuara katılanın bu katılımını, konferansta konuşarak bilgisini paylaşanın bu bilgisini ve paylaşımını, yarışmanın ödül alanının aldığı ödülün altını çizmek, övmek ve görünür kılmak da bizlere, sektör yayınlarına düşüyor. Kıskanılan bir başarı yerine hazmedilmiş ve hak ettiği değeri bulmuş bir başarı, herkese yarar.
Bugün için yerel/ulusal düzeydeki yarışmanın, artık uluslararası niteliği garantiye alınmış bir fuar ile birlikte taraflarını yüceltmesi için pek çok neden bulunmaktadır. Özellikle sektör medyasının sahiplendiği, Ulaştırma Bakanlığı tarafından himaye edilen ve sektörün sivil toplum örgütleri tarafından desteklenen bir yarışmanın çıtası, sürekli yükselmek zorundadır. Hayatın akışı böyle…
İlker ALTUN
[email protected]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.