İNCİ Lojistik, Avrupa’nın önde gelen multimodal operatörlerinden biri olan Alman taşımacılık şirketi Van Dieren ile bir işbirliği anlaşması imzaladı. Anlaşma, 28 Temmuz 2010 tarihinde Sait Halim Paşa Yalısı’nda gerçekleştirilen bir imza töreniyle resmiyete kavuştu. İnci Lojistik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Şerife İnci Eren, İnci Lojistik Genel Müdürü Emrah Gezgin ve Van Dieren CEO'su Henk Van Dieren tarafından imzalanan bu anlaşmayla İnci Lojistik multimodal taşımacılığa başlamış oldu.
İmza töreninde konuşan İnci Lojistik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Şerife İnci Eren, anlaşmayla ilgili iyi dileklerini dile getirerek, “İnci Holding'in bünyesindeki İnci Lojistik, 13 yıl önce, ‘Sizin için değer taşır’ sloganı ile çıktığı yola, grubumuzun, çevreci ve sürdürülebilir stratejilere verdiği önem ile devam etmektedir. Aynı şekilde, ‘Çevre dostu taşımacılık çözümleri’ sloganı ile çalışan Van Dieren şirketi, Türkiye'de İnci Lojistik’e güvenerek, çalışmalarına yön vermiştir. Mr. Henk Van Dieren'e huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum” dedi.
Gezgin: “Karayoluna göre çok büyük avantajlar sağlıyor”
Törende konuşan İnci Lojistik Genel Müdürü Emrah Gezgin, sistem ve işbirliği hakkında bilgiler vererek, şunları söyledi: “Biz bu işbirliği çerçevesinde karayolu-demiryolu-karayolu kullanacağız. Yurt dışına gönderilecek mallar müşterinin kapısından alındıktan sonra Halkalı İstasyonu’na kadar karayoluyla, Halkalı’dan Avrupa’daki Herne ve Duisburg istasyonuna, 2 bin 300 - 2 bin 400 kilometrelik mesafe demiryoluyla, Herne ve Duisburg İstasyonlarından gerek İskandinavya’ya gerekse Almanya içine karayoluyla servis vereceğiz. Aynı zamanda İstanbul’dan çıkan bir vagonumuz kendi demiryolu hattıyla durmadan İsveç’e ve Norveç’e devam edecek. Yöntem karayoluna göre çok büyük avantajlar sağlıyor. Yüzde 40 maliyet avantajı var. Yüzde 25 daha fazla tonaj yüklenebilmekte ve bu da bir maliyet avantajı demek. Sabit ve sürekli fiyat sağlayarak piyasadaki belirsizlik ve istikrarsızlıktan koruyor. Aynı zamanda karayolu gibi kapıdan kapıya hizmet verme imkanı sağlıyor. Hava koşullarından, sürücü hatasından, sınır kapılarında bekleme gibi olumsuz faktörlerden karayolu kadar etkilenmiyor. Çelik konteyner kullanıldığı için güvenli bir taşıma yolu. İçindeki ürünler hiçbir hasara uğramadan kapıdan kapıya taşınabiliyor. Düzenli, günlük seferlerle hizmet veriliyor. Ayrıca Türk karayolu taşıma sektörünün en önemli problemlerinden biri olan geçiş belgesi sıkıntısı da bu metotla ortadan kalkıyor.”
Yüzde 40 taşıma maliyeti avantajı
Gezgin, işbirliğinin ekonomik ve çevresel hedeflerini de aktararak, “Biz yılda 7 bin 800 TIR’la taşınan yükü demiryoluyla taşıyarak müşterilerimize yüzde 40 taşıma maliyeti avantajı sağlayacağız. Bu taşımadan dolayı 4 milyon 95 tonluk bir yakıt tasarrufu sağlanmış olacak. Bu çok önemli. Fosil yakıtlarının her geçen gün tükenmesinden dolayı taşıma modlarında enerji tasarrufu sağlayan yöntemler ön plana çıkıyor. Ve daha da önemlisi bu yolla çevreye 27 milyon 300 bin kg daha az karbon salınacaktır. Bu da yaptığımız ürettiğimiz hizmetlerin çevreye olan katkısıdır. En önemli konu ise, AB’nin Kyoto protokolü çerçevesinde karayolu taşımalarına sınırlandırma getirmesi ve karayoluyla yapılan 200 km mesafenin üstündeki taşımaları mümkün olduğunca demiryoluna, multimodala çevirme isteği var. Böylece multimodal taşımacılık, yeşil lojistik açısından geleceğin taşıma modeli olacak” dedi.
Dieren: “İstanbul’dan gelen mallar aynı gün içinde Avrupa’nın çeşitli yerlerine gidebiliyor”
Törende son olarak sözü alan Van Dieren Şirketi CEO'su Henk Van Dieren ise anlaşmadan duyduğu mutluluğu dile getirdikten sonra şunları söyledi: “Bugün çok önemli bir gün çünkü Türkiye, Almanya ve İsveç’e multimodal taşımayla, blok trenlerle bağlanacak. Demiryolu taşımacılığının Avrupa’da çok kötü bir ünü vardı çünkü insanlar blok trenleri tam kapasite dolduramıyorlardı. İstasyonlarda bir müddet bırakılıp bekletiliyordu trenler. Bu nedenle biz 1994’te bu işe girmeye karar verdiğimizde blok tren metoduyla girmeye karar verdik. Bizi diğer şirketlerden farlı klan şey, müşterilerimize kapıdan kapıya hizmet veriyor olmamız. Müşterilerimize çeşitli imkanlar sunuyoruz. Son derece etkili yükleme-boşlatma versiyonlarımız var. Uzun vadeli planlama yapabiliyoruz. Acil yüklemelere öncelik verebiliyoruz. Avrupa’da trafik çok kötü ama biz bu kötü trafikten daha az etkilenmekteyiz. Müşterilerimizin mallarını tam zamanında alıp tam zamanında teslim edebiliyoruz.”
Hizmet verdikleri tüm liman ve istasyonlarda boş konteynerleri de olduğunu kaydeden Van Dieren CEO'su Henk Van Dieren, şöyle devam etti: “Dolayısıyla müşterilerimize her an her durumda hizmet verebiliyoruz. Gerek biz gerekse İnci Lojistik, kamyon kapasitemizin yüzde 50’sine kendimiz sahibiz. Onun için ister Norveç’te, ister Halkalı’da ister Almanya’da olsun, üçüncü partilere bağlı olmaksızın müşterinin her türlü ihtiyacında bu yüzde 50 kapasitemizle rahatlıkla hizmet verebiliyoruz. Müşteri için çok fazla maliyet avantajımız var. Almanya’da ototyol vergileri var. Biz bu kombine sistemle bu maliyetten de etkilenmiyoruz. Çok daha cüzi bir fiyata demiryoluyla geçiyoruz ülkeden. İstanbul’dan Rotherdam’a varan bir kamyon aynı gün trenlerle İskandinavya’ya gönderilebiliyor. Aynı şekilde İrlanda, İskoçya ve İngiltere tarafına da gönderilebiliyor. Bu çok büyük bir avantaj. İstanbul’dan gelen mallar aynı gün içinde Avrupa’nın çeşitli yerlerine gidebiliyor. Hem bizim hem gelecek hem de çocuklarımız için çok önemli konu ise bu taşıma metodu sayesinde karbondioksit salınımının azalacak olması.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.