Maliyet artışına ithal ürünlerin ve dolayıyla ithalat taşımalarının da düşmesi eklenince özellikle Avrupa taşımalarında dönüş yükü bulamayan taşımacılar büyük sorunlar yaşamaya başladılar.
Piyasada navlun fiyatlarında artışın yaşanabileceğinin de konuşulmaya başlaması ise yabancı taşımacıların paylarını artırması gibi başka bir riski de beraberinde getiriyor. Beklenmeyen şekilde artan ve hala ateşi dinmeyen kur hareketlerinden kaynaklanan zarara karşı bazı destek paketlerinin yürürlüğe girmesi bekleniyor.
Gündemdeki konuyla ilgili UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener ve UND Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ali Çiçekli dergimize açıklamada bulundular.
Eldener: “Kur artışları nedeniyle ithalat yüklemelerinde yavaşlama yaşanıyor”
Kur farkının kara, deniz ve hava taşımacılığında navlun fiyatlarına yansıdığını belirten UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, “Kur artışı kara, deniz ve hava navlunlarına yansıdı. Şöyle ki, navlun ücretlerinin merkez bankası döviz satış kuru ile çarpılarak ithalat gümrük beyannamesine eklenmesi vergi matrahını ve dolayısıyla ödenen vergi miktarlarını önemli ölçüde yükseltti” dedi.
“Genelde uluslararası taşımalarda kar marjları düşük olduğundan ötürü son iki ayda karşılaştığımız ciddi kur artışları hem vade verip hem de fatura tarihli TL ödeme tahsil eden lojistik firmalarını çok zor durumda bıraktı” diye konuşan UTİKAD Başkanı Emre Eldener, “Söz konusu uygulama firmaların bireysel tercihlerine ilişkin bir durum olup firmaların sürekli çalıştıkları müşterileri ile karşılıklı görüşerek bir çözüm yolu üretmeye çabaladıklarını görüyoruz. Gerek lojistik firmaları gerekse ithalatçılar potansiyel kur risklerini bertaraf etmek adına döviz forward gibi farklı uygulamaları önümüzdeki dönemde devreye sokacaklardır diye düşünüyorum” dedi.
Kur artışı nedeniyle ithalatçıların antrepolardan mal çekmediğinin de altını çizen Eldener, “Kurların biraz düşmesi ile ithalat beyannamesi tescil edilmeye başlandı. Avrupa karayolu ihracat yüklemelerinde ihracat navlunları maalesef çok yükseldi. Bunun nedeni de Avrupa’ya giden araçların ithalat yükü bulmakta şu aralar çok zorlanmaları. Hem dövizdeki dalgalanmalar hem de Ağustos’ta Avrupa’da birçok üretim tesisinin tatilde olması ithalat yüklemelerinde birtakım aksamalara neden oldu” diye konuştu.
Kur artışından dolayı yaşanan en büyük sorunun, hedeflenen maliyetlerin tutturulamaması ve kur farkı zararları olduğunu belirten UTİKAD Başkanı Eldener, “Kur artışlarının ürün maliyetleri üzerine eklenerek piyasaya satılması nedeniyle ürün fiyatları önemli ölçüde arttı. Kurlardaki dalgalanmalar devam edeceği endişesiyle bazı firmaların siparişlerini iptal ettiği yönünde basında haberler çıktı. Ek olarak düzenli ithalat yapan firmalar da ithalat yüklemelerine kısmen ara verdiler, dövizde piyasanın oturmasını bekliyor ve öncelikle ellerindeki stokları satmaya çalışıyorlar. Bu nedenle hava, deniz ve karayolu ithalat yüklemelerinde Ağustos ayında ciddi yavaşlama oldu” dedi.
Çiçekli: “Karayolu taşımacısının maliyet artışı, tahammül sınırını aşmıştır”
Yaptığı basın açıklamasında Türkiye ekonomisinin zorlu bir süreçten geçtiğini ve reel sektörlerin neredeyse tamamının zor günler geçirdiğini söyleyen UND Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ali Çiçekli uluslararası taşımacılığın artan maliyet baskısını üzerinde en çok hisseden sektörlerin başında geldiğini söylüyor. Katlanarak artan yakıt fiyatlarına ilaveten lastik, yedek parça ve diğer birçok gider kalemlerindeki artışlar taşımacının maliyetini sene başına göre yaklaşık yarı yarıya artırdığını açıklayan Çiçekli, açıklamasına şöyle devam etti: “Döviz kurlarındaki hızlı artışa paralel olarak artan maliyetlerin yanı sıra işlerdeki durgunluk maliyetlere daha çok baskı yapmakta ve taşımacı, zarara katlanarak, ayakta durmaya çalışmaktadır. Ancak bu, sürdürülebilir bir durum değildir. Zira batıya yönelik kara taşımacılığımız çift yön olarak kurgulanmış ve yıllardan beri ihracat/ithalat dengesi üzerine yapılmaktadır. Ne var ki son aylarda ithalatta yaşanan durgunluk ve belirsizlik ihracat/ithalat taşıma dengesini ciddi ölçüde bozmuştur. Öyle ki dönüşte ithalat yükü taşıma varsayımıyla batıya yük taşıyan taşımacı, dönüş ithalat yükü bulamamaktadır. İthalat yükü bulabilmek için uzun zamanlar gittiği ülkede boş beklemekte ya da sonunda yine de yük bulamayıp ülkemize boş dönmektedir. Tabii, sefer gidiş/dönüş maliyeti ancak çift taraflı yük taşınması halinde karşılanabilmektedir. Oysa dönüş ithalat yükü bulamadan (ya da bulsa bile navlunu çok düşük) dönüş yapan taşımacı ciddi zarar etmektedir. Buna ilaveten, bu yılın başında ihale taahhüdü ya da sözleşme ile yıl boyunca sabit fiyat üzerinden ihracat taşıması yapmak zorunda kalan taşımacının zararı çok daha fazladır. Zira yılbaşında yasal kurumlarca açıklanan döviz kuru artış beklentisi, düşük enflasyon hedefi ve dış ticarete dayalı büyüme hedefine göre navlun fiyatı vererek taahhüde giren taşımacı beklenmeyen ve öngörülemeyen bir durumla karşı karşıyadır.
Karayolu taşımacıları olarak ülkemizin içinden geçtiği bu zorlu süreci mümkün olan en yakın zamanda atlatacağına inanıyoruz. Bu konuda her zaman devletimizin yanında olduğumuzu ve üzerimize düşen fedakarlığa her zaman olduğu gibi yine de katlanmaya hazır olduğumuzu güçlü şekilde ifade etmek isteriz. Ancak, her biri milli bir değer ve varlık olan araçlarımız ile taşımacılığımızın ayakta durması için bazı önlemlerin alınmasında fayda mülahaza etmekteyiz. Bu bağlamda, başta sektör olarak birbirimizle dayanışmayı artırmalıyız. Bunun yanında ve en önemlisi, müşterilerimiz olan ihracatçılarımızın aynı gemide olduğumuz bilinciyle Türk taşımacılığına sahip çıkarak destek olmasıdır. ‘Güçlü Lojistik, Güçlü Türkiye’ sloganından yola çıkarak taşımacılığımızın ciddi yaralar almadan bu zorlu süreçten çıkması için yapılmasında fayda mülahaza ettiğimiz bazı önemli noktalara dikkat çekmek isteriz.”
Alınması gereken önlemler ve yapışması gerek konuları sıralayan Çiçekli, bunları ise şöyle sıraladı:
1-Taşımacılığın yegane meslek kuruluşu olan UND ile birlikte TOBB Lojistik Meclisinin sektör sorunlarına etkin çözüm bulunması amacıyla daha aktif ve hızlı aksiyon alması önem arz etmektedir.
2-Başta TİM olmak üzere, TOBB ve diğer tüm ilgili sektör kuruluşlarının, hizmet ihracatçısı sıfatı da taşıyan Türk taşımacılığını daha çok sahiplenmesi son derece önemlidir.
3-Sayın Cumhurbaşkanımız ve Hükümetimizin ‘yerli ve milli duruş’ direktifine paralel olarak, ihracatçılarımız ve ithalatçılarımızın yabancı taşımacılar yerine Türk taşımacılarını tercih etmesini milli bir duruş ve sorumluluk gereği olarak algılamaktayız. Bu şekilde yapılacak tercihle her yıl yabancı karayolu taşımacılara ödenen yaklaşık 1,5 milyar Euro üzerindeki navlun bedeli dövizin yurt dışına çıkması da önlenmiş olacaktır. Aynı şekilde, devletimizden Türk taşımacılarının tercih edilmesini sağlayacak teşvik edici ve düzenleyici tedbirlerin alınmasını ümit etmekteyiz.
4-Sektör kamuoyunda ‘sürücü davaları’ olarak da bilinen ve sayıları binlerce ifade edilen tazminat davalarının adil bir şekilde sonlanması ve kalıcı bir iş barışı sağlanmasını teminen gerekli yasal düzenlemelerin yapılması önem arz etmektedir. Taşımacı işverenin üzerinde demoklesin kılıcı gibi duran ve yine işverenin maalesef peşinen yenik olarak başladığı bu tazminat davalaşmaları, emekçi sürücüleri de mağdur etmeyecek şekilde, bir an önce son bulmalıdır.
5-Döviz kurlarındaki dalgalanmalardan kaynaklı kur farkı zararlarının taşımacı ve ihracatçı arasında paylaşılmasını teminen navlun ödemelerinin Türk Lirası cinsinden peşin ya da tahsilat günündeki döviz satış kurundan yapılması konusunda ihracatçılarımızın mutabakat etmesi beklenmektedir.
6-İhracat navlun fiyatları, konjonktürel gelişmelere paralel olarak artmalıdır. Ne var ki bu yılbaşlarında ve sabit fiyatla sözleşme yapan taşımacılarımızın mağduriyetinin önlenmesini teminen, milletçe ekonomik savaş verdiğimiz bu dönemde, o sözleşmelerin de revize edilmesi konusunda ihracatçılarımızın anlayış göstermesini umut etmekteyiz.
7-Ortadoğu ve Asya Ülkelerine taşıma yapan Güneydoğu-Doğu Bölgesi taşımacılarımızın uzun bir süredir neredeyse tekerleri dönmemektedir. Bölgede kalıcı barışın tesis edilip bölgesel ticaretin yeniden canlandırılması için devletimizin alacağı her türlü tedbire tam destek veriyoruz. Ancak bölge taşımacılarımızın bu süreçten en az zararla çıkmasını sağlamak üzere devletimizin bazı destekleyici ek tedbirleri almasını umut ediyoruz.
8-Başta gümrük idarelerimiz olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşlarından Türk taşımacısının önünü açacak ve yabancılara karşı rekabetçi olabilmesini sağlayacak yaklaşım içerisinde olmasını beklemekteyiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.