10. Ulaştırma Şurası 28-30 Eylül 2009 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlendi. Yedi sektör başlığında 28 çalıştayın yürütüldüğü şuraya 12 komşu ülkenin ulaştırma bakanları ile 120 yabancı panelist katıldı.
İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Şura’nın açılışını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yaparken Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Bosna Hersek Başbakanı Mustafa Müzzinoviç, 12 ülkenin ulaştırma bakan ve bakan müsteşarları hazır bulundu. Şura’nın ilk gün toplantıları Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından gelen bilim adamları, kamu ve özel sektörden üst düzey yöneticiler ile sivil toplum örgütü temsilcilerinin de yer aldığı 4 bine yakın kişi tarafından takip edildi.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Şura açılış konuşmasında, Türkiye’nin önemini vurgularken, “Bulunduğu coğrafya, sosyal kültürel ve ekonomik doku, Türkiye’yi Avrupa birliğinin doğal bir üyesi olarak ortaya koymaktadır. Kıtalararası konumu, ulaşım enerji ve iletişim koridorları üzerinde yer alması AB ulaşım politikalarında Türkiye’yi daha da önemli hale getirmektedir. Gerek karayolu gerek demiryolu koridorları, Asya-Avrupa bağlantısının en önemli ulaşım seçenekleri de yine bu topraklar üzerinden geçmektedir. 2023’te 500 milyar dolar ihracat yapabilecek, 100 milyon turisti ağırlayabilecek ekonomisi dünyanın en rekabetçi ilk on ülkesi arasında yer alacak bir Türkiye’den bahsediyoruz” şeklinde konuştu.
Şura içeriği ile ilgili olarak Yıldırım, şu bilgileri verdi: “Havayolu, karayolu, denizyolu, demiryolu, bilişim, posta hizmetlerinin her biri; altyapı, üstyapı, regülasyon, araştırma-geliştirme olmak üzere çalıştaylarda ele alınmıştır. İlk defa bu Şura’da kent içi ulaşım da aynı yöntemle gündem içinde yerini almıştır. Kombine taşımacılık dediğimiz beşinci tür taşımcılık da lojistik, finans, boru hatları, engellilerin ulaşımı ve çevre konuları da müstakil panellerle bu Şura’da enine boyuna ele alınacaktır. Ayrıca uydu ve uzay konuları da Şura’nın önemli başlıkları arasındadır.”
Ulaştırma altyapısına 350 milyar dolarlık yatırım
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, konuşmasında Türkiye’nin ulaştırma alanında geldiği noktayı şu şekilde özetledi: “Biz Türkiye olarak on yıllar boyunca ciddi bir ulaştırma sıkıntısı yaşadık. Türkiye’nin bir ucundan diğer ucuna ulaşım, ister karayoluyla ister demiryoluyla ister deniz ya da havayoluyla olsun son derece meşakkatli, son derece tehlikeli ve uzun sürelere, büyük bedellere mal olan bir durum arz ediyor. Yedi yıl önce Türkiye’nin bölünmüş yol ağı 6 bin kilometre civarındaydı. Avrupa, Asya, Ortadoğu, Rusya gibi dünyanın en önemli pazarlarına, en önemli ekonomilerine bu kadar kısa mesafede olmasına rağmen bölünmüş yol ağımızın düşük seviyelerde olmasını biz kabullenemedik. Hızlı, rasyonel bir eylem planıyla birlikte 6 bin kilometrelik bölünmüş yol ağımıza yedi yılda tam 10 bin 600 km ilave ettik ve bu sayede bölünmüş yol ağımızı yaklaşık olarak 16 bin 700 kilometreye çıkarttık. Yol güvenliği konusunda da önemli gelişmeler kaydettik. Karayollarında ölümlü kaza oranı bu yollar sayesinde yüzde 80 oranında azaldı. Sadece yurtiçindeki ulaşım imkanlarına çağ atlatmakla kalmadık komşu ülkelerle yaptığımız uluslararası projelerle ulaşımda ciddi bir küresel entegrasyona da adım atmış olduk.” Başbakan Erdoğan, Şura’nın başlığı olan ‘Hedef 2023’ için, o tarihe kadar Türkiye’yi dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasında görmek istediklerini belirterek önümüzdeki 25 yıl içinde yaklaşık 350 milyar dolarlık ulaştırma ve haberleşme altyapı yatırımı yapmayı planladıklarını, bunu da yap-işlet-devret modeliyle ve kamu-özel sektör ortaklığıyla yapacaklarını söyledi.”
Ulaştırma Şura’sının ikinci günü olan 29 Eylül tarihinde 32 paralel oturumda kara, hava, deniz ve demiryollarına ilişkin altyapı, operasyon, regülasyon ve Ar-Ge çalışmaları ele alındı. Paneller, zengin içerikleri ve üst düzey konuşmacıları ile yoğun bir gündem oluşturdu. Bu yol ilk kez ele alınan kentiçi ulaşım konusu çok büyük bir ilgi ile izlendi. Üç ayrı oturumda kentiçi ulaşımın regülasyonu, sürdürülebilir kentiçi ulaşım için üst yapı, işletme ve yönetim sistemleri ile Türk kentiçi ulaşım altyapısının geliştirilmesine yönelik görüş ve öneriler tartışıldı. Almanya, İtalya, Belçika, Avusturya, Fransa, Kore ve Japonya’dan gelen kamu ve özel işletmelerin üst düzey yöneticileri ile bilim adamları bu konudaki deneyimlerini dinleyiciler ile paylaştılar.
Lojistik ayrı başlıkta ele alındı
Şura’nın başlıklarından biri de, Lojistik idi. Çetin Nuhoğlu’nun moderatörlüğünü yaptığı bu panelde İngiltere, Almanya, Belçika ve Azerbaycan’dan konuşmacıların ve öğretim üyelerinin yanısıra Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Mustafa Celal Tümer, Murhak Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Bezginli, Kara Ulaştırması Genel Müdür Yardımcısı Nesip Kemaloğlu, TCDD Genel Müdür Yardımcısı Veysi Kurt, UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Kosta Sandalcı, RODER Genel Sekreteri Serdar Türkay ve TND Yönetim Kurulu Başkanı Recep Yıldız söz aldı.
Nesip Kemaloğlu, İntermodal Lojistik Taşımacılık başlıklı sunumunda, taşımanın rekabet gücünün arttırılabilmesi için, ülkelerin tüm taşıma modlarının entegrasyonunu sağlayan intermodal taşımacılık politikaları ve stratejilerine yönelmeye başladıklarını belirtti. Nesipoğlu, Türkiye'de kara, hava, deniz ve demiryollarından oluşan ulaştırma türleri arasında dengenin sağlanarak, daha verimli, daha az maliyetli, daha hızlı, güvenli ve çevreye duyarlı sürdürülebilir taşımacılık hedeflerine intermodal taşımacılık politikaları ile ulaşılacağının, intermodal taşımacılığın geliştirilmesi ile Türkiye’nin üç kıtanın lojistik üssü olabileceğinin altını çizdi.
THY, Bosna Hersek Havayolları’nın yüzde 49’unu aldı
Ulaştırma Şurası’nın Bakanlar Oturumu’nda söz alan Bosna Hersek Ulaştırma Bakanı Bozo Ljubic, önceden yüzde 100 devlet işletmesinde olan BH havayolları’nın güçlendirilmesi için Türk Havayolları ile yaptıkları anlaşmayı hatırlatarak şöyle dedi: “BH Havayolları, yakın zamana kadar yüzde 100 devlet işletmesindeydi. Şu an çok fazla uçağı yok. Organizasyona yönelik ve kuvvetlendirici aktiviteler yapmak için bu şirkette Türk Hava Yolları ile ortak bir girişim yaptık. Bosna hersek federasyonu artık bu şirketin yüzde 51’ine, Türk Hava Yolları de yüzde 49’una sahip. Beklentimiz, BH havayollarının Bosna Hersek hava trafiğindeki payının yüzde 30’a çıkması, başka pazarlara girebilmek ve daha iyi uçaklara sahip olmak. Bosna Hersek’te hava trafiği daha çok Saraybosna’daki ulusal havaalanından yapılmakta. Bosna Hersek havalimanı devletten ekonomik destek gelmeksizin işletilmektedir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.