Fuara bağımsız olarak katılanlarla birlikte 33 Türk şirketinin arkasında, Türkiye’nin ağrılı sancılı da olsa elde ettiği başarılar ve güçlü bir potansiyel var.
Dünyanın 17. büyük ekonomisi olan Türkiye, 82 milyonluk nüfusu, 400 milyar dolara ulaşan dış ticareti ve 800 milyar dolara yaklaşan GSYH’sıyla Asya, Avrupa ve Afrika’nın buluşma noktasındaki kilit ülkedir. Lojistikte pazar büyüklüğü 96 milyar dolara yükselen Türkiye; köprüler, tüneller, demiryolları, limanlar ve havaalanlarıyla üç kıtanın ticaret ve üretim yolları üzerindeki bölgesel ve küresel bir lojistik merkezdir.
Kuşak ve yol projesi üzerinde dünyanın lojistik köprüsü olma hedefine yoğunlaşan Türkiye, sınırları aşan lojistik altyapı yatırımlarıyla aynı zamanda avantajlı bir transit ülkesidir. 9’u faal ve yapımı sürenlerle birlikte 21 lojistik üssü bulunan Türkiye’nin 2 bin 159 kilometresi otoban olan 67 bin 333 kilometrelik karayolu ağı 4 asma köprü ve 3 denizaltı tüneli ile kıtaları ve körfezi bir birine bağlıyor.
Denizden karaya, havadan demiryoluna rakamlara bakıldığında da görüleceği gibi, önemli büyüklüklere erişilmiş bulunuluyor. Özel sektöre de açılan demiryollarına son 15 yılda 22 milyar dolar yatırım yapıldı. Halen 12 bin 532 kilometre olan demiryolu, 2023’de 25 bin kilometreye çıkacak. Denizyollarına bakıldığında ise, 8 bin 333 kilometrelik kıyı şeridinde 172 limanı bulunan Türkiye’nin denizcilik kapasitesi 11 milyon 85 bin TEU konteyner, 276 milyon 851 bin 862 ton genel kargo kuru yük, 148 milyon 900 bin 782 ton sıvı dökme yük ve 3 milyon 674 bin 800 adet tekerlekli araca hizmet verebiliyor.
Yılda 200 milyon yolcuyu hedefleyen ve dünyanın en büyüğü olan İstanbul Havalimanı’nın yaklaşık bir milyon 500 bin metrekarelik alanı kargo hizmetlerine ayrılmış olup tüm fazlar tamamlandığında kargo/depolama kapasitesi 5 milyon 5 yüz bin tona ulaşacaktır. THY ile 124 ülkede 309 noktaya uçuş gerçekleştiriliyor. Türkiye’yi merkez alarak yapılacak ortalama 4 saatlik uçuş mesafesinde 1 milyar 500 milyon nüfusa ve 25 trilyon dolar ticaret hacmine erişmek mümkündür.
Türkiye; taşımacılık ve lojistiğin her alanında faaliyet gösteren yüzlerce şirketi, tüm bunların tedarikçileri, ticari araçlar, sigorta, finans, yazılım ve diğer alanlardaki çeşitli hizmetlerin uyum içinde sunulduğu bir lojistik ekosistemin sahibi. Türk lojistik şirketleri yurtiçindeki araç ve ekipmanları, depo ve tesis yatırımları, insan kaynakları ve uluslararası ağlardaki yeri kadar yurtdışındaki liman, havaalanı işletmesi, RO-RO hatları, demiryolu servisleri ve doğrudan araç ve depo yatırımlarıyla güçlü birer lojistik servis sağlayıcısıdır.
Avrupa’da yaygın bir ağa sahip RO-RO ve tren hatlarıyla desteklenen intermodal bağlantılar, yeşil altyapı yatırımları, gümrüklere yönelik düzenlemeler ve Avrupa Birliği ile uyumlu yasalara sahip olan Türkiye, yeniden şekillenen küresel lojistik haritasında güçlü bir potansiyel sunuyor.
Tarihten gelen işbirliği ve ortaklık kültürü nedeniyle 5 bin 722’si ulaştırma, haberleşme, depolama olmak üzere 58 bin 954 şirket, güvenilir bir ortak olarak gördüğü Türkiye’yi yatırım ve üretim üssü olarak seçti. Finans, turizm ve lojistiğin merkezi, otomotivde 14 markanın üretim sahası, kimyada dünya markalarının yatırım alanı olan Türkiye, tekstilde modanın kalite üssüdür. Beyaz eşya ve mobilyanın devleri dünyayı donatırken, enerji yatırımlarının çekim sahası durumuna gelen Türkiye, metal, makine ve çelik sanayinin de yükselen yıldızıdır. Tüm bu sektörler gücünü Türkiye’nin lojistik altyapısından alıyor.
Bu rakamlar, Türk taşımacılık ve lojistik endüstrisinde bardağın dolu tarafındaki verilerin bir kısmıdır. transport logistic Fuarı’nda kalan yarıyı doldurmak ve hizmet ihracatına katkıda bulunmak için dünyanın en büyük lojistik buluşmasında gövde gösterisine çıkan Türk lojistikçilerine başarılar diliyorum.
İlker ALTUN
[email protected]
Kargohaber Dergisi (Sayı:245)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.