TÜRK Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyacı olan “Taktik Tekerlekli Araçlar Projesi” ihalesini alan BMC, düzenlenen imza töreniyle resmi olarak sürece başlamış oldu.
Savunma Sanayi İcra Komitesi’nin 18 Aralık 2008 tarihinde almış olduğu kararla üretip teslim etme görevi BMC Sanayi ve Ticaret AŞ’ye verilen, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyacı olan “Taktik Tekerlekli Araçlar Projesi” sözleşmelerinin imza töreni 22 Nisan 2008 tarihinde BMC İzmir fabrikalarında gerçekleştirildi.
Yaklaşık 300 milyon Avro değerindeki projenin imza törenine Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar, Çukurova Holding ve BMC Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet ve BMC Ceo’su Mehmet Demirpençe katıldı.
Proje Türkiye’de bir ilk!
Törende ilk konuşmayı yapan Çukurova Holding ve BMC Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet, savunma sanayi alanında büyük atılımlar yapan BMC’nin bu proje ile Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek mayına karşı korumalı zırhlı araç ve taktik tekerlekli araçları üretme başarısı gösterdiğini söyledi.
Türk Silahlı Kuvvetleri için güvenli, üstün korumalı, dayanıklı ve yüksek performanslı kara araçlarını hizmete soktuklarını açıklayan Karamehmet, atılan bu adımlarla gelecek nesillerin yarına güvenle bakacağını vurguladı.
Proje için bin 859 araç üretilecek
Daha sonra konuşma yapan BMC Sanayi Ve Tic. A.Ş. Ceo’su Mehmet Demirpençe ise projeyle ilgili detaylı bilgi verdi; “BMC Sanayi ve Ticaret A.Ş., bu proje kapsamında 2.5 ton (4x4), 5 ton (4x4), 10 ton (6x6) Taktik Tekerlekli Araç ve Mayına Karşı Korumalı Zırhlı Araçlar olmak üzere 4 ayrı kategoride toplam bin 859 araç üretip teslim edecektir. Proje bedeli yaklaşık 300 Milyon Avro’dur. BMC; milli savunma sanayi firması olması, kendi bünyesinde ve yerli yan sanayisinde Türk mühendislerinin tasarım ve geliştirme yeteneğine sahip olması nedeniyle yüzde 80’lere varan yüksek bir yerli katkı oranını sağlayabilmektedir. Bu oranın yüzde 25’lik kısmı KOBİ’lere iş payı olarak verilerek istihdam yaratılmaktadır.
1964 yılında kurulan BMC, otomotivdeki 45 yıllık bilgi birikimini ve teknolojisini savunma sanayinin hizmetine sunmaktadır. BMC, bugüne kadar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bin adet taktik tekerlekli araç ve 3 bin adet lojistik destek aracını üreterek teslim etmiştir. BMC, Türk Ordusu ile birlikte diğer NATO üyesi dost ve müttefik orduların araç ihtiyaçlarını da karşılamaktadır.”
Proje kapsamında sunulan araçların 12 yıllık bir çalışmanın eseri olduğunu belirten Demirpençe, BMC’nin “Yürüyen Kale” olarak adlandırılan “Mayına Karşı Korumalı Taktik Tekerlekli Araç”ı da prototip olarak ürettiğinin ve seri üretime hazır hale getirdiğinin altını çizdi. Aracın balistik tehditlere ve mayına karşı yüksek koruma seviyesine sahip olduğunu ve tamamen NATO standartlarında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin istek ve talepleri doğrultusunda üretilerek teslim edileceğini açıklayan Demirpençe, sözlerine şöyle devam etti: “Burada en önemli konu, Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın ulusal savunma sanayini geliştirmek için en büyük temeli atmış olmasıdır. BMC, yüzde 100 Milli ve Türk firması olması nedeniyle bu araçların üretiminde Türk Silahlı Kuvvetleri dışa bağımlı olmayacak, ambargolardan etkilenmeyecek, sınırsız operasyonel kullanım hakkını elde edecektir. Ayrıca söz konusu araçların üçüncü ülkelere satış ve pazarlamasında hiçbir sınırlama bulunmayacak, yerli kara araçları savunma sanayi altyapısının güçlendirilmesi ve genişletilmesini sağlayacaktır. Bu, Milli Savunma Sanayisinin kurulması için atılmış tarihi bir adımdır. Türkiye uzun yıllardan beri yerli savunma sanayinin temellerini oluşturmaya çalışmaktadır. BMC bu konuda önemli Ar-Ge çalışmaları yaparak savunma sanayisinde en önemli oyuncularından biri haline gelmiştir. Tam entegre askeri araç üretim tesislerine sahip olan BMC ‘Milli Savunma Sanayi’ kuruluşudur.”
BMC Ege Bölgesi’nde binlerce kişinin gelir kaynağı
BMC’nin 3 bin 500 çalışanı, 600 milyon USD’nin üstündeki cirosu ile İzmir ve Ege ekonomisindeki önemine de değinen Demirpençe, BMC’nin 44 yıllık tarihi boyunca 300 bin adede yakın araç üretimi ile Türkiye ekonomisine yaklaşık 10 milyar dolarlık ekonomik ürün katkısı ve vergi kazancı sağladığını vurgulayarak devam etti: “Yüzde 100 yerli sermaye ve işgücü ile İzmir fabrikalarında üretim yapan BMC İzmir’den çıkan milli bir markamızdır. Tüm araçlarının tasarım, geliştirme, üretim, satış, pazarlama ve satış sonrası hizmetlerini de kendisi vermektedir.
Yerli sanayinin yaratmış olduğu bu eko sistem içerisindeki tüm kuruluşlar, bu kuruluşlarda çalışanlar ve bu çalışanların aileleri bu katma değerden faydalanmaktadırlar. Ege bölgesinde 140 yan sanayi firmamızda 8 bin 500 kişi çalışmakta olup, aileleri ile birlikte yaklaşık 35 bin kişiye gelir kaynağı sağlamaktadır.
Bugün, milli bir marka olarak yurtdışında kendi lisansıyla üretim yaptıran tek ticari araç üreticisidir. 12’si Avrupa’da olmak üzere yurtdışında 19 distribütörü bulunan BMC, otobüs üretiminin yüzde 65’ini başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın dört bir yanına ihraç eder duruma gelmiştir.”
BMC’nin savunma sanayi ağırlıklı bir firmaya dönüşmesiyle ilgili bir soruya yanıt veren Mehmet Demirpençe, savunma sanayinin zaten yelpazeleri içinde yer aldığını söyleyerek yüzde 15-20 arasında kapasitelerini savunma sanayine ayırdıklarını vurguladı.
Savunmada yerli sanayiye güven artıyor
Toplantıda konuşan Savunma Sanayi Müsteşarı Murat Bayar ise Türk otomotiv sanayine gösterdikleri güvenin neticesi olarak yurt içi ihale olarak gerçekleştirdikleri projedeki 2,5, 5 ve 10 ton araçlar ile sözleşmeleri tamamlamış olmaktan memnuniyet duyduğunu söyleyerek başladığı konuşmasına şöyle devam etti: “Savunma sanayimizdeki gerçekleştirilen gelişmeler yerli sanayimize büyük bir güven duymamızı sağlamıştır. Bu güven çerçevesinde proje modelinde tamamen yerli çözüme en maliyetli çözüme ulaşma hedefiyle bu sonuca geldik. Bu araçları biz ileri teknoloji teçhizatlarla donatıyoruz. Mayın el yapımı patlayıcılara karşı aynı proje kapsamında ele aldık. Türk silahlı kuvvetlerinin kara araçları ihtiyaçlarının tamamını karşılamak için hedefimiz yönünde çok önemli bir adım attık.”
Proje krizde moral desteği veriyor
Bilime, teknolojiye ve insan kaynağına yatırım yapan ülkelerin söz sahibi olduğunu belirten İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç ise dünya genelinde Ar-Ge’ye en çok pay ayıran ülkelerin uluslararası rekabet güçlerinin daha fazla olduğunun altını çizdi.
Bir ülkenin dünya devleri arasında gücü ve ağırlığının tarihi-coğrafi konumunun yanı sıra teknolojik alt yapısı ve askeri kapasitesi ile değerlendirildiğini belirten Kıraç, “Ülke olarak yaşadığımız coğrafi koşullar nedeniyle silahlı kuvvetlerimizi sürekli modernize etmek zorundayız. Bilgi birikimini bu alanda kullanan BMC gibi firmalarımızın önemli rolleri olduğu düşüncesindeyim. Küresel krizle karşı karşıya olduğumuz bu dönemde uygulamaya geçilmesi ülkemiz için de moral destek olacaktır” dedi.
BMC; İzmir’de bir dünya markası
Törende Türkiye’nin savunma sanayi alt yapısını rekabetçi hale getirmek yönünde son dönemde pek çok projenin aşama aşama hayata geçirildiğini söyleyerek konuşmasına başlayan Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, “Bugün sözleşme için bir araya geldik ve taktik tekerlekli araçlar ile önemli bir hamleyi gerçekleştirdik” dedi.
Proje ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda sürekli intikalin sağlanması, iç güvenlik personelinin mayın el yapımı patlayıcılara karşı korunmasına yönelik 4 farklı aracın yerli imkanlar kullanılarak üretilmesi hedeflendiğini açıklayan Gönül, konuşmasına şöyle devam etti: “Tedariki gerçekleştirilecek 2,5 ton, 10 ton taktik tekerlekli araçların yanı sıra mayına karşı korumalı araçların koruma sağlayan araçlar Kara Kuvvetleri Komutanlığı envanterine girecektir.
BMC firmasından en temel beklentimiz bugüne kadar koyduğu başarılı performansında ötesine geçerek ülkemizden İzmir’den bir dünya markası yaratmak için daha fazla çalışmasıdır. İlk üretimi gerçekleştirilen araç ailesinde önemli bir potansiyel gelişeceğine inanıyorum. Ar-Ge çalışmasından kara araçları yelpazesinin her alanında dünya markası konumuna geleceğinden hiç tereddüdüm yoktur. Bu törenle önemli bir adım atılacak. Yurt içinde ve yurt dışında yaptığı araçlarla kendi ispat eden BMC, bugün yepyeni bir aşamaya ulaşmış olacaktır.”
Yeni araçlar her oşulda hareket edebiliyor
Yurtiçi geliştirme projesi olarak yürütülen 4 ayrı tipte taktik tekerlekli araç tedariki projesiyle ve mayına karşı korumalı aktif tekerlekli zırhlı aracın geliştirme süreci 4 yılı kapsadığını kaydeden BMC AŞ Savunma Sanayi ve Özel Projeler Bölüm Yöneticisi Nadi Postoğlu, ana konseptin mayına karşı korumayı sağlamak ve dışarıdan gelecek her türlü saldırıyı bertaraf etmek olduğunu vurguladı.
Postoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Yüksek zırh korumasının sağlanması, yüksek koruma muharebenin temposuna ayak uydurabilecek yüksek hareket kabiliyeti, otomatik şanzıman, yüksek motor gücü ve aktarma donanımı ile 4x4 hareket konfigürasyonu şeklinde tamamlanmıştır. Tam donanımlı 13 askerin 24 saat süre ile bağımlı olmadan hayatını idame ettirecek her türlü klima sistemleri ve eksi 32 derecede hayatını idame ettirecek ısıtma sistemleri ile donatılmıştır. Bu araçların donanımı yapılırken Türk Silahlı Kuvvetleri değil NATO standartları uygulandı. Camlar zırhlı olup gövde gibi aynı korumayı sağlar.
Bu araçlardaki konsept; müşterek parçaların yüzde 40- 60 gibi olacak şekilde tasarlanmasıdır. Aynı parçanın 3 değişik şekilde kullanılabilme özelliği vardır. Çölde, çamurlu ve dağlık bölgelerde hareketini sağlayan suda hareket edebilmesi, karlı bölgede hareket edebilmesi sağlanan bu araçlar Dubai çölünde test edilerek hareketi sağlanmıştır. Değişik bölgelerdeki görevlere yönelik bu araçlarla hayatı idame ederek savaşma yeteneğini güçlendirecektir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.