Lojistiğin pek çok dalında ileri düzeydeki Almanya’da, bu alanda faaliyet gösteren 50 bin firma ISO 9001 kalite belgesi almış bulunuyor. Çünkü Almanya’da lojistik şirketi olarak büyük müşteri işi almak isteyenlerin kalite sertifikası yoksa iş alma şansı yok gibi bir şey. Kalite yönetiminin ne kadar önemli olduğunun en iyi anlaşıldığı ülkelerden biri olan Almanya’da güçlü bir otomotiv endüstrisi bulunuyor ve hatasız lojistik konusunda özellikle otomotiv endüstrisi ön plana çıkıyor. Veriler, kalite yönetiminin ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığını gösteriyor.
Aslında bu tür bir iş yapma biçimi doğal olarak sonuçlara etki ediyor. Dakiktir, titizdir diye bilinen Almanya’da ülke içi zarfların yüzde 95’i, bir sonraki gün alıcısına teslim ediliyor. Trenlerin yüzde 93’ü, varış saatinde gara ulaşıyor. Birçok ülke için bu veriler tam anlamıyla hayal etmesi bile güç olan zamanlamalar.
Almanya’da bu verileri elde eden lojistik şirketleri, gelecekte çalışacakları personelin eğitimlerini finansal olarak destekliyor. Kapsamlı, rekabetçi ve stresli bir iş olarak gördükleri lojistikte çalışanların analitik düşünceye sahip olması, iletişimi güçlü, birkaç yabancı dil bilen ama yanı sıra lojistik alan diline hakim kadrolara ancak böyle ulaşabiliyorlar. Her sektörün kendine özgü kalite yönetimi kuralları ortaya koyduğu dönem, geride kalmış bulunuyor. Artık uluslararası standartlarda çalışılıyor. Kalite yönetimi; ‘yapısal olarak pratikte yapılması gerekenleri yapmak’ gibi yalın bir algılamaya ulaşmış durumda. Öyle ki; lojistiğin tüm kollarında açık, ağır ve kesin standartlar giderek daha çok kendini gösteriyor. Örneğin Almanya’da yaşam malzemeleri taşıyan birçok nakliyeci, IFS lojistik standartlarına uygun çalıştıklarına dair sertifika almaya çabalıyor. Pek çok iş kolunda da geçerli olmakla birlikte ‘lojistikte hiçbir detay önemsiz değildir’ anlayışı hakim.
Ekonomide, sanayide, üretimin her dalında endüstriyel çeşitliliğin zirvesindeki Almanya’da, yüzde 8,5 dolayında payı olan lojistiğin GSYİH üretiminde üçüncü sırada olduğu görülüyor. Ayrıca, yüzde 7’ye yakın istihdam düzeyine sahip. Ulaşılan rakamların büyüklüğü kadar kalite ve verimlilik de esaslı. 2 milyon 85 bin kişinin çalıştığı sektörde üretilen 222 milyar avro cirodan, kişi başına 110 bin 995 avro verim düşüyor.
Taşımacılıktan lojistiğe geçiş çabası ve Türkiye’nin ekonomik dönüşüm programının hayata geçmesinde önemli gördüğüm verileri ve ilkeleri özellikle paylaşmak istedim. Bunu hayata geçirmiş olanların yaptığından ettiğinden yararlanmak zaman kazandırır, yolu kısaltır diye...
İlker ALTUN
[email protected]
6 Şubat 2015
Kargohaber Dergisi (Sayı:192)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.