Türkiye Otobüsçüler Federasyonu (TOFED) Genel Kurulu’nda başkan seçilen Mustafa Yıldırım, sektörün sorunlarını ve beklentilerini dile getirmek üzere düzenlenen basın toplantısında, otobüsçülerin sorunlarının defalarca dile getirildiğini ve çözüme ulaşmayan bu sorunlar nedeniyle sektör tabanından kontak kapatma taleplerinin geldiğini açıkladı.
Kalyon Hotel’de 19 Temmuz 2006 Çarşamba günü basın mensupları ile biraraya gelen TOFED Başkanı Mustafa Yıldırım, karayolu insan taşımacılığı sektörünün, yolcu taşımacılığı yapan diğer sektörler kadar desteklenmediğini ve bu nedenle haksız rekabet yaşadıklarını belirtti.
Maliyetlerin altında taşımayla sektör kan kaybediyor...
80 yıllık geçmişi bulunan karayolu insan taşımacılığı sektörünün bugüne kadar dağınık bir yapıya sahip olduğunu ancak bugün gelinen noktada sektörün sıkıntılı günlerinde tek çatı altında (TOFED) toplandıklarını kaydeden Yıldırım, TOFED olarak üstlendikleri en önemli misyonun; halkın ve ülkenin karayolu insan ulaşım talebinin taşıma talebi ile doğru bir şekilde yönetebilmek olduğunu söyledi.
Karayolu insan taşımacılığı sektörünü 7,5 milyar Avro’luk yatırım değeri ve yan kuruluşlarla birlikte yaklaşık 300 bin insanı istihdam eden çok büyük bir kuruluş olduğunu vurgulayan Yıldırım, bu kuruluşun yılda 175 milyon insana hizmet verdiğini bildirdi. Türkiye’de devlet tarafından yürütülen demiryolu, havayolu ve denizyolu toplam taşımalarının insan taşımalarındaki yeri yüzde 4 ile sınırlı iken, karayolu insan taşımalarının yüzde 70’e yakın kısmının otobüslerle yapıldığının altını çizen Yıldırım, yaklaşık 80 yıldır Türkiye’de karayolu taşımacılığının ülkenin ulaşım talebini en iyi şekilde karşıladığını belirtti.
Bugün Türkiye’de karayolu insan taşımacılığının gelişmiş ülkelere göre raylı sistemlerin alternatifi bir taşıma sistemi olduğunu ancak Türkiye’de siyasetçilerin bu sektörü göremezlikten geldiğini dile getiren Yıldırım, “Bu büyük sektör olmadığında nelerin olabileceğini tahmin edemiyorlar. Bunun önemini ortaya çıkartmak için kontak kapatmamız şart değil. Yani bu sektör öyle bir noktaya gelmiştir ki maliyetlerin altında taşıma yaparak, hergün kan kaybederek yoluna devam ediyor ama bunun nerede biteceği belli değil.” dedi.
Yıldırım: “Sektör tabanından eylem talepleri geliyor”
Gelişmiş ülkelerde raylı sistemlerde yapılan taşımaların devlet tarafından çok büyük bir ölçüde sübvanse ile yürütüldüğünü açıklayan Yıldırım, insan taşımacılığının devletlerin sosyal sorumluluğu olduğunu ve bu sosyal sorumluluk yerine getirilirken de ticari amacın düşünülmemesi gerektiğini vurguladı. Almanya’da demiryollarına bir yılda yapılan sübvansiyonun 7 milyar Avro olduğunun altını çizen Yıldırım, “Türkiye’nin bugünkü ekonomik koşullarında genel bütçesinden 7 milyar Avro gibi bir payı ulaşım hizmetlerine ayırabileceğini hiçbirimiz sanmıyoruz. Dolayısıyla böyle bir sübvanseyi yapamayacağımıza göre var olan bir sistemi de yok kabul etmek ve diğer taşıma sistemlerinin en önemli tamamlayıcı unsuru olan karayolu yolcu taşımacılığını göz ardı etmek doğru değildir. Yeni ulaştırma politikalarında bu sektörün ihtiyaçlarını ve gerçeklerini görmezlikten gelinmesini ve diğer sektörleri desteklerken bu sektörün gözardı edilmesini kabul edemiyoruz. Bu anlamda da sektörümüzün tabanından bizlere kontak kapatma, eylem yapma talepleri geliyor.” şeklinde konuştu.
TOFED 2007’de 500 milyon dolarlık ÖTV iadesi istiyor
Şu anda dünyanın en pahalı yakıtını kullandıklarını ve bunun da otobüsçüleri zor durumda bıraktığını belirten Yıldırım, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Meslektaşlarımız şu anda dünyanın en pahalı yakıtını kullanan ülke durumuna gelmemizden dolayı çok büyük sıkıntı içindeler. Bu nedenle başta Ulaştırma Bakanlığı, hükümetin diğer üyeleri ve Başbakanımızın bu sektörü dikkate alması gerekir. Şu anda en yoğun sezondayız ve bu sezonda dahi fiyat istikrarına kavuşmuş değiliz. Denizyolu taşımacılığında yaklaşık olarak üç yıl önce ÖTV’siz akaryakıt kullanımı bizim sektörümüze çok olumsuz yansımalar yapmıştır. Denizde kullanılan akaryakıt oranında çok büyük artış olmuştur. Bunun nedeni denizdeki işlerin büyümesi değil, denizde alınan ucuz akaryakıtın karayolu taşıtlarına satılmasıdır. Sınır kapılarından giren kaçak yakıtlar, vergisiz yakıtlar, denizden karaya kaçırılan akaryakıtların ülke ekonomisine bir yılda verdiği zarar 3 milyar Avro’dur. Dolayısıyla bu 3 milyar Avro’luk zararın içinde kayıt altındaki insanlar yani bizim meslektaşlarımız usulüne uygun akaryakıt alırken korsan taşımacılık yapan unsurlar bizim yarı fiyatımıza yakıt alarak taşımacılık yapıyorlar; bu da haksız rekabet olarak karşımıza çıkıyor.”
Uçak fiyatları ile otobüs fiyatlarının eşit olduğu bir döneme geldiklerini ve uçak fiyatlarına günde üç kere fiyat uygulayabilirken otobüsçülerin ise dört ayda bir fiyat değişikliğine gidebildiklerini vurgulayan Yıldırım, rekabet koşullarının eşit olmadığını ve uçaklarla aynı hizmeti farklı koşullarda vermelerine rağmen havayolu şirketlerinin bu taşımayı üçte bir düşük akaryakıt alarak yaptıklarını söyledi.
ÖTV’nin de kendileri için bir sorun olduğuna değinen Yıldırım, 2006 bütçesinden kesinlikle ÖTV iadesi yapılmayacağının söylendiğini ve bu seneyi gözden çıkaran sektörün 2007 bütçesinden yaklaşık 500 milyon dolarlık bir ÖTV iadesi talebi olduğunu açıkladı.
Türkiye’de ulaştırma sistemlerini bütünleştirmek isteyen, politikalarını bütün olarak algılamak isteyen bir anlayış olduğunu ancak uygulamaya bakıldığında bazı sektörlere yatırım yapılırken bazılarına ise hiçbir yatırım yapılmadığını ifade eden Yıldırım, “Biz yanlış tercih sonucu ortaya çıkmış bir sektörüz. Karayolunu tercih eden bizler değiliz. Bu sektörün aktörleri olmak, bizim kaderimiz oldu. Ben bu sektörle gurur duyuyorum.” dedi.
TOFED şehirlerarası otobüs terminali projeciliğini de üstlenecek
Karayolu yolcu taşımacılığı sektörünün en önemli ulaşım altyapılarından bir tanesinin şehirlerarası otobüs terminalleri olduğunu kaydeden Yıldırım, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Yapılan terminalleri kim çiziyor, bunların fonksiyonları nedir bunlara kimse dikkat etmiyor. Biz TOFED olarak bizim için dikilen elbisenin provasını kendimiz yapmak istiyor, projesini kendimiz hazırlamak istiyoruz; yatırım tutarını bilmek istiyoruz çünkü onun bedelini de biz ödüyoruz. Bundan sonra otogar projeciliği TOFED olarak üstlendiğimiz sorumluluklardan bir tanesidir. Hangi yörede, hangi büyüklükte ve hangi mimari tarzda otogar yapılacağına bizim teknik heyetimiz karar verecek. Bunun dışında her yerel yönetim kendi inisiyatifine göre terminallerde fiyat uygulaması yapmamalı. Çünkü şehirlerarası otobüs terminali girilmesi zorunlu yerlerden biridir. Kayıt altında bir işletmeci iseniz bu terminalden kalkmak zorundasınız. Buraları tekel konumuna getirdiyseniz buraların fiyatlarını denetlemek gerekir. Burada rekabet yoktur, terminaller girilmesi zorunlu yerlerdir. Bu nedenle fiyat artışlarının belediye encümenlerinin veya meclislerinin keyfi kararları ile olmaması gerekir.”
Havayolu yolcu taşımacılığının ucuzlatılmasından dolayı 15 milyona yakın bir yolcu kaybına uğradıklarını söyleyen Yıldırım, “Bunlar bizim sektörümüzün en önemli hatlarındaki kayıplardır. Bunu doğal karşılıyoruz. Ama biz ulaştırma politikalarının sadece havayolunda ucuzlatılması değil ulaştırma politikalarımızın tüm sistemlerde ucuzlatılması, hızlı, güvenli, ekonomik hale getirilmesi taraftarıyız. Havayolu ile sadece havaalanına kadar gidersiniz, demiryolu ile istasyona kadar, denizyolu ile de limana kadar gidersiniz ama otobüsle her noktaya gidersiniz. Bu erişme özgürlüğü bize farklı bir üstünlük kazandırıyor.” şeklinde konuştu.
Anadolu Yakası’na yeni terminal...
Türkiye’de karayolu taşımacılık sisteminin avam bir iş gibi görülüp şehir dışına itilmek istendiğini iddia eden Yıldırım, karayolundaki hareketliliğin yüzde 75’ini taşıdıklarını belirtti. Anadolu Yakası’na paralı geçişten önce devlete ait bir arazide terminal yapmak istediklerini kaydeden Yıldırım, paralı geçişten önce bir terminal yapılması için çalışmaları sürdürdüklerini bildirdi. Harem Terminali’nde güvenlik sorunu yaşandığını vurgulayan Yıldırım, otobüsçülerin faaliyetlerini olumsuz yapı içinde sürdüremez hale geldiklerini ve bir an önce modern bir terminalin yapılması için harekete geçeceklerini söyledi.
TOFED olarak sektördeki insan kalitesini, eğitimli personeli maksimum seviyeye çıkarmayı da hedeflediklerini ifade eden Yıldırım, “Sürücülerin çalışma koşulları ağır. Bunu düzenlemek için çalışmalar yürüteceğiz. Firmaların bölünmesi değil, birleşmeleri ve kurumsallaşmaları için birtakım danışmanlık hizmetleri vereceğiz. TOFED olarak bunun için her türlü altyapıyı hazırlayacağız. Firmaları daha yetkin, daha mesleki yeterliliğe sahip kurumlara dönüştürmek istiyoruz.” diyerek sözlerini noktaladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.