AK Parti’nin yaptıkları ve bunun geri dönüşleri CHP’yi de etkilemiş olmalı ki; CHP en ağır atışını lojistik ile yaptı. Böylece lojistiğin önemi, seçim ortamının da etkisiyle en geniş kitleler tarafından fark edilmiş oldu.
Önce Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, taşımacılıktan lojistiğe geçiş projesiyle bütün dikkatler, taşımacılık ve lojistik dünyasına çevrildi. Bir süredir ilgili kamuoyunun ötesinde, daha geniş kesimlerce kulak kabartılan lojistik, CHP’nin ‘Merkez Türkiye’ ismiyle duyurduğu büyük seçim projesiyle bir kez daha ve bu kez en geniş kitlelerin diline dolandı. Herkes bunu yazıp çiziyor olsa da asıl sözü seçmen söyleyecek. Sonra da sektörün sivil toplum örgütleri, medyası ve akademik uzmanlar ve belki bürokratlar konuşacaktır. Bu satırları okunurken de muhtemelen seçimler yapılmış olacak fakat benim altını peşinen çizmek istediğim şey; artık lojistikte hedefler yükselmiştir. Bundan sonra tartışmanın çıtası, buradan aşağı inmez.
Lojistik belki bir inşaat kadar değil ama tek başına onlarca iş kolunu harekete geçiren bir endüstri koludur. Yine de son yıllardaki kadar siyasal propaganda malzemesi ve puan toplama aracı olmamıştı. Türkiye’nin, ‘taşımacılık kendi başına bir iş kolu değildir, ticaret varsa taşımacılık vardır’ gibi söylemlerden buraya gelmesi, olumlu bir gelişmedir.
Kısa bir süre önce bu satırlarda yine değinmiştim; 50 bin firmanın faaliyet gösterdiği lojistik Almanya’da GSMH üretiminde üçüncü sırada, istihdamın yüzde 7’sini barındırıyor, yıllık hasılası 200-250 milyar Avro... Almanya dünyanın ilk 5 ekonomisinden biri, ihracatta küçük bir farkla dünya ikincisi, üretimde, sanayide, teknolojide gitmiş de gitmiş... Bunlar öyle yabana atılacak veriler değil. Neredeyse, dünyada kullanılan işe yarar her üründe parmağı var. Eğer kendisi yapmamışsa mutlaka stratejik bir parçasını, hiç değilse bir vidasını yapıyor, satıyor ve ulaştırıyor. O yüzden lojistik deyince ilk olarak Almanya’ya bakmak lazım. Lojistik ile sanayinin, gelişmişliğin ilişkisini de en iyi oradan kavrayabiliriz.
5-8 Mayıs günleri Münih’de gerçekleştirilen, dünyada kendi alanının en büyüğü konumundaki Transport Lojistik Fuarı, dolu-dolu bir içerikle gerçekleşti. 9 holde sergileme yapan 62 ülkeden 2 bin 50 şirketin 124 ülkeden 55 bin ziyaretçisi vardı. Fuara paralel olarak yapılan panel, konferans, sunum, workshop gibi 45 ayrı etkinliğe 5 bin kişi katıldı. Türkiye’den 18 şirketin yer aldığı fuarda çok sayıda Türk ziyaretçi ile de karşılaştık. Lojistiğin yeni trendlerini, dudak uçuklatan işbirliklerini, şaşırtıcı yenilikleri ve taşımanın her türündeki altyapı, ekipman, yazılım ve uygulamalardaki gelişimi, depolardaki, tedarik zincirindeki, IT ve telematik sistemlerindeki sıçramaları gördük. Lojistikte insan kaynakları yönetimi, network oluşturma süreçleri, verimlilik politikaları gibi akla ne gelirse en üst düzeyde ve derinden ele alındı. Temennim odur ki; iki yıl sonraki fuar salonlarında, Türkiye’nin taşımacılık ve lojistik alanındaki başarıları anlatılsın. Seçim meydanlarını çınlatan lojistik projelerin nasıl hayata geçmeye başladığı söylensin...
İlker ALTUN
[email protected]
Kargohaber Dergisi (Sayı:197)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.