Bildiğimiz tek bir şey var; bu yönetmelik önümüzdeki süreçte pek çok kez daha değişecektir.
Sadece taşımacılar değil, tehlikeli madde ile işi olan her işletmenin almak zorunda oldukları ADR Belgesi için yönetmelik geçtiğimiz ay değişti. 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olan düzenleme için hazırlıklar sürüyor fakat akılda kalan sorular olmaması için süreci uzmanlara danıştık.
Yeni mevzuat teoride güzel görünen ama pratikte ya işlemeyen yada sorunlara neden olan uygulamaları temel olarak hedef alıyor. Taşımacıların gerekli belgeleri aldıktan sonra yükümlülüklerini yerine getirmekte zaman zaman isteksiz oldukları 2 yıldır dile getiriliyor. Yeni düzenleme sektörün her kesiminin Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı çalıştırmalarını ve bu sayede mevzuata daha çok uyulmasını öngörüyor.
Diğer önemli bir değişiklik ise kamu kurum ve kuruluşlarının yönetmelikten muafiyetlerinin getirdiği çifte standardın ortadan kaldırılması. Aynı maddeyi taşıyan aracın ne gibi farklılığı olabilirdi ki?
Yeni düzenlemenin bazı konuları biraz olsun yoluna koyacağı tahmin ediliyor ancak yine de mevzuatın önümüzdeki süreçte defalarca değişeceği de bir gerçek. Maalesef uygulama olmadan bazı sorunları öngörmek ve çözümüne yönelik adımlar atmak mümkün olamayabiliyor. Her konuda olduğu gibi bu konuda da tüm tarafların hassasiyet göstermeleri insan ve çevre güvenliğimiz, sağlığımız için hayati önem taşıyor.
Gerilen AB ilişkileri sonraki revizyonları etkiler mi?
Türkiye uzun yıllardır AB’ye dahil olmak ve ilerle göstermek adına AB’nin hayata geçirdiği pek çok düzenlemeyi takip ediyor ve uygulamaya çalışıyordu. ADR olarak bildiğimiz Tehlikeli Malların Karayolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması da bu kapsamda 2010 yılında taraf olduğumuz bir anlaşma. Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik ise, 30 Haziran 2015 tarihinden itibaren tehlikeli maddeleri taşıyan, gönderen, paketleyen, yükleyen, dolduran ve boşaltan tüm işletmelerin tehlikeli madde güvenlik danışmanı (TMGD) istihdam etmesi veya tehlikeli madde güvenlik danışmanından hizmet almasını zorunlu hale getirerek yürürlüğe girmişti.
Son dönemde gerilen AB-Türkiye ilişkileri doğrultusunda bazı devlet yöneticileri artık AB’nin her istediği mevzuat ve uygulamaları yerine getirmeyebileceklerini söylediler. Uluslararası taşımacılık gibi konularda ortak karar ve uygulamalara uyma zorunluluğundan dolayı bu ihtimal zayıf görünse de yurtiçi uygulamalarda değişkenlikler olabilecektir.
Limanlarda da ADR Çalışması Hızlandı
Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından 2002 senesinde zorunlu hale getirilen Denizyoluyla Taşınan Tehlikeli Yüklere İlişkin Uluslararası Kod(IMDG Kod), paketli tehlikeli yüklerin deniz yoluyla taşınmasına yöneliktir. Uyumlu olmayan maddelerin ayrıştırılmasına yönelik tehlikeli yüklerin paketlenmesi, işaretlenmesi, etiketlenmesi ve depolanmasına ilişkin hususları ele alır. Bu yüklerin kısıtlanmamış dolaşımını kolaylaştıran ve çevre kirliliğini önleyen IMDG Kodun amacı, bu tip tehlikeli yüklerin güvenli bir şekilde taşınmasının arttırılmasıdır.
Avrupa Birliği’nin Dünya Sağlık Örgütü ile birlikte denizcilik ve limanlarda daha üst seviyede bir ADR uygulaması üzerinde çalıştığı biliniyor. Bu çalışma ile tehlikeli maddelerin yüklenip boşaltıldığı limanların neredeyse tamamen izole edilmesi, bölgesel yerleşim yerlerinin daha sıkı kontrole tabi tutulması gibi uygulamalar gündeme gelecek. Benzer şekilde Türkiye’de de liman ve gemi işletmelerinde yeni düzenlemeler üzerinde çalışılıyor.
TMGD Uzmanı Funda Yıldız Değişikliği Okuyucularımız İçin Yorumladı
Halen ADR kurallarını uygulayan akaryakıt istasyonlarını ele alalım. Bu işletmeler, hiçbir zaman ADR’ den muaf olmadı zaten. Buna benzer şekilde LPG tüp satış istasyonları da bilgileri ölçüsünde ADR kurallarını uyguluyorlardı. Bu konuda bir örnek de sadece taşımacılık hizmeti veren nakliyecilerdi. Bu işletmeler ise tehlikeli madde taşımacılığının tam ortasında bulunmalarına rağmen muafiyet kapsamındaydılar. Ancak muafiyetleri ADR kurallarından değil, TMGD çalıştırmaktandı. Mantığı da gerçekten yerindeydi; şöyle ki, tehlikeli maddeyi gönderen firmanın muafiyeti yok, alan firmanın da muafiyeti yok ise taşımanın ADR kurallarına uygun olarak yapılması kaçınılmazdı. İşler böyle yürüdü mü? Tartışılır. Çünkü gönderen firma sorumluluğu nakliyeciye atıyor, alıcı firma, nakliyecinin malı getirdiğini beyan ederek kendinde sorumluluk görmüyor ve Tehlikeli Madde taşımacılığında istenen sonuç elde edilemiyordu.
Bu arada kamu kurum ve kuruluşlarının da muaf kapsamda olduğunu hatırlatmakta fayda var. Valilikler yazdıkları yazılarla sorumluluklarını hatırlatıyor ancak TMGD hizmeti almak konusunda aynı hassasiyeti gösteremiyorlardı. Özellikle Belediyeler bu konuda oldukça sıkıntılar çektiler. Bilmedikleri bir mevzuatı uygulamaya çalışmak tahmin edersiniz ki oldukça zordur.
Gelelim şimdiki duruma. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı TMGDK yönergesi yayımlayarak halen yaşanan tüm sıkıntılara bir nokta koydu. Yukarıda bahsettiğim sektörler için yıllar öncesinde duyurduğu şekilde muafiyetlerin son bulacağını hatırlatarak aslında halen yürürlükte bulunan Tehlikeli Maddelerin Karayolundan, Denizyolundan ve Demiryolundan taşınması ile ilgili şartları belirginleştirdi. Artık tüm sektörler ADR kurallarını doğru şekilde uygulayabilecek bilgili danışmanlardan istifade edecek, kuralların herkese aynı ve eşit şekilde uygulanması sayesinde haksız rekabet ortadan kalkacaktır.
Örneğin ADR şartlarına uygun araç almak zorunda olduğunu düşünen bir LPG tüp bayisi alacağı araç için öngörülen bir ADR şartı olmadığını öğrenecek ve en az 30.000 Euro fazladan para ödemekten kurtulabilecektir. Buna benzer örnekleri çoğaltmak mümkündür. Onun için TMGD hizmetinin konuya hakim, ulusal ve uluslar arası mevzuatı iyi bilen danışmanlardan alınması işletmeler için avantaj sağlayacaktır.
Tehlikeli madde lojistiğinin temelini taşıma işlemi oluşturmaktadır. Bu da deneyimli ve bilgili TMGD gereksinimi ortaya koymaktadır. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı TMGDK yönergesi ile OSGB, Çevre Danışmanlık firmaları ve TGD eğitim kuruluşları artık danışmanlık hizmeti veremeyecek bu hizmeti vermek yetkisi yalnızca TMGDK’larında olacak ve bu kuruluşlar alacakları yetki belgesi ile Bakanlığa bağlı olacaklar. Bunu yanı sıra artık TMGDK’lar çalıştırdıkları TMGD’lerin tamamını SGK meslek grubu kodu ile istihdam etmek zorundadırlar.
Tüm bu değişiklik ve 01.01.2018 tarihinde gelecek olan zorunluluklar neticesinde bir Avrupa Anlaşması olan ADR daha bilgili kişilerce daha doğru şekilde yapılıyor olacağını düşünüyoruz.