AKARYAKIT piyasasında yeterli denetim sağlanmaması, yanlış uygulamaların olması sonucunda Türk ihracatçıları ve taşımacılık sektörü oldukça sıkıntı çekmekte.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği, konuyla ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu: “Yüksek kar hırsı hepimizi rahatsız etmektedir. Yurt dışına çıkışlarda ÖTV’siz ve KDV’siz akaryakıt satışına getirilen litre sınırlandırılması ile sorun iki katına çıkmıştır. 2006’da yürürlüğe giren Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunun 1. Maddesi’ne göre, “…satışı yapılan akaryakıtların satış fiyatı, ilgili akaryakıt türünün edinme bedelinin yüzde sekiz fazlasını aşamaz." Yani; Edinim bedeli akaryakıt bedeline taşıma maliyeti ve dağıtıcı komisyonu ilave edilerek ulaşılan değer olmalıdır. Dolayısıyla oluşan satış fiyatı bu şekilde tespit edilen edinim bedelinin yüzde 8 fazlasını aşmamalıdır. Kanun ile açıkça tarif edilen ve hedeflenen budur. Oysaki 2006 tarihli 5493 No’lu kanunun amacına uygun işleyişinin sağlanmasından sorumlu tüm ilgili kurumların, rekabetçi bir piyasa yaratamadıkları ve yeterli denetim sağlayamadıkları için, Dünya Spot Piyasa fiyatları belli olan akaryakıta, edinim bedeline dâhil olmaması gereken maliyetler eklenerek, yüzde 40 ve üzerinde kar marjıyla satış gerçekleşmektedir.”
“Bugünkü spot piyasa fiyatlarına göre, satılması gereken ÖTV’siz ve KDV’siz pompa fiyatı, ton başına (1.200 lt) yaklaşık 1.000 YTL olması gerekirken, yüksek maliyetler gösterilerek, tam yüzde 40’lara varan kar marjı ile 1.416 YTL’nin üzerinde fiyatlara satılmaktadır. Böylece, ihracatı teşvik amacıyla ilk olarak 2002 yılında başlayan, 2006 yılında ise belirli bir standarda ve kanuna bağlanan ihracat malı taşıyan TIR’lara ÖTV’ siz ve KDV’siz akaryakıt satışı, ihracatı teşvik etmek yerine amacından sapmış durumdadır. Bu yanlışlık sonucu her yıl 100 milyon dolardan daha fazla bir bedel, ihracatçı yerine diğer şirketlerin kasasına gitmektedir.”
“Hal böyle iken, ihracatçımızı desteklemek amacıyla sınır kapılarında verilen akaryakıtın olması gereken bedellerden daha yüksek bedellere satışının yapılmasının önüne geçilmesi mücadelesi verilirken, anlaşılamayan bir nedenle sınır kapılarında ÖTV’ siz ve KDV’siz olarak satılmakta olan akaryakıta getirilen 550 litre sınırlaması en büyük darbe olmuştur. Bilinmelidir ki, bu sınırlama sadece ihracatçımız ve taşımacımız için kayıp anlamını taşımamaktadır. Ülkemiz ekonomisi bu kaybı yaşamaktadır ve yaşayacaktır. Sadece 2007 yılı itibarıyla akaryakıt satışı yapılmakta olan sınır kapılarımızdan 405 bin adet ihraç seferi yapılmış olup; ülkemiz kaybı 230 Milyon Avro olmaktadır. Buna göre hedeflenen taşıma sayılarımıza göre 2009 yılındaki döviz kaybımızın bugünkü değerlerle 280 Milyon Avro’yu bulacağı görülecektir. Getirilen bu uygulama ile ihracatçımıza önemli bir ek maliyet ortaya çıkmakta, ekonomimizden 200 milyon Avro’dan fazla bir kayıp durumu söz konusu olmakta ve bahsedilen bu miktar yabancı ülkelerin ekonomilerine katkı sağlamaktadır.”
“Oysa 5493 Sayılı yasanın oluşturulmasındaki başlıca amaç çok nettir. Gerekçede der ki; “ Uluslararası rekabetin oluştuğu bir dönemde, ülkemizde ihracatın ülke ekonomisi yararına düzenlenmesi, desteklenmesi ve geliştirilmesinin sağlanması, firmalara rekabet gücünün kazandırılması amacıyla yeterli mali desteğin verilmesi ve dış ticaretin özendirilmesine yönelik olarak gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Yurt dışına yapılan ticari mal taşımacılığındaki taşıma maliyetlerinin azaltılması ve bu nedenle ihracata ve taşımacılık sektörüne yönelik devlet desteğinin sağlanması amacıyla bir düzenleme yapılması gereği hasıl olmuştur.”
Taşımalara devam edilecek
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı Tamer Dinçşahin, yasanın uygulamasına yönelik yanlışlıkları ve getirilen litre kısıtlamasını muhtelif platformlara taşıdığını, taşımalara devam edildiğini ve buna ilişkin olarak, dernek tarafından günlük olarak sınır kapılarında satışı yapılan akaryakıta ilişkin asıl satış fiyatları açıklanacağını belirtti. Taşımacıların bu fiyatlardan daha yüksek fiyatlarda akaryakıt satışı olması durumunda gerekirse ödeme yapmamaları, haklı itirazlarını dile getirmelerinin büyük önem taşıdığını söyleyen Dinçşahin, “Bu yüksek farkların geri alınabilmesi için mücadele etmekten kaçınılmayacak” dedi.
Dinçşahin, “Global krizin içerisinde olduğumuz bugünlerde, ülkemiz ihracatının teşvik edilmesini hedeflemiş olan Kanunun iyi işleyişinin sağlanması ve yine aynı kanunun amacı olan ihracatın teşvik edilmesi için yurtdışına çıkış yapacak araçlara herhangi bir litre sınırlaması olmadan ÖTV’siz KDV’siz akaryakıt verilmesi konusunda uygulamanın düzenlenmesi en önemli desteği oluşturacaktır” şeklinde konuştu.
Haksız rekabet ortadan kaldırılmalı
Dinçşahin, sürekli olarak dile getirdikleri 550 litre sınırlandırılmasının ülkemize, sektöre ve ihracata verdiği zararlar rakamsal olarak ciddi miktarlar olduğunu vurguladı. Bu sınırlamanın kriz ortamında rekabet gücünün azalmasına neden olduğunu ve taşımacılar üzerinde oluşturulan haksız rekabet ortamının da ortadan kaldırılmasını istediklerini bildirdi.
Türk nakliyecilerin akaryakıt fiyatlarına bakıldığı zaman dünyanın en pahalı akaryakıtını kullandıklarını, başka ülkelerde akaryakıt konusunda rekabet etmenin yanlış olacağını ifade eden Dinçşahin, “Sınır kapılarındaki litre sınırlamasının ihracata destek olacak şekilde kaldırılması gerekiyor. Bu şekilde yurt dışından alınan akaryakıt nedeniyle ülkemiz 200 milyon Avro civarında bir kayba uğruyor. 2009 yılında taşımacılık alanında yüzde 20 civarında bir büyüme bekliyoruz. Dolayısıyla bu 200 milyon Avro’luk zarar 300 milyon Avro’ya çıkacaktır. Bu yasanın hangi amaçla çıkarıldığını bilmiyoruz ve mantık göremiyoruz. 550 litre sınırlaması 22 Ekim tarihinde yürürlüğe girdi. 22 Ekim tarihinden önce bu sınırlama bin 100 litreye çıkarılmıştı. Birden ne oldu da bu oran 15 gün içerisinde 550 litreye düşürüldü?” şeklinde açıkladı.
Dinçşahin: “Satıcıların belirlediği yüksek kar oranları nedeniyle fiyatlar yükseliyor”
Tüm akaryakıt satıcıları ve dağıtıcıları ile görüşmelerinin devam ettiğini, kapalı dört satış noktasında karlılık oranının yüzde 38, 52, 66, 47 olarak gerçekleştiğini, EPDK’nın ise belirttiği karlılık oranının üst sınırının yüzde sekiz olduğunu söyleyen Dinçşahin, “Akaryakıtın fiyatının belli olmasına rağmen satıcıların uyguladığı yüksek kar oranları nedeniyle fiyatlar yükseliyor” dedi. Yüksek gümrük vergilerinin de bu oranı etkilediğini, Tüpraş’ tan çıkış fiyatı belli olan bir ürünün denetime tabi tutulmaksızın satıldığını belirtti.
“Avrupa Birliği kriterleri doğrultusunda Bulgaristan, Türk taşımacılarına ülkelerine girişte 200 litre akaryakıt sınırlaması getirmekle tehdit ediyor” diyen Dinçşahin, 550 litrelik sınırlamayı reddederken, Bulgaristan’ın bu sınırı daha da aşağılara çekmeye çalıştığını kaydetti.
Dinçşahin, son olarak maliyetlerin düşmesiyle ihracatın artacağını, kriz ortamını avantaja çevirebileceklerini ifade etti. Ekim ayının sonu itibari ile bir önceki senenin ilk 10 ayına bakıldığında sınır kapılarının çıkışlarında yüzde dörtlük bir artışın göze çarptığını ve henüz açıklanmayan Kasım ve Aralık aylarında bu rakamın düşeceğinin altını çizerek, bu yasanın sadece Türk ihraç malı taşıyan araçları kapsadığını söyledi.