Artan Ticaret Kargo Sektörünü de Büyütüyor

Türkiye’de yaklaşık 30 yıl gibi çok da uzun olmayan bir geçmişe sahip olan ve reel sektörün çözüm ortağı haline gelen kargo, kurye sektörü, Türkiye genelinde 25 bin araç ve 10 bin sabit merkez ile hizmet veriyor. Yaklaşık 80-90 bin kişilik bir istih


Türkiye’de yaklaşık 30 yıl gibi çok da uzun olmayan bir geçmişe sahip olan ve reel sektörün çözüm ortağı haline gelen kargo, kurye sektörü, Türkiye genelinde 25 bin araç ve 10 bin sabit merkez ile hizmet veriyor. Yaklaşık 80-90 bin kişilik bir istihdama sahip olan sektör, ülke ekonomisine de önemli bin katma değer sağlıyor. 

 

Uluslararası markaların da pazarda yer alması ile rekabetin yoğun olduğu sektörde insan kaynağını geliştirmek, teknolojik alt yapısının güçlendirilmesi, hız ve kaliteyi artırıcı yeni hizmetler sunmaya yönelik faaliyetlerin yoğunlaştığı Türk kargo sektörü, artan ticaret hacmine paralel olarak hızla gelişim gösterdi ve 2013 yılını bir önceki yıla göre yüzde 20’nin üzerinde büyüme ile kapattı. 2014 yılında sektördeki büyümenin de artarak devam etmesi bekleniyor. 

 

Bilindiği gibi bir ülkenin ekonomik büyüklüğüne bağlı olarak gerçekleşen ihracat ve ithalat yanında iç pazardaki canlılık da özellikle numune taşımalarındaki artışlar ile kargo sektörünü de direk olarak etkiliyor. Son yıllarda gelişen ekonomisi ile hem yurtiçinde daha canlı ekonomik bir pazar olan hem ihracat rakamlarındaki artış hem de yabancı yatırımlarla dikkati çeken Türkiye’de de kargo sektörünün potansiyeline bakınca hala doymamış bir pazar karşımıza çıkıyor. Konu ile ilgili görüşlerini aktaran Türkiye Kargo, Kurya ve Lojistik İşletmecileri Derneği (KARİD) Yönetim Kurulu Başkanı Aslan Kut, Türkiye’nin stratejik coğrafi konumunun olumlu etkisi ile ülke sınırlarından transit olarak geçen yaklaşık 600 milyar dolarlık bir mal sirkülasyonundan söz ediyor. Bu ticaret hacminin getirdiği lojistik gelirlerin bir bölümünün kademeli olarak ülke ekonomisine kazandırılması gerektiğini vurgulayan Aslan Kut, sadece taşınan mal üzerinden Türkiye’nin navlun geliri baz alındığında taşımacılık alanında ortalama 60 milyar dolar gelir elde etmenin mümkün olabileceğini vurguluyor. Nüfusun büyük bölümünü gençlerin oluşturduğu bu büyük coğrafyada istihdam oranının yeterli olmadığını da ifade eden Kut, “10 Avrupa ülkesinin toplam yüz ölçümünün yüzde 6’sına sahip olan Türkiye’nin toplam nüfusu içinde yüzde 9’luk payı bulunmaktadır. Bu 10 ülke ile posta çalışan sayısı açısından karşılaştırıldığında ise Türkiye’nin payı sadece yüzde 2” diyor.

 

E-ticaret, sektörün gelişimi için itici güç…

 

Kargo sektörünün gelişimini etkileyen en önemli etkenlerden biri de e-ticaretin gelişimi oldu. Geleneksel ödeme yöntemlerini kullanan perakende satış şirketlerinin dahi pazarda yerlerini korumak ve müşteri memnuniyetini arttırmak adına bu trende uyduğu günümüzde, kargo sektörü de, pazara daha hızlı ve az maliyetle ürünlerin sunulmasıyla büyük bir gelişme gösterdi.

 

2013 yılında 30 milyar TL hacme ulaşan ve 2014 yılında yüzde 30 civarında büyüme ile 50 milyar TL hacme ulaşması beklenen e-ticaret sektöründeki gelişimin kargo sektörünün de gelişimini pozitif anlamda etkilemesi bekleniyor. Kargo şirketleri de kendi gelişimlerini ve yatırımlarını e-ticaretin gelişimine ve hızına ayak uyduracak şekilde hazırlıyorlar. Bu firmalardan biri de DHL Express. 

 

Özellikle yurtiçi taşımacılığın e-ticaretin gelişimine paralel olarak hızla büyüdüğünü kaydeden DHL Express Türkiye CEO’su Markus Reckling, önümüzdeki 10 yıl içerisinde sadece gelişmiş ülkelerde değil, gelişmekte olan ülkeler pazarlarında da e-ticaretin öneminin daha da artacağına inandıklarını vurguluyor. Ayrıca lojistik sektörünün de bu alanda anahtar rol üstleneceği düşüncesini aktaran Reckling, “DHL Express, özellikle e-ticaret yoluyla uluslararası arenada ticaret yapan müşterilerimize Mikro İhracat hizmetini önerdiğini kaydediyor. Mikro ihracat hizmeti ile birlikte, 150 kg altında ve 7 bin 500 Avro’ya kadar olan ticari ürünlerin kolaylaştırılmış gümrük süreçleriyle yurtdışına açılmasına imkan verdiklerini söyleyen Reckling, “Şu anda 2 binden fazla müşterimiz mikro ihracat hizmetimizden faydalanıyor ve bu sayı her geçen gün artıyor. Küresel anlamda ise e-ticaretin gelişimini çok yakından takip ediyoruz. DHL ana olarak B2B segmentinde hizmet sunuyor ancak yine de küresel olarak gönderilerimizin yaklaşık olarak yüzde 15 -20’si e-ticaretle bağlantılı” şeklinde açıklama yapıyor.

 

DPDHL Grubu’nun Z_punkt ve See More araştırma enstitüleri ve de hızlı tüketim, lojistik  sektörlerinden birçok uluslararası uzman ve akademisyenin katılımıyla ‘Global E-Tailing 2025’ adında bir çalışmayı geçtiğimiz aylarda yayımladığını hatırlatan Markus Reckling, lojistik sektöründe sınırlar ötesi online  ticaret ve etkileri üzerine yapılan ilk global çalışma olarak tanımladğı bu çalışma ile ilgili şu açıklamaları yapıyor: “Çalışmada 4 senaryo ile, yakın gelecekte  elektronik alışveriş dünyasının küresel anlamda tüketiciler ve iş dünyası açısından nasıl görüneceğini en etkin faktörleri kullanarak yapılan detaylı analizlerle farklı gelecek projeksiyonları halinde sunuluyor.

 

Günümüzde e-ticaret Avrupa’daki tüm ticaret hacminin yüzde 8’ini oluşturuyor. Global E-Tailing çalışması sonuçlarına göre bu oran gelişmiş ülkelerde yüzde 40 ve bugünün gelişmekte olan ülkelerinde ise yüzde 30 oranına çıkabileceği ön görülüyor. Gelecekte, lojistik sektörü e-ticaret yapan perakendeciler için daha da önemli rol oynayacak.”  

 

Kargo şirketleri fon kesintisinden şikayetçi

 

Kargo şirketlerini ilgilendiren ön önemli konulardan bir tanesi de evrensel posta hizmeti ve Posta Hizmetleri Kanunu.

 

Evrensel posta hizmet sağlayıcılığı konusunda düzenlemelerin yapılarak uygun olan tüm özel şirketlerin bu alanda hizmet verebilmesinin önündeki engellerin biran önce kalkmasını bekleyen sektör, evrensel posta hizmetindeki tekelin kalkması yanında herhangi bir fon kesintisi olmaksızın hizmet verebilmeyi talep ediyorlar. Aynı zamanda yeni Posta Hizmetleri Kanunu’nda, sunulan hizmetler ve fiyatlandırma yapısında farklılıklar gösteren sektörlerin aynı bakış açısıyla değerlendirildiği gibi eleştiriler de sektör oyuncuları tarafından dillendiriliyor.

 

KARİD olarak AB normlarında Posta Kanun Taslağı’nın içeriği ile ilgili olarak sivil toplum kuruluşu sorumluluğu çerçevesinde yetkili makamlara sunulan raporların takipçisi olmayı sürdürdüklerini belirten KARİD Yönetim Kurulu Başkanı Aslan Kut, “AB normlarında Posta Kanunu’nun çıkarılması sırasında özel sektörle bir mutabakat sağlanmazsa çok önemli bir fırsat ıskalanmış olacaktır. Posta İdaresi’nin evrensel posta hizmetini tekel olarak vermesi ayrıcalık olduğu gibi sektördeki diğer oyunculardan herhangi bir fon kesintisi olmaksızın hizmet verebilmesi gereklidir” diyerek hem evrensel posta hizmeti hem de yeni Posta Kanun Taslağı ile ilgili düşüncelerini aktarıyor.

 

UPS Türkiye Pazarlama Müdürü Teoman Ünal ise Türkiye’nin 2023 ihracat hedefine ulaşmasında taşımacılık sektörünün büyük bir rol aldığını hatırlatarak, bu amaçla posta sektörünün özelleşmesi ve taşımacılık sektöründe altyapı yatırımlarının hızlandırılması gibi çalışmaların beklentilerin karşılanması ve hizmet kalitesinin artırılması yönünde olumlu etki yarattığını vurguluyor. “Biz de bu sorumluluğun bilinicinde olarak, hem ihracatçılar hem de ithalatçılar için çözüm ortağı olduğumuzu düşünüyoruz. Bununla beraber yeni Posta Hizmetleri Kanunu’nda hazırlanmış olan bazı yönetmelikler uluslararası hızlı hava taşımacılığı pazarını,  posta hizmetleri pazarıyla aynı çerçevede değerlendirerek özellikle Avrupa’daki uygulamalardan farklı bir bakış açısı sergiliyor. Bu iki sektör sunulan hizmetler ve fiyatlandırma yapısı gibi birçok konuda farklılıklar gösteriyor. Uluslararası hızlı hava taşımacılığı ve kurye sektöründe faaliyet gösteren firmaların bu yönetmelik kapsamında Evrensel Posta Fonu’na  katkı sağlıyor olmasının yarattığı ekstra maliyet bu sektörde faaliyet gösteren firmaların yatırımlarını etkileyebilecek ve bu durum da Türk ihracatçılarının rekabet gücüne olumsuz olarak yansıyacaktır. Bu maddelerle ilgili yapılabilecek düzenlemelerle yeni Posta Hizmetleri Kanunu’nun hem sektöre hem de hizmet alanlara daha fazla fayda sağlayacağına inanıyoruz” diyor.

 

Taşımacı firmalar gelecekte danışman rolünü de üstlenecek




Her sektörde olduğu gibi kargo, kurya sektöründe de yeni trendler sektörün yatırımlarını ve geleceğini belirliyor. Gelecek 10 yıl içerisinde de birebir iletişim müşteri memnuniyetini belirleyici önemli bir faktör olmaya devam etmesi beklenen sektörde, taşımacılık firmalarının hizmet alanlarının yanında danışman firma rolünü de üstlenerek, müşterilerine artı hizmetler sunması öngörülüyor. Tedarik zinciri ise lojistik alanı ile ilgili tüm alanlarda genişleyecek.

 

2023’te 500 milyon dolar ihracat geliri elde etmeyi amaçlayan Türkiye’nin, bu hedefi gerçekleştirmek için, var olan yollar, köprüler, limanlar ve havalimanlarını iyileştirmek veya gerekirse yenilerini yapmak gibi altyapı yatırımlarına önem vermesi gerektiğini ifade eden UPS Türkiye Pazarlama Müdürü Teoman Ünal, büyüme hedeflerini yakalamak için, sektörün en son teknolojiden yararlanması gerektiğinin altını çiziyor. Ünal, yeni trendlerle ilgili ise, “UPS olarak işimiz açısından faydalı ve hatta UPS’in güçlü yanlarına uygun bazı trendler görmekteyiz. Her büyüklükteki şirket, dünyanın çeşitli bölgelerindeki belirsiz ekonomik koşullara rağmen global ölçekte ticaret yapma ve rekabet etme ihtiyacı içerisinde. İkinci olarak, tam zamanında envanter yönetimi, ürün siparişinde internetin artan kullanımı ve doğrudan tüketiciye ve sipariş üzerine satış iş modelleri, güvenilir taşıma hizmetlerinin etkili olmasını talep etmeye devam edecek. Son olarak, müşteriler kendi tedarik zincirlerinin etkin bir şekilde yönetilmesini bir maliyetten çok stratejik bir avantaj olarak görmeye devam ettiklerinden, şirketler tedarik zinciri yönetimini dışarıdan sağlamaya devam edecek” görüşlerini aktarıyor.

 

Sektör çevre duyarlılığını sosyal sorumluluk olarak görüyor

 

Karayolu ve havayolu ağırlıklı olmak üzere genel olarak ulaşım modlarının tamamını kullanan ancak Türkiye’de yurtiçinde karayolu hakimiyeti olan bir sektör için çevre konusu da her geçen gün önemini biraz daha arttırıyor. Özellikle Avrupa’da bu konuda ciddi yasal düzenlemeler söz konusu. Türkiye’de bu anlamda yasal zorunluluklar çok sıkı olmasa da firmaların çoğu sosyal sorumluluk bilinciyle bu konuya önem veriyorlar. Bu firmalardan biri de Aras Kargo.

 

3 bin 320 araçla Türkiye’yi karış karış dolaşıyor, günde 400 bine yakın gönderi taşıyan Aras Kargo, ilk olarak 2011 yılında filosuna kattığı elektrikli araçlar ile karbon ayak izini düşürmek adına girişimde bulundu. Geçtiğimiz günlerde elektrikli araç sayısını artıran ve filosuna 30 adet daha elektrikli araç ekleyen Aras Kargo, minimum emisyon hedefiyle Hat Optimizasyon Projesi’ni hayata geçirdi. Tüm Aras Kargo şubelerine atık kağıtların değerlendirilmesi için geri dönüşüm kutuları yerleştiren firma, tüm kargo poşetlerini de doğada çözünülebilir özellikli malzemeye göre basıyor ve dağıtıyor.

 

Yapılan çalışmalar ile ilgili açıklamalarda bulunan Aras Kargo Aras Kargo Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Evrim Aras, “Elektrik tüketimlerinin azaltılmasına yönelik olarak ledli aydınlatma ve fotosel sistemlere geçtik ve 25 enerji tasarrufu, şebeke suyu kullanımında tasarrufa gidilmesi için debilimitörlü armatürlerin kullanımına geçerek de yüzde 25 su tasarrufu sağladık. Şubelerimizde doğada yüzde 100 çözünür malzemeden yapılan malzemeler kullanıyoruz, Boğaziçi Transfer merkezinde atık toplama ve su arıtma tesisi kurduk ve sadece 2013 yılında toplanan atık miktarımız 265 ton oldu. aynı zamanda küresel ısınmayla mücadele etmek için ÇEKÜL Vakfı’yla birlikte ‘Yeşile Hayat Hayata Yeşil’ kampanyasını hayata geçirdik. Kampanya kapsamında bugüne kadar 138 bin ağaç diktik” diyerek çevre koruma anlamında yapılan çalışmaları sıralıyor.

 

Geleceği bugünden yakalamak…

 

Globalleşen dünya ekonomisi yanında büyüyen Türkiye ekonomisi, IT teknolojilerinin kullanımının artması, rekabetin itici gücü, kaliteli personel istihdamı ve müşteri beklentilerini en iyi şekilde karşılama çabası ile büyüyen kargo sektöründe bundan sonraki süreçte, değişen global rekabet koşulları içinde sektörde zaman ve işgücü tasarrufu kazandıracak otomasyon teknolojilerine geçilmesi büyük önem taşıyor. Nitelikli işgücü ve hizmete esas üretim yaklaşımına yönelik eğitim faaliyetleri de her sektörde olduğu gibi kargo ve kurye taşımacıları için de oldukça önemli.

 

Hız ve güvenli taşımanın temel prensip olduğu kargo sektöründe bugünün ve geleceğin trendlerini görerek bu alanda yatırımlarını yönlendiren ve altyapısı bugünden hazırlayan firmaların gelecekte rekabette bir adım öne geçeceği unutulmaması gereken önemli bir nokta. 


8 Temmuz 2014

Wielton, Gelecek Nesillere Çevre Bilinci Aşılıyor
Renault Trucks E-Tech T İle 600 Km Menzil Sunuyor