Aynı iklim hedeflerine sahip olmayan ülkelerden AB’ye ihracat yapabilmek için Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) sertifikası almak gerekiyor. Bunun için son tarih 1 Ekim 2023 olarak belirlenmişti. Emisyon Ticareti Sistemi (ETS) kapsamında AB ürünleri için ödenen karbon fiyatı ile Türkiye gibi ülkelerden ithal edilen mallar için ödenen karbon fiyatı eşitlenecek. Sonuçta ihracat pahalanacak, belki bazı malların ve işletmelerin ihracatı sıfıra inecek. Bundan Çin ile birlikte, demir çelikten yapılan ve yüzde 70’i AB’ye ihraç edilen beyaz eşya da göz önüne alındığında en çok Türkiye etkilenecek. Uygulama giderek diğer sektörlere de yayılacak.
Yeşil mutabakat gibi bir dizi önleyici tedbir getiren uygulamalardan söz ederken Almanya Tedarik Zinciri Yasası’nı da unutmamak gerekiyor. Almanya Federal Hükümeti, yoksul ülkelerde devam eden çocuk işçiliği ve ağır çalışma şartlarını ortadan kaldırmak gerekçesiyle hazırladığı Tedarik Zinciri Yasası’nı 1 Ocak 2023’te yürürlüğe koydu.
AB’ye yapılan ithalata yönelik çevre odaklı başka yasaklamalar da var. Çevresel kaygılarla çemberi daraltan tedbirler alınmaya, alınan kararlar hayata geçirilmeye devam ediyor. Son olarak, 23 Şubat 2022 tarihinde sunumu yapılan ‘özen yükümlülüğü’ne ilişkin yasama süreci, Avrupa Parlamentosu (AP) ve AB Konseyi’nde devam ediyor. AP, 31 Mayıs 2023 tarihinde insan hakları ve çevresel etkilerin şirketlerin yönetimine entegre edilmesine yönelik kurallar konusunda üye devletlerle yapılacak müzakereler için onay aldı.
Buna göre şirketlerin faaliyetlerinin çevresel bozulma ve biyolojik çeşitlilik kaybı gibi insan hakları ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerini de tespit etmeleri ve gerektiğinde önlemeleri, sona erdirmeleri veya hafifletmeleri gerekecek. Şirketler buna ek olarak, sadece tedarikçiler değil, aynı zamanda satış, dağıtım, nakliye, depolama, atık yönetimi ve diğer alanlar da dahil olmak üzere değer zinciri ortaklarının etkilerini izlemek ve değerlendirmek zorunda olacaklar. AP yeni kuralların, finansal hizmetler de dahil olmak üzere, sektörleri ne olursa olsun, 250'den fazla çalışanı ve dünya çapında 40 milyon Avro’nun üzerinde cirosu olan AB merkezli şirketler ile 500'den fazla çalışanı ve dünya çapında 150 milyon Avro’nun üzerinde cirosu olan şirketler için geçerli olmasını şart koşuyor. Ayrıca, cirosu 150 milyon Avro’nun üzerinde olan AB üyesi olmayan ülke şirketlerinin de cirolarının en az 40 milyon Avro’su AB'de elde edilmişse bu kapsama alınmasını istemektedir.
Kurallara uymayan şirketler zararlardan sorumlu olacak ve ulusal denetim makamları tarafından yaptırıma tabi tutulabilecekler. Bu yaptırımlar; ifşa etme, mallarının piyasadan çekilmesi veya dünya çapındaki net cirosunun en az yüzde 5'i kadar para cezası gibi önlemleri içerebilecek. Ayrıca, kurallara uymayan AB üyesi olmayan ülke şirketlerinin AB'de kamu ihalelerine girmesi yasaklanabilecek.
Yeşil Mutabakat, Almanya Tedarik Zinciri Yasası ya da Özen Yükümlülüğü Yasası etkili yaptırımlar üretiyor. Ürün ve üretim süreçleri odaklı bu gibi çevre ve insan hakları düzenlemeleri, doğrudan lojistiğe yönelik sonuçlar ve belki yeni yaptırımlar da doğuracaktır. Türkiye’nin ana ticaret ortağı durumundaki AB yaptırımlarının doğrudan dış ticareti ve bunun da taşımaları etkilemesi kaçınılmaz bir sonuçtur. Hazırlıklı olmakta yarar var.
İlker ALTUN
ilker@aysberg.com
Kargohaber Dergisi (Sayı:296)