Müşteri memnuniyetini artırmak için sürekli yenilikçi çözümler geliştiren şirket, sürdürülebilirlik ve çevre dostu uygulamaları da önemsiyor. Bu doğrultuda DB Schenker Arkas Genel Müdürü Özgür Al’a yönelttiğimiz soruları KargoHaber Dergisi için yanıtladı.
E-Ticaret lojistiği hizmetlerinizle müşterilerinize nasıl destek oluyor ve ne tür avantajlar sunuyorsunuz?
Özellikle e-ticaret lojistiğinde katma değer yaratan yani müşterilere ürünlerin tedarikinden teslimatına kadar olan süreçte çeşitli kanalları kullanarak kapsamlı bir deneyim sunan omni-channel yaklaşımını benimsiyoruz. Kullandığımız depo yönetim sistemlerimizle süreçlerin otomatik olarak yürütülmesini sağlıyor, bu sayede iş gücü verimliliği, stok ve envanter takibinde kolaylık, nakliye süreçlerine daha hızlı erişim imkanı tanıyoruz. Bu yaklaşımla, müşterilerin satın alma deneyimini kişiselleştirerek, satın alma sürecini kolaylaştırıyor, teslimat sürelerini kısaltıyor ve müşteri memnuniyetini artırıyoruz.
Ana depo ve cep depolarımızı kullanarak ve mevcut stok durumu ile teslimat kolaylığını göz önünde bulundurarak herhangi bir depodan esnek bir şekilde teslimat yapabiliyoruz. Bu yapıları müşterilerimizin ERP sistemleriyle de entegre çalışacak şekilde kurguluyoruz.
DB Schenker olarak tüm globalde kullandığımız İnovasyon Havuzumuzdan müşterilerimizin talebine en uygun çözümleri alarak operasyonlarımıza entegre ediyoruz. Burada inovatif yaklaşımı sürekli olarak destekliyor, yeni yaklaşımlar içeren projeleri hayata geçirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu noktada globalde ülkeler arası bilgi transferini de teşvik ediyor, bilginin paylaştıkça çoğaldığına inanıyoruz.
Dünyada ve Türkiye’de e-ticaret sektörünün büyümesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünya genelinde ve Türkiye'de internet erişiminin artması, mobil cihazların yaygınlaşması ve tüketici alışkanlıklarının değişmesi, e-ticaret sektörünün hızla büyümesini sağladı. Özellikle pandemi süreci bu dijital dönüşüm sürecini oldukça hızlandırdı. Bu büyüme trendi hepimiz için rekabetin arttığı, sürekli olarak yenilik ve adaptasyon gerektiren bir dünya sunuyor bizlere.
E-ticaret sektörünün hızla büyümesi, lojistik sektörü için hem önemli fırsatları ve hem de zorlukları beraberinde getiriyor. Öncelikle, e-ticaretin büyümesiyle birlikte lojistik talebinde de artış görüyoruz. Ürünlerin tüketicilere hızlı ve güvenilir bir şekilde ulaştırılması için lojistik şirketlerinin operasyonel kapasitelerini artırması gerekiyor.
Müşteri beklentileri değişiyor ve artık tüketiciler hızlı teslimat ve izlenebilirlik gibi özellikleri önemsiyor. Bu da lojistik firmalarının süreçlerini optimize etmelerini ve teknolojiyi daha etkin bir şekilde kullanmalarını gerektiriyor. Özellikle, stok yönetimi, rota optimizasyonu ve teslimat süreçlerinde yapay zeka ve IoT (nesnelerin interneti) gibi teknolojilerin kullanımı büyük önem taşıyor. DB Schenker Arkas olarak biz de bu kapsamda, eSchenker adlı uygulamamızı devreye aldık. Bu uygulama sayesinde müşterilerimiz 7/24 yük takiplerine, statü bilgilerine, karbon ayak izi raporlarına ulaşabiliyor. Müşterilerimiz 2,5 ton altı yüklemeler için anlık fiyatları da görüntüleyebiliyor. Ücretsiz sunduğumuz BinPacker uygulamamız sayesinde koli-palet dispozisyonu ve palet-TIR dispozisyonunu, 3 boyutlu olarak düzenleyebiliyorlar.
E-ticaret sektörünün küresel boyutta büyümesi, uluslararası lojistik operasyonlarını da etkiliyor. Uluslararası taşımacılıkta gümrük işlemleri, sınır ötesi lojistik ve tedarik zinciri yönetimi gibi konularda daha karmaşık bir süreçle karşı karşıyayız. Bu nedenle, küresel anlamda rekabet edebilmek için lojistik firmalarının uluslararası standartlara uygunluğunu ve entegrasyon kabiliyetini artırması gerekiyor.
Ancak, e-ticaret sektöründeki büyümenin getirdiği zorluklara rağmen, bu alanda önemli fırsatlar da mevcut. Lojistik firmaları, e-ticaret şirketleriyle stratejik iş birlikleri kurarak karşılıklı fayda sağlayabilir. Özellikle, lojistik şirketlerinin teknoloji altyapısını güçlendirerek ve müşteri odaklı çözümler sunarak, e-ticaret şirketlerinin operasyonel verimliliğini artırabilir. DB Schenker Arkas’ta connect uygulamamız sayesinde müşteriler gönderileri için rezervasyonunu web sitemiz üzerinden son derece hızlı ve pratik bir şekilde gerçekleştirerek zamandan tasarruf ediyor, fiyat ve transit sürelerini karşılaştırma, gönderilerini planlama ve takip etme imkanı buluyorlar.
Sonuç olarak sorunun başında da vurguladığım gibi, lojistik şirketleri sürekli olarak değişen pazar koşullarına uyum sağlayacak esneklikte olmalı ve teknolojiyi etkin bir şekilde kullanarak rekabet avantajı elde etmeleri gerektiğini düşünüyorum.
Yakın gelecekte hangi teknolojiler e-ticaret sektörüne yön verecek? DB Schenker Arkas buna nasıl hazırlanıyor?
Yakın gelecekte e-ticaret sektörünü yönlendirecek teknolojileri düşündüğümüzde aklıma ilk olarak yapay zeka ve makine öğrenimi geliyor. Yapay zeka ve makine öğrenimi, e-ticaret sektöründe müşteri davranışlarını anlama, kişiselleştirilmiş öneriler sunma, stok yönetimi ve lojistik süreçlerinin optimize edilmesi gibi alanlarda büyük bir etkiye sahip olduğunu ve gelecekte de bu etkinin artacağını düşünüyorum. Lojistik firmaları, bu teknolojileri kullanarak rota işlemlerini ve teslimat tahminlerinde iyileştirmeleri gerçekleştirebilir.
Bildiğiniz gibi IoT kavramını son yıllarda sıklıkla duyuyoruz. IoT, lojistik operasyonların izlenmesi, envanter yönetimi, ürün taşıyan araçların konumunu izleme ve güvenlik gibi alanlarda önemli bir rol oynayacak. Lojistik firmaları, IoT cihazlarını kullanarak gerçek zamanlı veri toplayabilir ve bu verileri analiz ederek operasyonel verimliliği artırabilir.
Artırılmış Gerçeklik (AR) ve Sanal Gerçeklik (VR) teknolojileri, e-ticaret sektöründe müşteri deneyimini geliştirmek ve iyileştirmek için kullanılacaktır. Lojistik firmaları da, AR ve VR teknolojilerini kullanarak depo yönetimini, ürün takibini ve tedarik zinciri yönetimini optimize edebilir.
Ek olarak Blockchain teknolojisi, e-ticaret sektöründe güvenlik, izlenebilirlik ve şeffaflık sağlamak için kullanılabilir. Lojistik firmaları, Blockchain teknolojisini kullanarak tedarik zinciri yönetimini güçlendirebilir.
Robotik ve otomasyon teknolojilerinin de depo yönetimi, paketleme işlemleri ve taşıma süreçlerindeki rolü her geçen gün artmaya devam ediyor. Lojistik firmaları, robotik ve otomasyon sistemlerini entegre ederek operasyonel verimliliği artırabilir.
DB Schenker Arkas olarak hem Türkiye’de hem de globalde bu teknolojileri takip ediyor, kendi süreçlerimize entegre etmenin yollarını arıyoruz. Yatırımlarımızı da sürekli olarak bu yönde planlıyoruz. Bu noktada zamanı yakalamak, teknolojik yenilikleri sürekli olarak takip etmek, stratejik iş birlikleri kurmak, çalışma arkadaşlarımıza sürekli eğitim vererek yetiştirmek ve mevcut operasyonel süreçlerimizi devamlı gözden geçirerek optimize etmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Ayrıca, müşteri odaklı çözümler geliştirerek ve dijital dönüşümü şirket kültürünün bir parçası haline getirmeyi de oldukça önemsiyoruz.
Lojistik dağıtımlarınızda kullandığınız elektrik, hibrit ya da diğer çevre dostu ulaşım araçlarınız var mı?
DB Schenker Arkas olarak sürdürülebilir ve çevre dostu kaynaklarla süreçlerimizi yönetmeyi oldukça önemsiyoruz. Türkiye’de de lojistik dağıtımlarımızda çevre dostu ulaşım araçlarını kullanma konusunda yatırım yapmayı planlıyoruz. Şu aşamada elektrikli araçlarımızı seçerken hem çevresel etkiyi minimize etme hem de operasyonel verimliliği artırma hedefimiz doğrultusunda müzakere aşamasındayız. İlk olarak toplama ve dağıtım operasyonları için maksimum 3 ton taşıma kapasitesine sahip küçük elektrikli araçlara odağımıza aldık. Özellikle İstanbul, Bursa ve İzmir gibi üç büyük şehrimizde bu araçları kullanarak çevresel etkimizi azaltmayı hedefliyoruz.