Deniz Yollarının Boğazı Kuruyunca…

Yüzde 70’i suyla kaplı olan Dünya, kimi zaman denizlerin akıntısına kapılıyor ve adeta sorunlar yumağına dönüşüyor.

Yerkürenin isyanı, insanoğluna karada olduğu kadar denizlerde de beklenmedik zorluklar çıkarıyor. Çağlar boyu inşa ettiği geçitlerle karayı ve denizleri yola getirmiş insanoğlu ise, bu mücadelesinden hiç vazgeçmiyor.  Zaten mücadeleden başka şansı da bulunmuyor.

Bu kez de sorun dünyadaki  7 önemli kanaldan biri olan Panama Kanalı’nda patlak verdi. Atlantik ve Pasifik Okyanusları’nı birbirine bağlayan Panama Kanalı, dünya ticaretini ve küresel  yükleri  taşıdığı için, özellikle de ABD adına kritik öneme sahip. Ancak kanal, iklim olaylarının öfkesine uğruyor. Benzeri görülmemiş bir kuraklık nedeniyle sorunlarla karşılaşan Panama Kanalı, dünya tedarik zincirine önemli bir sıkıntı doğuruyor. Dünyanın bir numaralı ekonomisi olan ABD için kritik bir geçiş yolu konumundaki  Panama Kanalı’nda, uzun bekleme süreleri yaşanıyor.

1914 yılından beri hizmet veren kanal bölgesinde, 2016 yılından bu yana süren aşırı kuraklık nedeniyle yaşanan su sıkıntısı had safhada. En çok konteyner gemilerinin geçtiği kanalda, her gemi geçişi sırasında sistemi çalıştıran ve kanalı besleyen gölden dışarı atılan suyun yeniden tamamlanması gerekiyor. Ancak kuraklık nedeniyle dışarı atılan ve sistemi besleyen su, yeterince hızlı tamamlanamıyor. Uluslararası ticaret ve dünyanın tedariği açısından bu katlanılabilir bir durum değil.

Hayat boşluk kabul etmediği gibi, lojistik sektörü de zaman kaybetmeye tahammül edemez. Durumdan fırsat çıkarmak ve fırsatı değerlendirmek için Kolombiya harekete geçmekte gecikmedi  ve Panama Kanalı’na alternatif bir çözümü projelendirdi. Ne kadar alternatif olur hatta ‘biraz zor olur’ gibi görünse de,  Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro yönetimindeki ulusal hükümet, kanala alternatif bir demiryolu planlıyor.

Planlamada; 11,12 kilometrelik bir tünel, 132,3 kilometrelik viyadük ve 198,6 kilometrelik demiryolu hattının yanı sıra Cupica Körfezi’nde özel bir konteyner limanının faaliyete geçmesi yer alıyor. Ancak projenin tamamlanması için, büyük bir yatırım gerekiyor. Sadece demiryolu inşaatının 6,3 milyar dolardan fazla maliyeti olacağı hesaplanıyor. Projeyle ilgili olarak yapılan açıklamada, 24 lokomotifin ve platformlar dahil olmak üzere demiryolu tesis ve araçlarının da eklenmesiyle, gereken bütçenin 360 milyon dolara ulaşacağı belirtiliyor. Cupica’daki liman altyapısının da 340 milyon dolar tutması bekleniyor.

Panama Kanalı dışında Hürmüz ve Malakka Boğazı, Süveyş  Kanalı, Bab El-Mandep Boğazı, İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Cebelitarık Boğazı herkesin yolunun düşebileceği pozisyona sahip, bir nevi denizlerin düğüm noktalarını oluşturuyor. İstanbul ve Çanakkale Boğazları’nı aynı rejim içinde birlikte ele alırsak, bu 7 adet düğüm noktası dışında, stratejik öneme sahip Asya’da 5, Avrupa’da  4, Afrika’da bir ve Amerika’da 2 boğaz, bir kanal ve 2 geçit yer alıyor. Ayrıca buzların erimesiyle birlikte geçit vermeye başlayan Bering Boğazı, İtalya ile Fransa arasındaki Mont-Blanc Tüneli,  Manş ve ardından Avrasya Tüneli gibi tünel ve su altı geçitleri, insan eliyle ve oyunu değiştirmek üzere yaratılmış diğer seçenekler...

Bu arada 100 km ile dünyanın en uzun tüneli olan ve Helsinki ile Tallinn’i birbirine bağlaması planlanan Baltık Tüneli aksamalar olsa da devam ediyor. Danimarka ve Almanya arasındaki 18 kilometrelik Fehmarn Belt Tüneli’nin yapımı da sürüyor.

İnsanoğlunun dünya düzenini lehine çevirmek için yerküre ile karada ve denizde verdiği mücadele, dünya var oldukça son bulmayacak gibi görünüyor.

İlker ALTUN
ilker@aysberg.com

Kargohaber Dergisi (Sayı:306)

Ekol Uluslararası Taşımacılık Artık DFDS Oldu
Gebrüder Weiss, logitrans'ta Lojistik Çözümlerini Paylaşacak
Ekol Transport Satışı Gerçekleşiyor
MRLlog Filosu, 50 Yeni Renault Trucks Çekiciyle Güçleniyor
Lalamove Türkiye’de Faaliyete Başladığını Duyurdu