Yoğun rekabete sahne olan taşımacılık sektöründe daha iyi, daha hızlı ve daha düşük maliyetlerle depo hizmeti vermek ülkelerin lojistik performansını da etkiliyor.
Türkiye’nin artan dış ticareti ise yeni depolara olan ihtiyacı artırıyor. Ayrıca 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hacmini taşımayı hedefleyen Türk lojistik firmaları, lojistiğin diğer alanlarında olduğu gibi depolama alanındaki yatırımlarını da artırıyorlar. Yeni depoların yanı sıra var olan depolar da yeni sistemlerle donatılarak ihtiyaca uygun hale getiriliyor.
Depo yönetimi, tüm lojistik faaliyetler içerisinde en büyük paya sahip dilimlerden birini oluşturuyor. Bu alanın iyi yönetilmesi; satış noktalarının planlanan zamanlarda beslenmesi, stok ve sipariş hazırlama doğruluk oranlarının yüksek tutulabilmesi, lojistik maliyetinin dolayısıyla da ürün maliyetinin düşürülmesi adına büyük rol oynuyor.
Büyük sanayi firmalarının artık ürünlerini kendi bünyelerinde depolamak yerine lojistik firmalarının depolarını kullanmayı tercih etmelerinin yanı sıra Türkiye'nin Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetleri’ne yakınlığı nedeniyle bölgesinde bir üretim ve lojistik üssü haline gelmesi de depo yatırımlarını artırıyor.
Lojistik firmaları 2012 yılında özellikle depolama alanında oldukça fazla yatırım yaptılar. Türk lojistik firmalarının yalnızca yurtiçindeki depo alanları 8 milyon metrekareye yaklaşıyor. Türkiye'deki mevcut depolama alanının yaklaşık yüzde 60'ı sanayi ve üretim tesislerinin yoğunlaştığı İstanbul ve İzmit'in Gebze ilçesinde yer alıyor. Ülke genelindeki tüm depoların yaklaşık yüzde 50'sini kiracılar kullanırken, geri kalan kısmını ise depo maliyeti kendilerine ait olan firmalar tarafından işletiliyor. Uluslararası alanda da hızla büyüyen lojistik firmaları, yurtdışında da yüksek standartlarında önemli depo yatırımlarına imza atıyor, dünya devleriyle rekabet ediyor.
Uygun ekipman ve teknik donanımlı depo yatırımlarına olan talep az
Sektörün, özkaynakları ile yaptığı veya kiralamak üzere yatırımcılara yaptırdığı depolama alanlarının, talebi karşılamaya yönelik olarak yapılan planlı ve programlı yatırımlar olduğunu söyleyen Mars Lojistik Avcılar Lojistik Merkezi İşletme Müdürü Mithat Sahillioğlu, “Bunun dışında, sektördeki gelişmeleri dışarıdan takip edip, uygun alanı ve finansmanı olduğunu düşünen yatırımcıların, herhangi bir plana, standarda ve talebe bağlı kalmaksızın piyasaya sunduğu depolama alanları bulunuyor. Sektörde profesyonel hizmet üreten firmaların pek tercih etmeyeceği bu alanların atıl kalma veya başka amaçla kullanılmak üzere dönüştürülmek zorunda olma riski bulunuyor” diyor.
Depoların bir de yatırım maliyeti ve yer seçimi boyutu var. Sahillioğlu, depoların, ana arterlere mesafeleri ve konumları, üretilecek hizmeti karşılamaya yönelik fiziki durumları ve altyapıları gibi özellikler ile bulunduğu bölgeye göre arz-talep durumunun, metrekare fiyatlarını ciddi oranda etkilediğini belirterek, “Piyasada, niceliğe yönelik depo yatırımı ağırlıkta olduğu görülüyor. Türkiye’de, lojistik sektörü gelişme aşamasını henüz tamamlayamadığından lojistik depolamaya uygun ekipman ve teknik donanımlı depo yatırımlarına olan talep yeterli bir seviyeye ulaşmamış durumda” diyor.
Reysaş Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Döven ise depolama ve depo yönetimi konusunda sektörün önceki yıllara göre daha bilinçlendiğini belirterek, “Depo yatırımları için seçilen bölgeler tabii ki ticaret ve lojistiğin birleştiği alanlar. Bu anlamda Marmara Bölgesi revaçta. Ancak inşa edilen depolarda liman ve ya gümrük bölgelerine uzak kalan yatırımlar, teknolojik altyapının yetersiz kalması mevcut yatırımın ilerleyen yıllarda atıl olmasına yol açabilir” şeklinde konuşuyor.
Sağlık Group Yönetim Kurulu Başkanı Zahit Sağlık da lojistik sektörüyle bağlantılı olan depo ve antrepoları sadece sıradan birer depo gibi görmediklerinin altını çizerek, “Bu tür yatırımlara, üretim, yeni tüketim alışkanlıklarının doğurduğu ihtiyacı karşılayabilecek yapılar olarak bakıyoruz. Dolayısıyla yatırımlarımızı da buna göre yapıyoruz. Var olan depolarımızı da yeni doğan ihtiyaçlara göre yapıyoruz. Ayrıca müşterilerimizden gelecek yeni talepleri de dikkate alarak, her türlü ürünün depolanması ve dağıtılmasını sağlayacak altyapıyı oluşturuyoruz. Basit bir depo mantığından çok amaçlı depo yapılanmasına geçiyoruz” diyor.
Türkiye’nin farklı bölgelerindeki yatırımlar sürüyor
Sektörde faaliyet gösteren firmalar ihtiyaçlar doğrultusunda biryandan da depo yatırımlarını sürdürüyorlar.
“Yenibosna'daki Mars Logistics genel merkezimizi 2014 yılı başında Hadımköy’de yaklaşık 80 bin metrekare bir alan üzerine kurulu bir tesise taşıyacağız. Yenibosna genel merkezimiz şehrin çok içinde kaldı. Halkalı Gümrük Müdürlüğü'nün de Çatalca bölgesine taşınacağının bilgisini aldık. Biz dahil tüm lojistik merkezlerinin şehir dışına taşınması lazım. Kamyonların trafikte olmadığı saatlerde trafik daha iyi işliyor” diyen Mars Lojistik Avcılar Lojistik Merkezi İşletme Müdürü Mithat Sahillioğlu, şunları söylüyor: “Mars'ın şu anda bin 500 araçlık bir filosu var. Bu araçları park etmek için binlerce dönüm yer lazım, bu araçları park edecek alanlara ihtiyaç söz konusu. Şu an çok farklı alanlarda kiraladığımız bölgelerde araçlarımızı park ediyoruz. Yeni yere taşındığımızda bu sorunu da bir miktar çözmüş olacağız. İstanbul'da ciddi park sorunu yaşıyoruz. Bir de daha hızlı servis vermeye başlayacağız. Ayrıca önümüzdeki günlerde Kıraç'ta bir depomuz açılacak. 15 bin metrekarelik Kıraç'taki depomuz Tuzla lojistik merkezimiz gibi 2 katlı; ama 2 misli olacak.”
Reysaş Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Döven ise “Şu an ağırlıklı olarak Kocaeli-Çayırova bölgesinde devam etmekte olan yaklaşık 100 bin metrekare alanlı depo inşaatlarımız mevcut. Ayrıca Ankara, Antalya, Adana ve Samsun başta olmak üzere depo projelerimizde gündemde” diyor.
Türk firmalar yurtdışında da depo yatırımları yapıyor
Depo yatırımları Marmara Bölgesi’nde –özellikle İstanbul- ağırlık kazandığı görülüyor. Irak başta olmak üzere Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetleri ile ticaret hız kazandı. Bu gelişmeler doğrultusunda Doğu ya da Güneydoğu’da da depo yatırımlarının yapılması bekleniyor.
Bu konu ile ilgili açıklama yapan Döven, “Mevcut ticaret yönünün değişmesi tabii ki gerek depolama gerekse taşıma yatırımlarının değişmesinde önemli role sahip. Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerimiz bu anlamda özellikle ve öncelikle demiryolu yatırımları ile destekleneceğini düşünüyorum. Karayolu ve bağlantılı demiryolu yatırımları ile desteklenen bölgede sonrasında da depolama kapasitesindeki artışları ve yatırımları da görmemiz mümkün” diyor.
Bu arada firmaların yaptıkları depo yatırımları sadece Türkiye ile sınırlı değil. Örneğin Ekol Lojistik, yeni kurulan ve var olan yapılarını geliştiriyor. 7 ayrı ülkede toplam 86 bin metrekarelik yeni yatırım ile birlikte 2013 yılı sonunda salt Avrupa’dan 75 milyon Avro ciro hedefliyor.
2012’nin Ekim ayında da Ukrayna’nın en önemli kontrat lojistiği şirketlerinden Komora ile bir ortaklık gerçekleştiren Ekol Lojistik, yüzde 53 hissesi kendisine ait olan bu şirket ile Ukrayna’da toplam 64 bin 100 metrekare depolama alanına ulaştı. Firma ileriki dönemlerde Ukrayna’da 20 milyon Avro ilave depo ve araç yatırımı planlarken, sadece Ukrayna ortaklığından 2013 yılında 20 milyon Avro ciro elde etmeyi hedefliyor.
Depolarda hizmet çeşitliliği artıyor
Lojistik zincirin vazgeçilmez yapıları olan depolarda verilen hizmetler ise her geçen yıl daha da genişliyor. Depolarda; çapraz yüklemeden iade yönetimine, üretim lojistiğinden stok yönetimine varan çok sayıda hizmet veriliyor. Yurtdışından gelen ürünlerin gümrükleme sürecinde depolanması, transit ticaret yapılacak ürünlerin müşteri talepleri doğrultusunda siparişlerinin hazırlanarak sevk edilmesi, sipariş yönetimi, stok yönetimi, envanter yönetimi, bayi yönetimi depolar kapsamında sunulan hizmetler arasında yer alıyor.
Üretim planlarına uygun olarak, üretim bandıyla eş zamanlı hammadde beslemesi ve depolaması, ürünü oluşturan paketleme malzemeleriyle sarf malzemelerinin beslenmesi ve depolanması, bitmiş ürünün üretim banlarından teslim alınması ile dağıtım merkezine ulaştırılması, fabrika için farklı birimler arasındaki malzeme akışının sağlanması gibi fabrika içi üretim lojistiği hizmetleri de sağlanıyor. Kısacası, depo sadece dört duvarı olan bir yapı olmaktan çıkıyor.
Ekol Lojistik Depolama Genel Müdürü Sadettin Küçükgirgin, “Müşterilerimize sağladığımız hızlı cross-docking hizmetleri sayesinde ürünler, satış noktalarına mümkün olan en kısa zamanda ulaşacak şekilde ayrıştırılarak, elde bulundurma maliyeti en aza indiriliyor. Ekol'ün ayrışım konusundaki büyük başarısı sayesinde müşteri memnuniyeti üst düzeyde tutuluyor. Katma değerli hizmetler kapsamında; etiketleme, kullanım talimatı yapıştırma, fiyat etiketi basma, asorti oluşturma, askılama, güvenlik bandı takma, promosyon paketleri oluşturma ve garanti kartı ekleme çözümleri de sunuyoruz” diyor.
Reysaş Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Döven ise “Reysaş olarak mevcut depolarımız ve yeni yatırımlarımız son teknolojik altyapı desteği ile her sektörden her ürüne hizmet verebilecek kapasitede tasarlanmaktadır. Akıllı bina yapısını kendi yazılım firmamızın şirket ve müşteri bazında özelleştirerek hazırladığı depo içi takip ve ürün yönetimi sistemleri ile birleştiriyor ve müşteriye özel çözümler üreterek depo yönetimi hizmeti sunuyoruz. Bu alanda müşteri depolama ihtiyaçlarının analizinden sonra en verimli biçimde operasyon organizasyonu yapılıyor. Projeye özel depo ve depo yönetimi oluşturma alternatifleriyle müşteriye çeşitli olanaklar sunulabiliniyor. Sunduğumuz depolama hizmetlerinde operasyon için gerekli olan forklift, reachtruck,stacker, orderpicker ve elektrikli transpaletlerin yanısıra barkod ve RF (akıllı elle toplama cihazı) sistemleri, bilgisayar kontrollü uygulamalar ve en son teknolojik yenilikleri de kullanıyoruz” şeklinde konuşuyor.
Omsan Genel Müdürü Osman Küçükertan ise müşterilerine ait ürünlerin depodan yapılan dağıtımlarını kendi iç organizasyonunda yöneterek ortak kaynak kullanımı ve esnek çalışma stratejisi uyguladıklarını belirtiyor ve “Böylece müşteriler kendi operasyon sorumluları dışında depo ve dağıtım işleri için farklı kişilerle irtibat kurmak zorunda kalmıyorlar” diyor.
Ekol Lojistik Depolama Genel Müdürü Sadettin Küçükgirgin:
“Yatırımlarla, Büyümeyi Sürekli Kılmayı Hedefliyoruz”
Ekol olarak yalnızca Türkiye’de 400 bin metrekare kapalı alanda depolama hizmeti veriyoruz. Gümrük faaliyetleri için 6 farklı konumda antrepolarımız bulunuyor ve kapalı alanının 22 bin metrekaresi buna ayrılmış durumda.
Yurt dışında ise Ekol; Almanya, İtalya, Yunanistan, Fransa, Ukrayna, Bosna ve Romanya’da toplam 86 bin metrekarelik kendi tesisleri ile müşterilerine depolama hizmeti sunuyor.
Ekol, sektörel bilgi birikimi yüksek kadrosu, çok kullanıcılı depoların kaynak kullanımında yarattığı sinerji, maliyet ve operasyonel esneklik sayesinde müşterilerin değişik taleplerine en az kaynak kullanımıyla yanıt veriyor. Ekol Dağıtım Merkezleri’nde; sipariş yönetimi, stok yönetimi, envanter yönetimi ve bayi yönetimi hizmetleri sunuluyor.
Ekol iş süreçlerinde kullandığı sistemleri kendi IT ekibiyle geliştiriyor. Depo organizasyonlarımızda ‘Depo Yönetimi Sistemi-WMS’ programını kullanarak, değişken müşteri beklentilerine hızlı cevap verme esnekliği, farklı sektörlerden edinilen bilgi birikimiyle daha geniş yelpazede çözüm üretebilme becerisi ve sürekli gelişim olanakları sağlıyor. Ekol'ün kendi IT ekibiyle geliştirdiği Malzeme Akışı Kontrol Sistemleri-MFS yazılımıyla, otomasyonel depo çözümleri sistemi içerisinde malzemelerin ve bilgilerin akışı yönetilirken, kontrol ve optimize ediliyor.
Ekol, askılı ürünler için otomasyon sistemi ile askılı ürünlerin depo içerisinde el değmeden taşınmasını, depolanmasını ve siparişlere göre ayrıştırılıp sevkiyat alanına getirilmesini sağlıyor. Ekol'ün hazır giyim ve tekstil sektöründen müşterilerine sunduğu bu otomasyon sistemi, askılı ürünlerin depolama ve elleçleme maliyetlerini en aza indirirken, sipariş doğruluk oranının da yüzde100 olmasını sağlıyor.
Ekol’ün özellikle hızlı tüketim ürünleri sektöründe hizmet verdiği müşterilerinin operasyonlarında kullandığı sesli ürün toplama sistemi sipariş toplayan kişinin komutlarını sistemden kulaklık vasıtasıyla almasını ve geri bildirimleri de sisteme mikrofon vasıtasıyla iletmesine imkan tanıyor. RF el terminali ise personelin depo içerisindeki süreçlerle ilgili olarak sistemden iş emirleri almasını ve tamamladığı işlerle ilgili olarak da sonucu sisteme girmesine imkan veriyor.
Ekol 5 yıl içinde Avrupa’da lojistik denilince akla gelen ilk markalar arasında olma hedefi ile birlikte 2012 yılında Avrupa yatırımlarına hız verdi. 2012 yılında yakalanan büyüme hızının 2013 yılında da kesintisiz devam etmesi ve yeni yatırımlarla birlikte süreklilik arz etmesi sağlandı.
2012’nin son çeyreğinde gerçekleştirilen Avrupa yatırımları ile birlikte Avrupa’da lojistik denince akla gelen en önemli markalardan biri olmak üzere çalışmalarımız 2013 yılında da sürecek.
Mars Lojistik Avcılar Lojistik Merkezi İşletme Müdürü Mithat Sahillioğlu:
“Üretim Öncesinden Sonrasına, Depolama Hizmetlerimiz Kesintisiz Sürüyor”
Mars Lojistik, teknolojik gelişmeleri yakından takip edip, gerekli yatırımları ivedi olarak yapmayı öncelikli hedefleri arasına koyan, her türlü teknik donanıma sahip yeni nesil depo yatırımları yapan ve müşterilerine e-lojistik hizmet verebilen, sektörün öncü firmalarındandır.
Tedarik zinciri boyunca toplam operasyon maliyetlerinin azaltılmasını ve süreçlerinin iyileştirilmesini hedefleyen Mars Logistics, üretim öncesi ve sonrası depolama hizmetleri sunuyor. 96 bin 550 metrekare kapalı ve açık depolarda gümrüklü ve gümrüksüz depolama hizmeti veren Mars Logistics, kendi tüm depolama faaliyetleri için doğru ve eş zamanlı stok takibi gerçekleştiriyor. İstanbul Yenibosna, Avcılar, Tuzla, Bursa, Adana ve İzmir lojistik merkezlerinde veya kendi depolarınızda tek müşterili ve paylaşımlı depolama organizasyonu, ihracat yükleme ve çapraz yükleme platformu, dağıtım merkezi gibi hizmetler üretiyoruz. Ayrıca; kalite kontrol, barkodlama, etiketleme, ürün birleştirme, yeniden paketleme, elleçleme, paketleme, ambalajlama gibi tüm katma değer hizmetler de sunuyoruz. Sektör olarak baktığımızda, başta kimya, gıda ve elektronik olmak üzere tüm sektörlere hizmet veriyoruz.
Yenibosna'daki Mars Logistics genel merkezimizi 2014 yılı başında Hadımköy’de yaklaşık 80 bin metrekare bir alan üzerine kurulu bir tesise taşıyacağız. Yenibosna genel merkezimiz şehrin çok içinde kaldı. Halkalı Gümrük Müdürlüğü'nün de Çatalca bölgesine taşınacağının bilgisini aldık. Biz dahil tüm lojistik merkezlerinin şehir dışına taşınması lazım. Kamyonların trafikte olmadığı saatlerde trafik daha iyi işliyor. Ağır vasıtalar trafiği çok kilitliyor. Mars'ın şu anda 1500 araçlık bir filosu var. Bu araçları park etmek için binlerce dönüm yer lazım, bu araçları park edecek alanlara ihtiyaç söz konusu. Şu an çok farklı alanlarda kiraladığımız bölgelerde araçlarımızı park ediyoruz. Yeni yere taşındığımızda bu sorunu da bir miktar çözmüş olacağız. İstanbul'da ciddi park sorunu yaşıyoruz. Bir de daha hızlı servis vermeye başlayacağız.
Ayrıca önümüzdeki günlerde Kıraç'ta bir depomuz açılacak. 15 bin metrekarelik Kıraç'taki depomuz Tuzla lojistik merkezimiz gibi 2 katlı; ama 2 misli olacak.
Omsan Lojistik Genel Müdürü Osman Küçükertan: “Müşterilerimizin Depolarını Yöneterek Maliyetlerini Azaltıyoruz”
Toplam 200 bin metrekarelik 16 adet deposunda (İstanbul Anadolu Yakası, İstanbul Avrupa Yakası, Ankara, Kocaeli, İzmir, Bursa, Mersin, Balıkesir ve Fransa) hızlı tüketim, otomotiv, telekomünikasyon, inşaat, petrokimya, elektronik, gıda ve tekstil sektörlerindeki müşterilerine başarılı bir şekilde depolama ve elleçleme hizmeti veren Omsan Lojistik olarak aynı zamanda müşterilerimize depodan dağıtım ve kargo hizmetlerini de titizlikle sunuyoruz. Omsan depolarında yıllık yaklaşık 1 milyon palet, 5 milyon koli ve 100 bin SKU ürünün elleçlemesi gerçekleştiriyor.
Omsan Lojistik, depolarında barkod kontrollü süreçler ile operasyonlar için gerekli FIFO, FEFO, LIFO, Lot takibi, seri no takibi, üretim tarihi, son kullanma tarihi kriterleri ile çalışırken; müşterilerine 7/24 esasına göre web tabanlı stok bilgisi, güvenlik, uluslararası uygun yangın emniyeti hizmetleri ile tüm kaza ve doğal afetlere karşı sigorta uygulamalarını sunuyoruz.
2011 yılı başından itibaren Omsan depolarında Axata Depo Yönetim sistemi kullanılmaya başlandı.. Özmal ve taşeron depoları yönetimi, otomasyonu, farklı müşteri çalışma şekillerine uyum ve çeşitli ürün tipleri ve farklı depolama şekli taleplerine cevap verebilme noktasında Axata Omsan’a hız kazandırıyor.
2012 yılı içerisinde Omsan, depoda tekstil ürünlerinin sipariş bazlı ayrıştırılması ve tekrar paketlenmesi amacıyla Otomatik Ayrıştırma Sistemlerini kurdu. Bu sayede sipariş hazırlamada doğabilecek hatalar minimize edilirken, operasyonel verimlilik sağlandı.
Omsan müşterileri, antrepoların serbest depolarla aynı binada olmasının verdiği avantaj ile ara nakliye için ek ödeme yapmak zorunda kalmıyorlar.
Omsan’ın İstanbul Tuzla Depo’sunda serbest depo ile aynı binada Dilovası ve Erenköy Gümrüğü’ne bağlı antrepoları ile Kıraç Depo’sunda Ambarlı ve İzmir Depo’sunda Alsancak Gümrüğü’ne bağlı antrepoları bulunuyor.
Omsan olarak, müşterilerimizin depolarını yerinde yöneterek maliyetlerini azaltıyor ve verimli iş sonuçlarına imza atıyoruz. Tam sistem entegrasyonu ile ortak platformlarda belirlenmiş performans kriterleri ile müşterilerinin depolarını fiziksel ve sistemsel olarak verimli hale getiriyoruz. Depodan dağıtım hizmetlerini de müşterilerimize sunarak, ortaklıkta gerçekçi iş sonuçları üretmesi ile müşteri yöneticilerinin ana işlerine odaklanmalarını kolaylaştırıyoruz.
Reysaş Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Döven: “Depolama ve Yönetimi Konusunda Sektör Biraz Daha Bilinçlendi”
Depolarımız beyaz eşyadan tekstile, teknolojiden gıdaya ve otomotive kadar hemen hemen tüm sektörlere hizmet verecek kapasite ve teknolojik alt yapı ile inşa edilmiştir.
Şu an ağırlıklı olarak Kocaeli Çayırova bölgesinde devam etmekte olan yaklaşık 100 bin metrekare alanlı depo inşaatlarımız mevcut. Ayrıca Ankara, Antalya, Adana ve Samsun başta olmak üzere depo projelerimizde gündemde.
Depolama ve depo yönetimi konusunda sektörün önceki yıllardan ziyade biraz daha bilinçlendiğini ve bu ihtiyaç farkındalığının arttığını düşünüyorum. Depo yatırımları için seçilen bölgeler tabii ki ticaret ve lojistiğin birleştiği alanlar. Bu anlamda Marmara bölgesi revaçta. Ancak inşa edilen depolarda liman ve ya gümrük bölgelerine uzak kalan yatırımlar, teknolojik altyapının yetersiz kalması mevcut yatırımın ilerleyen yıllarda atıl olmasına yol açabilir.
Bu arada, mevcut ticaret yönünün değişmesi tabii ki gerek depolama gerekse taşıma yatırımlarının değişmesinde önemli role sahiptir. Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerimiz bu anlamda özellikle ve öncelikle demiryolu yatırımları ile destekleneceğini düşünüyorum. Karayolu ve bağlantılı demiryolu yatırımları ile desteklenen bölgede sonrasında da depolama kapasitesindeki artışları ve yatırımları da görmemiz mümkün.
Depo yatırımları için metrekare fiyatlarının oturduğunu ve bu fiyatlamanın da olumlu olduğunu düşünüyorum.
Sağlık Group Yönetim Kurulu Başkanı Zahit Sağlık: “Depo Yatırımlarına Ağırlık Veriyoruz”
Stokların saklanması ve korunması için yeterli büyüklük ve nitelikte yerin sağlanması istenilen parçanın depoda derhal bulunması, ihtiyaç yerine kolaylıkla taşınabilmesi büyük önem taşıyor.
Depo ve antrepo hizmetleri lojistik zincirin en önemli halkalarından biri. Depo yatırımlarını bu düşünceden hareket ederek yapıyoruz. Günümüzde yaşanan yoğun rekabet ortamında, müşteri ihtiyaçlarını çok iyi tespit edip, buna göre hizmet vermek gerekiyor. İthalatçı ve ihracatçıya sadece düşük fiyat vererek iş almak uzun vadeli ve sağlıklı bir yöntem değil. Stratejik ortak konumundaki müşteriye, işini verimli, sağlıklı ve sürdürülebilir kılacak hizmet sunmak önemli.
Türkiye’nin en büyük dış ticaret hacmine sahip ili konumundaki İstanbul’da taşımacı firmaların kendi yaptıkları depo yatırımları yeterli değil. İstanbul’un her iki yakasının şehir lojistiği, yurtiçi lojistik, uluslararası taşımacılık ve üçüncü ülkelere yapılacak taşımacılığın ihtiyacını karşılayabilecek lojistik merkezlere ihtiyacı var.