Operasyonel hız ve verimlilik sağlayarak müşterilerine daha kaliteli servis ve hizmet sunmayı hedefleyen DHL Express, İstanbul Atatürk Havalimanı B kapısı MNG Teknik Hangarın yanındaki arazide yer alan Gateway için yaklaşık 4 milyon Avro yatırım yaptı. Gateway’in açılışı 14 Kasım 2008 Cuma günü gerçekleştirildi.
En son teknoloji ve yüksek standartlarla tasarlanan 4 bin m2'si açık, 2 bin 452 m2 kapalı alandaki Gateway’de, toplam 55 metre uzunluğundaki hareketli konveyor desteği ile aynı anda 10 adet uçak konteynerına yükleme ve boşaltma yapılabilecek. DHL Express Gateway’in hizmete girmesi ile çalışma alan ve koşullarını iyileştirmenin yanı sıra, yurtdışından Türkiye'ye yapılan gönderilerin büyük kısmı yaklaşık 1 saat daha erken alıcılarına ulaştırabilecek. DHL Express, Gateway’in stratejik konumu nedeniyle, gönderi toplama kabiliyetini günün daha geç saatlerine doğru genişletebilecek ve müşterilerinin günü daha verimli kullanmalarını sağlayacak. Gateway binasındaki ön büro sayesinde müşterilerinin son dakika gönderilerini 21.00’e kadar teslim alacak olan DHL Express, gönderileri aynı gece yurtdışına iletebilecek.
Gateway’in açılış töreni için Türkiye’ye gelen Deutsche Post World Net dünya CEO’su Frank Appel, düzenlenen toplantıda şu açıklamalarda bulundu: “DHL Express, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de uluslararası hızlı hava taşımacılık sektörünün kurucusu ve Türkiye’de bu sektördeki ilk yabancı yatırımcı konumundadır. Türkiye’deki açık ara pazar liderliğimizi korumak ve gelecekte de Türk dış ticaret şirketleri için 1 numara kalmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yeni açtığımız bu Gateway, Türkiye’deki büyümemiz için sağlam bir temel teşkil etmektedir.”
Appel: “Türkiye, iyi eğitimli ve motivasyonu yüksek genç nüfusa sahip”
Türkiye’nin sahip olduğu eşsiz ve doğal konumu nedeniyle entegre ulaşım ve lojistik konusunda; Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Rusya arasında lojistik dev olma yolunda ilerlediğini belirten Appel,
İhracattaki ve iç pazardaki çok güçlü gelişme son yıllarda, yüzde 5’in üzerinde bir ekonomik büyümeye neden oldu. Global finans krizini ise başka ülkelerle kıyaslandığında daha hafif atlatmasını umuyoruz. Lojistik hizmet veren sektör olarak özellikle Orta Doğu ile gelişen ticaretin ihracatçılar için önemli bir potansiyel olduğunu görebiliyoruz. Bu durum Avrupa’nın düşme ihtimali olan ithalat talebini dengelenmesi açısından önemli bir potansiyel olabilir. Bu gelişmeler sonucunda, Birleşik Arap Emirlikleri ihracat destinasyonu olarak Almanya’nın hemen ardından ikinci sıraya yerleşti. Türkiye’den bu ülkeye yapılan ihracatın ilk 8 ayda bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 200’ün üzerinde bir artış kaydedildi.
İstanbul, Türkiye’deki tek ana gönderi merkezi olma üstünlüğü ile ülkenin en önemli lojistik üssü haline gelmiştir. DHL gibi nerdeyse tüm önemli lojistik alanlarda hizmet veren kuruluşların şirket merkezleri, İstanbul’da bulunmaktadır ve ülkenin diğer bölgelerindeki bağlantıları da buradan yönetilmektedir.
DHL Türkiye piyasasına bakıldığında, 2007 yılında yaklaşık 270 milyon Avro’luk toplam ciro ve yaklaşık bin 800 çalışanıyla; tüm tedarik zinciri yönetimi işinde öncü lojistik ortaklardan biri olarak kendisini konumlandırmayı başarmıştır. DHL, arka arkaya 6 kez Türkiye’nin en önemli ekonomi dergilerinden olan Capital tarafından taşıma ve lojistik sektörünün en beğenilen şirketi olmayı başarmıştır. 2006 yılında ise Dünya Gazetesi tarafından yıla damgasını vuran şirket olarak seçilmiştir. Medyadaki bu yansımaları, faaliyetlerimizle doğru yolda olduğumuzun göstergesi olarak kabul ediyoruz” dedi.
Yüzde 50’nin üzerinde pazar payı
Bugün Türkiye ekspres pazar payında yüzde 50’nin üzerinde bir oranla piyasada kesin bir üstünlükle 1 numara olduklarını önemle vurgulayan Appel, şöyle devam etti: “Tüm gönderilerin yüzde 70’ten fazlasının İstanbul ve çevresinden geldiği düşünülecek olursa, bugün İstanbul Atatürk Hava Limanı’na komşu açtığımız Gateway ile büyüme için gereken çok önemli bir hizmete imza atmış olduk. Bu yatırım sayesinde süreçlerimizi kararlı biçimde iyileştirip geliştirdik ve müşterilerimizin ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap vermeyi amaçladık. 4 milyon Avro’luk bir yatırım olan Gateway’imiz geleceği olan bilinçli bir yatırım ve Türkiye’yi de büyümeye potansiyeli olarak gördüğümüzün açık bir ifadesi.”
“Sadece ekspres alanında sınırlı kalmayan lojistik hizmetlerimiz; hava ve deniz taşımacılığı, kara taşımacılığı ile sözleşmeli lojistik branşlarındaki kapsamlı servisler vasıtasıyla lojistik hizmetlerindeki geniş alana yayılan daha birçok hizmetle de bütünleşmektedir. Keza, hava taşımacılığı alanında da aynı tarihlerden beri aktif olarak hizmet veriyoruz ve piyasada bu hizmet ağımızla, 1 numaraya yerleşmiş bulunmaktayız. Freight alanında henüz oldukça yeniyiz. Öncelikli kesin hedefimiz, kara taşımacılığı ağını sürekli biçimde genişletmek ve 2010 yılına kadar bu alanda da Türkiye piyasasında 1 numaraya yükselmek. Gelecekte bu yoldaki en önemli kilometre taşı ise 2009 Ocak ayından itibaren, Avrupa ile Orta Doğu arasındaki müşterilerimize sunmayı planladığımız piyasada ilk kez gerçekleştirilecek düzenli kara taşımacılığı olacaktır. Düzenli kara taşımacılığı hizmet paletinin içinde Full Truck Load (FTL) yani tam yük, Less Than Full Truck Load (LTL) yani kısmi yük ve Part Load (PTL) özelliklerden oluşan servisler yer alacak. Bu yeni kara taşımacılığı bağlantısı ise hava taşımacılığına karşı maliyeti düşük bir seçenek ve deniz taşımacılığına karşı da hızlı bir seçenek olacaktır. Bu seçenek, önemli bir hizmet boşluğunu kapayacak ve müşteriye de hizmet seçme şansı tanıyacaktır. Türkiye, bu yeni ağ sunumunda Orta Doğu’da tüm gönderiler için taşıma ve konsolidasyon (pekiştirme) merkezi olarak çok önemli bir rol oynayacaktır” diyen Appel, şunları söyledi: “Tüm bunlarla birlikte ve belki de en önemlisi; biz sözleşmeli lojistik işinde de Türkiye’de temsil edilmekteyiz ve piyasadaki en iyi 3’ün arasında bulunmaktayız. Hatta DHL olarak sağlık sektörü ve teknolojide de önde giden firmayız. Ülke çapında çok sayıda hizmet merkezi ile toplam 160 bin metrekare depo alanıyla tüketim, perakende, moda, otomotiv gibi diğer sektörlere de hizmet vermekteyiz. Bilindiği gibi Türkiye’de birçok tanınmış otomobil firmasının üretim yerleri bulunuyor. DHL Exel Supply Chain, kısa bir süre önce Renault firmasıyla Gebze’de yer alan dağıtım merkezinden Fransa, Slovenya ve Romanya’daki Renault fabrikalarına dağıtılacak araba parçaları ile ilgili bir dağıtım sözleşmesi imzaladı.
Olağanüstü coğrafi konumu ve mükemmel iş gücü potansiyeli, Türkiye’yi, bir çok müşterimiz ve dolayısıyla bizim için de lojistik partner olarak çok ilgi çekici bir yatırım yeri haline getirmiştir. Birleşmiş Milletler Dünya Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) da Türkiye’yi yabancı yatırımlar için dünyanın en cazip 15 ülkesi arasında görmektedir. Yıllık yüzde 7 oranındaki büyüme, bu istikrarla genişletilebilir pozisyonu onaylamaktadır. Bu nedenlerden dolayı DHL de bu yılın Temmuz ayından beri sürmekte olan ve Investment Support and Promotion Agency ISPAT (Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı) tarafından gerçekleştirilen ,“Investors love Turkey, Turkey loves investors” (Yatırımcılar Türkiye’yi, Türkiye’de yatırımcıları seviyor) kampanyasını desteklemektedir.”
300 bin çalışan,8 milyon müşteri
21’inci yüzyılın ekonomisi için ülkelerarası sınırların gittikçe artarak önemini yitirmekte olduğuna değinen Appel, “Dünya çapındaki lojistik sektörü tahminimce özellikle Türkiye gibi büyüme piyasalarını ilgilendirmektedir, bu yüzden gelecek vaad etmektedir. DHL, küresel lojistik partner olarak 300 binin üzerindeki çalışanıyla şu anda 8 milyon müşterisini, dünya çapında kalıcı büyümeleri ve uluslararası rekabet gücünü artırma yolunda desteklemektedir. Holding çapındaki First Choice Programı (ilk seçim) ile en uygun müşteri ve servis oryantasyonunu gelecekte de etkinliklerimizin odak noktasına yerleştiriyoruz. Bu aktif olduğumuz her piyasa için geçerlidir ve özellikle Türkiye gibi büyüme piyasaları da buna dâhildir. Hedefimiz, sadece branşımızda en büyük olmak değil aynı zamanda branşımızın en iyisi olmaktır. Bu da ancak kaliteyi sürekli daha fazla iyileştirme, inovasyon (yenileşim) ve esnek çözümlerin geniş biçimde çeşitlendirilmiş ve müşterilerin gereksinimlerini karşılayacak biçimde düzenlenen sunumla gerçekleştirmektir. Yeni Ekspres Gateway’in bugünkü açılışıyla bu yoldaki önemli bir kilometre taşını ortaklaşa kutluyoruz” dedi.
Gönderi güvenliği garantisi sunan TAPA (Transported Asset Protection Association) sertifikasına sahip hizmet merkezleri bulunan DHL Express, Gateway binasını da tasarım aşamasından itibaren TAPA sertifikası almak için gerekli koşullar göz önünde bulundurarak inşa etti.
Akavi:“İhracatçılarımızın rekabetçiliklerini artıracak çalışmalarımız devam edecek”
DHL Express Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Bölge Direktörü Michel Akavi ise Türkiye’nin coğrafi konumu gereği lojistik üssü olmayı hak ettiğini ve lojistik firmalarının da bunu göz önünde bulundurarak hareket etmesi gerektiğini belirterek, “Global krizin etkileri ile doğrudan yabancı yatırım havuzunun global anlamda daraldığı bu günlerde, Türkiye’nin ilk hızlı hava taşımacılık şirketi olarak Türkiye pazarında yatırımlarımıza devam ediyoruz. Türkiye EEMEA bölgesinde son derece stratejik bir fonksiyona sahiptir. Baktığımız zaman 2007 yılında Türkiye’den çıkış yapan gönderilerin miktarının EEMEA bölgesindeki yurtdışı çıkış yapan gönderilerin yüzde 13’üne, giriş yapan gönderilerin ise yüzde 7’sine tekabül ettiğini görebiliyoruz. Taşınan dokümanları bir kenara bırakıp, paket gönderileri değerlendirdiğimizde ise yurtdışına giden gönderiler içerisinde Türkiye’nin payının yüzde 30’lara ulaştığını görebiliyoruz. Bu rakamlar bize Türkiye’nin DHL ağı içerisindeki önemini açık olarak göstermektedir. Global kriz etkisiyle yavaşlama gözlemleyebileceğimiz dünya ticaretinden özellikle ihracatçılarımızın daha fazla pay alması için onların rekabetçiliklerini artıracak çalışmalarımız devam edecektir” dedi.
DHL’in Türkiye pazarına olan yatırım ve hizmetlerini her geçen gün geliştirdiğini ifade eden Akavi, şöyle devam etti: “Hızlı hava taşımacılık sektörü bildiğiniz gibi Türk dış ticaretinin nabzını tutmaktadır. Özellikle ihracat öncesi numunelerinin taşınmasını üstlenen sektörümüz, bu anlamda Türk şirketlerinin dünya pazarındaki rekabetçiliğinde doğrudan rol oynamaktadır. 2001 yılından bu yana 2 haneli büyüme trendini koruyan DHL Express, Türkiye’de artan iş hacmi ile doğru orantılı olarak, 2008 yılı itibari ile Türkiye’de hizmet verdiği uçağını büyüterek yaklaşık yüzde 50 oranında bir kapasite artışı sağlamıştır. Bunun yanı sıra 2007’den yana operasyon ve hizmet alanlarımızı da yüzde 43 oranında artırarak müşterilerimizin ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap vermeye çalışmaktayız.”
Gateway’in 4 bin m2'si açık, 2 bin 452 m2’si kapalı alan
DHL olarak sürekli gelişimi kendilerine ilke edinmiş bir şirket olduklarını söyleyen Akavi, “Zamana karşı yarışan sektörümüzde, müşterilerimizin en önemli beklentilerinden ve ihtiyaçlarından birisi yurtdışına gidecek gönderilerini mümkün olduğu kadar geç DHL’e teslim etmek ve yurtdışından gelen gönderileri mümkün olduğu kadar erken teslim almak. İşte bu 4 milyon Euro değerindeki Gateway yatırımımız bu gelişim için temel taşlardan birisidir. En son teknoloji ve yüksek standartlarla tasarlanan 4 bin m2'si açık, 2 bin 452 m2 kapalı alandaki Gateway’de, toplam 55 metre uzunluğundaki hareketli konveyor desteği ile aynı anda 10 adet uçak konteynerına yükleme ve boşaltma yapılabilecek. DHL Express Gateway’in hizmete girmesi ile çalışma alan ve koşullarını iyileştirmenin yanı sıra, yurtdışından Türkiye'ye yapılan gönderilerin büyük kısmı yaklaşık 1 saat daha erken alıcılarına ulaştırabilecek. DHL Express, Gateway’in stratejik konumu nedeniyle, gönderi toplama kabiliyetini günün daha geç saatlerine doğru genişletebilecek ve müşterilerinin günü daha verimli kullanmalarını sağlayacak. Gateway binasındaki ön büro sayesinde müşterilerinin son dakika gönderilerini 21:00'e kadar teslim alacak olan DHL Express, gönderileri aynı gece yurtdışına iletebilecek. Tesisimiz uluslararası güvenlik standartlarına uygun olarak yapılandırılmıştır” dedi.