Ancak Japonya’da meydana gelen deprem ve tsunamilerin etkisi ile oluşan zararın yanında özellikle dünya piyasalarında kriz beklentisi ve Avrupa’da bazı ülkelerin ekonomilerindeki kötü gidişin hava taşımacılığına maliyeti de ağır oldu.
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) verilerine göre hava taşımacılığı yıllık büyüme hacmi, yılbaşından bu yana yüzde 5,5'ten yüzde 1,4'e gerilerken 48,2 mil tonluk beklenti de 46,4 mil tona geriledi.
Yıl içinde en kötü yarayı Asya Pasifik taşıyıcıları aldı. 2010 senesinde 8 milyar dolar olan karlılıkları 2011'in ilk 9 ayında 2,5 miyar dolar seviyesinde kaldı. Hava kargo piyasalarındaki zayıflamanın bu bölgede bu kadar orantısız olmasının, kargo sektöründe daha geniş pazar payı olan şirketlerden kaynaklandığı görüşü savunuluyor. Ayrıca, Asya Pasifik taşıyıcılarının en büyük pazar payına sahip olduğu tedarik zincirleri ve kargo pazarlarına Japonya’daki deprem ve oluşan tsunamilerin verdiği büyük şok ve zararın etkisi de hala devam ediyor. Bu kötü tabloya rağmen söz konusu bölge için 2012 yılında güçlü bir toparlanma bekleniyor.
IATA’nın 2012 yılı için hava taşımacılığı sektöründeki karın 4,9 milyar dolara gerileyeceği ve 632 milyon dolarlık gelirlerle net kar marjının yüzde 0,8 olarak gerçekleşeceği tahmini açıkladı. 2012 yılında yüzde 4,2 büyümesi tahmin edilen hava kargo piyasasının 2011 yılına oranla üç kat (yüzde 1,4) fazla büyüyecek olmasına rağmen söz konusu büyümenin verimlilik artışına yansımayacağı beklentisi hakim. Pazarda en kötü darbenin de ekonomik krizde olan Avrupa'da olacağı tahmin ediliyor. IATA tahminlerine göre, Avrupa genelinde sadece 300 milyon dolar kar dönüşü bekleniyor.
Ancak uzun vadede bakıldığında dünya hava kargo trafiğinin gelecek 20 yıl içerisinde yıllık ortalama olarak yüzde 5,9 büyüme hızı ile 3 kat büyüyeceği öngörülüyor.
Türkiye hava kargo pazarı 9 ayda yüzde 10.5 büyüdü
Havayolu kargo taşımacılığı piyasasında 19’uncu sırada yer alan Türkiye’de, taşıma modları arasında havayolunun payı hala diğer ülkelere oranla oldukça az olsa da büyüme hızının dünya genelindeki artıştan daha yüksek olduğu görülüyor.
2011 yılında dünya genelinde hava taşımacılığı yıllık büyüme hacmi, yılbaşından bu yana gerilerken, taşınan kargo miktarında ise büyük düşüşler olmamakla birlikte karlılıklarda azalma görüldü. Türkiye’de ise aynı dönemde gözlendi. 2011 yılı Eylül sonu verilerine göre havada gerçekleşen yük trafiği (bagaj, kargo ve posta toplamı) bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 10,5 oranında arttı.
İthalat olarak bakıldığında Türkiye ekonomisinin büyümesine paralel bir gelişim gösteren hava kargo sektöründe, ihracat ise yılın ilk yarısındaki politik belirsizliğin seçimlerden sonra ortadan kalkması ile ikinci yarıya hızlı başladı. Ocak-ağustos ayı taşımalarına bakıldığında yılın ilk sekiz ayında Türkiye hava kargo ihracat pazarı yüzde 9’luk bir büyüme gösterdi.
Devlet Hava Meydanları Genel Müdürlüğü (DHMİ), tarafından açıklanan verilere göre 2011 Eylül sonu itibariyle Türkiye genelinde havada gerçekleşen yük trafiği 1 milyon 717 bin 756 ton oldu. 2010 yılı aynı döneminde bu rakam 1 milyon 555 bin 841 ton olarak gerçekleşmişti. Bu da bir önceki yıla oranla yük miktarında yüzde 10,5’lik artış anlamına geliyor.
2010 yılı ilk dokuz ayında iç hat kargo taşımalarında 423 bin 864 ton olan rakam bu yıl aynı dönemde yüzde 9,6 artarak 464 bin 707 ton olarak gerçekleşti. Bu artış iç hat taşımalarında yüzde 10,8 oldu. Geçen yıl 1 milyon 130 bin 977 tonu bulan taşıma miktarı bu yıl 1 milyon 253 bin 49 tona yükseldi.
Artış beklenen Asya-Avrupa trafiğinden Türkiye’de payını alacak
Türkiye hava kargo pazarındaki bu yükseliş trendinin önümüzdeki yıllarda da devam edeceği yönünde görüşler hakım. IATA’nın açıkladığı verilere bakıldığında 2014 yılına dek Türkiye’nin hava kargo trafiğinde senelik olarak yüzde 5’lik artış yaşanması bekleniyor. Türkiye ekonomisindeki dikkat çeken büyüme rakamları ve istikrarlı bir yapı sergilemesi yanında dünya ticaretindeki artış ile üreten Doğu’nun tüketen Batı’ya ulaşımında en avantajlı coğrafi konuma sahip olması bu beklentileri artırıyor.
Bu konudaki görüşlerini belirten THY Kargo Pazarlama ve Satış Başkan Yardımcısı Halit Anlatan, dünya hava kargo pazarı genel gidişatına bakıldığında geçen yıla oranla yüzde 1 ila 2 arasında düşük bir büyüme beklentisinden söz ediyor. Avrupa, Amerika ve Ortadoğu’daki ekonomik ve politik krizler, artan yakıt fiyatları, tüketim ve üretimin buna bağlı olarak yavaşlamasının hava kargo pazarında hissedilir bir durgunluk yaşanmasına neden olduğunu belirten Anlatan, Türkiye’de ise ekonomik büyüme ve ekonomik istikrara paralel olarak hava kargo pazarında da hissedilir derecede bir büyümenin altını çiziyor.
Türkiye üzerinden geçen Çin, Vietnam, Bangladeş ve Hindistan çıkışlı Avrupa varışlı Asya-Avrupa ve Ortadoğu kargo trafiğinin giderek artacağını kaydeden Anlatan, “Bu trafikten en fazla payı biz ve Ortadoğulu taşıyıcıların alacağını tahmin ediyoruz. Ayrıca Ortadoğu ve Afrika varışlı Avrupa ve Amerika orijinli büyüme olacağını tahmin ediyoruz. Güney Amerika’da niş noktalar var ancak şu anda yakıt maliyetleri yüzünden bu noktalara diğer havayollarıyla yapmış olduğumuz iş ortaklık anlaşmaları ile gitmek istiyoruz. Türkiye bahsettiğimiz tüm pazarlardan pozitif yönde etkilenecektir” diyerek gelecekte hava kargo pazarı ile ilgili trendleri ve Türkiye’nin ne şekilde etkileneceğini yorumluyor.
Dünyada şu anki hakim trendi, ekonomik büyümenin gelişmiş ekonomilerden, başını BRIC ülkelerinin çektiği gelişmekte olan ekonomilere kayması olarak açıklayan DHL Express Türkiye Bölge Direktörü Michel Akavi ise yine gelecek ile ilgili olumlu konuşan isimlerden biri. Türkiye’nin dünyada yükselen ekonomilerden biri olduğunun altını çizen Akavi, “Son yıllara bakıldığında geleneksel dış ticaret partneri olan Avrupa ve A.B.D’ ye ek olarak, dış ticaretini -başta komşu ülkeler olmak üzere- dünyanın bütün gelişmekte olan ekonomik havzalarına başarıyla kaydırmaya başladığını görüyoruz. Önümüzdeki dönemde dünyanın yükselen ekonomik pazarlarında daha aktif ve oluşan yeni ticaretten daha fazla pay alan bir Türkiye göreceğimize inanıyorum. Hava kargo sektörünün de benzer bir trend içinde olacağını söyleyebilirim” diye konuşuyor.
Türkiye’nin 2023 yılında kendine 500 milyar dolar ihracat hedefi koymuş iddialı bir ekonomi olduğunun vurgulayan Akavi, şunları söylüyor: “Bunun yanı sıra gerek demografik ve gerekse de ekonomik büyümesiyle dünyanın halihazırda öncü yükselen pazarlarından biri olmayı başarmıştır. Bu hedef ve mevcut büyüme trendini dünya ekonomisinde makro sorunlara rağmen koruyacağına inanıyorum. Bütün bu noktalardan hareketle Türk kargo pazarının da dünyadaki emsallerine kıyasla daha canlı ve büyüme açısından daha şanslı olduğuna inanıyorum.”
Altyapı eksiklikleri giderilmeli
Türkiye’de ihracat ve ithalatta gözlenen artışın sektörde pozitif bir etki yarattığını ve 2011 yılı içerisinde en çok gönderi yapan sektörler arasında tekstil, otomotiv, teknoloji ve perakendenin geldiğini açıklayan UPS Türkiye Ülke Müdürü Mike Harrell ise giderek büyüyen Türkiye hava kargo pazarı için gelecekte tıkanma yaşanmaması adına bazı eksikliklerin giderilmesi konusundaki görüşlerini aktardı.
Pek çok isim gibi ekonomideki gelişme ve ihracattaki artışın hava kargo sektörünü de canlı tuttuğunu ifade eden Harrell, “2023 yılında 500 milyar dolar ihracat gerçekleştirmeyi hedefleyen Türkiye bu hedef doğrultusunda öncelikle altyapı çalışmalarına önem vermelidir. Bu çerçevede, var olan hava alanlarının kargo terminallerinin etkinleştirilmesi hatta hava alanlarına yakın bölgelerde kargo köylerinin kurulması önemlidir” diyor.
Hava kargo pazarı giderek büyümesine rağmen Türkiye’de diğer taşıma modlarına oranla ciro ve hacimsel olarak çok daha az yer alıyor. Türkiye’de taşımaların sadece yüzde 2-3’lük kısmı hava kargo ile yapılıyor.
Bu konuyu değerlendiren Harrell, zaman ve hız faktörünün her geçen gün daha da önem kazandığı günümüzde, bu önemin taşıdığı maliyete rağmen fırsat önceliği sağladığı için hava kargo taşımacılığına yönelik ilgi ve talebi artırdığını kaydediyor. Günümüzde hava kargo taşımacılığı çok hızlı bir gelişim içinde olduğunu aktaran Harrell, şunları söylüyor: “Zaman ve hız faktörünün çok önemli olması nedeniyle, hava ulaşımının süratli, rahat ve emniyetli oluşu ve bu sahadaki dünya teknolojisinin sürekli ve hızlı bir şekilde gelişim içinde bulunması, diğer ulaşım araçlarına nazaran kargo taşımacılığında hava taşımacılığının önemini daha da artırmış ve dünyadaki gelişmelere paralel olarak ülkemizde de bu alanda kısa sürede büyük gelişmeler kaydedilmiştir. Sektörün altyapı sorunları çözüldüğünde hava kargo taşımacılığının diğer taşıma modları ile rekabeti artırılabilir.”
Pegasus Cargo Direktörü Aydın Alpa da Türkiye’de hava kargo pazarının diğer modlara karşı
hacim ve yıllık ciro olarak geride kalmakla birlikte (yüzde 2-3 lük pay)dünya genelinde lojistiğe konu olan ürünlerin toplam değerinin yüzde 35’nin hava kargo ile taşındığını hatırlatıyor. Bu datalara bakıldığında hava kargonun dünyadaki yerinin ne kadar önemli olduğunu belirten Alpa, Türkiye’de altyapı ile ilgili soruna değiniyor.
Türkiye’nin coğrafi konumunu düşünüldüğünde havayolu taşımacılığının gelişmesi beklenenin hala altında olduğunu söyleyen Alpa, “2010 dış ticaret verilerini incelediğimiz zaman deniz yolu ile yüzde 57, karayolu ile yüzde 30, havayolu ile yüzde 8, demiryolu ile yüzde 1 civarında taşıma gerçekleştiğini görüyoruz. Havayolu kargo taşıma oranları hala uluslararası payın altında. Bunun en büyük nedenlerinden biri de altyapı olarak istenen seviyeye ulaşamamış olmaktır.
IATA’nın açıkladığı verilere baktığımızda 2014 yılına kadar Türkiye’nin hava kargo trafiğinde yüzde 5’lik senelik artış yaşanması bekleniyor, oysa aynı zaman dilimi için Birleşik Arap Emirlikleri’nde bu beklenti yüzde 8.4. Eğer Türkiye de jeopolitik konumunun kendisine kazandırdığı avantajı doğru kullanabilirse sadece hava kargo olarak değil, denizyolu ve karayolu trafiğini de entegre ederek tam bir hub konumuna gelebilir” diye konuşuyor.