Şirketlerin gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için üzerine düşen tüm görevleri yerine getiren Ekol, iş modellerini ve süreçlerini çevreye duyarlı olarak düzenlemeye devam ediyor. Yeşil dönüşümün lojistik sektörüne etkilerini Ekol Türkiye Ülke Müdürü Arzu Akyol Ekiz ile konuştuk.
Son dönemde sektörde “yeşil lojistik” konusu öne çıkıyor. Yeşil lojistik hakkında bilgi verir misiniz? Şirket olarak “yeşil lojistik” stratejinizin temellerini neler oluşturuyor?
Sektörümüzde özellikle son yıllardaki bilinçlenmeyle birlikte yeşil büyüme yaşanıyor, düşük karbon ekonomisine geçiş için önemli adımlar atılıyor. Lojistik operasyonlarını daha sürdürülebilir kılmayı hedefleyen yeşil lojistik uygulamaları kapsamında bugün birçok şirketin karbon emisyonlarını azaltma ve sıfırlama konusunda yol haritaları oluşturduğunu görmek sektörümüz ve dünyamız için sevindirici.
Toplumun, kaynaklardan daha hızlı büyüdüğü günümüzde; ortak değer yaratmanın, sektörler ve endüstriler arası işbirliğinin ve değişimin öneminin farkındayız. Amacımız; bulduğumuz dünyadan daha iyisini bırakmak konusunda üzerimize düşenleri yapmak.
Doğal kaynakların verimli kullanılması, atık miktarlarının azaltılması ve geri dönüştürülmesini hedeflediğimiz sürdürülebilirlik yolculuğumuzda, 2022 yılı Şubat ayı itibarıyla 11 tesisimiz için Sıfır Atık Belgesi alarak toplam 643 bin 500 metrekarelik alanda sıfır atık sistem kurulumuna ulaştık.
Yeşil lojistik kapsamında önümüzdeki sürece dönük hedef ve projeleriniz neler?
Tüm projelerimizde Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı karbon nötr hedeflerini gözetiyoruz. Düşük karbonlu teknolojiler ve ekipmanlarla (elektrikli çekiciler, roadtrain uygulaması, biyoyakıt) donanmış filomuza ve limanlarımıza, yüksek teknolojiyle optimizasyonu sağlayan otomasyon çözümlerimize yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Kara taşımacılığı tarafında elektrikli ve biyodizel yakıtlı araçların kullanımını destekliyoruz.
İlerleyen dönemde elektrikli araçlar ya da hidrojen yakıtlı araçların operasyonlarda daha etkin kullanılabilecek düzeye gelmesiyle beraber bunu ilk uygulayan şirketlerden biri olacağız. Şimdiden bunun için çalışmalar ve pilot projeler yürütüyoruz.
Enerji ve çevre tasarımında liderlik yaklaşımı ile geliştirerek devreye aldığımız LEED Sertifikalı tesislerimize, yeşil liman ve ofislerimize yaptığımız yatırımlarımıza devam edeceğiz.
Lojistik firmaları neden yeşil olmalı? Siz ürünlerinizle lojistik sektörünün yeşil adımlarına nasıl destekliyorsunuz? Bu kapsamda sağladığınız yakıt tasarrufları, karbondioksit salınımında sağladığınız düşüşler vb. başlıklardaki çalışmalarınızı anlatır mısınız?
Sektörümüzde sürdürülebilirlik konusunda en büyük yatırımı yapan şirketiz. Karbondioksit salımını azaltmak için bir tesisi kurarken, yeni bir hat güzergahı çizerken bile düşük karbonlu ekonomi modeline hizmet vermeye dikkat ediyoruz.
2007’den bu yana Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi imzacıları arasında yer alıyoruz. Gönüllülük esasıyla yer aldığımız bu inisiyatifle her yıl ilerleme raporu yayımlıyoruz. 2012’den bu yana kurumsal karbon ayak izimizi uluslararası standartlara göre hesaplayıp müşterilerimizin tedarik zincirinde yarattığı değeri sistemsel raporluyoruz. Avrupa’nın en büyük depolama alanlı yeşil tesisi Lotus’ta, enerji ihtiyacının yüzde 70’ini çatı güneş enerji santrali ile karşılıyoruz. Böylelikle 2 bin 400 hanenin bir yıllık elektrik tüketimiyle eş değer olan bu kazanımımızı GES yatırımlarımız ile geliştirmeye devam ediyoruz.
Lotus’ta yılda 3100 ton kg CO2 salımının azaltılmasına hizmet eden bir sistem kuruldu. Bu aynı zamanda 140 bin ağaç dikilmesine karşılık geliyor. GES’in toplam kurulu güç kapasitesi 5.589 kilowatt power (kWp). Bu kapasitenin yüzde 4,8'i 270 kilowatt peak ile otopark üstü, yüzde 1,3’ü ise yürüme yolu üzerindeki sundurma alanlarda kurulan güneş panelleri ile elde ediliyor.
Düşük karbonlu sürdürülebilir iş modelimiz intermodal taşımacılık ile karbon emisyonunu azaltarak son 10 yılda İstanbul Belgrad Ormanı’nın 14 katı büyüklüğüne eşdeğer yeşil alanın dünyamıza kazanımına eşdeğer bir etki yarattık. Enerji Yönetim Sistemleri uygulamalarımız ve CDP (Karbon Saydamlık Projesi) Raporlamalarımız ile iki senedir üst üste Avrupa ortalamasında bir performans ile B Yönetim Seviyesinde derecelendirilerek, Türkiye’de sektörümüzde ilk ve tek lojistik marka olma ünvanımızı korumuş olmanın büyük mutluluğunu yaşıyoruz. “Yeşil Lojistik Belgesi” uygulama standartlarının sektör liderliğini yapıyoruz.
Ayrıca çevreci, doğaya saygılı bir taşımacılık modeli olan intermodal’da hatlarımıza her geçen gün yenilerini ekleyerek, hizmet ağımızı genişletiyoruz.
Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat ile iklim krizine karşı etkin mücadelede yeni bir ekonomik sistem yaratıyor. Buna uyum yönetimi kapsamında birçok öncü çalışma yürütüyoruz. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat gereği 2030’a kadar emisyonların yüzde 55 azaltılması, 2050’ye kadar da İklim Nötr kıta olma hedefine ulaşılması için aksiyonlarımızı almaya başladık. 2030 yılına kadar 2020 baz yılı karbon emisyonlarımıza kıyasla; toplam emisyonlarımızı (Kapsam 1-2 ve 3) toplam ciro başına (tCO2e/ ciro EUR) yüzde 55 azaltmayı, Avrupa’da dolaşımda olan araçlardan kaynaklı toplam emisyonumuzu yüzde 75 azaltmayı hedefliyoruz. 2050 yılında da karbon nötr hedefimize ulaşmak için; Bilim Temelli Hedefler Girişimi (Science Based Targets) süreçlerine de geçmeyi programımıza alıyoruz.
Bu regülasyonlardan öncelikli etkilenecek; emisyon yoğun üretim yapan sektörler baştayken, lojistik sektörü olarak henüz doğrudan böyle bir regülasyona dahil değiliz ama bunun için bekleyemeyeceğimizi biliyoruz. İhracatımızın yüzde 50’sini Avrupa’ya gerçekleştiriyoruz. Faaliyette bulunduğumuz 12 ülkenin 11’i Avrupa’da. Düşük karbonlu hizmet üretmek, bizim için ticaretin bir şartı haline geldi.
Sosyal sorumluluk projeleriniz oldu mu ve/veya devam ediyor mu?
Hezarfen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi iş birliği ile 2014 yılından bu yana mavi yaka çalışanlarımızın lise eğitimini tamamlaması adına destek veriyoruz.
Topluma ve ekosisteme değer yaratmak amacıyla başlattığımız 30 Elçi 30 İyilik projesi ile karşılıksız ve gönüllülük esasıyla ihtiyaç sahiplerine maddi ve manevi destekler sağlamaya devam ediyoruz. Bu kapsamda toplum ve çevrenin refahı arasındaki dengeye önem vererek, akademik iş birlikleri, kelebek hastası-onkoloji hastası çocuklar için yardım, sokak hayvanlarına koruyucu hekimlik gibi çeşitli konulara dokunuyoruz.
21 Eylül 2021 Dünya Sıfır Emisyon Günü’nde Ekol’de ‘’Yaşam İçin, Şimdi’’ ismiyle yeni bir hareketi hayata geçirdik. “Yaşam İçin, Şimdi” sürdürülebilirlik çatı stratejimiz kapsamında sürdürülebilirlik projelerimizi Proje 21 etkinlikleri ile paylaşabileceğimiz, sürdürülebilirlik kültür dönüşümünü tüm paydaşlarımıza görünür kılacak bir platform oluşturduk. “Proje 21” etkinlikleri ile her ayın 21’ini Sürdürülebilirlik Günü olarak kutladık. Şirket liderlerini davet ettiğimiz canlı yayınlarda liderler sürdürülebilirlik çalışmalarını açık ve şeffaf bir şekilde Ekol youtube kanalı üzerinden Yaşam İçin Şimdi diyerek paylaştı. Aynı zamanda Ekollülerin günlük alışkanlıklarda yapacakları küçük değişikliklerle dünyada karbon emisyonlarının düşürülmesine yaratacağı katkı konusunda bilinç oluşturmayı hedefledik.