“Lojistik faaliyetleri Polonya üzerinden yürütmenin gerçek avantajı iletişim yolları üzerindeki merkezi konumundan geliyor.” diyen Ekol Polonya Ülke Müdürü Arkadıusz Jastrzębskı, Polonya’nın; Almanya, Fransa, İskandinavya, Baltık ülkeleri, Ukrayna, Orta Avrupa ile Çekya, Slovakya ve Avusturya gibi büyük pazarlara yakınlığı ile öne çıktığının altını çizdi.
Ekol’ün taşımacılıkta ki gücünü biliyoruz, Ekol Polonya olarak müşterilerinize hangi çözümleri sunarak hizmet veriyorsunuz?
Ekol Polonya olarak karayolu, denizyolu, havayolu, demiryolu, gümrük ve kontrat lojistiği olmak üzere hizmetler sunuyoruz. Polonya'da 50 bin m2’nin üzerinde depolama alanımız bulunuyor, bu rakamı her yıl büyütüyoruz. Hizmetimizin gücü, kapsamlılık ve farklı kontrat lojistiği hizmetlerini tek bir depo konumunda birleştirme yeteneğimizden geliyor. E-ticaret için fulfillment, farklı müşterilerimiz için tedarik zinciri, toptan satışlar, büyük pazar platformları ve kapsamlı katma değerli hizmetleri sunuyoruz. Ayrıca bir x-dock depomuz, gümrük depomuz, üretim hatları tedariği ve B2B ve B2C iş alanındaki müşterilerimize hizmet verdiğimiz iki tane büyük kapalı alan lojistik merkezlerimiz de bulunuyor.
Polonya veya Avrupa pazarına yeni girmeye çalışan, daha küçük bir operasyonla başlayıp daha sonra dinamik bir gelişme planlayan müşteriler ile işbirliği konusunda uzmanız. Lojistik hizmetlerinin ölçeklenebilirliği konusunda geniş deneyime sahibiz. Operasyonların büyüklüğünü, ekipman ve insan kaynağı kullanımı da dahil olmak üzere kısa sürede 20 katına kadar çıkarabilme kabiliyetine sahibiz.
Lojistik faaliyetlerini Polonya üzerinden yürütmenin gerçek avantajı iletişim yolları üzerindeki merkezi konumundan geliyor. Polonya; Almanya, Fransa, İskandinavya, Baltık ülkeleri, Ukrayna, Orta Avrupa ile Çekya, Slovakya ve Avusturya gibi büyük pazarlara yakınlığı ile öne çıkıyor. Mesela Polonya'daki lojistik hizmetlerinin maliyetleri Almanya’ya göre fark yaratacak kadar cazip durumda. Aynı zamanda Avrupa'daki müşterilere yapılan teslimatların transit sürelerinin de sürekli olarak kısaldığını gözlemliyoruz.
Avantajımızın kendi WMS sistemimize sahip olmamızdan kaynaklandığına inanıyoruz. Bu, yeni projelerimiz için mümkün olan en kısa uygulama süreleri anlamına geliyor. Tasarım, optimizasyon ve süreç mantığındaki her türlü değişiklik esneklik ve maliyet avantajı kazandırıyor. Aslında her müşterimize kendisine ait, özel çözümler sunuyoruz. Bizim için her müşterilerimiz stratejik birer iş ortağımızdır. Ekol Polonya olarak her müşterimiz ile uzun vadeli ilişki kurmayı, ortak bir katma değer yaratıp birlikte büyümeyi hedefliyoruz. Aynı zamanda bölgede tecrübesi olmayan şirketlerin Avrupa pazarına girmesine de yardımcı olmayı hedefliyoruz. Müşterilerimize Polonya'daki faaliyetleri için vergi türünün seçilmesi ve gümrük gerekliliklerinin karşılanması, depolama ve gümrük hizmetlerinin yanı sıra taşımacılık hizmetleri, iade lojistik işlemleri, ürünlerin yeniden satışında destek, atık yönetimi, ekoloji alanındaki faaliyetlerin koordinasyonu gibi alanlarda destek veriyoruz. Avrupa pazarlarına açılmayı hedefleyen Türk şirketlerine yönelik çözümlerin uygulanmasında Ekol 360 ekibiyle yakın işbirliği içinde çalışıyoruz.
Ukrayna’daki konjonktürün yakın dönemde lojistik süreçlere ve hatlara etkisi nasıl olacak. Polonya özelinde Ekol’ün bu konuda stratejisi nedir?
Bu süreçte Ukrayna'nın en yakın komşusu olarak öncelikle Ukrayna vatandaşlarına, Ukrayna’daki Ekol çalışanlarına ve ailelerine yardım etmeye odaklandık. Yardımların gerekli yerlere ulaştırılması konusunda insani yardım kuruluşlarına ve sivil toplum örgütlerine sürekli destek veriyoruz. Öte yandan bu trajik olaylar bağlamında Polonya, dünyanın dört bir yanından Ukrayna'ya gönderilen malların lojistiği, aynı zamanda Ukrayna’nın özellikle deniz taşımacılığındaki yaşadığı zorluklar bağlamında Ukrayna ürünlerinin ihracatı için de çok önemli bir merkez haline geliyor.
Aynı zamanda Ukrayna'nın yeniden inşasında Polonya ve Ekol'ün lojistik operatörü olarak gelecekteki rolünü de düşünüyoruz. Bu savaş sona erdikten kısa bir süre sonra birçok Avrupalı şirketin Ukrayna'nın normale döndürülmesi sürecine dahil olacağına inanıyoruz. Lojistiğin bu faaliyetlerin anahtarı olduğunu ve öyle de kalacağını düşünüyoruz. Ekol olarak Ukrayna'da aktif faaliyetlerimizi sürdürüyor ve ulaşım kanallarını sürekli koruyarak az da olsa normallik duygusunu sağlamaya çalışıyoruz. Ekol olarak Ukrayna’da pek çok gelişme açık alan olduğuna inanıyoruz.
Intermodal taşımacılık ve AB’nin sürdürülebilirlik kriterlerine uyumda Ekol nerede duruyor?
Yeşil çözümleriyle küresel karbon ayak izini azaltmada pozitif etki yaratan Ekol, özellikle intermodal taşımacılık ve rota optimizasyonu çalışmaları ile hem kaynak verimliliği hem de kurumsal karbon ayak izi başta olmak üzere çevresel etkileri azaltmada büyük katkı sağlıyor.
Çevreci, ekosisteme saygılı, sürdürülebilir taşımacılık modeli intermodal da hatlarına her geçen gün yenilerini ekleyerek, hizmet ağını genişleten Ekol, bu sayede düşük karbonlu ekonomi modeline önemli katkıda bulunuyor. Ekol, intermodal taşımacılık ile son 10 yılda karbon emisyonunu azaltarak 74 bin 753 hektar bir başka ifade ile İstanbul Belgrad Ormanı’nın 14 katı büyüklüğündeki yeşil alanın Dünya’ya kazanımına eşdeğer pozitif etki yarattı. Yine bu dönemde 438 bin m3 dizel yakıt kullanımının azalması sayesinde Ekol, 658 bin ton karbondioksitin atmosfere salınımına engel oldu.
Çevresel etkilerini ölçmek ve yönetmek adına 2012’den bu yana karbon ayak izini uluslararası standartlara uygun şekilde hesaplayan Ekol, bu sayede etkilerini ölçtüğü enerji tüketimi, atık yönetimi, sarf malzemesi tüketimi, çalışan araçları ve servisleri gibi birçok sera gazı emisyon kaynaklarımızın etkilerini en aza indirmek için sürdürülebilirliğe katkı sağlayan düşük emisyonlu projeler geliştiriyor.
Türkiye’de sürdürülebilirlik konusunda sektöründe en büyük yatırımı yapan Ekol, karbondioksit salımını azaltmak için bir tesisi kurarken, yeni bir hat güzergahı çizerken düşük karbonlu ekonomi modeline hizmet vermeyi ilke ediniyor. Ekol, Enerji Yönetim Sistemleri uygulamaları ve CDP (Karbon Saydamlık Projesi) Raporlamaları ile iki senedir üst üste Avrupa ortalamasında bir performans ile B Yönetim Seviyesinde değerlendirilerek, Türkiye’de sektöründe ilk ve tek lojistik marka olma ünvanını koruyor.
Projelerinin tamamında Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı karbon nötr hedeflerini gözeten Ekol, düşük karbonlu teknolojiler ve ekipmanlarla (elektrikli çekiciler, roadtrain uygulaması, biyoyakıt) donanmış filo ve limanlara yüksek teknolojiyle optimizasyonu sağlayan otomasyon çözümlere yatırımlarını sürdürüyor. İklim krizi ile mücadelede sebep olduğu emisyonları azaltmaya çalışarak tüm operasyonel ve değer zinciri emisyonlarını haritalandıran Ekol, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile Avrupa Komisyonu’nun 2050’de Avrupa’yı iklimi nötr hale getirmeyi amaçlayan politikasına uyum sağlıyor. Mutlak emisyonlarını (Kapsam 1-2-3 bazında) 2030 yılına kadar 2020 baz yılına göre yüzde 55, Avrupa’da taşımacılık yapan araçlarının yarattığı toplam emisyonlarını ise yüzde 75 oranında azaltarak, 2050 yılına kadar karbon nötr olmayı hedefliyor.
Enerji ve çevre tasarımında liderlik yaklaşımı ile geliştirerek devreye aldığı LEED Sertifikalı tesislere, yeşil liman ve ofislere yatırımlarını 2023’te de gündeminde tutan Ekol, lojistik faaliyetlerinde doğal kaynakları en uygun şekilde kullanarak, daha sürdürülebilir iş modelleri geliştirmeyi, ekosisteme saygılı iş süreçleri ve projeler geliştirerek sürdürülebilir kalkınmayı sağlamayı birincil öncelikleri arasında tutuyor.
Dijitalleşmeye baktığınızda öncelikle atılması gereken adımların neler olduğunu düşünüyorsunuz? Nelere dikkat edilmesi gerekiyor?
Sektörümüzde dijitalleşmenin ve otomasyonun gerçekten önemli olduğuna ve temel olarak bir zorunluluk olduğuna inanıyoruz. Bu alanda geniş deneyime sahibiz ve birçok çözümü halihazırda uyguluyoruz. Bu noktada Ekol'ün avantajı, dijitalleşme ve otomasyon alanında birçok çözümü geliştiren/uygulayan kendi Ar-Ge departmanımızın bulunması.
Bu yüzden yıllardır kendi WMS ve TMS sistemlerimizi geliştiriyoruz. Bu, müşterilerimiz için büyük fayda anlamına geliyor. Birincisi esnekliğe sahibiz, ikincisi ise programları müşterilerimizin ihtiyaçlarına çok hızlı bir şekilde uyarlayabiliyoruz. Program entegrasyonu çok daha kolay ve daha az maliyetli. Önde gelen küresel pazarlarla entegrasyon için hazır çözümlerimiz var.
Normal olarak Polonya'da faaliyet gösterirken Avrupa Birliği'nin gerekliliklerine göre hareket etmemiz gerekiyor. Bu bağlamda kişisel verilerin yönetimini de takip etmemiz gerekiyor; bu noktada B2C e-ticaret süreçleri Türkiye’den biraz farklı işleyebiliyor. Türk şirketlerinin Avrupa'da iş kurması veya geliştirmesi için Ekol'ün Polonya'da en doğru seçim olmasının nedenlerinden birinin de bu olduğuna inanıyoruz.
Polonya pazarında 2023 yılı nasıl geçiyor? Ekol Polonya’nın 2024 yılına ilişkin beklentileri neler?
Küresel ekonomideki yavaşlama özellikle şu anda büyük değişimlerin yaşandığı otomotiv ve endüstriyel alanlarda elbette Polonya'da da görülüyor. Öte yandan pandemi sonrası dönem, dünya genelinde mevcut tedarik ve ticaret yollarının revizyonu anlamına geliyor. Polonya'da limanların büyüyen rolü, sürekli geliştirilen karayolları ve otoyollar ağı, Varşova yakınlarında devasa bir merkezi havaalanının planlanan inşaatı, tüm bunlar Polonya'nın Avrupa lojistiğinin merkezi olarak artan potansiyeli anlamına geliyor. Avrupa'daki müşterilerimize daha da yakın olacağız. Öte yandan da sürekli artan insan kaynağı maliyetleri konusunda zorluklar yaşandığının farkındayız. Artan enerji ve ısınma maliyetleri, akaryakıt piyasasındaki çalkantılar, Doğu ve Batı Avrupa arasındaki ticaretin bozulması; bunlar önümüzdeki aylar ve yıllar için zorluklar olacak. Bu sebeple kendi süreç ve BT çözümleriyle Ekol’ün istikrarlı büyümeyi sürdürme ve müşterilerimiz için güvenli ve güvenilir bir ortak olma şansı sunuyoruz.