“Ameliyatlara gönderilen ilaçlar ve medikal malzemeler, hayat kurtaran ürünler ve diğer tüm ilaç sevkiyatlarını aksatmadan sürdürdük” dedi. Ekol Türkiye Ülke Müdürü C dergimizin sorularını yanıtladı.
Kısaca ilaç lojistiği ve Ekol lojistik hakkında bilgi verir misiniz?
Ekol Lojistik olarak bir milyon metrekarenin üzerindeki dağıtım merkezlerimizin yanı sıra intermodal taşımacılığa fırsat veren blok trenlerimiz, 6 bin araçlık filomuz ve yüksek teknolojimizle entegre, esnek ve etkin lojistik çözümler sunuyoruz.
Kendi tesislerimizle Türkiye’nin yanı sıra Almanya, İtalya, Yunanistan, Fransa, Ukrayna, Romanya, Macaristan, İspanya, Polonya, Çekya, Slovenya ve İsveç’te 85 lokasyondayız. Aynı zamanda 150’nin üzerinde ülkede, 900’den fazla lokasyonda acente ağımızla sunduğumuz çözümlerle müşterilerimizin yanında oluyoruz.
Sağlık sektöründe ise üretici ve ithalatçı ilaç firmaları, medikal firmaları, ecza depoları ve hastaneler gibi farklı halkalara etkin ve yaratıcı çözümler geliştiriyoruz.
Türkiye, Macaristan ve Ukrayna’daki sağlık tesislerimizle; beşeri ilaçlar, OTC, hayvan sağlığı, medikal cihazlar, göz sağlığı, hammadde ürün grupları için uluslararası taşımacılık, dağıtım, gümrüklü-gümrüksüz depo çözümleri, katma değerli hizmetler ve gümrükleme hizmetlerini entegre bir şekilde ve özgün modellemelerle müşterilerimize sunuyoruz.
Bu süreçte, ürünleri ilk noktadan son noktaya kadar GMP(İyi üretim uygulamaları), GDP(İyi dağıtım uygulamaları) koşullarında taşıyarak, depoluyoruz.
İmha süreç yönetimi, detaylı raporlama, gerçek zamanlı online operasyon takibi, müşteri şikayet yönetimi, fatura ve gerekli tüm gümrük dokümanlarının hazırlanması, antrepoda ürün makbuzu hazırlanması, sipariş yönetimi, topla ve paketle operasyonu, ücret tahsilatı, katma değerli hizmetler, iade yönetimi gibi süreçleri de tek elden yönetebiliyoruz. Böylelikle müşterilerimizle tek noktadan iletişim kurarak zaman ve maliyet tasarrufu avantajı sağlıyoruz.
Ekol olarak depolama, dağıtım ve katma değerli hizmetler alanında mümessil ecza deposu ruhsatına sahibiz. Etkin kalite yönetim sistemleri uygulamalarıyla örnek projeler ortaya koyuyoruz. Yüksek tesis standartlarımız ve saklama koşullarımızın yanı sıra; ileri teknoloji uygulamalarımızla da iyi depolama ve dağıtım standartlarını destekliyoruz.
Şirketinizin ilaç sektöründeki konumu ve sektöre katkılarından bahseder misiniz?
İnsan ve hayvan sağlığına dokunması sebebi ile oldukça ciddiyet ve hassasiyetle gerçekleştirilen operasyonlarımız kapsamında sağlık sektörü portföyümüz içerisinde önemli bir yer tutuyor.
Sektörün yerli yabancı pek çok önemli firmasına oldukça uzun yıllardır gerek depolama gerekse dağıtım noktalarında hizmet veriyoruz. Gebze’de yer alan özel donanımlı Sağlık depomuzda iklimlendirme koşullarına uygun depolama imkanları sunmaktayız.
Salgın nedeniyle evlerimize kapandığımız dönemde bizim çok büyük bir sorumluluğumuz vardı. Sağlık Bakanlığı tarafından koronavirüs tedavisinde kullanılmasına karar verilen en önemli ilaçlardan bazılarının ilaç lojistiği bizim sorumluluğumuzdaydı. Bu ilaçların hiçbir aksaklığa yer vermeyecek şekilde korunması ve Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hastanelere ulaştırılması konusunda arkadaşlarımız çok büyük bir özveriyle çalıştı. Her zaman, her istenilen noktaya ilaçların ulaştırılmasını başardık.
Covid-19 salgını ilaç lojistik süreçlerini nasıl etkiledi?
İlaç lojistiği süreçlerimiz hiçbir kesintiye uğramadan devam etti, ediyor. Ameliyatlara gönderilen ilaçlar ve medikal malzemeler, hayat kurtaran ürünler ve diğer tüm ilaç sevkiyatlarını aksatmadan sürdürdük.
Salgın süresince beşeri grubunda yer alan ilaç dışı takviyeler oldukça yoğun talep aldı. Gerek gıda takviyeleri, gerek bağışıklık güçlendiriciler bu dönemde her zamanki satış rakamlarının çok üzerinde talep edildi.
İlaç lojistiğinde yaşanan temel sorunlar neler?
İlaç lojistiğinde en önemli kriterlerden biri etik konusu. Gerçekleştirdiğiniz operasyon insan/hayvan sağlığına etki ediyor. Bu nedenle hem depolama hem de dağıtım süreçlerinin son derece titiz ve kurallara, yönetmeliklere, regülasyonlara uygun yürütülmesi gerekiyor. Sektörün bütün paydaşları ile kaliteden ödün vermeden çalışması gerekiyor. Bu şekilde bakıldığında dağıtım süreçlerinde mutlaka iyileştirme yapılması gerekiyor. Özellikle İstanbul dışı dağıtım koşullarının mutlaka olması gereken seviyeye çekilmesi şart.
Ekol Lojistik olarak tedarik zinciri süreçlerinizi nasıl yönetiyorsunuz?
Kaçırılan bir son teslimat tarihinin süreçte hangi kayıplara sebep olabileceğinin bilinciyle çalışmalarımızı büyük bir titizlikle sürdürüyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaçlarına uygun şekilde yenilikçi ve alternatif çözümler üretiyoruz.
Tedarik zincirini analiz etmek ve geliştirmek için, konusunda deneyimli endüstri mühendisleri ve sistem analistleriyle çalışıyoruz. Süreçler; lojistik operasyonlarda en üst düzeyde verimlilik elde etmek amacıyla tasarlanarak, süreç yönetimi anlayışıyla performans göstergeleri ve ölçüm yöntemleri belirliyoruz.
Tüm tedarik zinciri performansının izlenebilmesi, oluşabilecek problemlerin veya fırsatların önceden öngörülebilmesini sağlıyor. Proje yönetiminin bu aşamasında süreç tasarımı, donanım ve kaynak planlaması, yerleşim planı tasarımı, yazılım uyarlamaları ve geliştirmeleri, fizibilite çalışmalarıyla çıktılar elde ediyoruz.
Farklı sektörlerde yer alan müşterilerin sorun, ihtiyaç ve beklentilerinin farklılık gösterdiği bilinciyle hareket ediyoruz. Bu sebeple müşterilerimizin işlerini kolaylaştırmak için, sorunlarına yönelik sektörel çözümler sunup, farklılıkları gelişim için bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Teknolojiye yaptığımız yatırımlar ve tedarik zinciri yönetimi konusundaki bilgi birikimi ve deneyimimizle sektörümüze örnek olan projelere imza atıyoruz.
2021 yılı için hem sektör hem de firma olarak beklentiniz nedir? Planlanan yeni yatırımlar ve projeleriniz var mı?
2021’in genel anlamda sektörümüz için bir toparlanma yılı olacağını düşünüyoruz.
Ancak sektörümüz 2021 yılına pandeminin getirdiği maliyet artışına ek değişen ekonomik koşullar sebebi ile ithalat ve ihracat dengesizliği ile girdi. Dünya ticaret hacmindeki düşüş ve genel ekonomik göstergelerdeki olumsuz tablo göz önüne alındığında sektörü aynı zamanda oldukça belirsiz bir yılın beklediğini de söyleyebiliriz. Belirsizliklerin beraberinde getirdiği risk yönetiminin sektör için aşılması gereken en önemli zorluklardan biri olacağını öngörüyoruz.
Tüm bu belirsizliklere karşı yenilenen filomuz, teknolojik altyapımız ve her şeyden önemlisi risk yönetim plan ve senaryolarımız ile yeni seneye en hazır şekilde girmek için çalışmalarımızı yaptık. Bazı zorluklara rağmen genel olarak 2021 yılından umutluyuz.
2021 yılı planlarımıza gelince; sağlık sektöründe çok ciddi bir depo otomasyon yatırımı yapmak üzereyiz. Neredeyse el değmeden ürün toplar hale geleceğiz. Bir yıl içerisinde bu yatırımımızı devreye almayı hedefliyoruz. Kısaca toplama& paketleme otomasyonu olarak adlandırabileceğimiz ASRS, etik değerlerin oldukça önemli olduğu sağlık lojistiğinde operasyonların hiçbir koşulda kesintiye uğramadığı bir sistemi hayata geçirmemize imkan verecek. Bu yapı ile toplama ve paketlemede verimliliğinin artması , operasyon hasarlarının azaltılması, süreçlerin yalınlaştırılması ve yükleme optimizasyonun arttırılması gibi süreç iyileştirmeleri hedefliyoruz.
Ekol olarak ülkemizin ve ekonomimizin ihtiyaçları doğrultusunda istikrarlı büyümemizi sürdürürken bir taraftan da yepyeni bir yönetim modeli üzerinde kapsamlı bir çalışma yürütüyoruz. Bu projenin 2021 yılında hayata geçirilmesi ile tüm şirketlere rol model olacak bir Ekol’ü de hayata geçirmiş olacağız.
Sürekli gelişim ve yaratıcılığı merkezine koymuş bir şirket olarak yeni projeler geliştirmeye devam ediyor, bu projelerimizde dünyanın en gelişmiş ve son teknolojilerinden ilham alıyoruz.
E-ticaret, büyüme stratejimizin merkezinde yer alıyor. Dijitalleşme çağında Lojistik 4.0’ı temel mottomuz olarak içselleştirmiş bir kurumuz. Gerek e-ihracat, gerekse B2C market yeri ve son teslimat çözümleri ile büyüme stratejimizin en kritik yapı taşlarını e-ticaret oluşturuyor. E-ticaret sektörünün artan ihtiyaçlarını karşılayacak yatırımlarımıza 2021’de de devam edeceğiz.
E- ticarette şu an ön plana çıkardığımız iki projemiz bulunuyor. Bunlardan ilki Elektronik Ticaret Gümrük Beyannamesi (ETGB) Mikro İhracat Projesi.
Ulusal dağıtım projelerimizde daha hızlı ve güvenilir servis sağlayabilmek üzere Manisa’daki yeni aktarma depomuzu faaliyete geçirdik.
2017’de faaliyetlerine başlayan Yalova Ro-Ro Terminalimizde ikinci etap yatırımı gündemimizdeki en önemli projelerden. Ülkemizin dış ticaretinin sürekli arttığını biliyoruz. Bu sebeple yatırımımızın ikinci evresini daha ilk günden planlamıştık. İkinci etap için ÇED sürecini yüzde 80 oranında tamamlamış bulunmaktayız. İkinci etap ile birlikte terminalimize yaklaşık 50 bin metrekare park alanı ve bir adet daha 300 metre boyunda iskele ekleyerek aynı anda üç gemiye hizmet verecek kapasiteye ulaşacağız.