Ekol’ün Yurtdışı Operasyonlarının Payı 5 Yılda Yüzde 30’a Çıkacak

2014 yılında da RO-RO ve intermodal yatırımlarını sürdüren Ekol Lojistik, önümüzdeki 5 yıl içinde yurtdışı fonksiyonların payını yüzde 30’ların üzerine çekmeyi hedefliyor.

Operasyonel problemlerin gündemde olduğu 2014 yılında Ekol Lojistik’in farklı hizmet sektörlerinde bütünsel olarak büyüdüğünü ifade eden Ekol Lojistik Filo Genel Müdürü Cavit Değirmenci, 2014 yılında da RO-RO ve intermodal yatırımlarını sürdüren firmanın, önümüzdeki 5 yıl içinde yurtdışı fonksiyonların payını yüzde 30’ların üzerine çekmeyi hedeflediğini aktardı.

İhracatın 2014 yılı 12 aylık dönemde bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 5 arttığını; ithalatın ise yüzde 1,88 oranında azaldığını açıklayan Değirmenci, lojistik sektörünün de 2014 yılı hedefleri açısından beklentinin altında bir yıl geçirdiğini kaydetti. Global ekonomide yaşanan daralma, sınır kapılarındaki geçiş problemleri ve artan sabit maliyetlerin sektör oyuncularının performansını olumsuz yönde etkilediğine dikkati çeken Değirmenci, akaryakıt vergileri, otoban ücretlerindeki artışların sektör oyuncularının maliyetlerini artırırken, rekabette hareket alanını kısıtladığını, öte yandan sınır kapılarında yaşanan sorunlarla birlikte; sektörün operasyonel problemlerin gündemde olduğu bir 12 ayı geride bıraktığını söyledi.  Ancak lojistik sektörünün geçtiğimiz 2014 yılı içerisinde karşılaştığı olumsuzluklarla mücadelesinden başarıyla çıktığını ve yaklaşık yüzde 10’luk bir büyüme yakaladığını hatırlatan Değirmenci, 2015 yılı içerisinde de çift haneli büyüme rakamlarının hedeflendiğini kaydetti.

Tedarik zinciri çözümleri sunan entegre bir lojistik firması olarak Ekol Lojistik’in, uluslararası taşımacılık, kontrat lojistiği gümrükleme ve dış ticaret çözümleri gibi farklı hizmet sektörlerinde bütünsel olarak büyüdüğünü aktaran Cavit Değirmenci, intermodal yatırımların 2014’te de devam ettirildiğini açıkladı. “İtalya Trieste-İstanbul arasında faaliyet gösteren 3 RO-RO gemimiz HATCHE, PAQIZE ve QEZBAN’a ilave olarak, 4’üncü RO-RO gemimizi İzmir’den Fransa’nın Sete Limanı üzerinden Fransa, İspanya, Portekiz, Belçika ve UK hatlarına hızlı ve pazarda benzeri olmayan bir servis sunmamızı sağlayan AYSHE ile gerçekleştirdik. İntermodal gelişimimizin parçası olarak haftalık blok tren sefer sayımızı karşılıklı 36’ya çıkardık. Yurtdışında bulunan şirket sayımızı Ekol İspanya ile birlikte 9’a yükselttik” diyen Değirmenci, Türkiye’de 450 bin metrekare kapalı alanı aşan dağıtım merkezleri, Almanya, İtalya, Yunanistan, Fransa, Ukrayna, Bosna, Romanya, Macaristan ve İspanya’da bulunan 100 bin metrekarelik tesisleri, yaklaşık 3 bin 750 araçlık filosu ve 6 bin çok uluslu çalışan ile hizmet verdiklerini hatırlattı.

2014 yılında ‘Kontrat Lojistiği’nde portföye yeni firmalar kattıklarını ve bunlara yönelik; İstanbul Anadolu yakası ve gelecekte kontrat lojistiğinin merkezi olacak şekilde Anadolu’da yatırımlara ilişkin projeler geliştirip bu doğrultuda aksiyonlar alındığı bilgisini veren Değirmenci, 2015 yılında hayata geçirmeyi planladıkları yeni proje ve yatırımlarınızdan da söz etti.

Ekol, Doğu Avrupa ağırlıklı yeni coğrafi yayılımlar hedefliyor

“Ekol Lojistik olarak; 2015 ve sonraki dönemde daha önceki yıllarda da olduğu gibi büyüme hızı ve karlılığı paralel tutarak, şirketin orta ve uzun vadeli başarılarını sürdürülebilir kılmak için çeşitli alanlarda yatırım yapmayı amaçlıyoruz. İvme yakaladığımız otomotiv, tekstil, kimya, e-ticaret, FMCG ve sağlık sektörlerinde büyümeye devam ederek, yatırımlarımızı buna paralel olarak artırarak gerçekleştirmeyi planlıyoruz” diye konuşan Değirmenci, son yıllarda gerçekleştirilen önemli yatırımlarla Ekol’ün sadece Türk lojistik sektöründe değil, aynı zamanda uluslararası platformda faaliyet göstermesini amaçladıklarını vurguladı.

Türkiye'yi başarı ile temsil eden bir lojistik şirketi olmasını hedefleyerek, önce Avrupa'da, daha sonra farklı coğrafyalarda bu hedefi gerçekleştirme vizyonuyla ilerleyeceklerinin altını çizen ve Ekol olarak, sadece TR ile Avrupa arasındaki hatlarda değil, ayrıca yurt dışı yapılanmamız ile Avrupa içi taşımalar ve diğer hizmet türlerinde de etkin, tercih edilen çok uluslu bir Türk lojistik şirketi olma hedeflerinden söz eden Cavit Değirmenci, bu bağlamda Avrupa içinde ekonomik aktivitenin yoğun olduğu noktalarda şirketler kurarak, bir network oluşturmaya devam ettiklerini söyledi. Bundan sonraki süreçte ağı genişletme anlamında, özellikle Doğu Avrupa olmak üzere yeni coğrafi yayılımlar hedeflediklerini paylaşan Değirmenci şunları söyledi: “Ancak müşterilerimizin talepleri ve yeni fırsatlar doğrultusunda diğer alternatifleri de dinamik olarak değerlendirebilecek esnekliğe sahibiz. Almanya dışındaki diğer yurtdışı şirketlerimizi ağırlıkla son 3 yıl içerisinde oluşturduk. Şimdiden bu bebek şirketlerimizin hızlı gelişimini izliyor olmamız çok sevindirici. Bugün Türkiye dışında, bin 500’ü aşkın çok uluslu çalışanlarımızla Avrupa içinde de dikkat çekmeye başladık. Ekol Lojistik olarak, 2014’te yüzde 20’ler oranında büyüme oranına ulaştık. Önümüzdeki 5 yıl içinde ise yurtdışı fonksiyonların payını, yüzde 30’ların üzerine çekmeyi hedefliyoruz. Büyümenin ağırlıkla organik olarak gelişeceğini öngörüyoruz.”

Ayrıca, forwarding hizmetlerinde yeni iş ortaklıklarının da etkisiyle Uzakdoğu hattında büyüme hedefleri olduğunu aktaran Değirmenci, Kontrat Lojistiği çözümlerinde, depo yönetimi hizmetlerini Marmara Bölgesi’nin dışında, Anadolu'ya da yayacak şekilde yeni projelere imza atmayı planladıklarını belirtti.

“Özel sektör ve kamu birlikte hareket etmeli”

Sektörü 2015 yılında nelerin beklediğine ilişkin öngörülerini aktaran Cavit Değirmenci, şu tespitlerde bulundu: “Genel konjonktüre baktığımız zaman 2015 yılının bıraktığımız yıldan çok parlak geçeceğinden söz edemeyiz. Zira global ekonomide yaşanan daralma, agresif rekabetlerin beraberinde getirdiği kar marjlarının düşmesi ve maliyetlerin artışı sektörün nefes almasını zorlaştırıyor. Bunların yanında sektörün hayatını direk ilgilendiren yasal düzenlemeler sonucu aylık sefer sayılarının düşmesi ve sabit maliyetlerin artması genel performansı düşürüyor. Giriş ve çıkışlardaki denetimler sonucu yaşanan gecikmeler rekabette maalesef elimizi zayıflatan unsurlar. Sektörün sorunlarına ilişkin beklentilerimiz ilgili Bakanlıkların, sektörün sesine kulak ve omuz vermesi yönünde. İlgili bakanlıkların konudaki yaklaşımları da geleceğe ümitle bakmamızı sağlıyor. 2015 yılını kaybetmemek ve hedefleri küçültmemek için özel sektör ve kamunun birlikte hareket etmesi kaçınılmaz.”

“RO-RO taşımacılığı Türk nakliyesi için bir kurtuluş”

Yürürlüğe giren ve büyük tepki gören Gümrük Genel Tebliği'nin muhtemel etkilerini de değerlendiren Cavit Değirmenci, Gümrük Yönetmeliği’ndeki değişikliklerin, dış ticaret erbabını ve bu yönde yatırımlarını yapmış olan hizmet sektörünü hazırlıksız yakaladığını vurguladı. Sistemsel altyapı yetersizliklerinden operasyonların olumsuz etkilendiğini ve gecikmeler yaşandığını ifade eden Değirmenci, yönetmeliğin oturması ile birlikte bu problemlerin aşılabileceği ve süreçlerin iyileşeceği inancını dile getirdi.

“Biz Ekol Lojistik olarak RO-RO taşımacılığının Türk nakliyesi için bir kurtuluş olduğunu düşünüyoruz. RO-RO taşımacılığı, ülke politikası haline gelmeli ve ilgili bakanlıklar tarafından da desteklenmelidir. Bu taşımacılık yöntemi sayesinde, sıkıntılar, müşteri kanadına yansıtılmadan sorunlar minimize edilebiliyor. Öncülüğünü yapmış olduğumuz bu taşıma türünün yaygınlaşması gerektiğini ve yatırımcıların bu yönde atılımlar yapmasının uygun olacağını düşünüyoruz” diyen Cavit Değirmenci, sektörün büyüyen Türkiye ihracatı ile paralel bir gelişim gösterdiğini vurguladı.  

Türk ekonomisinin ve ihracatının büyümesinin Türk lojistiğinin de büyümesi anlamına geldiğini söyleyen Değirmenci, “Bu durum lojistik sektörüne yeni pazarlara ihracatçı firmalarımızda birlikte giriş yapma fırsatı yaratıyor. Yeni rotalar, çözümler geliştirebilen, müşteri odaklı proaktif stratejiler geliştirebilen lojistik firmalarının öne çıktığı ve daha farklılaşacağı bir dönemi yaşıyoruz. Artan maliyet ve servis kalitesi rekabeti nihayetinde dış ticaret firmalarımıza da olumlu yansıyor.

Yeni pazarlarda varlık göstermeye başlayan Türk şirketlerinin bu çabalarını 2014’te olduğu gibi 2015’te de sürdüreceğini öngörüyoruz. Bu sayede Türkiye firmaları, Avrupa başta olmak üzere diğer ülkelerde hizmet ağını genişletmeye devam etmiş olacaklar. Bununla birlikte, yabancı yatırımcılar da Türkiye’de yatırım yapmaya başladılar” diye konuştu.

Lojistiğin rekabet düzeyi oldukça yüksek bir sektör olduğunun altını çizen Değirmenci, Türkiye’nin git gide yatırım için daha çekici olmaya başlaması sebebiyle yerli lojistik firmaların rekabet ortamında ayakta kalabilmek için faaliyetlerini global bakış açısıyla yürütmeleri gerektiği düşüncesini de aktardı. 

Scania’dan Talay Logistics’e 41 Adet Çekici
MAN 2024'te Pazar İstikrarını Korudu
Tırsan'dan Akkoç Lojistik'e 101 Araçlık Teslimat
Stellantis ve CATL'den İspanya'da Batarya Tesisi
Tırsan’dan EKAY & AYTAŞ'a Low-Bed Teslimatı
Nakliyecilere Müjde