Eyüp Bartık: “Size Yük Olmasın Biz Taşırız”

EYÜP Lojistik, son yıllarda Türkiye uluslararası taşımacılık ve lojistik sektöründe en çok dikkat çeken firmalardan biri… Gaziantep merkezli şirket, sonuç odaklı iş anlayışı ve karlı projelere attığı imzalarla dikkatleri üzerine topluyor.

EYÜP Lojistik, son yıllarda Türkiye uluslararası taşımacılık ve lojistik sektöründe en çok dikkat çeken firmalardan biri… Gaziantep merkezli şirket, sonuç odaklı iş anlayışı ve karlı projelere attığı imzalarla dikkatleri üzerine topluyor. Filosundaki araç sayısı hızla artan Eyüp Lojistik, Ağustos ayında filosuna eklenecek 100 yeni araçla 2008 yılında filosuna en fazla yatırım yapan lojistik şirketi olacağa benziyor. Eyüp Lojistik’in kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Bartık, firmasının gelişimini ve uzun vadeli hedefleri KargoHaber Dergisi ile paylaştı.

> Sayın Eyüp Bartık, Eyüp Lojistik’in başarı öyküsünü bizimle paylaşır mısınız?

- Biz bu işe 20 yıllık bir planla başladık. 4 tane 5 yıllık plan yaptık. 2006 yılında ilk beş yıllık evremizi tamamladık. Planımızın yüzde 20 önündeydik. 1981 yılında otomotiv sektörüne giriş yaptık. Müşterilerimiz işlerini nasıl geliştirebileceğimizi tespit etmek üzere sanayi üretimi  yapan firmalarla  yoğun görüşmelerde bulunduk. Bu görüşmeleri yaparken Gaziantepli lojistikçilerden  hiçbirinin herhangi bir firmayla koordineli çalıştığını görmedim. Sanayici nakliyeciyi, nakliyeci de sanayiciyi tanımıyordu. İlerisi bizim için karanlıktı. Nakliyeciler bölgede  büyüyemeyecek ve bununla da kalmayıp batılı firmalar burada hükümdarlıklarını ilan edeceklerdi. Bunu neticesinde de Gaziantep’ten servis ve yedek parça hizmeti almayacaklardı. Bu tespitlerimizin üzerine faaliyet alanımızı değiştirerek taşımacılık ve lojistik alanında büyümeye karar verdik.

Ayrıca, Türkiye toplam dış ticarette 300 milyar dolara koşuyor. Gaziantep’te hammadde, yeraltı kaynağı ve pazar yok ancak inanılmaz bir sanayi ruhu var.bunun için de iyi bir lojistik çözümü üretmek gerekir.düşünesi ile yatırımımıza başladık ama bununla da kalmıyor. Bu işte sürekli kendini yenilemek gerekiyor. Avrupa içerisinde taşıma kontratları veriliyor. Zor işe talip olmalısınız ki kendinizi geliştirebilesiniz. Empati kurup kendimizi müşterimizin yerine koyuyoruz. Sermayeyi şirkete koymamızın sonucunda büyük bir şirket meydana geliyor. İddialıyız ve daha da büyüyeceğiz. 13 yıl sonra bu şirketin değerini biz biliyoruz. İnsan kaynaklarına, bilgi işleme yatırım yapmamız gerekiyor. Danışmanlarımız işin içerisinde bir elemanmış gibi çalışıp işin akışını görüp önerilerini anlatıyorlar. Riski almayı seviyor, müşteriyle gidişi ve dönüşü ayrı konuşmayı tercih ediyoruz. Prensip olarak çok büyük müşterilerle kontratlı çalışacaksak dahi yılın en düşük fiyatlarıyla kontrat yapmıyoruz. O zaman doğru hizmet ve doğru servisi veremiyoruz. Birçok firmayla anlaşamıyoruz ve onların işini yapan firmaların tedarikçiliğini yapıyoruz.

2008 yılının sıkıntılı geçeceğini düşünüyorum. 2008’de Türkiye’nin en büyük filo yatırımını yapalım diye plan yapmıştık. 2006 yılının sonlarına doğru 2007 senesinde tüm finansal durumları ayarladık. Bu yıl 10 milyonu araç filosuna ait olan toplam 13 milyon Avro’luk yatırım yapıyoruz. Beşinci ayda Iveco marka araçlarımızı filomuza kattık. Sekizinci ayda gelecek olan 100 adet Renault Trucks araç ile bölgedeki en büyük yatırımlardan birini gerçekleştiriyoruz. Kötü bir yıl ve yatırım yapmak gerekiyor.


> Filo yatırımının yanı sıra antrepo yatırımı da yapıyorsunuz. Böyle zorlu bir yıla neler sığdırmayı düşünüyorsunuz? 

- Gaziantep’te de antrepomuz büyüyor ve araç filomuz genişliyor. Adana’da depo olacak şekilde bir şube açtık, Ankara’da da açacağız ancak henüz arazi arıyoruz. Gaziantep, Adana ve İstanbul’da faal olacağız. Bir şekilde müşterilerin yararlanmasını sağlayacağız. Onlara yakın olduğumuzda daha faydalı olacağımızı düşünüyoruz. Uzun ve tonajlı yüklerde doğru çözümler üretip başarılı olduğumuzu düşünüyoruz. 40-50 araçlık tek bir projeyi çok iyi bir şekilde organize edebiliyoruz. Büyük şehirlerde olacağız. Bizim asıl hedefimiz Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlamak. Türkiye ile sınırlamamak gerekiyor. Yapılanmaya devam eden bir İran, Irak, Türkmenistan, yapılanmaya başlayacak olan bir Kazakistan, Özbekistan var. Çin’in bir bölgesi var. Biz bunların hepsinde söz sahibi olmak istiyoruz.

> Çatalca’daki araziniz hakkında neler söylemek istersiniz?

- Çatalca’da büyük bir lojistik tesis olacak. Toplamda 73 bin metrekare arazinin 40 binini kullanacağız, kalan bölümünü kiraya veriyoruz. İlk etapta bir antrepo ve bakım atölyesi, gümrüklü saha yapmayı planlıyoruz. İnşaat sekizinci ayda başlayacak.

 

> Yurt dışındaki İngiliz plaka araçlarınız ile ilgili herhangi bir problem yaşıyor musunuz? Bu yıl oradaki filoyu genişletmek gibi bir düşünceniz var mı?

- İngiltere’de Eyüp Lojistik UK var ama yatırımı dışarı yapmak istemiyoruz. Zor işlere talip oluyoruz. Bu şirket ile Avrupa ülkeleri arasında Türkiye’yi görmeden taşıma yapıyoruz. Kilometre garantili belirli sayıda aracı tahsis ettiğimiz firmalar var. Bu firmalar 400-500 milyon dolar ciro yapan lojistik devleri.

 

> Çin ile bağlantılı bir kara nakliye projeniz olduğunu duyduk. Bu konuda detaylı bilgi verebilir misiniz?

- Kara nakliyesinde Çin’den bahsetmek çok zordur. Biz zor işlere talibiz ama zor olduğu için bizi heyecanlandırıyor. Türkiye’nin Kazakistan, Tacikistan, Özbekistan ve Kırgızistan’a ciddi anlamda ihracatı var. Yalnızca Türkiye’nin değil, tüm Avrupa’nın aslında… Nakliye dengesi olarak baktığınızda Kazakistan’a  12 bin 500 dolara gönderdiğiniz bir aracı Türkiye’ye 1200 dolara getiremiyorsunuz. Neden? Çünkü üretim yok. Çin’in de inanılmaz bir ihracatı var ancak ithalatı yok. Biz Kazakistan’a bir taşıma yaptığımızda Çin’den dönüş yükü alabileceksek, boş getirmektense yükü alsın gelsin diyoruz. Öyle bir işin derinine gelince Çin’i incelemeye başladık. Çin’in sahil kesiminde üretim ve sevkıyat çok iyi. Bir de Çin’in bir ticaret merkezi var; urumçi bölgesi… Oradan Türkiye’ye gemiyle nakliye yapmak inanılmaz pahalı. Ürünü alıp herhangi bir yere taşıdığınızda çok daha büyük başarı sağlayacaksınız. Ama Eyüp Lojistik Çin’den Türkiye’ye kara nakliyesi yapıyor diye duyacaksınız.

İnsanların anlamadığı konu; bizim her zaman sonuç odaklı çalışıyoruz olmamız. Araç bir yıl gelmesin, bir yıl sonra hak ettiğimiz parayı getiriyorsa problem değil. Çok sefer yapalım, sayı büyütelim gibi bir derdimiz yok. Öncelikle karlı olalım istiyoruz. 2007 yılı içersinde bütün sıkıntılara rağmen 23 milyon YTL ciro elde ettik.

 

> Yaptığınız anlaşmalarda yurt dışından getirdiğiniz ürünlerin ülke içinde dağıtımını yapmak hizmet profilinizde var mı?

- İkinci ve üçüncü 5 yıllık planımız içersinde yurt içi dağıtım organizasyonu bulunmuyor. Türkiye’nin henüz o hacme ulaştığını düşünmüyoruz. Türkiye’de böyle bir dağıtıma başlarsanız pazarda yer almanız mümkün olmayabilir. Bir de bizim etik olarak müşteri bazında, ülke bazında, yüzde 25 kapasiteyi geçmemek gibi bir prensibimiz var. Almanya’da bir proje var, yüzde 50 kapasite istiyor vermiyoruz. Kendimize göre kıstaslarımız var. Biz yüzde 25’i her zaman kurtarabiliyoruz. Onun üstü için risk almak istemiyoruz. Düşünün ki bir ülkeye yüzde 50 kapasite verdiniz, anlaşmazlık oldu filonun yarısı boşa çıkacaktır. O yüzden kurtarabileceğimiz kadarını riske atıyoruz. Enerjimizin uluslararası olması taraftarıyız.

> Eyüp Lojistik, hızlı bir büyüme gerçekleştirdi. Bu sıralar uluslararası fon şirketlerinden veya Türk firmalarından ortaklı ya da satın alma teklifleri alıyor musunuz?

- İki yabancı fon şirketi ile görüşmemiz oldu. Beklentileri, satın alıp firmayı büyüterek yine satmak. Bunu tercih etmiyoruz. Biz şirketi satmayı, parayı cebimize koymayı hiç düşünmüyoruz. Bizim firmamızın kurumsal renkleri gri ve kırmızıdır. Nedenleri şunlardır. Kırmızı aşkı anlatıyor, gri de teknolojik bir firmayız bunu anlatıyor. Böyle bir firmayı fona satalım gibi bir düşüncemiz yok. Dünyada bir ışınlama yöntemi çıkmadığı sürece her zaman taşıma organizasyonu olacak. Rakamlar büyüyecek. Rusya’da hareketlenme olacak. Dolayısıyla Türkiye’ye gelen fonlar bu pazarları, müşterilerinizi satın alıyorlar. Biz bunun yerine şöyle bir ortaklık düşünüyoruz. Kendisi ülkesinde güçlü ama bu ülkede ve doğu ülkelerinde de güçlü olabileceğine inanan bir firmayla işbirliği yapabiliriz. Hatta Amerika’da bir şirket satın almayı düşünüyoruz. Hava veya denizde Türkiye sınırlarında uygun bir şirket bulabilirsek almayı düşünüyoruz. Organik büyümeyi düşünüyoruz. Bu işi yapacaksak hızlı yükseldiğimiz doğru bir markayı kullanmamız gerekir.

 

> Marka olma açısından baktığınızda şirketinizi nerelerde görmeyi düşünüyorsunuz?

- Biz hala orta ölçekli bir şirketiz. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde şirketimizin çok daha değerleneceğini ve o zaman hisse paylaşımı veya finansal ortak olabileceğini gerektiğini düşünüyoruz. Kesinlikle kar odaklıyız. Biz bu şirketi satsak da, lojistik işini çok seviyoruz. Mağazaları düşünün marka olmazsanız ayakta kalmanız mümkün değil. Lojistiğin farklı bir yapısı var. Lojistiğin en büyüğüne baktığınızda birçok firmaya bölünmüş pazar yapıları vardır. 50 ülkenin tamamını tek müşteriyle tek tedarikçiyle yapma şansı olmuyor.

 

> Halka açılma konusundaki fikrinizi alabilir miyim?

- Daha büyük projelerin finansmanı ve şeffaf yönetim adına destekliyoruz. Türkiye’deki lojistik firmaları büyümedi. En yükseğinin değeri 80-100 milyon civarında. Bu değerin ancak 35-40 milyon doları ile açılabiliyorlar. Şirketteki söz sahipliğinizin kalması için, böyle bir durumda spekülatörlerin bu kağıtlarla oynayıp bir anda bütün dünyayı karıştıracağını tahmin ediyoruz. Bizim kendi şirketimiz olduğu için, böyle bir olaya müsaade etmek istemeyiz. Belki de birilerinin kağıdınızla oynamasını engellemek zorundasınız. Böyle bir enerjiyi kendimiz için sarf edelim, işimizi büyütelim daha mantıklı. Nasıl olsa halka arz ve piyasalar devam edecek. Fırsat kaçıyor, fırsatı yakalayalım diye birşey yok. Elbetteki amacımız büyümek.

 

> İş hacminize baktığınız zaman, ne kadarını Gaziantep’te üretim yapan ya da hizmet veren firmalara sunuyorsunuz?

- Mevcut kapasitenin yüzde 36’sını Gaziantep’te karşılıyoruz. İthalat da yüzde 70’ler seviyesinde. Yeni büyüyen illerde olmak istiyoruz. Özellikle Kahramanmaraş, Malatya, Diyarbakır ve Şanlıurfa’da bulunmayı arzu ediyoruz.

 

> 2008 yılında hangi seviyede bir artış olacak?

- 2007 yılında 23 milyon YTL ciro elde ettik. 2008 yılında 35 milyon YTL civarında olacak. Markalaşmaya önem veriyoruz. Sloganımız da ‘size yük olmasın biz taşırız’.

 

> Sanayinin ve Türkiye’nin iş potansiyeli nereye kayıyor?

- Türkiye önemli bir tekstil merkezi. Hala tekstil ülkesiyiz ancak gelecekte bu durumun değişeceğine inanıyorum. Bizim aslında kabullenemediğimiz doğrulardan bir tanesi de bayrak yarışı. Bir yere ulaştığınızda bayrağı teslim etmek zamanı gelmiştir. Fransa tekstil alanında çok iyiydi, İtalyanlar bu işi devraldı, İtalyanlar çok iyiydi, Türkler bu işi devraldı. Şimdi kaçınılmaz olan, Türklerden de Hintliler ve Çinliler tekstil üretimini devralacak. Bizim çok hızlı bir şekilde kendimizi geliştirmemiz gerekmekte. Konfeksiyon zaten ağırlıklı şekilde değer kazandı. Gıda ile ilgili ciddi anlamda taşıma organizasyonu beklentisi içerisindeyim. Bu konuda geleceğe yönelik çalışmalarımız var. Ağırlıklı gıda olacak diye düşünüyorum. Hızlı tüketen Avrupa’nın ve üreten Asya’nın tam ortasındayız. İnanılmaz bir yerimiz var.                           

> Bilindiği gibi otomotivde artış var. İleri teknoloji ürünlerinin artışı hakkında ne düşünüyorsunuz?

- Artacağını bekliyoruz ama böyle bir şey şu anda söyleyemiyorum. Onunla ilgili bir hazırlık görmüyorum. Çünkü yüksek teknolojili ürün demek fiyatlı ürün demektir. Biz bunu iki günde taşır, beklediğimiz en üst navlunu alırız; en çok istediğimiz de budur. Bunun dışında filo, depo önemlidir ancak asıl önemli olan insan kaynakları ve teknolojidir. Önemli derecede filo gücümüz var. Bu sayı son 20 araç ile 147 olacak ve 220 ile önümüzdeki yılı kapatmayı düşünüyoruz. Şu an filodaki en eski aracımız 2006 model. Bu işin püf noktası doğru insanlarla çalışmak. Doğru insanların bunu yapabilmesi için de bazı nedenler ve koşullar vardır. Elinin altında güçlü bir filo, güçlü bir depo ve güçlü bir yazılımı olacak. Bilişime, teknolojiye açık olacak ve teknolojiden yararlanacak. 100 araçlık bir filonun en büyük yatırımının altında yatan neden budur. Bu altyapı hazırdır. 100 aracı bir anda kapasitesini artırıp işletebilmeniz inanılmaz zordur. İşte biz buna talibiz. Bu iddiayla davranıyoruz ve bu konuda da başarılı olacağımıza inanıyoruz. Teknolojiye oldukça yatırım yapıyoruz. İhtiyacımız olan doğru yatırımların peşindeyiz. Araç takip cihazlarımızla araçlarımızı an be an izleyebiliyoruz. Yükleme programımızla aracın içinde hangi boyutlarda yükleneceği ve koli ölçüsüne göre ne kadar sığacağını müşterimize söyleyebiliyoruz. Dijital haritalarla şoförlerimizin tamamını bilgilendirip navigasyon kullanıp işlerini kolaylaştırıyoruz. Teknolojiye daha az kaynak ayırıyoruz ancak doğru kullanıyoruz. Bu da bizi rakiplerimizin önüne geçiriyor.

 

> Kaç kişiyi istihdam ediyorsunuz?

- Şu anda 200 kişiyle çalışıyoruz. Bu sene sonunda personel sayımız 350 olacak. Biz şirket içersinde beyaz yakalı mühendislerle çalışıyoruz. Ekibimizde endüstri mühendisleri, istatistikçiler bulunmakta… İşin mutfağındaki insan kaynakları büyük önem taşıyor.

15. Atlas Lojistik Ödülleri Sahiplerini Buldu
Ekol Uluslararası Taşımacılık Artık DFDS Oldu
Gebrüder Weiss, logitrans'ta Lojistik Çözümlerini Paylaşacak
Ekol Transport Satışı Gerçekleşiyor