Filo Kiralayan Taşımacı Yatırım Riskinden Kurtuluyor

KOLUMAN Şirketler Grubu ve Hama Trucks Gmbh, 2008 yılında çekici ve treyler kiralamanın Türkiye’de de belli seviyeye gelmesi için işbirliği yapma kararı almış ve Haziran 2008’de faaliyete başlamışlardı.

Bu birleşme sürecini KargoHaber Dergisi’ne anlatan Hama Trucks Türkiye Genel Müdürü Kenan Çetin, kiralama seçeneğinin müşteriler için karlı bir durum olacağını ifade ederek sorularımızı yanıtladı.
 

- Sayın Çetin, yaklaşık bir senedir çekici ve treyler kiralama sistemlerinin Türkiye’ye geleceği yönünde söylemler vardı. Koluman, Hama Trucks ile böyle bir işbirliğine gireceğini duyurdu. Bu süreç nasıl başladı? Bu işe girmeyi nasıl düşündünüz?

- Öncelikle, Koluman Şirketler Grubu’nun bu sektörde sadece tek yönlü büyümeme arzusundan kaynaklanıyor. Koluman’ın biraz geçmişine, eski yatırımlarına bakarsak Mercedes-Benz bayiliği dışında kamyon ve çekicilere farklı amaçlara yönelik özel ekipman montajı ve üretimleri gerçekleştiren bir şirket olmasının yanısıra muhtelif tip treyler üretimi ve beton pompası distribütörlüğü yaptığını da görebiliriz. Hama ile beraber, müşteriye çekici, kamyon, treyler gibi araçları paket ya da tamamlanmış ünite olarak satma imkanına ek olarak artık kiralama imkanı da Koluman’ın hizmet zincirine eklenmiş bulunmaktadır. Dış pazarlardaki gelişmeleri ve yenilikleri sürekli takip eden bir şirket olarak, operasyonel kiralama hizmeti üzerinde görüşülen bir konuydu. Bunun gerçekliği Koluman yönetimi tarafından kabul edildi. Baktığımız zaman 4-5 senedir müşterilere salt bir satış hizmetinin yeterli olmayacağı konusu, en sonunda buna halkaların bir ilavesi olarak böyle bir hizmet verilmesi ihtiyacı Türkiye’de oluşmuştu. Hama Trucks ise Avrupa’da kurulan ağın arkasına Türkiye’yi de eklemek arzusunda idi. İş yaptığımız ortak tanıdıkların aracılığı ile Hama Trucks hemen Koluman’la temasa geçti. İki firma kısa bir süre içinde uzlaştılar. Hama’nın  öncelikle tüm Avrupa’da büyümeyi hedefleyen bir şirket olması ile Koluman’ın yurt içinde yabancı yatırımcılarla ortak iş yapmaya yatkın ve tecrübeli bir şirket olması, gerekli çalışma zeminin çok kısa zamanda oluşturulmasına olanak sağlamıştır. Operasyonel Ağır Vasıta Kiralama Hizmetleri, özellikle Almanya’da son 10 senedir yeşermiş bir sistem. Ama Hama’nın amacı bunu mümkün olduğu kadar tüm Avrupa ve ona komşu bölgelere yaymak. Hama Trucks, Koluman’ın yapısından çok etkilendi. Bizim gibi bir ortakla çalışmak onlara heyecan verdi. 5–6 ay süren ön çalışmalar neticesinde şirket fiili olarak kuruldu.
 

- Koluman, Hama ile işbirliği yapmasaydı yüzde 100 Türk sermayeli olarak bu işe girer miydi yoksa Avrupalı, işin uzmanıyla ortaklık yapmak daha mı avantajlı?
- Bu konuda iki tane önemli nokta var. Türkiye’de böyle bir ihtiyaç kademeli olarak oluşmakta. Bugün bakarsak, Türk yatırımcılar yeni olan birçok işte yabancı ortağın tecrübesi ile Türkiye’deki kaynakları birleştirerek başarılı oluyorlar. Burada tamamen Koluman’ın tecrübesi, imajı ve finansman gücü ile başarı elde etmek de mümkün ama işin doğası gereği uluslararası bir networkunuzun olması gerekiyor. Burada kiraladığınız araçların ağırlıkla Avrupa’ya gideceğini düşünerek ona göre bir hizmet vermeniz söz konusu. Sonuçta sadece yurt içinde ve tek marka ile hizmet versek kendimiz de yapabilirdik. Hizmet ağımız müşterilerimizin büyük kısmını oluşturan lojistik sektörü mensupları için çok önemli; bu onlara ve bize hareket kolaylığı sağlıyor. Bunun dışında Hama’nın Avrupa boyutundaki satın alma gücünün bize getirdiği avantajlar önemli bir rol oynamaktadır. Avrupa içinde 4 bin aracı bünyesinde bulunduran bir şirket size çok ciddi bir satın alma avantajı getirecektir. Bunlara ek olarak önemli bir husus, Hama Oto Kiralama A.Ş.’nin marka bağımsız bir firma olarak ortaya çıkmasıdır. Marka bağımsız olduğunuz için sektördeki tüm üreticiler ile ticari faaliyet sürdürebilirsiniz. Bu avantajdan yararlanacağız. Hama’nın Avrupa’da çalıştığı markaların Türkiye’de de mümessillikleri olduğu için birçok markada Avrupa’da sağlanan koşullar burada da geçerli olmakta. Buda sonuç olarak fiyatlara yansıyacaktır.

 

- Filo kiralama sistemi, uzun dönem bir kiralama anlamına mı geliyor?

- Aslında kiralamanın bir süreyle kısıtlı olmaması gerekiyor. Projesine göre firmanın 12 aylık bir projesi olduğunda, 12 ay almalı ve 12 ay kullanmalı. Ancak Türkiye’de karşımıza çıkan yine ülkemize özel problemler var. Birincisi Türkiye’de kanunlarda 6 aydan kısa süre için kiralama yapılamıyor. Ayrıca her belge sahibi kiralama hakkına sahip değil. Dolayısıyla siz burada kiraladığınız aracı bir bürokratik süreçten geçiriyorsunuz. Kiralama yapmayı isteyen firmanın C2, L ya da M belgesinin olması gerekiyor. Bir aylığına araç kiralamak isteyen bir müşteri, araçlarını bu belgelere kayıt ettirebilmek için 5-7 gün bu belgelerle uğraşmak zoruna kalacak. Bizim de çok hoşumuza gitmiyor ama şu aşamada elimizden bir şey gelmiyor. Bütün araçlarımızı, her müşteriye özel, sıfır yatırımla temin ediyoruz. Bu aracı da en az 18 ay kiraya vermek istiyoruz ki, daha sonraki dönemlerde araçları tekrar değerlendirelim. İlerleyen dönemlerde 18 ay için kiraladığımız araç geri geldiğinde yaklaşık 2 yıl daha tekrar kiralayabiliriz. Parkımız genişledikçe, 18 aylık kiradan geri gelen araçlarımızı, her müşteri gelip, kanunun el verdiği asgari süreler içinde kiralayabilecek.

 

- Bugünkü ekonomik konjonktüre baktığımızda, yeni araçların garajlarda durduğunu ve satılığa çıktığını görüyoruz. Hama bu dönemde müşterilere bir yaşında, iki yaşında araçları kendi filosuna katarak kiralayabilir mi, bu süreyi kısaltabilir mi?

- Geçtiğimiz 2 yıla bakarsak şunu görmekteyiz; maalesef fizibilitesi iyi yapılmayan işler için birçok yeni araç yatırımı yapılmış ve şu an bu işlerin aniden durması nedeni ile birçok firma araçlarını satışa çıkarmış durumda. Hama’nın bu tür araçları satın alarak değerlendirmeye elverişli yapısı var. Kiraladığımız araçların mutlaka sıfır olma şartı yok. Yeni olarak nitelendirebileceğimiz sıfır ile iki yaş arasındaki araçlarla hizmet verebilmekteyiz. Kriterlerimize uyan bir aracı alıp elden geçirip müşterilerimize kiralayabiliriz. Bize bu tür taleplerle gelen şirketler ve finans kuruluşları bulunuyor. İhtiyaca göre zaman zaman bu teklifleri değerlendirerek, bu tür araçlardan oluşan kiralama bedellerini esas alıyoruz. Ticari anlamda hareket edebilmek için bunu memnuniyetle kullanabileceğiz.

- 2009 şartlarında yaşanacak gelişmeler, firmaların istikrarlı devam etmesini biraz zorlayacak. Yatırım yapmakta güçlük çekecekler. Sizin sunduğunuz hizmetler bu dönemde daha faydalı diye düşünüyorum. Hama Trucks olarak 2009’u avantajlı bir yıla çevirebileceğinize inanıyor musunuz?

- Dünya ve Türkiye ekonomisinin içinden geçtiği dönem tabi ki bizim de en kısa süre içerisinde bitmesini arzuladığımız bir durum. Ama ne kadar zor şartlar olsa da şirketler faaliyetlerine elbette devam edecek. Azalsa da ticari faaliyetler sürdürülecek. Bu koşullar içerisinde bazı fırsatların bize doğru geldiğini görmekteyiz. Özellikle finansal borçları artış göstermiş ve bu nedenle daha fazla borçlanmak istemeyen ancak elinde işi olan ve kredi yükümlülüğü altına girmek istemeyen şirketlerin varlığının farkındayız. Bu tür krizlerin şirketlere öğrettiği en önemli şey; yeni tedbirler ve daha efektif yönetim ve kazanç biçimleridir. Dünya ekonomisinde “outsource” olarak tabir edilen bizim hizmetimizi de kapsayan anlayış artık Türkiye’de anlaşılır ve kabul edilir bir hal almaya başladı. Bizden araç kiralayan firmalar, dönemi bittiğinde hiç riske girmeden araçları bırakabilecekler. Mali verilerini kamyon ve çekici ile şişirmeyecekler. İyi bir muhasebe yönetiminde tamamını gider olarak yazabilecekleri bir fatura alacaklar. Bu değişimi görüyor ve yaşıyoruz. Firmalar bizimle daha fazla temas halindeler.

 

- Türkiye ekonomi konusunda gelişme gösteren bir ülke. O yüzden uzun vadeli yatırım yapmak yerine kiralama uygun bir model. Ama tüketicinin alışkanlığı olan mala sahip olma güdüsü daha fazla. Aslında siz de bu bakış açısını değiştirmeye çalışıyorsunuz değil mi?

- Özellikle son 10 yıl içerisinde kurulmuş şirketlerin ortak gayesi büyüyebilmek. Ne kadar öz mal ve borçsuz aracınız varsa o kadar daha iyi borçlanabiliyorsunuz dışarıda. Bu borçlarınızı fazla araç üzerine bölerek piyasada daha fazla iş yapıyorsunuz. Krizlerde bu öz mal araçlarınız, sahip olduğunuz değerler oluyor ve varlığınızın temelini oluşturuyor. Şirketlerimiz, C2 kriterlerini yerine getiren şirketler olduğu için, borçlu durumdaki araçları borçsuz hale getirmek için uğraşıyorlar. Bir banka kredisi ile araç aldıkları zaman tek gördükleri gider kalemi araca dair sabit halde aldıkları kredi taksiti. Diğer taraftan bakım, sabit gider, lastik, sigorta gibi masrafların toplanıp bir araç için 36 ay içerisinde ne kadara mal olduğu hesaplanmıyor. Bir filonun tamamının kiralık araçlardan oluşması tabi ki mantıksız ve imkansız ama bakarsak Avrupa’da hizmet verdiğimiz müşterilerimizin birçoğu, filolarının yarısını operasyonel kiralanan araçlardan oluşturmuşlar. Kaynaklarının ve nakitlerinin tamamını bu işe bağlamamışlar. Bu yüzden krizlerde esnek bir yapı ile şirketlerini yönetebilmekteler. Türkiye’de en büyük nakliye filosu deyince; çekici olarak 1000 adet aracı olan bir firma yok. Ancak Avrupa’da 3 bin ile 8 bin arasında çekiciye sahip kaç tane filo var bakmak yeterli. Gerçek anlamda büyümenin bir kuralı ve enstrümanları vardır. Bizim hizmetimiz, bu enstrümanlardan önemli birini oluşturmaktadır. Dolayısıyla Türkiye’deki şirketlerin bu oturmuş fikri değiştirmeleri gerekiyor. Kısa sürede başarılı olduğumuz Avusturya’da ve İspanya’daki şirket yetkililerimiz ile konuştuğumuz zaman, onlar da bundan 4-5 sene önce bu sorunları yaşadıklarını ifade ettiler. Bunların hepsinin onlara da söylendiğini ama o ülkelerde bulunan müşterilerin gelişen dünya ticaretini dikkate alarak, filolarının bir kısmını kiralık araçlarla büyüttüklerini belirtmekteler. Bu sayede ancak Avrupa’daki ağır vasıta kiralama pazarı yıllık 20 bin adetlere çıkmış bulunmaktadır. Biz de bunları aşacağız. Aştığımız firmalar var. Sıcak bakan, teferruat konuşan firmalar var. Kesin tarih veren firmalar bulunuyor. Beklentilerini bugünden söylüyorlar. Türkiye’de ayrıca gizli bir rakibimiz var. Bugün birçok firma veya şahıs başka firmanın altında kiralık araç olarak çalışıyor. Bu kişiler portföy ve mali yapısı olmadığı için bir şekilde satın aldığı aracı banka taksitini ödeyebilmek adına belge sahibi şirketlere kiralamakta ya da götürü usulü ile çalışmaktalar. Bu tür hizmet veren kişi ve şirketler bizim karşımıza çok sıklıkla çıkmaktadır. Yeri geldiğinde karşılaştırabiliyoruz. Ancak bizim verdiğimiz hizmet ayrı bir kulvarda olup bir filo ve mali yapılanma yönetimi olarak algılanmalıdır.

15. Atlas Lojistik Ödülleri Sahiplerini Buldu
Ekol Uluslararası Taşımacılık Artık DFDS Oldu
Gebrüder Weiss, logitrans'ta Lojistik Çözümlerini Paylaşacak
Ekol Transport Satışı Gerçekleşiyor
MRLlog Filosu, 50 Yeni Renault Trucks Çekiciyle Güçleniyor
Lalamove Türkiye’de Faaliyete Başladığını Duyurdu