Emisyon seviyesinin Euro 5 normlarına göre NOx emisyon seviyesinin yüzde 55 oranında azaldığı Euro 6 normlarının AB ülkelerinde hafif ticari araçlarda Eylül ayının başından itibaren yürürlüğe girecek olması ticari araç endüstrinde yeni teknolojilerin de tanıtımlarını hızlandırdı.
Transit ve Transit Custom modellerinde Euro 6’ya yeni 2.0 litrelik Ford EcoBlue dizel motor gamıyla geçecek olan Ford, yakıt verimliliğinde yüzde 13’e varan iyileşme, daha düşük devirlerde daha yüksek tork ve Avrupa ülkelerinde 60 bin kilometreye varan servis aralığı sunuyor.
Yeni EcoBlue Motor rekabette Ford’un elini güçlendirecek
Almanya’nın Münih kentinde düzenlenen yeni motor ve teknolojilerin tanıtım toplantısı ve test sürüşlerinde hacim olarak küçültülmüş yeni motorun 157 g/km CO2 emisyon saldığını ve düşük motor devirlerde ulaşılan yüksek torkun ise sürüşü geliştirdiği ifade edildi.
Ford EcoBlue Geliştirme Programı Şefi Nick Pollard, daha ucuz işletme maliyetleri, daha fazla performansın daha temiz motorlarla sağlanacağını kaydetti. Tamamen yeni olan Ford EcoBlue motorların Ecoboost teknolojisini
Ayrıca, 1250 devirde yüzde 20 yükseltilen tork günlük kullanımda daha esnek ve hassas performans sağlayacak.”
Yardımcı sistemlerle yüksek güvenlik
EcoBlue motorların yanı sıra Transit ve Transit Custom araçlarda yan rüzgarlara karşı stabilizasyon sağlayan “Side Wind Stabilisation” (SWS) ve hafif ticari araç endüstrisinde ilk defa kullanılacak olan yaya algılama detektörlü çarpışma asistanı gibi gelişmiş yardımcı teknolojileri de sunulmaya başlanacak. Tamamen Ford tarafından geliştirilen Side Wind Stabilisation (SWS) sistemi 80 km üzeri hızlarda devreye giriyor ve frenleme yaparak aracın yan rüzgarlardan etkilenmesini engelliyor.
Ford’un hafif ticari araçlarında kullanmaya başlayacağı bir diğer sürücü yardımcı sistemlerinden birisi de Trafik İşareti Tanıma sistemi. Sistem, sürücüye, geçerli hız limitleri ve geçersiz işaretler ve sollama kısıtlamaları gibi uyarıları gösterge paneli üzerinden bildiriyor. Ford’un Mondeo ve S-MAX gibi binek araçlarında uyguladığı kamera ve radar teknolojisiyle ticari araç endüstrisinde de kullanılacak olması bu alanda standartları yukarı çeken markalar arasında yerini güçlendirecek. Yine aktif güvenlik teknolojileri arasında yer alan çarpışma önleyici asistanı da sürücünün önündeki araç, nesne veya yayayı tespit edip sürücüyü sesli ve görsel olarak uyarmasına rağmen sürücünün gereken müdehaleyi yapmaması durumunda aracın otomatik olarak fren yapmasını sağlıyor.
Bu teknolojilerin yanı sıra yenilenen Elektronik Stabilite Kontrol (ESC) sistemi Transit ve Transit Custom modellerinde standart donanım olarak sunulacak. Yan rüzgarlara karşı stabilizasyon sağlayan “Side Wind Stabilisation” sisteminin yanı sıra hızlı bir şekilde viraja girilmesi durumunda aracı yavaşlamasını sağlayan “Curve Control” ve aracın devrilmesini motor torku ve bağımsız tekerlek frenlemesini kontrol ederek engelleyen “Roll Stability Control” gibi Ford patentli özellikler geliştirilmiş ESC sisteminin özellikleri arasında yer alıyor.
Otomatik şanzıman çok yakında hazır olacak
2016’nın son aylarında ise manuel şanzımanın yanı sıra 6 ileri otomatik şanzıman SelectShift, Transit Custom Kombi modelleri için yeni havalı arka süspansiyon gibi seçenekler de yer alacak. Markanın farklı araçlarında başarıyla kullanılan tork konvertörlü bu şanzıman çoklu değişken stratejisine sahip ve ağır yüklere göre adapte olabilerek çalışıyor.
2 litrelik Ford EcoBlue motorda Euro 6 standartlarını SCR sistemiyle sağlıyor. 10 bin kilometrelik bir kullanım sağlayan 21 litrelik AdBlue tankı ise doldurulması kolay bir noktaya yerleştirilmiş.
Test sürüşünden notlar:
Yeni EcoBlue motor serisiyle donatılmış olan Ford Transit ve Transit Custom modellerinden farklı araçlarla gerçekleştirilen test sürüşleri Münih dışında çoğunlukla kasaba yollarında yağmur altında gerçekleştirildi. Transit modelleri 600 kg Transit Custom modellerinde ise 400 kg yük vardı ve yarı yüklü denilebilecek bu araçlardaki motorları farklı güç seçeneklerine sahip modellerde test etme imkanı bulduk.
Testte ilk dikkati çeken 1250 devirde sağlanan ve yüzde 20 artışla aracın kullanım özelliklerini geliştiren tork oldu. Şanzıman ve motor uyumunun çok yüksek seviyelere çıktığını ve özellikle şehir içi trafiğinde konforlu bir sürüş sağlıyor. Yapılan çalışmaların özellikle düşük viteslerin performansına yoğunlaştığını ve buradan alınan sonuçların Ford’un hafif ticari araç konusundaki iddiasını daha da ileri taşıması bekleniyor.
Yeni motor serisindeki sessizlik de göze çarpan bir diğer önemli gelişme oldu. Vitesin boşta olduğu anda sağlanan 4 desibellik ses düşüşünün daha düşük sürtünme ve motorun gelişmiş yanıt verebilirliği uzman gazetecilerden çok olumlu tepkiler alırken bu motorun yakın zamanda binek araçlarda da kullanılacak olmasını destekliyor.