On binlerce çalışanı, 14 bini aşkın e-ticaret sitesi ve 7 milyonun üzerinde müşterisiyle dev bir hacim yaratan e-ticaret sektörü hızla büyüyor.
Türkiye’de 2012 yılında, internetten yapılan kartlı alışverişler, yüzde 34 oranında artış göstererek, 13 milyar Avro tutarına ulaştı. 2013 yılı sonunda ise bu tutarın yüzde 45 oranında artması bekleniyor. 2023 yılında ise alışveriş hacminin 150 milyar Avro’yu aşacağı tahmin ediliyor. Artan e-ticaret hacmi, Türkiye’deki kargo taşımacılığı sektörünü de geliştiriyor.
Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) verilerine göre Türk e-ticaret sektörü 2012 toplamında 13 milyar Avro hacme ulaştı. Bu rakam 2011 yılı toplamında 9,7 milyar Avro olarak gerçekleşmişti. Geçen yıl yüzde 35.3 büyüyen sektör 2010 yılına göre de yüzde 111 civarında büyüdü. 2013 yılı sonunda ise yüzde bu büyümenin yüzde 35-40 arasında olması bekleniyor. Türkiye’de artan e-ticaret hacmi, kargo taşımacılığı sektörünün iş hacmini de artırıyor. Kargo sektörünün oyuncuları, iş yapma biçimlerini gelişen e-ticarete göre yeniden konumlandırıyorlar.
Türkiye’de e-ticaretin hızla gelişmesi etkinliklere de yansıyor. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da düzenlenen bir konferansta konu ayrıntılı olarak ele alındı. Konferansın konuşmacılarından Türkiye’nin önde gelen kargo şirketlerinden Aras Kargo Genel Müdür Yardımcısı Murat Berksun, “E-ticaretin ayrılmaz parçası lojistik. Bugüne kadar biz B2B omurgasında çalışıyorduk, yani müşteriden müşteriye, kurumsaldan kurumsala. E-ticaretin artmaya başlamasıyla birlikte kargoları müşterilerimize iyi bir şekilde teslim etmek için şubelerimizi yeniledik. Kaliteli personel ihtiyacımızı karşılamak için, çalışanlarımızı üniversitelere gönderdik” dedi.
“Böyle büyüme hacmi başka hiçbir sektörde yok”
Tchibo Lojistik Yeni Pazar Giriş Proje Lideri Mert Tüziner ise Türkiye’de her geçen yıl büyüyen e-ticaret hacmine dikkat çekerek, “Türkiye, internette hızla büyüyor. Türkiye’de 2005 yılında 600 milyon Avro olan e- ticaret, 8 yılda 13 milyar Avro hacme ulaştı. Böyle büyüme hacmi başka hiçbir sektörde yok” dedi. Tüziner, e-ticaret lojistiği demenin tek başına yeterli olmadığını belirterek, şunları söyledi:
“Müşteri kargosunun nerede olduğunu görmek istiyor. Ayrıca iade konusu da çok önemli. Bu konuya önem vermeyen firmaların bir kısmı faaliyetlerini sonlandırmak zorunda kaldı. Ürünü bir şekilde satıyorlardı, satış sonrası hizmet vermedikleri için kapandılar.”
Başarılı bir e- ticaret için, sitenin 7/24 ulaşılabilir olması ve rahat sipariş verilmesinin büyük önem taşıdığını söyleyen Tüziner, “Müşterilerimizin çoğu bayan çalışanlardan oluşuyor. Çalıştıkları için alışverişe gidemiyorlar ama e-ticaret yoluyla alışveriş yapıyorlar. Beğendikleri ürünü alıyorlar, beğenmediklerini geri gönderiyorlar. İyi bir lojistik süreç bu noktada devreye giriyor. Ayrıca başarılı bir e-ticaret hizmeti için sitenin sunumunun ergonomik, yalın ve kullanımının kolay olması lazım. Ürün detaylarının açık seçik yazılması da önemli. Müşteriye ne sattıysanız onu göndermeniz gerekir. Ambalajının da düzgün olması lazım” diye konuştu.
E-Ticaret Siteleri ve İşletmecileri Derneği (ETİCAD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Bilginet Genel Müdür Yardımcısı Merter Özdemir, “Daha önce Türkiye’de elektronik ticaret yoluyla ürün almaya korkan insanlar vardı. Ancak biz yeniliklere rahat adapte oluyoruz. Klasik ticaretin işletme giderleri yüksek. Biz bu sınırları kaldırmak üzere yola çıktık. Devir elektronik ticaret devri olmaya başladı. Elektronik ticaret dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok hızlı gelişiyor ama biz daha yolun başındayız.
“E-ticaret için çok iyi lojistik servisine ihtiyaç var”
E-ticaret sektörünün 2000’li yılların başında lojistik sektörüyle tanıştığını söyleyen Merter Özdemir, şunları söyledi: “Özellikle elektronik ticaret sistemi 3-5 tane ürün satarken lojistiğin ne olduğunun farkında değillerdi. Ne zaman ki günde bin paketin üzerine çıkmaya başladılar, o zaman bir lojistik ihtiyaçlarının olduğunu, lojistiğin sadece kargodan ibaret olmadığını anlamaya başladılar. Elektronik ticaret yapmak istiyorsanız çok iyi bir lojistik servisine sahip olmanız lazım ve bunu işinize entegre etmeniz lazım. Şu anda Türkiye’nin ilk 10 sitesinde ortalama 15 bin ve üzeri günlük elektronik ticaret satışı gerçekleşiyor.”
Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Turgut Erkeskin ise “Lojistik artık çok gelişti ve alt segmentlere ayrıldı. Her bir segmentin kendi içinde tekrar planlanması yapılanması gerekliliği ortaya çıktı. Bugün internet kullanımı artık hayatımızın her aşamasında 24 saatimize girmiş vaziyette. İnternetin kullanımı bizim satın alma şekillerimize, işletmeleri yönetme tarzımıza hatta pazarlama yöntemlerine kadar etkili oluyor. Biz lojistik firmaları da bu web uygulamalarını artık işlerimizin olmasa olmaz bir parçası olarak kullanıyoruz. Lojistik firmaları internet kullanımında öncelikle e-mailler üzerinden müşterilerle haberleşmek daha sonra iş akışımızı optimize etmek anlamında karşımıza çıkıyor. Hatta son uygulamalarla Türkiye’de e-lojistik sistemine geçilmeye başlandı; gümrükle ilgi tüm işlemlerimizi elektronik ortamda gerçekleştiriyoruz. Hava yolu taşıması için düzenlemiş olduğumuz taşıma senetlerini elektronik ortamda müşterilerimiz ve taşıyıcılarla paylaşıyoruz. Bir malın çıktığı yerden vardığı noktaya kadar bütün akış elektronik ortamda takip edilmesi olanağı var” dedi.
Söz konusu olanakların taşımacılara büyük bir hız kazandırdığını söyleyen Erkeskin, “Aynı bilginin lojistik akışı içinde birden fazla noktada kullanılıyor olmasının getirdiği iş yoğunluğunun tek bir bilgi girişi ile azaltılması gibi avantajlar var. Diğer taraftan internetin tüketicilere sağladığı bir takım imkanlar da var. Elektronik ticaret siteleri 24 saat açık. Alışverişte zaman, mekan sınırı ortadan kalmış oluyor. Türkiye’deki kredi kartı harcamalarının yüzde 10’u internet üzerinden yapılan satışlara ayrılmış” diye konuştu.
Türkiye’nin 2000’li yılların başında elektronik ticaret ile tanıştığını söyleyen Turgut Erkeskin, şöyle devam etti:
“O dönemde bir çok firma çıktı ve bize elektronik alışveriş imkanı sundu. Ama bunların birçoğu başarısız oldu. Zarar ettiler, bazı firmalar kapandı. Bunun arkasında yatan en temel etken böyle bir sistemin lojistik dinamiklerle desteklenmemiş olmasıydı. İnternet üzerinden alışverişi yapıyorduk evet ama o malın teslimi ya hiç mümkün olmadı ya da çok gecikerek yapıldı. Dolayısıyla bu sistemler o zaman ilgili lojistik alt tabanları kurulmamış olduğundan başarılı olamadı. Ama bugün sistem değişti. Hem lojistik firmaları elektronik çalışma firmalarını entegre ettiler hem de bu tür satışların gerektirdiği lojistik hizmetlerin neler olduğu ortaya çıktığında bunların çok daha iyi yönetilmeye başladığını gördük.
“Elektronik ortamdaki çalışmalar B2B(Business to Business) çalışmaları olabildiği gibi B2C (Business to Customer) çalışmaları da olmakta ve daha ziyade biz günlük hayatta B2C uygulamalarını daha fazla görüyoruz” diyen Erkeskin, e-ticarette hız faktörünün çok önemli olduğunu belirterek, şunları söyledi: “İki tane internet üzerinde satış yapan siteyi düşünün, aynı ürünü satıyor aynı fiyattan satıyor olsunlar. Eğer bir tanesi 5 günde teslim ediyorken diğeri 3 günde teslim ediyorsa mutlaka 3 günde teslim eden firmayı seçeriz. Hem lojistik firmaları için hem de e- ticaret yapan firmalar için çok önemli bir realite var; hızlı temin etmeleri lazım. Bizim birkaç tane unsuru dikkate almamız gerekiyor, nedir bunlar? Elektronik ticaretin arkasında çok kısa teslim sürelerini hedefliyor olmamız lazım, bir veya birden fazla aracının ki bunlar fiziki aracılardır devreden çıkmaya başladığı görüyoruz. Bunlar toptancılar, perakendeciler olabilir bu ara ürünlere artık ihtiyaç kalmıyor bunlar piyasadan çekiliyor. Daha çok noktaya direk taşıma ve teslimat yapma gerekliliği karşımızda. Bunun gelen mal akışı içerisinde özel araçların trafikten çekilmesi çünkü kişisel alıcıların alışveriş yapması için dışarıya çıkması, ama bununla birlikte çok daha fazla pikap, kamyonetlerin trafikte olduğunu göreceğiz. Çok küçük ebatta da olsa tek gönderimlik kolilerin tüketicilerin adresine kadar teslim edilmesi ile karşı karşıyayız. Bir internet sitesi üzerinden alışveriş yapıldığında Türkiye gibi 75 milyon kişinin yaşadığı bir ülkede bizim tüm ülkeyi vücudumuzdaki kılcal damarlar gibi lojistik ağlarla örmek zorundayız. Bu yapılabildiği takdirde ancak teslimat gerçekleşebilir ve e-ticaretin başarılı olması söz konusu olabilir. Şehirlerde, mahallelerde bu ağın kurulması lazım. Kentsel lojistik anlamında yapılacak çok şeyimiz var.”
Galatasaray Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersoy ise “Elektronik ticaret diğer bütün mal ve hizmet hareketlerinde olduğu gibi çok yoğun bir çalışma içinde. Lojistiğin en önemli 2 niteleyici gücü toplam maliyetlerinin minimize edilmesi ve müşteri memnuniyetidir. Elektronik ticarette de rekabet hızlandıkça şüphesiz ki bu iki unsurun önemi artıyor. Bütün mesele rekabetçi olabilmek için, ayakta kalabilmek için toplam maliyetlerin minimize edilmesi, ayrıca müşteriyi de memnun etmek durumundasınız. Müşteri istediği ürünü, istediği miktarda, istediği koşullarda, istediği fiyatta ve kısa zamanda elde etmek arzusundadır” dedi.
“Ürünleri paketlemiyoruz, mutluluk paketliyoruz”
OGLI E-Solutions Platform Genel Müdürü Genel Müdürü Umur Özkal, e-ticaretin perakendenin zorunlu iş modeli olduğunu belirterek, Türkiye’de perakendenin yüzde 1’inin elektronik ticaret üzerinden büyüdüğünü söyledi.
E-ticaret lojistiğinin hız ve doğruluğun ekstra önem kazandığı bir operasyon yapısına sahip olduğunu söyleyen OGLI e-Solutions Platform İş Geliştirme Direktörü Deniz Ozan Özgören ise siparişin yolculuğu boyunca izlenebilir olmasının ve her aşamada bilgi akışının sağlanmasının e-ticaret lojistiğinin en kritik alanlarından birini oluşturduğunu ifade etti.
E-ticaret lojistiğinin Türkiye’de yeni gelişiyor olmasının hem avantaj hem de dezavantajlı yanları olduğunu söyleyen Özgören; “Yurtdışında senelerdir yapılmakta olan katalog satışları ile başlayan ve e-ticaretin yaygın kullanımıyla gelişen fulfillment operasyonları Türkiye’de yeni yeni oluşmaktadır. Bu sebeple e-ticaret lojistiğini destekleyen yönetim sistemleri, operasyonun verimli yapılmasını sağlayacak depolama alanları, personel yapısı ve ekipmanları sil baştan dizayn etmeniz, kurmanız ve geliştirmeniz gerekiyor.
Bunun yanı sıra e-ticaret lojistiği alanında hizmet veren ve uzmanlaşmış çok sayıda firma olmadığından, yeniliklerin getirilmesi, en iyi uygulamaların adapte edilerek Türkiye’de bu alanın gelişimine katkıda bulunmanın mümkün olması bizler için büyük bir motivasyon kaynağı oluyor” diye konuştu.
“Türkiye e-lojistik alanında hızla ilerleyecek bir ülke”
“Yurtdışındaki gelişmeleri izlediğimizde Türkiye’nin e-lojistik alanında hızla ilerleyecek bir ülke olduğunu görüyoruz” diyen Özgören, şunları söyledi:“Örneğin Amerika’da internetten alışveriş yapan internet kullanıcı oranı yüzde 70 seviyelerinde iken Türkiye’de henüz bu oran yüzde 20’ler seviyesinde. İnternetten alışveriş yapan kişilerin memnuniyet seviyesi yükseldikçe Türkiye’de de e-ticaret yaygınlığının artması kaçınılmazdır. E-lojistik operasyonlarını doğru yöneten firmaların sayısı arttıkça, konfor alanında hızla ve rahatça sipariş verebilen müşteri sayısı da artacaktır.
İleriki dönemlerde indirim ve özel ürün temalarının işlendiği fırsat siteleri ile geleneksel kanalda satış yapan, tanınmış markaların online kanallarının açılmasında artış beklenmektedir.
Ünlü markaların online açılımlarıyla kısa sürede normal bir mağaza satış adetlerini kaydettiklerini gözlemlemekteyiz. Özellikle markaların fiziksel olarak mağazalarının bulunmadığı illerde, online storeların yoğun bir ilgi gördüğünü tecrübe etmekteyiz. Marka bilinirliğini arttıran ve yüksek satış hacmi yakalanan böyle bir kanalın değerlendirilmemesinin mümkün olmadığını düşünüyoruz.”
Operasyonda uygulamada yaşanan zorluklara da değinen Özgören, “Ürünlerin ulaştırılacağı kişiler internetten hızla ve rahatça sipariş veren bir kitle olduğundan, çoğu zaman aynı hızda ürünlerin kendilerine ulaştırılmasını beklemektedir. Arkasında yoğun bir lojistik operasyonun olduğu çoğu zaman düşünülmemektedir. Ürüne ilişkin sahiplik duygusu, para transferinin gerçekleştirildiği anda doğar. Ödemenin yapıldığı, sipariş verildiği için sitenin müşteriye teşekkür ettiği bu nokta okun yaydan çıktığı noktadır. Artık ‘müşterinin beklentisinin karşılanması’ hedef tahtasına çizilmiştir” diye konuştu.
Müşterinin bu bekleme süresinde ve ürünün ulaştığı anda yaşayacağı herhangi bir olumsuzluğun, o kişiyi o siteden bir daha alışveriş yapmamaya hatta internette herhangi bir siteden bir daha ürün almamaya kadar götürebileceğinin altını çizen Özgören, “E-ticaret lojistiğinde hizmet veren firmalar bu noktada önem kazanmaktadır. Müşteri memnuniyetinin sağlanması için gerekli olan süreçler, kaynaklar ve destek sistemler belirlenmeli ve etkin bir şekilde kullanılmalıdır” dedi.