KARADAN Denize (From Land to Sea) başlıklı 14. Avrupa-Akdeniz Konvansiyonu 6-9 Ekim 2010 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Grimaldi Group’un geleneksel olarak 14 yıldır sürdürdüğü etkinlik, bu yıl Minoan Lines’a ait 250 yolcu aracı, 3.000 linear metre otobüs, çekici ve römork taşıyabilen, 413 kabini, 50 suiti ve 548 yatar koltuğu ile 3.000 yolcu taşıma kapasitesine sahip olan, Akdeniz’in en büyük kruvaziyer feribotu m/v Cruise Olympia gemisinde yapıldı.
Cruise Olympia, etkinliğe davetli olan, Grimaldi acenteleri, müşterileri, iş ortakları ve basın mensuplarından oluşan 260’a yakın konuğu; hattı kullanan ticari araç şoförleri ve yolcuları ile 6 Ekim Perşembe günü İtalya’nın Ancona Limanı’ndan demir aldı. Acente toplantılarının, ‘Çevreci ve ekonomik sürdürülebilir hareketlilik’ başlıklı konferansın ve basın toplantılarının gerçekleştirildiği yolculuk sırasında, Cruise Olympia’da rutin işler ve hareketlilik de bir yandan devam etti. Gemi öncelikle Yunanistan’ın Igoumenitsa Limanı’na uğrayarak burada yükleme ve boşaltma operasyonlarını tamamladıktan sonra varış noktası olan Yunanistan Patras Limanı’nda 7 Ekim günü demir attı.
Konteynerde beklenti düşük, RO-RO’nun pazar payında artış bekleniyor
Konuşmaların ağırlıklı olarak konferans başlığı olan ‘Çevreci ve ekonomik sürdürülebilir hareketlilik’ konusu üzerinde yoğunlaştığı 14. Avrupa-Akdeniz Konvansiyonu, iki oturumdan oluştu. Birinci bölümde, ilk olarak Ancona Liman Otoritesi adına Başkan Luciano Canepa söz aldı. Canepa, Ancona Limanı’nın enerjisini uzunca bir süredir RO-RO taşımacılığına yoğunlaştırmış olduğuna dikkat çekti ve Yunanistan, Hırvatistan, Arnavutluk, Karadağ ve Türkiye’ye düzenli hizmet verdiklerini belirtti. Petrole bağımlılığı azaltmak adına yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı teknolojileri benimsediklerini söyleyen Canepa, limandaki depoların tümüne 40 bin metrekarenin üzerinde fotovoltaik panellerin yerleştirilmesiyle sıfır maliyetle yenileme yapıldığını belirtti.
Luciano Canepa’nın ardından söz alan ReteAutostrade Mediterranee İdari Direktörü Tommaso Affinita, üretim döngülerinin yeniden yapılanmasına bağlı olarak global ekonominin bir ayarlanma sürecine girmesini beklediğini belirtti ve buna bağlı olarak da Akdeniz’in sadece Süveyş ve Cebelitarık üzerinden akan trafikte değil, aynı zamanda muazzam potansiyeli ile kendi başına da çok önemli bir rol oynayacağının altını çizdi. Affinita, “Lojistik zinciri ve yük hareketinin dinamiklerinde belirgin değişiklikler bekliyorum. Konteyner trafiğinde, şüphesiz iyileşme olacaktır ancak konteyner taşımacılığının global kriz öncesine kaydedilen büyüme seviyelerini görmesi pek olası değil. Çünkü bilindiği gibi bu taşımacılık modu gemi ve liman altyapısı yatırımları gerektiriyor” derken, krizin etkilerine diğer sektörlerden çok daha fazla karşı durabilen RO-RO hizmetlerinin pazar payının artacağına dair yorumda bulundu.
Tommaso Affinita, İtalya’nın uyguladığı ECOBONUS sistemini de konuşmasında ele aldı. İtalya, yük taşımacılığını karayolundan denizyoluna kaydıran taşımacılara bir dizi teşvikler uygulandığı bilgisini aktaran Affinita, “ECOBONUS adı verilen bu programa bağlı olarak 2007-2009 yılları arasında yük komisyoncularına doğrudan, Deniz Otoyolları konseptinin potansiyeline inanan armatörlere de dolaylı olmak üzere taşımacılara 200 milyon Avro’nun üzerinde kaynak aktarıldı. Bu yolla yılda 500 bin kamyonun karayolundan RO-RO’ya çekildi. Bu eğilim fonlamanın devam ettiği sürece - en azından 2011 yılına kadar - değişmeyecektir” diye konuştu.
İngiltere’de üretim azalıyor ve tüketiciler alışkanlıklarını değiştiriyor
İngiliz limanı the Bristol Port Company CEO’su Simon Bird ise Bristol Limanı ile ilgili bilgiler verdikten sonra Grimaldi ile işbirliklerine ve Avrupa’da deniz taşımacılığının teşvik edilmesi ile ilgili konulara değindi. Ford, Fiat, Toyota, Peugeot ve Mercedes gibi dünyanın önde gelen pek çok otomobil üreticisinin kullandığı Bristol Limanı’nda; 300 bini ithal, 100 bini ihraç olmak üzere yılda 400 bin araç elleçleniyor. Pek çok büyük RO-RO hattının kullandığı Bristol Limanı’nın kısayol deniz taşımacılığındaki önde gelen operatörü, Grimaldi. Bristol Limanı ve Grimaldi, terminal operatörü Autologic ile işbirliği içinde komple lojistik hizmet sunuyor. Bird, İngiltere’ye İspanya, İtalya, Türkiye ve Kuzey Afrika’dan ayda 10 bin kamyon geldiğini vurgularken, İngiliz hükümetinin 2050 yılına kadar sera gazlarını yüzde 80’in altına, 1990 yılı seviyelerine çekmeyi hedeflediğini belirtti. Bu hedefle parasal cezaların artırıldığını söyleyen Bird’e göre, sonuç olarak tüketici eğilimleri değişiyor. İngiltere’de üretim azalıyor ve gıda dahil pek çok ürün konteynerlerle ülkeye geliyor, üreticiler ve toptancılar da bu duruma tepki veriyor.
Entegre multimodal taşıma koridoru konusunda bir sunum yapan Patras Liman Otoritesi CEO’su Konstantinos Platikostas, verilen hizmetlerin kalitesini ve entegrasyonunu artırarak limanın kombine ve intermodal taşımacılık üssü olarak hizmet vermesini sağlamayı hedeflediklerini belirtti.
RO-RO’cular eski gemileri hurdaya çıkararak fazla kapasiteyi azaltıyor
Grimaldi Group’un İdari Direktörü ve etkinliğin ev sahibi Emanuele Grimaldi, konuşmasını Schumpeter’in ‘yaratıcı yıkım’ ile ilgili ekonomik kuramının uygulamalarına dayandırdı. “Etkin bir sanayi, kendi ayakları üzerinde durmak zorundadır ve Schumpeter’in yıkım ve yenilenme çemberi, ilerleme ve büyüme sağlamanın tek yoludur” diyen Grimaldi, devam eden yıkımın işaretlerinin gemi sanayiinde, özellikle de RO-RO sektöründe açıkça görüldüğünü dile getirdi. Grimaldi, “Diğer gemicilik sektörlerinden daha dengeli olsa da, RO-RO armatörleri, filolarının en eski olanlarını hurdaya çıkararak fazla kapasiteyi azaltıyorlar” derken 2008 ile Ağustos 2010 arasında dünya RO-RO kapasitesinin 10,3 milyondan 9,8 milyon dwt’ye düştüğünü belirtti. “Dünya RO-RO filosunun ortalamasından oldukça daha genç olsa da - 20 yaşın üzerindeki dünya filosuna karşılık filomuz 10 yaşından daha genç -bizim filomuz da dünya çapındaki genel eğilime katkı sağladı ve bazı gemilerimiz hurdaya çıkarıldı. Aynı zamanda 10 yeni gemi filomuza katıldı ve bu da daha çevreci performans sergilememizi sağladı” dedi.
Denizciliğin ‘korkunç yılında’ da Grimaldi kara geçti
Emanuele Grimaldi, denizciliğin ‘korkunç yılı’ olarak anılan 2009’da girişimci tavırlarının meyvelerini topladıklarını ifade ederek, en büyük gemi operatörlerinin milyarlarca Avro’luk kayıplar yaşadığı bu yılda 120 milyon Avro kara geçtiklerinin altını çizdi. Grimaldi’nin verdiği bilgilere göre; grup bünyesinde bulunan diğer şirketlerden Finnlines tamamen yeniden yapılandırıldı ve her ay yeni rekorlar elde etmekte. Endemik resesyon ve sıkı bir rekabet içinde mücadele eden Minoan, durağanlıktan çıkarak tamamen tatmin edici olmasa da diğer firmalardan daha iyi sonuçlar elde etti. Grubun net biçimde zarar eden, ABD-Avrupa arasında hizmet veren şirketi ACL de son zamanlarda karlılığı yakalayarak toparlanmaya başladı.
Grimaldi, konuşmasında müşterilerine üç yeni hattın da müjdesini verdi. Bunlardan birincisi, Fas ile Güney Avrupa arasındaki ihtiyaçları karşılamaya yönelik olan, Livorno, Valencia ve Tanca arasındaki kısa yol deniz hizmeti. İkincisi ise Toskana Limanı’nı doğrudan Sicilya ve Malta’ya ve oradan da Patras, Yunanistan ve Libya’ya bağlayacak olan yeni Livorno-Katanya-Malta hattı. Derin deniz hizmeti olarak lanse edilen üçüncü hat, Akdeniz Ekspres Servisi adını taşıyor ve Akdeniz’i Batı Afrika’ya bağlayacak.
Grimaldi: “Taşımacılık endüstrisi için soru işaretleri değil kesinlikler olmalı”
Programın ikinci bölümü, Ford Otosan Lojistik Müdürü Recai Işıktaş, Salerno Liman Otoritesi Başkanı Antrea Annunziata, Pire Liman İşletmesi İdari Direktörü Stavros Hatzakos, The Bristol Port Company CEO’su Simon Bird ve Emanuele Grimaldi’nin yer aldığı panel ile devam etti. Bu bölümde deniz taşımacılığının en çevre dostu taşımacılık modu olduğu üzerinde durulurken gemilerin hurdaya çıkarılma yaşları ve bunların yönetmelikleri ile ilgili konular konuşuldu. Gemi emisyonları, iklim değişikliğinin yanısıra TEN-T koridoru ve Deniz Otoyolları konuları da ele alındı.
Grimaldi, konuşmasında bazı ülkelerin parayı bazı armatörlere verirken diğerlerine vermemesinin güçlü bir rekabet ortaya çıkardığını ifade etti. “Taşımacılık endüstrisi için soru işaretleri değil kesinlikler olmalı” diyen Emanuele Grimaldi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün Avrupa’nın her yerinde büyük bir rekabet var. Parayı bir tarafa vermek ve diğerine vermemek rekabette çok büyük bir sıkıntı ve haksızlık yaratır. Marco Polo konusu çok tehlikeli. Marco Polo parası bazen birilerinin diğerleri ile rekabet etmesi için veriliyor. Para, kamyoncuya, lojistik operatöre gidiyor.”
İkinci olarak son zamanlardaki yatırımlar, gelecek dönemlerdeki yatırımlar konusunda liman otoriteleri görüşlerini bildirdiler. Önce Pire Limanı yetkilisi Stavros Hatzakos söz aldı. Hatzakos, daha derin gemilerin talebini karşılamak için AB desteği ile Pire Merkez limanını genişletme kararı aldıklarını söylerken, Salerno Liman otoritesi Başkanı Andrea Annunziata, önemli projeler, intermodal girişimler, çevre konuları ve güvenlik için 250 milyon Avro yatırım yapacaklarını belirtti. “Demiryolu yatırımlarına sözümüz yok ama denizyolu da geliştirilmeli” diyen Annunziata, “Nükleer enerji, alternatif enerji olarak göz önüne alınmıyor ama geleceğin sorunlarını düşünürsek bunu düşünmeliyiz” şeklinde konuştu.
Grimaldi’nin önemli müşterilerinden biri olan Ford Otosan’ın Lojistik Müdürü Recai Işıktaş da, şu anda bir Joint Venture şirketi olan Ford Otosan’ın Türkiye’de ticari ve hafif ticari araç ürettiğini, üretimin de yüzde 75-80’inin Avrupa’ya ihraç edildiğini belirtti. “Türkiye’de kendi limanımızı işletiyoruz. Üretimin yüzde 95’ini gemilerle yapıyoruz” diyen Işıktaş, liman şirketin kendi bünyesinde olduğu için büyük bir maliyet tasarrufu sağladıklarının altını çizdi. Recai Işıktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçen yıl Kuzey Amerika’ya 30 bin araç gönderildi, bunların yüzde 90’ını Grimaldi taşıdı. Krizden çok etkilenmedik. Bu yıl 250 bin araç üretmeyi planlıyoruz ve Kuzey Amerika’ya ihracata devam edeceğiz. Adet aynı olacak ama önümüzdeki yıl 50 bine çıkacak. Üretimin yüzde 95’inden fazlası denizyolu ile taşınıyor ancak parçaların taşınması konusunda aynı performansı gösteremiyoruz.”