Avrupa’da 2000 yılından beri lojistik hizmet veren Haarhaus Logistics Company’nin Türkiye ayağı olarak 2012 yılı Haziran ayında faaliyete başlayan HLC Lojistik, tüm taşıma modlarında hizmet sunmanın yanında, iyi kontratlar ve rekabetçi maliyetler ile karayoluna ağırlık verecek.
Alman firması olan Haarhaus Logistics Company’nin Türkiye’deki yapılanması olan HLC Lojistik’in kuruluş süreci ile ilgili konuştuğumuz HLC Lojistik Uluslararası Taşımacılık Depolama ve Dış Tic. Ltd. Şti. Genel Müdürü Tolga Palabıyık, faaliyete yeni geçen firmanın kısa ve orta vadedeki hedeflerini açıkladı.
Türkiye’nin ihracat ve ithalat rakamlarındaki artış ve dolayısıyla lojistik sektöründeki pastanın büyüklüğüne dikkat çeken Palabıyık, Avrupa’da güçlü ekonomi diye tabir edilen ülkelerin yaşadıkları ekonomik sorunlara karşın Türkiye’nin yıllardır artan istikrarını koruyan ekonomik gücünü vurgulayarak, “Ayrıca, Türkiye’nin coğrafyasına bakıldığında; batı da Avrupa, güneybatı da Kuzey Afrika, kuzeydoğu da Rusya, güneydoğu da Ortadoğu ülkeleri... Tüm bu ülkelerin gerek Türkiye gerekse birbirleri arasındaki ticari bağı giderek artıyor ve bu ticari hareketlenme Türkiye’deki yük hareketinin sürekli olarak artmasını sağlıyor” dedi.
Almanya’nın, Türkiye’nin ithalat ve ihracat yaptığı ülkeler arasında hep en üst sıralarda yer aldığını ifade eden Palabıyık, “Alman ekonomisinin ne kadar sağlam olduğu ve firmalarının ne kadar düzgün çalıştığını, ithalat veya ihracat yapan herkes bilir. Haarhaus da uzun zaman Türkiye’yi izleyip, gelişmeleri takip edip doğru zamanda doğru atılımı yapmak için 2012 senesini bekledi” diyerek Haarhaus’un Türkiye’de yatırım yapma nedenini açıkladı.
IT’ye 1 milyon Avro’luk yatırım
İzmir ve İstanbul olmak üzere iki ofis ile Haziran ayı itibariyle hizmet veren HLC Lojistik’in kuruluş süreci ile ilgili olarak da konuşan Palabıyık, faaliyete başlamak için aceleci davranmadıklarını vurgulayarak özellikle IT altyapısının kusursuz olması için teknik kuruluma çok zaman harcadıklarının altını çizdi. IT altyapısının maliyetinin 1 milyon Avro’dan fazla olduğunu belirten Palabıyık, “IT altyapımız sayesinde tüm dünyadaki kontaklarımız ile gerçek zamanlı iletişime geçebiliyoruz. Böylece evrak ve veri alışverişinde dakika kaybetmediğimiz gibi, bunun sorunsuz ve eksiksiz gerçekleşmesini sağlıyoruz” diye konuştu.
Tüm bu IT altyapısına rağmen müşterilerine dijital hesap ya da şifre vererek internet üzerinden yük takibi gibi bir hizmeti sunmayacaklarını kaydeden Tolga Palabıyık, bunun nedenini ise insan odaklı çalışma biçimi olarak açıkladı ve şunları söyledi:
“Biz insanlar için buradayız. Asıl, temel dinamiğimiz her zaman, kusursuz, yoğun, hızlı iletişim ağı ile doğru kişilere doğru bilgilerin doğru zamanda ulaşması. Müşterilerimiz bilgisayar sayfasında yükleme statülerini izlemek yerine, biz onlarla iletişimde iken, bilgi akışlarını birebir alırken, tüm sorularına dakikalar içinde cevap bulacaklar. Yapılanmamız, ekip arkadaşlarımızın tamamının aslında müşteri hizmetleri departmanı modelinde çalışabilmesi şeklinde devam ediyor. Yani ‘butik hizmet’ sağlıyoruz.”
“Karayolu servisimizi daha ön planda tutacağız”
Haarhaus Logistics’in Avrupa’da, özellikle Almanya ve İtalya depolarından sağladığı tüm depolama, elleçleme, stok yönetimi, kısacası tam teşekküllü lojistik hizmetlerini HLC Lojistik olarak, bütün taşıma modlarıyla birleştirerek, tüm modlarda hizmet vermek üzere yola çıkıtlarını söyleyen Tolga Palabıyık, şöyle konuştu: “Maliyet olarak deniz, hız olarak havayolu liderliği elinde tutuyor. Ancak karayolu bizim favorimiz. Artık doğru rotalar ve hızlı servisler ile havayolundan çok da uzun olmayan transit sürelerini karayoluyla da sağlamak mümkün. İyi kontratlar ile karayolunda daha rekabetçi maliyetler sağlayarak karayolu servisimizi daha ön planda tutacağız.”
HLC Lojistik adı altında sadece Türkiye’de faaliyette olduklarını ancak aynı çalışma prensibi ile Almanya, İtalya, Fransa, Avusturya, İsviçre ve İngiltere’de firmaların bulunduğunu belirten Palabıyık, “Bu ülkeler haricinde kendi markamız ile yeni bir kuruluş gerçekleştirmektense birçok yeni ülkede, o ülkelerin yerel ve en iyi firmaları ile çalışıp kontrat yapmayı tercih ediyoruz ve bunu hedefliyoruz. Bu hem bizi daha güçlü kılacak hem de markamızın tanıtımı yerel güçlerden destek alarak hızlanacak. Yani bir nevi win-win politikası uyguluyor olacağız” diye konuştu.
Kısa ve orta vadedeki hedeflerinden de söz eden Palabıyık, ilk etapta; alternatif taşımacılık, maliyet, ulaşım süreleri açısından zayıf gördükleri İspanya, Fas, Tunus, İtalya, Rusya gibi ülkelere düzenli trafik sağlayarak 1 haftalık ulaşım sürelerinde en iyi maliyetleri sunmak konusunda iddialı olduklarını vurguladı. Bu konudaki çalışmaları 3 ay içinde tamamlayıp 2013 yılı başında bu trafikleri oturtmuş olmayı planladıklarını söyleyen Palabıyık, “Önümüzdeki 2-3 yıllık dönemde ise şirketimizin bilinirliğini artırarak rakamsal verilerimizi kontrollü şekilde yükseltmeyi ve sektördeki diğer şirketlerle yarışır seviyeye gelmeyi hedefliyoruz” dedi.