Türkiye ile Hollanda’nın köklü ilişkilerinde yeni bir döneme girildi. Bir çok Türk vatandaşının yaşadığı bu ülke ile ticari ilişkilerin daha hızlı gelişmesi için karşılıklı adımlar atılıyor. Hollanda’nın nüfusu 16.6 milyon. Kişi başına düşen milli gelir ise 48.317 dolar. Türkiye-Hollanda ticaret hacmi 6 milyar 71 milyon dolar. Türkiye’nin Hollanda’ya ihracatı 3 milyar 157 milyon dolar, Hollanda’dan ithalatı ise 2 milyar 914 milyon dolar.
Hollanda Dış Yatırım Ajansı (NFIA), Türkiye’deki yapılanmasıyla bu ilişkilerin geliştirilmesi, Türk girişimcilerin ülkede daha çok yatırım yapmaları için çalışıyor. Hollanda’ya bekledikleri yatırım alanlarından biri de şüphesiz lojistik sektörü. NFIA’nın Türkiye ülke müdürü Arife Karaosmanoğlu’na ülkenin ekonomik, bürokratik işleyişi ve yatırım fırsatları konusunda merak edilenleri sorduk.
Hollanda’nın lojistik-taşımacılık sektöründeki önemi nedir? Hangi özellikleri ile ön plana çıkmaktadır?
Avrupa’nın 5’inci büyük ekonomisine sahip Hollanda, Batı Avrupa’daki merkezi ve stratejik konumu, uluslararası iş ortamı, avantajlı finansal olanakları, üst düzey iş gücü ve yüksek yaşam standardına kıyasla düşük yaşam maliyeti ile dış yatırımlar için öne çıkan ülkeler arasında değerlendiriliyor.
Lojistik sektörü için özel yatırım bölgeleri var mı ya da planladınız mı?
Birçok lojistik üs Almanya sınırındaki bölgede bulunuyor. Limburg ve Brabant bölgeleri, South-Holland bölgesi ile birlikte önde gelen lojistik bölgelerden biri. Inland shipping yoluyla Rotterdam limanından kanallarla Almanya’ya ulaşımın kolay olduğunu da belirtmek isterim.
Yatırım yapmayı düşünen firmalara ne gibi imkan ve avantajlar sunuyorsunuz?
Hollanda; uzun yıllardır açık ekonomisi ve nitelikli iş gücü ile yabancı yatırımcıların ilgisini çekiyor. Yabancı yöneticiler (Expat’lar) için yüzde 30 kuralı olarak adlandırılan özel bir vergi rejimi uygulanmaktadır. Bu rejim ile Hollanda yabancı yöneticilere 96 aya kadar yüzde 30’a varan oranlarda vergi muafiyeti sağlamaktadır. Bu, yurtdışında yaşamanın ekstra maliyetleri için bir telafi olarak nitelendirilebilir.
Bu kurala göre, işveren çalışanına ücretinin yüzde 30’una kadar vergisiz ödenek sağlayabilir. Çalışan ücreti, prim ödemeleri ve hisse senedi opsiyonları gibi arızi ve esnek gelir formlarını da kapsamaktadır. Kıdem tazminatı ve emeklilik ödeneği ise ücrete dahil değildir. Hollanda yatırımı düşünenlere son derece rekabetçi bir mali ortam sunuyor. Kurumlar gelir vergisi oranı birçok Avrupa ülkesine kıyasla oldukça düşük. Örneğin; yasayla belirlenen kurumlar vergisi oranında ilk 200 bin Avro’luk dilim için bu oranın sadece yüzde 20’si tahakkuk ettirilmektedir. 200 bin Avro’nun üzerinde ise bu oran yüzde 25 olmaktadır.
Hollanda, AB içerisinde dağıtımın yapıldığı bir ülke olması nedeniyle, bazı koşulların yerine getirilmesine bağlı olarak, KDV öteleme sistemi olarak adlandırılan ve KDV dönemine kadar öteleme imkanı sağlayan bir olanak da sunuyor.
Bunun yanı sıra Hollanda’nın inovasyon, sürdürülebilir enerji, Ar-Ge ve çevre dostu yatırımlar için de özel vergi indirimi programları bulunuyor. Hollanda’nın vergi yetkililerinden gelecekteki vergi pozisyonlamasının nasıl olacağı ile ilgili olarak önceden teminat almak da mümkün. Özetle yatırımcı hangi alanda ya da sektörde girişimde bulunmak istiyorsa; o noktada biz NFIA olarak gerekli yönlendirmeyi ve desteği sağlıyoruz.
Yatırım kararı alan firmalara ne gibi önerilerde bulunursunuz?
Günümüzde şirketler artık lokal olmakla yetinmiyor, dünya pazarına açılmak istiyor. Dolayısıyla Hollanda bu yolda ilerlemek isteyen kurumlar için doğru bir yatırım merkezi. Bu nedenle yatırımcılar Hollanda’da büyük fırsatlar görüyorlar. Özellikle tarım, gıda, kimya, enerji, yüksek teknoloji, bahçecilik, lojistik, tasarım ve yaşam bilimleri ve sağlık sektöründeki gücüyle Hollanda, uzun yıllardır yabancı yatırımcıların gözdesi konumunda.
Bugün de globalleşen Türk şirketleri, yurtdışında ortaya çıkan fırsatları daha iyi takip etmek ve değerlendirmek zorunda kalıyor. Hollanda açık ekonomisi ve eğitimli iş gücü ile katma değerli bir operasyon başlatmak için uygun bir lokasyon olmasının yanı sıra vergi ve kazancın transferi konusunda sağladığı kolaylıklar ile şirketlerin finansal olarak da rahat bir gelişim süreci yaşamasına olanak tanıyor.
Hangi sektör olursa olsun Türk şirketleri için Hollanda dünyada yer almak için çok iyi bir sıçrama tahtası olabilir. NFIA olarak, Hollanda Büyükelçilikleri, başkonsoloslukları, Hollanda hükümetini temsil eden diğer kurumlar ve paydaşlarla da işbirliği içerisinde ücretsiz olarak hizmet veriyoruz. Dolayısıyla yatırımı düşünen herkese kapımız açık. Yaptığımız çalışmaların da, yüzyıllara dayanan Hollanda ve Türkiye işbirliğini güçlendirmesini ve iki ülkeye de yarattığı katma değeri artırmasını hedefliyoruz.
Eklemek istedikleriniz?
Bugüne kadar Türkiye’den aşağı yukarı 130 şirket Hollanda’da şirketini kurup faaliyete geçti. Bunların arasında; Simit Sarayı, Mado, Organik Kimya, Metem Teknoloji, Faselis, As-Av, GroupMed gibi örnekler bulunuyor. NFIA olarak şirket kurulumundan, gelişim ve büyüme sürecine kadar her aşamada Türk yatırımcılara destek verdik.
2015 yılında; Tesla ve easyJet gibi 300’den fazla yabancı şirket yatırım için Hollanda’yı tercih etti. Yine tüm NFIA ofislerimizin 2015 verilerine göre; Hollanda’ya başta Amerika, İngiltere, Çin, Japonya ve Almanya ülkeleri olmak üzere toplamda 7 bin 779 ek faaliyetle 1.76 milyar Avro yatırım yapıldı. Bunun yanı sıra 2015 yılında bu yatırımlar kapsamında 9 bin 300 kişiye istihdam sağladık. 2016’da da yatırımların artarak devam etmesi yönünde yoğun bir biçimde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.