İş Yapma Dersi

Günümüzde bir ülkenin bütünlüğü, ancak ekonomik entegrasyonla mümkündür. Türkiye’nin ekonomik bütünlüğü de büyük ölçüde, karayolu ağı sayesinde sağlanmıştır.

8 bin kilometre demiryolu, 8 tane havaalanı ve liman sayesinde değil. Bu nedenle karayolu taşımalarının payının yıllarca yüzde 90’ları aşmasının anlaşılabilirliği vardır. Almanya’da karayolu taşımacılığının payı yüzde 70. Üstelik bu Almanya için algıların üzerinden bir orandır. Bütünlüğü daha da sağlamlaştıran bir demiryolu ağı ve iç suyolları da var. Elbette bunlara uygun endüstriler gelişmiş, diğer endüstriyel alanlardaki gelişim de yine bu ulaşım altyapısı sayesinde hamleler yapmış, refah artmış, paylaşım artmış. Ülke bütünlüğü daha da kemikleşmiş hatta ülke üstüne ülke eklenmiş, doğusu batısı bir olmuş. Almanya için söylenebilecek lojistiğe en uygun tanım; ‘Taşımacılık müreffeh bir ekonominin belkemiğidir’ olsa gerek...

Önemli ölçüde gelişen endüstrilerin başındaki ulaşım endüstrisinin başat enstrümanlarından biri de elbette ticari araçlar. Bu alanda dev markaların başını da yine Almanlar çekiyor. Ağır ticaride Mercedes, MAN, hafif ticaride WV, kasa üretiminde Schmitz, hizmet tarafından DHL gibi başka markalar da yaratmış olan Almanya, adeta bir ekonomik entegrasyon abidesi. Yaptıklarını denemek kadar yapma yollarını da uygulamak gerekiyor. Sanayisini geliştirirken entegre uygulamalar sergileyen bu ülke, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği bir basın etkinliğiyle işlerin nasıl yürüdüğünü küçük bir örnekle bir kez daha gözler önüne serdi.

Kendi alanında dünyanın en etkili fuarı konumunda olup Alman Otomotiv Endüstrisi Derneği VDA’nın himayesinde iki yılda bir Hannover’de gerçekleştirilen ticari araçlar fuarı IAA’nın tanıtım toplantısına dünyanın dört bir yanından 150’ye yakın uzman gazeteci katıldı. Fuarın açılışına 3 ay kala, aynı karede yer alması çok da kolay olmayan isimler bazen tek tek bazen de bir arada sahneye çıktı.  Her biri dünya ticari araçlar, taşımacılık ve lojistik gazetecilerine yeni trendleri, yaptıkları teknolojik yenilikleri, kaydedilen ilerlemeleri ve olan bitenin dışında 10-20-30 yıl sonrasında olmasını beklediklerini anlattılar.

Mükemmel çalışan bir motorun, her biri görevinin bilincindeki parçaları gibi uyum içinde hareket eden IAA ve VDA yetkilileri, fuarın temel aktörlerini sahneye aldıkça, ticari araçların geleceği biraz daha şekillendi. Telematik sistemlerini sonuna kadar kullanan akıllı araçlar, bağlantılı bir ortamın parçası olarak çalışacak. Alternatif güç aktarma organları, elektrik motorları ve metan dizel, özellikle van segmentinde daha fazla versiyon olacak. Tedarik zinciri çözümleri değişecek ve e-ticaretin gereksinimlerini karşılayan araçlar ve sistemler gelişecek.  Ne de olsa 2050 yılına kadar dünya taşıma hacmi üç katına çıkacak, çoğunluğu da karayolunda taşınacak. Bunun için yaş ortalaması artan sürücülerin iyi eğitilmesi de gerekiyor. Tabi en çok lobisi yapılan aerodinamik yapısı gelişkin uzun araçlar gündemde kalacak, belki de kısa süre sonra hayata geçecek gibi görünüyor...

*****

Avrupa’nın ekonomisi gelişmiş ülkelerinden biri de Fransa. Fransız ekonomisinin bazı temsilcileri de yine Türkiye bağlantılı lojistik bir çalışma yaptılar. Geçtiğimiz yıl Türkiye’de bir dizi etkinlik gerçekleştiren, özellikle İstanbul ve Mersin’de çeşitli ziyaretlerde bulunan Marsilya FOS Limanı yetkilileri, bu kez 30’a yakın Türk misafiri ağırladı. Denizcilik ağırlıklı lojistikçilere Marsilya limanlarını anlatan yetkililer, karadan ve denizden yararlanma olanaklarını, çoklu ulaşım bağlantılarını yerinde gösterdiler.

Bazı ziyaretçilerin zaten tanıyıp iş yaptığı Marsilya’da liman ölçeklerinin etkileyici olduğunu belirtmek gerekiyor. Gerek deniz alanı, gerekse toplam 10 bin hektarı bulan kara sahası, IKEA, DB Schenker, Michelin, Carrefour gibi markaların depolama alanına büyük kolaylıklar sunuyor.

Türkiye’ye odaklanmış bulunan liman yetkililerinin kararlılığı, bu inceleme gezisinin her aşamasında kendini hissettirdi. Özellikle liman statüsünde yapılan değişimler anlatıldı. Bu sayede, sosyal devlet politikalarının örnek ülkesi Fransa’nın grevlerle aksayan liman hizmetlerinin, artık kesintiye uğramayacağını –dolambaçlı yollarla da olsa- izah ettiler. Marsilyalılar, davetli listesini oldukça özenli yapmışlar. Türkiye’nin ihracatında hatırı sayılır yer tutan Tofaş, Arçelik gibi markaların lojistik personelini de getirerek, suyun başını tutmak isteklerini gösterdiler.

Sanayinin gelişimi, ivme kazandırıcı etkinliklere bağlı. Teknoloji yalnız başına gelişmiyor. Onu destekleyen pek çok hareket, bir bütünlük içerisinde yapılırsa sonuç almak mümkündür. Sivil toplum örgütlerinin yöneticileri, markaların yönetim kurulu üyeleri, limanların müdürleri, sunum yapmayı, tesislerini anlatmayı, konuklarını ağırlamayı, konuklarını ağırlarken özel hayatından feragat etmeyi işinin bir parçası olarak, muhataplarına hoşnutluk hissettirerek yapıyor. Bizde de elbette bu anlayışta profesyoneller var. Ama önemli bir çoğunluğu için temel iş tanımı dışına çıkan her türlü hareket, fazladan bir hizmet gibi geliyor. Oysa tüm yapılanların ötesinde ‘iş bitirme’ adına asıl dönüştürücü olan budur.

Adamları çalışırken görünce Fransa’nın nasıl Fransa, Almanya’nın nasıl Almanya olduğunu bir kez daha anlıyorum. Bunların derneği dernek, fuarcısı fuarcı, fuarı fuar, sanayicisi sanayici, limancısı limancı, CEO’su CEO gibi... Sonunda da Mercedes’i var, MAN’ı, Renault’u var, Marsilya’sı var... Darısı bizim başımıza...


İlker ALTUN
ilker@aysberg.com


15 Ağustos 2014
Kargohaber Dergisi (Sayı:187)

15. Atlas Lojistik Ödülleri Sahiplerini Buldu
Ekol Uluslararası Taşımacılık Artık DFDS Oldu
Gebrüder Weiss, logitrans'ta Lojistik Çözümlerini Paylaşacak
Ekol Transport Satışı Gerçekleşiyor
MRLlog Filosu, 50 Yeni Renault Trucks Çekiciyle Güçleniyor
Lalamove Türkiye’de Faaliyete Başladığını Duyurdu