Köstence’den İstanbul’a gelirken RO-RO gemisinden aracıyla birlikte denize atılarak, Yugoslavya iç savaşında bombalarla öldüler. Savaş yıllarında Irak’ta, Suriye’de konvoyda, Adriyatik’te yanan gemide, ateş altında, çatışmalarda ateş içinde şoförler vardı.
Türk şoförleri için bu ilk sınav değil. Doğu Bloku yıkılırken SSCB topraklarında, Bulgaristan’da, Romanya’da soyuldular, dövüldüler, öldüler... Yugoslavya parçalanırken ilk vurulan onlar oldu. Araçları parçalandı, üçü bir arada bombalarla öldüler. Ortadoğu sıcağında, Mısır’da hatta Sudan’da, Libya’da, Orta Asya’nın olmadık köşelerinde kuyruklarda, kapılarda her türlü belaya uğradılar. Suriye’de, İran-Irak savaşında yol boylarında, konvoylarda, başlarına gelmedik kötülükler kalmadı. Körfez savaşı ile birlikte ilk vurulan, horlanan, yokolan da onlar oldu. Burnumuzun dibinde, Halkalı’da araçlarıyla birlikte sele kapılan da onlar olmadı mı? Adriyatik’te RO-RO gemisinde yanan, Köstence-İstanbul hattında gemiden atılan treylerin içinde uyurken denizin dibini boylayan unutuldu bile... Son zamanlarda neredeyse her gün üstelik Türkiye sınırları içerisinde yolları kesilen, araçları yakılan, kaçırılan, şoför yok mu?
Her şey düzeliyor derken yine Irak’da bu kez meçhule götürülenlerin ilk sırasını yine kimseye kaptırmadılar. Bir kumpas da onlar için kuruldu...
Türk şoförleri bütün bu sıkıntıları, taşıma yaptıkları 6 bin kilometrelik hattın en sorunlu coğrafyalarında dış ticaretin bayrağını sallarken yaşıyor... Son olaylarla birlikte Irak’da kaçırılan şoförler, Türkiye ekonomisinin, dış ticaretinin, taşımacılık şirketlerinin ve elbette uluslararası yollardaki kamyon şoförlerinin çektiklerinin en taze kanıtı.
Artı-eksi 50 derecelerde direksiyon sallayan, dağda, çölde, selde, denizde, sınırlarda, karlı yollarda soluksuz kalan şoförlerin hakkını teslim etmek lazım. Her meslek grubu içinde ‘çürük elmalar’ bulunur. Bu şoförler için de geçerlidir. Kendi hatası nedeniyle kaza yapıp hayatını kaybeden, daha da ötesi başkasını da kazasına ortak eden sayısız şoför vardır elbette. Onları değerlendirirken trafik, 10 üzerinden değil, 8 üzerinden kusur paylaşımı yapıyor zaten. Ama savaşta, terörde, afette ne vereceksin şoföre? Neyle eleştirip neyle hafifleteceksin mağduriyetini?
Uluslararası yolların şoförleri daha çok mağdur, daha çok risk altında ve daha çok ölüyor. Yaşarken çektikleri, işinin başında karşılaştıkları bir yana, yaralısı da öleni de ayrıca dert çekiyor, çektiriyor. Bu son kaçırılma olayında da hem kendileri hem aileleri perişan. İnsanlık dışı bir karşılaşma ve insanlık dışı bir süreç içindeler. Ne yazık ki kaderleri; aklının kontrolünü yitirmiş olanların elinde. Allah kurtarsın...
İlker ALTUN
ilker@aysberg.com
4 Temmuz 2014
Kargohaber Dergisi (Sayı:186)