Her yıl geleneksel olarak düzenlenen ‘Karadan Denize’ isimli etkinliğinin 15’incisi bu yıl 29 Eylül-3 Ekim tarihleri arasında İtalya’nın Capri Adası’nda gerçekleştirildi. Avrupa, Kuzey Afrika, Yakındoğu ve Amerika’dan 30’u aşkın ülkeden gelen yüzlerce delegenin katıldığı etkinlikte Türkiye’den de önemli isimler yer aldı. Ford Otosan’dan Recai Işıktaş; Borusan Makina’dan Tarkan Musluoğlu ve Uğur Özkan; Omsan Lojistik’ten Anı Dursun, Gemport’tan İsmail Hakkı Tas ve Buğra Bilginer’den oluşan Türk ekibi ile Grimaldi’nin Türkiye acentesi Egekont yetkilileri Cenk Değer, Ali Olcay Konuklu ve Selim Çırakoğlu özel olarak ilgilendiler. Aysberg’den Altınay Bekar’ın takip ettiği etkinliğe Deniz Haber Ajansı’ndan Recep Canpolat da katıldı.
Euromed Konferansı önemli konukları ağırladı
‘Karadan Denize’ etkinliği kapsamında 30 Eylül günü düzenlenen Euromed Konferansı’nda, bölgenin deniz taşımacılığına ilişkin konuları masaya yatırıldı. Konferansta; Barselona Liman Otoritesi Ticari Direktörü Rosa Puig Vidal, Rete Autostrade Mediterranee (RAM) İdari Direktörü Tommaso Affinita, İtalya Altyapı ve Ulaştırma Müsteşarı Bartolomeo Giachino ve Avrupa Komisyonu Mobilite ve Taşımacılık Genel Müdürlüğü-Lojistik, Denizcilik ve Karayolu Taşımacılığı Direktörü Fotis Karamitsos konuşmacı olarak yer aldı.
Konferansın panel bölümünde ise Antwerp Liman Otoritesi CEO’su Eddy Bruyninckx, Salerno Liman Otoritesi Başkanı Andrea Annunziata, Interferry Avrupa İdari Direktörü Johan Ross, General Motors Araç Planlama Müdürü Rolf Baumann ve ECG İdari Direktörü Mike Sturgeon söz alırken, Türkiye’yi Grimaldi’nin önemli müşterisi konumunda bulunan Ford Otosan’ın Lojistik Müdürü Recai Işıktaş temsil etti.
Bartolomeo Giachino: “Karayolu taşıma dernekleri ile uzlaşma sağlanması ile yaklaşık 500 bin kamyon karayolundan denizyoluna kaydırıldı”
İtalya Altyapı ve Ulaştırma Müsteşarı Bartolomeo Giachino, hükümet olarak ekonomik, sosyal ve çevresel kaygıları gözeterek sürdürülebilir taşımacılık sistemleri geliştirme çabalarına değindi. İtalyan hükümetinin 2008 yılının ikinci yarısında ‘Ecobonus’ tedbirlerini uygulamaya koyarak; karayoluna alternatif olarak denizyolunu kullanan taşımacılara finansal destek sağladığını hatırlatan Giachino, bir yandan yasal çıkmazları çözümlemeye çalışırken diğer yandan da karayolu taşıma dernekleri ile uzlaşma sağlama çabalarının sonucunda yaklaşık 500 bin kamyonun karayolundan denizyoluna kaydırıldığını belirtti.
İtalyan hükümeti intermodal taşımacılığın ‘en iyi uygulama’sı olduğuna inandığı deniz otoyolları konseptine daha fazla destek vermeye yönelik çalışmalar yürütüyor. Yeni İtalyan Ulusal Lojistik Planı, denizyolu ve demiryolunu geliştirmeyi öncelikli konular olarak ele alırken yeni şehir lojistiği politikası da gündemin önemli bir maddesini oluşturuyor.
Tommaso Affinita: “İtalya’nın müzmin yapısal kırılganlığı ve uzun yıllar öncesine dayanan umursamaz kamu harcamaları politikası, muazzam bir ulusal kamu borcu dağı oluşturdu”
Toplantıda söz alan bir başka önemli isim de Rete Autostrade Mediterranee (RAM) İdari Direktörü Tommaso Affinita idi. RAM, 2004 yılında Trans Avrupa Ağları (TEN-T) Genel Planı’nın öngördüğü Avrupa Projesi’nin uygulanmasına yönelik İtalyan Ulusal Programı’nın oluşturulması amacıyla kurulan ve tek sermayedarı İtalya Ekonomi ve Finans Bakanlığı olan bir şirket. RAM’ın amacı, Euro-Med (Avrupa-Akdeniz) bağlamında deniz taşımacılığının asli bağlantı enstrümanı olarak geliştirilmesini sağlamak. Konuşmasında bu hedef doğrultusunda yapılan çalışmaları anlatan Affinita, global ve İtalyan ekonomisi ile ilgili de çarpıcı ifadeler kullandı.
ABD’den Avrupa’ya dünyanın en büyük ekonomilerini zorlu bir yavaşlamaya sürükleyen global mali krizin ötesinde, Güney Akdeniz’de ‘Arap Baharı’ olarak adlandırılan gösteri ve protestoların Mısır ve Tunus gibi istikrarlı görünen rejimleri devirmesine neden olduğunu hatırlatarak şöyle dedi: “İtalya elbette bu karışıklıkların şok dalgalarını hissetti. Ülkenin müzmin yapısal kırılganlığı ve uzun yıllar öncesine dayanan umursamaz kamu harcamaları politikası, açıkça tahrif edilmiş gelişme modeli ile birleşerek (deniz ve demiryolu bağlantıları pahasına karayolu ağlarının kayırıldığı taşımacılık sektöründeki ciddi dengesizlik buna örnektir) muazzam bir ulusal kamu borcu dağı oluşturmuştur. Geçtiğimiz haftalarda önemli çabalar gösterilmiş ve bütçe açığını azaltmak ve İtalyan tahvil faizleri ile ilgili piyasa spekülasyonlarının önüne geçmek için bir dizi kemer sıkma tedbirleri ortaya konmuştur.”
RO-RO servislerinin pazar payının arttığını söyleyen Affinita, RO-RO’nun konteyner trafiğine oranla ekonomik sıkıntılara daha iyi dayandığını vurguladı. Affinita, Deniz Otoyolları’nın geliştirilmesine ilişkin kısa ve orta vadeli beklentilerin yeni tamamlanan iki ana projede ele alındığını ifade etti. Bu projeler; İtalya, Yunanistan, Malta, Kıbrıs ve Slovenya’nın katılımının söz konusu olduğu ‘Doğu Akdeniz Deniz Otoyolları’ ile İtalya, İspanya, Fransa ve Malta’nın ortak olduğu ‘Batı Akdeniz Koridorları.’ Deniz otoyollarının uygulanmasına ilişkin master planlar Doğu Akdeniz’in gelişimi için 9 ve Batı Akdeniz içinse 4 koridor tanımlıyor. Affinita, ‘Batı Akdeniz Koridorları’ Projesi’ne bağlı olarak 2001 ile 2009 yılları arasında RO-RO trafiğinin yüzde 40 oranında arttığını ve kesme noktası olarak anılan 2007 yılı itibariyle 2001 yılına oranla artışın yüzde 57 olduğunu ifade etti.
İspanyol hükümeti RO-RO gemilerine vergi indirimi uyguluyor
2010 yılında Katalonya’nın dış deniz ticaretinin yüzde 71’ini ve İspanya’nın da yüzde 21’ini gerçekleştiren Barcelona Liman Otoritesi Ticari Direktörü Rosa Puig Vidal, konferansta yaptığı sunumda özellikle kısa yol deniz taşımacılığı alanındaki aktivitelerini anlatırken İspanya’nın Liman Yönetmeliği’ndeki değişikliklere ve bunların sağladığı rüsum indirimlerine de değindi. İspanya ile İtalya, Fas ve Tunus arasında düzenli RO-RO hizmeti verdiklerini söyleyen Vidal, Barcelona Limanı olarak kısa yol deniz taşımacılığının gelişmesi konusuna çok önem verdiklerini belirtti. Vidal, İspanya’nın yeni Liman Yönetmeliği’ne bağlı olarak kısa yol deniz taşımacılığında RO-PAX gemilerine vergi avantajı sağlanacağını ve bunun da yük sahiplerine önemli oranda maliyet tasarrufu getireceğini ifade etti.
Vidal’ın söz ettiği yeni yasa vergi ve rüsumlarda indirimleri öngörüyor. Özellikle kısa yol deniz taşımacılığında düzenli servis gerçekleştiren RO-RO’lara hem liman hem de depolama rüsumlarında önemli avantajlar sağlayan kanuna göre, sefer sıklığına bağlı olarak liman rüsumlarında yüzde 40’a varan oranlarda indirimler söz konusu olacak.
Emanuele Grimaldi: “İtalyan ekonomisi diğer gelişmiş ekonomilerden kötü değil”
Konferansın ev sahipliğini üstlenen Grimaldi İdari Direktörü Emanuele Grimaldi, yaptığı konuşmada öncelikle İtalya’nın ekonomik durumuna ilişkin değerlendirmede bulundu. Tüm dünya ekonomilerinin derinden etkilendiği günümüzde İtalya’nın durumunun diğer gelişmiş ekonomilerle kıyaslandığında daha kötü olmadığını savundu.
Grimaldi olarak yatırımlarına devam ettiklerini ifade eden Emanuele Grimaldi, 2012 yılında filolarına sekiz yeni yapım geminin daha ekleneceğini söyledi. Böylesine belirsiz zamanlarda yatırım yapmaya devam etmenin nasıl mümkün olduğunu ise şöyle anlattı: “Planlama, tasarım, finansman. 2007 ile 2012 arasında 3 milyar Avro’dan daha fazla yatırım yaparken bir yandan da sunduğumuz kapasitenin kontrolünü çok sıkı şekilde elde tutacağız. Bu; gemilerin tasarımında çok büyük dikkat ve azami esneklikle asgari yakıt tüketimine odaklanmayı gerektiriyor. Sonra finansman geliyor. Her bir geminin maliyetinin yaklaşık yüzde 50’si Grup’un özkaynaklarından, kalan kısmı da banka finansmanı ile karşılanıyor. Biz daima karımızı yeniden yatırıma çevirmeyi hedefledik ve geçtiğimiz yılın sonunda Grup’un muhafaza ettiği kazanç bir milyar Avro’yu aştı. 2008 yılında 1.5 milyar Avro olan net öz sermaye durumu 2009’da 2 milyar Avro’ya, kar payı ödenmeyen 2010’da da 2.1 milyar Avro’ya ulaştı. Bu strateji, bizim stratejik yatırımlarımızı devam ettirirken banka kredilerine ihtiyacımızı azaltıyor.”
Ford Otosan Lojistjk Müdürü Recai Işıktaş da panel konuşmacıları arasında yer aldı. Işıktaş, konuşmasında Ford Otosan’ın kendine ait bir limana sahip olmasının büyük önem taşıdığını vurguladı.
Avrupa Komisyonu - Mobilite ve Taşımacılık Genel Müdürlüğü
Lojistik, Denizcilik ve Karayolu Taşımacılığı Direktörü Fotis Karamitsos: “Avrupalı ve burada yerleşik şirketler dünya denizcilik filosunun yüzde 40’ını kontrol ediyor”
Grimaldi’nin Euromed Konferansı’nda AB taşımacılık politikaları ve yeni Beyaz Kitap doğrultusunda özellikle de taşımacılığın çevresel ve ekonomik yönleri ile multimodal taşıma zincirlerine daha iyi entegrasyonu konularını ele alan Avrupa Komisyonu’nun Lojistik, Denizcilik ve Karayolu Taşımacılığı Direktörü Fotis Karamitsos’un konuşması dinleyiciler tarafından büyük ilgiyle karşılandı.
Karamitsos konuşmasında, deniz taşımacılığında çalışan herkesin uzun vadede başarıya ulaşmak için çevresel etkileri azaltarak etkin, yüksek nitelikli ve elbette rekabetçi hizmetler sunulmasının önemini fark ettiğinin altını çizdi.
Karamitsos’un deniz taşımacılığının global değerlendirmesine ilişkin şu sözleri özellikle ilgi çekiciydi: “Avrupa dış ticaretinin yüzde 90’ı ve AB iç ticaretinin yüzde 40’ı denizyolu ile taşınıyor. Avrupalı ve burada yerleşik şirketler dünya denizcilik filosunun yüzde 40’ını kontrol ederken dünya filosunun yüzde 25’i Avrupa bandırası taşıyor. İki milyon Avrupalı denizcilik camiasında çalışıyor. Bu nedenle Avrupa, denizcilik dünyasında önemli bir oyuncu. AB şirketleri ve limanları, dünyanın diğer kurulu ve gelişen güçleri ile doğrudan rekabet içinde. Akdeniz’de AB üyesi olan ve olmayan limanlar ve operatörler arasında rekabet var. Avrupa Komisyonu, global açık pazar, nitelikli hizmet ve sürdürülebilirliğe dayalı eşit şartlar yaratmak için çok çaba harcıyor. Bir yandan korumacılığı diğer yandan da güvenlik, çevre ve diğer standartlarda düşük uygulamalara bağlı düşük maliyetler aracılığıyla rekabeti engellemek istiyoruz. AB’nin uluslararası ortaklar ile yakın işbirliği içinde ve uluslararası organizasyonlarda sesini daha da yükseltmesi gerekiyor. Komisyon, ABD, Japonya ve Çin gibi global ticaret ve denizcilik güçleri ile deniz taşımacılığına yönelik diyalog içinde ve Brezilya ve Hindistan ile temaslarını yoğunlaştırıyor. Ayrıca AB’nin Akdeniz’deki komşu ülkeleri ile de yakın temaslar kuruldu. Bu ülkelerin daha demokratik toplumlar olma yönündeki mevcut hareketlerini göz önüne alarak ulaştırma bağlantılarını geliştirmek için ulusal yetkililer ile yakın diyalog kurma çabası içindeyiz. Etkin ticaret, bu ülkelerin ekonomik gelişimi ve istikrarı için fayda sağlayacaktır.”
Deniz güvenliği ve korsanlık sorunlarından çevre ve e-denizcilik konularına varıncaya kadar çeşitli konulara değinen Karamitsos, “Eşit şartlar yaratmak için uluslararası kurallara ihtiyacımız var. Biz Komisyon olarak Avrupa’nın yenilikçi fikirleri ve girişimcileri ile bu tehditlerle başa çıkacak konuma sahip olduğuna, lojistik ve deniz taşımacılığında en büyük global oyunculardan biri olarak kalacağına inanıyoruz” dedi.
“Türkiye ile müzakereler sürüyor; durumu diğer komşu ülkelerden daha iyi”
Karamitsos, 2011 Beyaz Kitap’ta yer alan ‘dış boyut’ kavramına Türkiye’nin de dahil olup olmadığına ve Türkiye ile ilgili bir çalışma bulunup bulunmadığına dair sorumuzu şöyle yanıtladı:
“Kesinlikle evet. Türkiye, tüm komşu ülkeler gibi, ‘Dış Boyut’a dahil. Ancak Türkiye’nin büyük bir avantajı var çünkü şu anda müzakere sürecinde. Bu nedenle diğer tüm ülkelerden, örneğin Afrika’dakilerden daha iyi bir durumda. Yani Türkiye, ‘dış boyutlar’ın bir parçası ve gelecekte geliştireceği araçlar için fayda elde edebilirler. Filonun güvenliğini ve çevresel performansını geliştirdiğiniz sürece bu konuda endişe etmenize gerek yok.”