Karayolu Taşımalarından Havayoluna Kayma Olacak

Uzakdoğu’daki daralma ve Avrupa’da ekonominin baskısı ile yaşanan gerileme sonrasında geçtiğimiz yıl düşüş yaşayan hava kargo pazarında yüzde 20 büyüyen Turkish Cargo’nun, 2013 yılı ilk çeyreğinde de büyüme trendi sürdü.

Uzakdoğu’daki daralma ve Avrupa’da ekonominin baskısı ile yaşanan gerileme sonrasında geçtiğimiz yıl düşüş yaşayan hava kargo pazarında yüzde 20 büyüyen Turkish Cargo’nun, 2013 yılı ilk çeyreğinde de büyüme trendi sürdü.


Yeni uçak yatırımları ile hem taşıma hacmini artıran hem de Afrika ağırlıklı olarak yeni niş pazarlar üzerinde çalışmalarını sürdüren Turkish Cargo, özel kargo taşımalarındaki uzmanlığını da artırıyor.


Turkish Cargo’nun yatırımları ve hedeflerini konuştuğumuz Turkish Cargo Başkan Yardımcısı Halit Anlatan, KargoHaber okurları için hem dünya ölçeğinde hem de Türkiye özelinde hava kargo taşımacılığını da değerlendirdi. İstanbul’a yapılacak 3’üncü havalimanının hava kargo ve intermodal taşımacılık için bir hub olması gerektiğinin altını çizen Anlatan, hem e-ticaretin gelişmesi hem hızlı tüketim mallarına olan talebin artışı hem de moda da trendlerin değişim hızı taşımalarda dar gövde uçaklara olan ilgiyi artıracağını söyledi. Anlatan, yine hızlı tüketim mallarındaki bu talep artışı ve sağlık ürünleri gibi ileri teknoloji gerektiren taşımaların artışının hava kargonun karayolundan pay almasını sağlayacağını belirtti.

Sayın anlatan, hava kargo sektörü için 2013 yılı nasıl başladı, 2012 yılının etkileri gözleniyor mu?

2012 yılı 2011’e göre dünya kargo sektörü açısından düşüşlerin olduğu zayıf bir yıl oldu. Uzakdoğu’da daralma vardı. Avrupa’da ise krizin etkisi ile bir daralma yaşandı. İkisi birbirini tetikleyince ciddi manada bir düşüş oldu. Dünya pazarlarına nazaran Türkiye pazarında, 2010 yılında başlayan büyüme trendi paralel olarak devam ediyor.


Turkish Cargo olarak ise hem ciro anlamında hem de hacimsel olarak her yıl yüzde 15-20 arasında bir büyüme hedefimiz var. 2012’yi de yüzde 20 büyüme ile kapattık.

2013 ilk üç ayı da bir önceki yılın aynı dönemine göre paralel devam etti ve yine yüzde 15-20 bandında büyüme sürüyor. Bu da bizim hedeflerimiz yönünde bir büyüme. Dolayısıyla bizim açımızdan büyük bir sürpriz yok, sıkıntı da yok. Yılın sonunda da yüzde 18-20 civarında bir büyüme bekliyoruz.


Dünya hava kargo pazarı ilk çeyrekte biraz yükselme yaşa da henüz 2012 yılındaki gerilemenin etkisinden kurtulamadı. 2009 kargoda kötü bir yıldı, 2010 ise özellikle ilk altı ayda ciddi artış ile başlamıştı. 2013 yılında görülen artış bu kadar büyük değil ancak biz Turkish Cargo olarak bu artışı yaşıyoruz.


Türkiye’de de dünyaya paralel bir hava kargo sektöründen söz edebilir miyiz?


Türkiye 2012 yılındaki negatifliği çok hissetmedi şimdi de çok hissetmiyoruz. 1 Nisan’da ihracat rakamları açıklandı. 2013 ihracat rakamları, 2012 rakamlarına göre daha düşük ve bu düşüş kargo sektörünü de etkiliyor. Ancak ihracattaki açığı transit taşımalarla ya da charter dediğimiz özel proje taşımaları ile kapatıyoruz.

 

Filonuzdaki mevcut kargo uçakları yanında THY’nin geniş gövde yolcu uçaklarında da kargo taşıması yapıyorsunuz. THY, 10 yıllık süreç içerisinde 200’e yakın yeni uçağı filoya ekleyecek. Bu boyuttaki bir yatırımı gerektirecek potansiyel sadece yolcu için mi görülüyor yoksa kargoda da bu boyutta bir artış bekleniyor mu?  

Turkish Cargo olarak filomuzda 3 tane 310, 5 tane de 330 olmaz üzere toplam 8 kargo uçağımız var. Bunlardan bir tane 310 ve iki tane 330 uçak kiralık. İki tane de 2013 yılı içinde 330 eklenecek filoya. Ağustostan sonra 7 tane 330, 3 tane 310’umuz olacak.


Türk Hava Yolları’nın (THY) ise filosundaki mevcut geniş gövde uçaklarının yanı sıra 40 tane geniş gövde uçak siparişi bulunuyor ve bu da kargo hacmini direkt olarak etkileyen bir yatırım. Geniş gövde uçak, kargo uçağına göre baktığımızda çok daha verimli ve avantajlı olarak kullanabilen bir uçak.


Bu yatırımların haricinde son olarak verilen 117 adet uçak siparişinden kısa süre önce 72 tane daha uçak siparişi verilmişti. Bu 200’e yakın uçak 8-10 yıl içinde filoya eklenecek uçaklar. Bu yatırımlar tamamen Türkiye’nin 500 milyar dolarlık ihracat hedefi düşünülerek verilmiş siparişler. O boyutta bir ihracat için bu uçaklar belki de az ve daha farklı kargo uçaklarına da ihtiyacımız olacaktır. Çünkü 500 milyar dolar ciddi bir ivme. Artı, Türkiye’de ekonomik hayat siyasi hayatın paralelinde devam ediyor. Bu Türkiye’nin bir geleneği.  Biz siyaset ile ekonomiyi birlikte götüren farklı bir milletiz. Dolayısıyla siyaset stabil, insanlar için kolay takip edilebilir olduğu sürece ekonomi de bu ölçüde büyümeye devam edecektir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da hemen olmasa bile 5 yıl içinde inanılmaz bir ticari patlama yaşanacağını düşünüyoruz.


2000 yılında bu kadar uçak siparişi verir miydiniz diye sorsanız tabi ki verilmezdi. Ancak şimdilik göstergeler bu yatırımları yapmamıza olanak tanıyor. E-ticaret hızla gelişiyor, gıdaların daha taze, giyeceklerin ‘fashian’ olması lazım. İnsanlar artık günlük olarak tarzlarını değiştiriyorlar.

Sadece kargo ya da geniş gövde uçak, küçük ve hızlı yakalanabilecek ürünleri yakalayamıyor. Bu nedenle dar gövde uçak da şart ve ileride dar gövdenin daha öne çıkacağını düşünüyorum. Dolayısıyla, ekonomi bu paralelde devam ederse bu kadar uçak az bile gelebilir.

 

Dünya ticaretinin büyük çoğunluğu denizyolu ile yapılıyor, Türkiye’de de ihraç ürünleri için aynı durum geçerli. Yurtiçinde ise karayolu ağırlıklı taşıma var. Küçük gövde uçak yatırımları ileride ürünlerin özellikleri mi değişecek sorusunu akla getiriyor?


Denizyolu için bir şey söyleyemem ama karayolu için şunu söyleyebilirim: Avrupa 2015-2018 için karayolu ile taşıma oranını düşürüp demiryolunun payını artırmayı planlıyorlar. Dolayısı ile uluslararası taşımalarda da karayolunun payı gittikçe düşecek. Bu Batı için geçerli, Doğu ya da kuzeyde değişmeyebilir.


Türkiye’nin Avrupa ile olan ticareti yüzde 40’lara geriledi ancak yüzde 30’un altına düşmez. Yüzde 30-40 içinde havayolunun payı artacak ve karayolunu geçecek gibi görünüyor. Daha çok taze ürünler pazarlarda olacak. Bu da daha hızlı taşımaları zorunlu kılacak.


Ayrıca 2017 için tamamlanması planlanan 3’üncü havalimanı da İstanbul’un hub olma özelliğini ortaya koyacak. Ekonomik stabilite devam ederse büyük uluslararası lojistik firmalarının da yatırımları ile karayolunda düşüş olacağını ve bu payın da havaya geçeceğini düşünüyoruz.

 

Ayrıca Amerika kıtasına Türkiye olarak çok dokunamıyoruz. Dolayısıyla bizim biraz daha bu konu ile ilgili yatırım yapmamız lazım. Belki ileride daha büyük geniş gövdeli kargo uçakları alırsak oralara da uçacağız. Güney Amerika’ya dünyanın değişik ülkelerinden bir sürü mal gidiyor. Biz o pazara giremedik istediğimiz oranda. Bizim potansiyelin artacağı Brezilya’ya, Arjantin’e Şili’ye ihracat yapmamız gerekiyor. 

 

Taşınan ürünlerde de değişiklikler oldu. Otomotiv, moda, kumaş ve bitmiş ürün taşımaları için havayolu tercih ediliyor. Tekstil olarak bakıldığında birçok marka dünyada evrenselleşti. Bunların sayısı artacaktır, bu alan önemli. Taşımacılıkta sebze, meyve oranı artacaktır. Türkiye’de yavaş yavaş oluyor ama pek çok tatil yerlerinde her türlü meyveyi görebiliyorsunuz. Bunlar oturmadı ama oturacak. Değişik meyve ve sebze türlerini göreceğiz. Bunlar arttıkça hava kargo da artacaktır. Bu gün Bürüksel lahanasını Türkiye’de yetiştiremezsiniz. Getirmek için uçağı kullanmak zorundasınız çünkü hızlı tüketim malı. Sonra elektronik sektörü var, bitmeyecek bir sektör. İki günlük gecikme 40-50 bin dolarlık kayıplara neden olan bir sektör. Çünkü ürünü pazara girmesi gerektiği gün sokamazsanız, o pazara girecek başka bir ürün zaten olacaktır. Çok hızlı değişen bir trend var. İlaç sektörü var. Bunlar direk havayolu ile taşınan ürünler.

 

Yine canlı hayvan taşıması artıyor, bunun yanında canlı çiçek çok büyük bir tüketim. Tüm bu ürünleri bizim sektörümüz taşıyor.

 

Türkiye’nin hiç dokunamadığı Amerika kıtasından söz etmiştiniz, Turkish Cargo’nun hedefindeki daha önce dokunamadığı niş pazarlar nereler?  

 

Afrika ihracat potansiyelinin olduğu bir ülke. Afrika’ya bu sene için yeni bir kargo hattı olabilir mi diye incelemelerimiz sürüyor, henüz netleşmedi. Şu an Kuzey Afrika sıcak gündemini koruyor. Biz de Libya ve civarına seferlerimizi artıracağız, yine o bölgede Cezayir, Fas var. Bu bölgelere yatırımlarımız devam edecek. Geçtiğimiz sene sonunda Güney Afrika’ya da kargo uçağımız başladı.

Afrika çok bakir bir kıta ama fakir bir ülke. Dolayısıyla üretim de ona göre, bu yüzden geniş gövde uçakları ileride koymayı umuyoruz. Tahmin ediyorum ki Güney Afrika seferlerimiz -Nijerya, Kenya, Nayrobi- frekans olarak artacaktır. Dakar başlayacaktır. Bu sene için çok yeni bir hat yok ama Kuzey Afrika’da inanılmaz bir potansiyel var ve buna konsantre olduk, bu sene oradan da ciddi bir pazar payı alacağız.

 

Şu an pazar payında başı çeken bölge neresi?

 

Pazar payı olarak bakıldığında en büyük pay şu an Avrupa ve Uzakdoğu’ya ait. Uzakdoğu karlılık ve ciro olarak bakıldığında Avrupa’yı geçiyor çünkü çok fazla geniş gövde uçak var. Avrupa’da henüz o kadar geniş gövde uçak yok. İngiltere, Fransa ve Hollanda’da var, Almanya’ya zaman zaman geniş gövde uçak gidiyor. Avrupa’nın biraz daha toparlanması gerekiyor, ondan sonra 2014 yılında çok daha fazla işler yapacağız gibi görünüyor.

 

Havayolu taşımacılığı hala pek çok ürün için maliyetli görülen bir taşıma şekli. Karayolundan pay almaya aday olan havayolu taşımacılığında maliyetler mi azalacak, tercihlerin hızlı tüketim mallarına kayması bu taşımacılığı mı zorunlu kılacak?

 

1, 7, 21 diye bir parametre var. “Denizyolu 1 ise karayolu 7 ise havayolu 21’dir” diye bir parametre var. Uçak tabi ki 15 olmadı ama uçağın 21’i aşağı inmeye başladı. Bu bizim için çok iyi bir şey değil çünkü maliyetlerimiz düşmüyor. Personel maliyetleri ve yakıt maliyetleri düşmüyor, hep yukarı doğru çıkıyor, dolayısıyla bu bize ciddi maliyet oluyor ve tasarruf tedbirleri almak adına ciddi çalışmalar yapıyoruz. 21 aşağı iniyor, 15 olur mu? Olmaz. Ancak 1, 1’de kalmaz. Karayolundaki 7 ciddi şekilde artacaktır. Bu nedenle karayolundan havayoluna kayma olacaktır.

 

Dünya taşımacılığının şuan yüzde 2’si havayolu ile yapılıyor ve bu oran yüzde 3 üzerine çıkacaktır, buna eminim. Ama bu 1 yılda değil 5-7 yıl içinde olabilecek bir süreç. 2011 TÜİK araştırmasına göre Türkiye’de çok ciddi bir lojistik yatırımının havaya kaydığı görülüyor.

 

Hava kargo pazarında orta vadede ve uzun vadede Türkiye’nin yerini nasıl görüyorsunuz?

 

Başarılması gereken iki temel konu var. İlki: üçüncü havalimanının bir hub olması gerekir. Sadece hava kargo olarak değil, intermodal taşımacılık için de böyle olmalı. Hava-deniz ya da hava-kara bağlantısı olabilir. Burada yatırım yapacak büyük uluslararası firmalar olmalı ki üçüncü havalimanı hub olarak kullanılsın ve bizler de oradan faydalanabilelim. Türkiye ihracatı büyüyecek ancak üçüncü havalimanı bir hub olarak planlanırsa büyüme iki katına çıkar.

 

İkincisi: AB’de gümrük birliği var, biz de tarafız ancak Avrupa’dan herhangi bir noktadan malı çıkardığınızda sadece irsaliye ile malı getirip havalimanından uçurabiliyorsunuz. Biz henüz bunu yapamıyoruz. İzmir’den kamyon ile mal geldiğinde ikinci bir beyanname açmadan o malı uçuramıyoruz.  Böyle bir sıkıntı var. Üçüncü havalimanı yapımı sırasında bu sorunun da çözüleceğine inanıyorum. Ondan sonrasında Türkiye çok ciddi bir şekilde kendini bu bölgede hissettirecek. Afrika’dan sonra belki Amerika’ya da dokunmuş olacağız. Bir de Güney Asya var. Orada da ileriye dönük olarak büyüyebiliriz, çünkü üretim Kuzey Asya’dan Güney Asya’ya kayıyor. Vietnam, Bangladeş, Hindistan, Sirilanka gibi ülkeler var. İleride Avustralya’ya uçacağız. Yani biz artık Türkiye’nin güneyine doğru gitmeye başlayacağız. Yönümüzü de ihracat açısından o yöne çevirmemiz gerektiğini düşünüyoruz.

 

Özel kargo taşımaları ile ilgili faaliyetleriniz ne durumda?

 

Turkish Cargo olarak ‘Özel Kargolar Müdürlüğü’ kurduk ve bir yıla yakın süredir bu organizasyon yürüyor. Bu sektörde de Avrupa’daki büyük taşıyıcılar kadar etkili olacağımıza inanıyoruz. Ancak biraz zamana ihtiyacımız var. Çünkü buradaki müşteri, sizinle aynı hassasiyette. Bunu bir ehliyete benzetiyorum, ehliyeti olan herkes araba kullanamayabilir. Bu biraz da alışkanlık işi. Biz de yavaş yavaş bu işi öğreneceğiz ve 1,2 yıl içinde ciddi bir özel kargo taşıyıcısı olacağız.

 

Bizim Güney Afrika’dan yabani hayvan taşımacılığımız sürüyor. Bunun dışında ilaç taşımalarını yapıyoruz, yine para ya da altın gibi değerli kargo taşımalarımız var. Bu tür ürünler ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Spesifik ürünler üzerine de yoğunlaştık.

 

Yurtiçine geldiğimizde kargo taşımalarında havayolunun tercih edilir hale gelmesi henüz çok mu uzak?  

 

E-ticaret gelişiyor. Biz henüz bu alanda oyuncu değiliz ancak çalışmalarımızı başlattık. Bu alanda da oyuncu olursak o konuda da kademe sağlayacağız. Şuanda özellikle hastane sektörü gelişiyor ve ilaç taşımaları, ya da ileri teknoloji gerektiren taşımaların artacağını düşünüyorum. Şuan bir elin parmağını geçmez ancak ileride bu artacaktır. Ancak bu gün bir Amerika’daki hava kargo taşımaları gibi bir taşıma olmayacaktır. Çünkü karayolunda çok ciddi yol yatırımı da var.

15. Atlas Lojistik Ödülleri Sahiplerini Buldu
Ekol Uluslararası Taşımacılık Artık DFDS Oldu
Gebrüder Weiss, logitrans'ta Lojistik Çözümlerini Paylaşacak
Ekol Transport Satışı Gerçekleşiyor
MRLlog Filosu, 50 Yeni Renault Trucks Çekiciyle Güçleniyor
Lalamove Türkiye’de Faaliyete Başladığını Duyurdu