TIRSAN, Adapazarı Fabrikası’nda üretimi gerçekleştirilen Kassbohrer marka ürünler için ek üretim holü açtı. 13 Ekim 2006 tarihinde gerçekleştirilen açılış törenine, Tırsan Almanya Tesisleri’nin bulunduğu Goch şehri Belediye Başkanı Karl Heinz Otto ve Tırsan Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu katıldı.
3,5 milyon Avro’luk bir yatırımla gerçekleştirilen Kassbohrer ek üretim holünün açılış töreninde ilk olarak söz alan Tırsan Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Almanya’ya yolculuklarının ilk 1994 yılında başladığını ve 1996 yılında Goch Belediyesi’nin desteğiyle yatırım kararı aldıklarını açıkladı. Goch Belediyesi’nin ve halkının kendilerine çok büyük destek verdiğini ifade eden Nuhoğlu, "2002 yılında yaptığımız anlaşma ile Kassbohrer grubumuza katıldı. Bu konuda Kassbohrer’i Avrupa’da pazar lideri yapacak yatırımı tamamladık. 2009 yılında Almanya’da Kassbohrer ürünlerinde pazar lideri olmayı hedefliyoruz." şeklinde konuştu.
Hedef: 2 bin adet üretim, 100 milyon Avro ciro
Almanya ile olan işbirliğinin 10’uncu yılını kutladıklarını belirten Nuhoğlu, Kassbohrer için şu ana kadar 8,5 milyon Avro’luk yatırım yaptıklarını açıkladı. Bu sene üretimin 400 adet olarak gerçekleşeceğini ve ek yatırım ile birlikte bu sayının her yıl ikiye katlanacağını kaydeden Nuhoğlu, 2010 yılına kadar üretim adedini 2 bine çıkararak 100 milyon Avro ciro elde etmeyi hedeflediklerini kaydetti. Nuhoğlu, 2010 yılında üretilmesi planlanan 2 bin adet Kassbohrer’in Türkiye pazarında satışının yüzde 10 civarında kalarak 200 adetlik bir satışın gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini bildirdi.
2003 yılından bu yana Kassbohrer olarak üretim gerçekleştirdiklerini ve bugüne kadar 600 adet araç ihraç ettiklerini ifade eden Nuhoğlu, bu sene gerçekleştirilen 400 adetlik üretimin 50 adedinin Türkiye pazarına satıldığını, geri kalanının ise ihraç edildiğini açıkladı. ADR yönetmeliği konusuna da değinen Nuhoğlu, bu yönetmeliğin Türkiye’de tam olarak uygulanmasının 2010 yılını aşacağını düşündüğünü ve bu nedenle de satış hedeflerini bu konuyu dikkate alarak belirlediklerini söyledi. Nuhoğlu, 2010 yılına kadar Tırsan Grubu olarak 9 bin 600 adet araç üretmeyi amaçladıklarını da sözlerine ekledi.
Bir sonraki yatırım 2008 yılında
2003 yılında Hollanda’nın treyler üreticilerinden Talson’u bünyelerine kattıklarını ifade eden Nuhoğlu, "Farklı yerlerde üretim yapmak yerine daha merkezi yerlerde üretmek ve dağıtmak daha doğru. Merkezde üretme ve ihtiyaç duyulan ülkelere gönderme doğru bir stratejidir. Bizim iki tane üretim merkezimiz var. Biri Tırsan Goch, diğeri de Adapazarı Fabrikası. Birinci hamleyi 1998 yılında yaptık, ikinci yatırımı 2004 yılında gerçekleştirdik. Üçüncü hamlemizi de 2008 yılı için planlıyoruz. Aynı merkezlerde daha fazla üretim sayıları ile maliyetleri düşüreceğimizi ve ayakta kalacağımızı düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
Bütün sınırların kalktığı dönemde pazar neyi gerektiriyorsa orada bulunmak zorunda olduklarının altını çizen Çetin Nuhoğlu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Almanya’da yoksak Türkiye’de de olamayız demektir. Ayakta kalabilmek için orada olmalıydık. Talson ve Kassbohrer Almanya’da iyi bir yerdedir. Türkiye’de büyümek yeterli değil. Avrupa’da üretim yapmak kolay değil, bunu başardığınız zaman bir sürü şeyi başarıyorsunuz. Biz Almanya’da, Fransa’da, Hollanda’da araç satarken başka bir ülkenin markası olduğumuz için zorlanıyoruz. Türkiye’de bunun tam tersi bir durum söz konusu, başka ülkenin markası olmak avantaj."
Otto: "Tırsan’ın Goch’daki yatırımı bir başarı hikayesidir"
Nuhoğlu’ndan sonra söz alan Goch Belediye Başkanı Karl Heinz Otto, Tırsan’ın yatırımlarından sonra büyük bir dostluğun başladığını ve Tırsan’ın Goch’a inanılmaz bir sıçrama getirdiğini söyledi.
Tırsan’ın Avrupa’da pazar lideri olmasının herkese katkı sağlayacağını ifade eden Karl Heinz Otto, "Biz Goch şehrinde yapılan yatırımları takdir ediyor ve destekliyoruz. Nuhoğlu tarafından yapılan yatırımın bu kadar başarılı olması nedeniyle Tırsan’dan bir talebimiz yok. Yapacağımız, Tırsan’ın ilave yatırımlarını olası kılmak için göstereceğimiz çabadır. Tırsan’ın Goch’daki yatırımı bir başarı hikayesidir ve bu desteği göstermemek yanlış olur." dedi.
Türkiye’nin AB üyeliği sürecini de değerlendiren Otto, Türkiye ile Almanya arasındaki işbirliğinin tarihi köklere dayandığını ve Türkiye’nin AB üyeliğinin her iki taraf için de avantaj yaratacağını kaydetti. Otto, Türkiye’nin ileriki yıllarda ekonomik bir güç olmasına paralel olarak AB’nin de bunu hissedeceğini ve bu entegrasyonun olması için daha istekli davranacağını düşündüğünü belirtti.