Kırım Köprüsü

Türkiye seçim gündeminin yoğunluğu ve döviz kurlarındaki yükselişlerle hareketli günler yaşıyor.

Olan biten pek çok şey arasında ülkemiz basını tarafından pek de ilgi görmeyen bir dış gelişme yaşandı. Rusya Devlet Başkanı Putin, ‘Çarlık zamanından beri insanların rüyasıydı’ dediği bir köprü açtı.

Elbette yolların ve köprülerin inkar edilemeyecek önemi ve ekmeğini yollardan çıkaran taşımacılık sektöründeki yeri çok fazla. Ancak bunların uzun süreli toplumsal etki ve alışkanlıkları nasıl değiştirdiği de başka önemli bir gerçek.

Putin’in açtığı köprü bana güzel bir romanı hatırlattı. İftar yemeğinde evinde ağırlamak istediği Hollandalı misafirini de alarak Üsküdar’a geçmek isteyen Karaköylü tütün tüccarı Keraban Ağa, karşıdan karşıya geçişlerde uygulanan ücrete yapılan zamma karşı çıktı. 1883 yılının belki de en inatçı Osmanlı vatandaşı olan Keraban Ağa, zaptiye amirine karşı çıkarak on paralık vergiyi ödemedi. Oysa tek seçenek, istenen parayı verip tekne ile geçmekti...

Ünlü Fransız yazar Jules Verne’nin, ‘İnatçı Keraban’ isimli iki ciltlik romanı bu konuyu işliyor. Boğaz geçişine yapılan zamma itiraz eden Keraban Ağa, evine gidebilmek için Karadeniz’in etrafını dolaşmaya ve karayoluyla Üsküdar’a gitmeye karar veriyor.

Hele şükür artık İstanbul’un iki yakası arasında çok farklı fiyatlarla çok çeşitli geçiş seçenekleri var... Yoksa Allah korusun, fiyatları ‘gurur meselesi’ yapan bazı vatandaşlarımız, Keraban Ağanın yolunu izlemek durumunda kalabilirdi. Yine de onun kadar sıkıntı çekmeyeceklerdir çünkü Keraban Ağanın bin bir güçlükle geçtiği Azak Boğazı, Putin sayesinde birleşti. Bu köprü bir yerleri birleştirdi mi yoksa ayırdı mı bu bakış açısına göre değişir ama Rusya’dan Kırım’ın Kerç şehrine gitmek artık çok kolay... Bunun lojistiğe de yansımaları olacaktır elbette. Hem Ukrayna’nın hem de Rusya’nın Karadeniz kıyısındaki limanları, Türk araçlarının RO-RO gemileriyle zaman zaman yoğunlaşarak gidip geldikleri yerler oldu.  Bu arada yeri gelmişken değinmek isterim; Azak Denizi sığ bir deniz olup belki de bu durum köprü yapımında kolaylık da yaratmıştır. Buraya Rusya’da üretilen pek çok tahıl vb ürün sığ sularda yüzebilen nehir tipi gemilerle iner ve mallar bu gemilerle Karadeniz kıyılarına ve diğer bölgelere dağılır.

Putin,3,7 milyar dolara mal ettiği, 40 bin araç kapasiteli ve 19 kilometrelik bu köprüyü; Avrupa’nın çaresizlik içinde seyrettiği, Türkiye’nin üzerinde pek durmadığı günlerde önce işgal sonra ilhak ettiği padişah analarının memleketi Kırım’a yaptı. Rusya ile Ukrayna’nın arasında yer alan Azak Körfezi 17 Mayıs günü, direksiyonunda Putin’in bulunduğu Kamaz markalı kamyonun üzerinden geçtiği Kırım Köprüsü’yle aşılmış oldu.

Rusya’nın Ukrayna ile çatışması, Suriye üzerinde uyguladığı aktif politika ve askeri hareketlerin devam ettiği zamanda bu köprünün inşa edilmesi aslında ulaşımın ve lojistiğin her geçen gün daha da artan önemine büyük bir işaret olarak gösterilebilir. Politik ve/veya stratejik değeri dışında bile bu köprü, çatışmaların-tartışmaların ortasında lojistiğe verilmesi gereken önemi de gözler önüne seriyor. Öte yandan sadece politik ve askeri mesajlar değil, araç tercihi de aynı zamanda Kamaz adına bir markalama etkinliğine dönüşmüş oldu. Artık liderler ve markalar bir bütünlük içinde hareket ediyor.


İlker ALTUN
ilker@aysberg.com

Kargohaber Dergisi (Sayı:233)

Scania’dan Talay Logistics’e 41 Adet Çekici
MAN 2024'te Pazar İstikrarını Korudu
Tırsan'dan Akkoç Lojistik'e 101 Araçlık Teslimat
Stellantis ve CATL'den İspanya'da Batarya Tesisi
Tırsan’dan EKAY & AYTAŞ'a Low-Bed Teslimatı
Nakliyecilere Müjde