Koronavirüsün Etkisi Beklentileri Aştı: Küresel Zincir Virüsle Kırıldı

İlk olarak Çin’de ortaya çıkan etkisi altına alarak hızla yayılan yeni tip koronavirüs (2019-nCoV) etkileri beklentilerin üzerine çıkıyor.

Özellikle Çin’de yayılırken farklı ülkelerde de artan oranda görülmeye başlanan koronavirüsten etkilenenlerin sayısı 90 bine dayanırken (Şubat sonu itibariyle) virüsün Avrupa’da  başta İtalya olmak üzere can kayıplarına neden olması ve İran’da hızlı bir şekilde yayılarak ölümlerin artması kaygıları da arttırdı.

Dünyanın en büyük ekonomisi olma yolunda giden ve küresel tedarik zincirinde önemli bir yere sahip olan Çin’deki virüs can almaya devam ederken ekonomik dengelerini de bozacak gibi görünüyor.

İlk olarak Çin’e yapılan uçuşlara getirilen kısıtlamaların başka ülkelere de yayılmasıyla havacılık ve turizm büyük darbe yerken, birçok küresel havacılık şirketinin hisse değerlerinde önemli düşüşler yaşandı. Küresel havayolu endüstrisinin ticaret organı olan Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), düşen yolcu talebinin havayolu sektörüne bu yıl 29.3 milyar dolar gelir kaybına mal olacağı konusunda uyardı.

Küreselleşme çağında virüsün hızla yayılıyor olması hiçbir ülkenin bütün kapılarını kapatarak bu durumdan kendini izole etmesinin mümkün olmadığını gösterirken ticari zincirde yaşanan kırılmaların etkisi henüz tam olarak tahmin edilemiyor. 

Tedarik zincirinde Avrupalı üreticilerin en önemli halkalarından biri olan Çin’de krizin en ağır döneminde fabrikaların çalışmadığı ve stokların kritik seviyeye düşmesiyle birlikte etkilerin daha sonraki aylara sarkabileceği ifade ediliyor. Özellikle Şubat ayı içinde Çin’deki karantina önlemleriyle konteyner trafiğinde yaşanan büyük düşüşün etkileri henüz tam olarak ortaya konulamıyor.

İlk olarak petrol fiyatlarına ve turist sayılarında meydana gelen düşüşlerde kendini gösteren krizin borsalarda yarattığı olumsuz etkiler ve dünyanın en büyük teknoloji ve e-ticaret şirketlerinin değerlerindeki büyük kayıplar endişe yaratıyor.

Yabancı uzmanlar son krizin 2020 büyümesinde yüzde 1’e varan oranda düşüşe yol açabileceğini ve Çin’in büyüme oranının gerileyeceğini belirtirken, bu değerle 1990 yılından beri en düşük büyüme hızının meydana gelebileceği belirtiliyor.

Korona virüsün ortaya çıktığı yer olan Hubei eyaletindeki Wuhan, 11 milyon nüfuslu bir şehir ve Yeni İpek Yolu üzerinde bir lojistik merkezi olarak öneme sahip. Bu şehirden tren seferleri önce 9 Şubat’a kadar durdurulurken daha sonra bu tarih Şubat ayının sonuna kadar çekildi. Wuhan dışında Avrupa’ya tren seferlerinin yapıldığı farklı ulaşma alternatifleri de bulunuyor. Ancak Moğolistan sınır kapılarını kapatması Rusya’nın ise  sınır kapılarının tamamını olmasa bile çoğunu kapatması  kaygıları arttırıyor. Ayrıca Kazakistan’ın kapılarını kapatması ve Tacikistan’da geçişlerin ısı kontrollü olarak yapılması da modern ipek yolunu şimdilik olumsuz etkileyen nedenler arasında gösteriliyor.

Avrupa’da en çok İtalya’da görülen ve Türkiye’nin doğu sınırları komşusu İran’da hızlı bir şekilde ölümlerin artması ise kaygıları daha da arttırıyor. Çin’de hastalıktan ölüm rakamları azalmaya başlarken virüsün her geçen gün daha fazla ülkede görülmesi tahminleri daha derin ve karmaşık hale getiriyor.

Her ne kadar Avrupalı üreticilerin bazı ara mal taleplerini Türkiye’den yapacakları ve bunun Türk ekonomisine katkı yapması beklense de her geçen gün büyüyen koronavirüs haritası bu öngörüleri değiştirebilir.

UTİKAD: “Koronavirüsün Etkisi Her Alanda Hissedilecek”

UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, koronavirüsün gündeme damgasını vuran etkileriyle ilgili sorularımızı yanıtladı. 

Dünya lojistik alanlarında, hava kargo, deniz kargo, konteyner taşımacılık konusunda Korona virüsü nedeniyle taşıma alanında düşüşler yaşandı mı?

Virüs sebebiyle Çin ile ticaret yapan yabancı firmaların ve özellikle havayolu firmalarının satışlarında düşüş yaşandığını biliyoruz. Bu düşüş sadece havayolu ile sınırlı kalmayıp denizyolu taşımacılığını da etkilemektedir. Türkiye’nin hem Çin’den ithal ettiği hem de Çin’e ihraç ettiği başlıca ürünler bulunmaktadır. Aynı zamanda da Türkiye’nin ihracatının da büyük oranda ithal girdiye bağlı olduğunu düşündüğümüzde Çin’den ham madde ithalatının azalmasıyla ihracatın da azalması söz konusu olacaktır. Sağlık Bakanlığı, virüsün kuru yüzeylerde birkaç saatten fazla canlı kalmadığı ve uluslararası kargolarda bir sıkıntının yaşanmadığı bilgisini paylaşmıştır ancak yine de gümrüklerde kurulan çalışma grupları ile ön tedbirler alınmaya devam etmektedir.

Koronavirüsü tedarik zincirinin kırılmasına neden oldu mu?

Koronavirüsü yüzünden Çin’de üretimi olan birçok otomotiv markasının özellikle belirli bir temizliğe ulaşmak için üretimine bir süreliğine ara verdiğini medyadan takip edebiliyoruz.  Aynı zamanda yedek parça üreten ve birden fazla markaya yüksek adetlerde parça satışı gerçekleşen tedarikçiler de üretime ara verenler arasında. Üreticilerin yanı sıra, British Airways, Lufthansa ve Türk Hava yolları da dahil olmak üzere büyük taşıyıcıların Çin'e uçuşlarını durdurması nedeniyle hava taşımacılığının da bu olumsuzluğu hissetmesi bekleniyor. Çin'e giden uçuşların iptal edilmesi de küresel tedarik zincirleri üzerinde olumsuz bir etkiye sebep oluyor.

Virüsün Yeni İpek Yoluna etkisi nasıl gerçekleşti?

Virüsün ortaya çıktığı yer olan Hubei eyaletindeki Wuhan, Yeni İpek Yolu üzerinde bulunmaktadır ve lojistik merkezi olarak öneme sahiptir. Bu şehirden yapılan tren seferleri daha önce 9 Şubat’a kadar durdurulmuştu ancak daha sonra bu tarihin Şubat ayının sonuna kadar çekildiğini öğrendik. Bunun yanı sıra Ancak Rusya ve Moğolistan gümrüklerinin kapatılması ihtimali Yeni İpek Yolu’nu sekteye uğratabilir.

Korona virüsünün küresel lojistiğe etkisi hakkındaki değerlendirmeniz?

Koronavirüsünün küresel tedarik zincirine olan etkisi, şirketlerin bu süreçte alternatif tedarikçileri bulma başarısına bağlı olarak farklılık gösterecektir. Çinli yetkililer ülkenin virüsün ekonomik etkisini atlatacağının mesajını verse de uzmanlar son krizin bu yılki büyümede yüzde 1’e varan oranda düşüşe yol açabileceğini, büyüme oranının yüzde 5,2’ye kadar düşebileceğini belirtiyor. Çin’in geçen yılki yüzde 6,1’lik büyümesi onlarca yılın ardından en düşük büyüme rakamlarını ortaya koymuştu. Korona virüsü yüzünden küresel ekonomide büyümenin de yüzde 0,2 ila 0,4 oranında düşüşe yol açabileceği öngörülüyor.

Korona virüsünün çıkış noktası olarak ilan edilen Wuhan kenti ve bulunduğu Hubei eyaletinde restoranlar, sinemalar ve halkın gidebileceği etkinlik yerleri kapalı. Dükkanların kepenk indirdiği birçok şehirde ekonomi ve hayat durma noktasına geldi, bu gibi durumların tüm küresel ekonomiyi ve ticareti etkilediğini hepimiz biliyoruz. Bu durumdan birçok sektör etkilenecek elbette, turizmden sağlığa, tekstilden ulaşıma kadar neredeyse her sektör bu olumsuzlukla karşı karşıya kalmıştır.

Ülkemiz açısından bakıldığında ise Çin’e gidemeyen ve/veya gitmemeyi tercih eden birçok Avrupalı satın almacının Türkiye’ye yöneldiğini izliyoruz. Yakın vadede bu durum ihracatımız açısından bir ivmeye neden olacak gibi görünüyor. Doğal olarak bu ivme lojistik sektörüne de yansıyacaktır. Ancak uzun vadede Çin’deki üretim ve dış ticaretin aksaması tüm dünyayı etkileyecektir. Böylesi bir salgının ticari avantajlarından önce tabii ki insani yönü bizi çok daha fazla ilgilendirmektedir. Virüs salgınının bir an evvel kontrol altına alınması hepimizin öncelikli dileğidir.

UND Türkiye’nin Küresel Tedarikteki Önemine Dikkat Çekiyor

Ticaret savaşları, Brexit ve jeopolitik gerginlikler ile sarsılan dünya ekonomisinde uzun süredir yeni açılımlar arayışında olan küresel tedarik zincirleri, koronavirüs salgınının risklerinin artarak sürmesiyle birlikte Çin seçeneğini gözden çıkarırken, UND Türkiye’nin üretim ve lojistik gücünün yeniden gündeme geldiğine dikkat çeken bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadeler yer alıyor:

Çin’de başlayıp dünyaya yayılan virüs salgını sonrasında çok sayıda şirket Çin’deki üretimini durdurdu, mağaza ve ofislerini kapattı, bu ülkeden mal tedarikini sonlandırdı.

“Just In Time” (Tam Zamanında) Üretim modelinin sürdürülebilirliğini tehlikeye sokan son gelişmelerle birlikte, tedarik kaynaklarında yeni arayışlara giren otomotiv üreticileri, Türkiye seçeneğini yeniden değerlendirmeye başladı. Avrupa’daki ve Çin’deki otomotiv üreticileri için Türkiye’deki yan sanayi tedarikçileri yeniden tercih sebebi olurken, ülkemizin bu alanda yetkin çok az sayıda ülkeden biri olması avantajını kullanabilmemiz için yan sanayii ürünlerinin lojistiğinin de desteklenmesi ve güçlendirilmesi gerektiği açık.

Otomotiv yan sanayicilerinin medyadaki açıklamalarına değinen UND İcra Kurulu Başkanı Alper Özel, “İhracatımızın itici gücü olan otomotiv sektöründe başta Almanya olmak üzere, Avrupa’daki üretici firmaların üretim planlarını değiştirdikleri ve Türkiye’deki yan sanayicilerle “acil kodlu yeni siparişlerle” yeniden masaya oturmaya başladığı haberlerini alıyoruz. Transit taşımalarımıza getirilen kota ve transit ücreti gibi kısıtlamalar nedeniyle yurtdışındaki alıcı firmalara talep ettikleri transit sürelerini sunamadığımız için geçmişte yitirdiğimiz ticaret fırsatları, hatta ülkemize yönelik yeni yabancı yatırım fırsatları ülkemize geri dönmeye başladı; çünkü üretimde zaman kaybına artık tahammül yok, özellikle otomotiv sektörünün temel unsuru olan “Just In Time” modeli üretimin geleceği açısından teslim sürelerinin uzamaması kritik önem taşıyor” dedi.

Otomotiv sektörü dışında, özellikle tekstil ve perakende gibi sektörlerde faaliyet gösteren Avrupalı şirketler de “Çin’e bağımlılığı” ciddi olarak sorgulamaya başlamış bulunuyor. Bu süreç, Avrupa Birliği’nin Çin’den sonra en büyük tekstil ve hammaddeleri tedarikçisi konumunda olan Türkiye için üretim ve Avrupa ile ticaret açısından çok önemli fırsatlar sunuyor.

Türkiye lojistik sektörü adına, özellikle Avrupa’daki üretici firmalara çağrıda bulunduklarını ifade eden UND İcra Kurulu Başkanı Alper Özel, “en büyük ihracat pazarımız olan Almanya’nın Türk taşımacılara yeterli sayıda kota vererek serbest ulaşım imkânı veriyor olmasına karşın, Türkiye ile Almanya arasındaki güzergâhta yer alan bazı ülkelerin Türk taşımacılarının transit geçişlerine getirdiği haksız kısıtlamalar yüzünden Almanya’nın yanı sıra Almanya ardı ülkelerdeki üreticiler, ihracatçılar ve ithalatçıların ciddi ölçüde zarar gördüklerini, korona virüsü süreciyle bu mağduriyetlerin tolere edilemez düzeye geldiğini, Türkiye-Avrupa ticaretinin gerçek potansiyeline ulaşmasına engel olan haksız ve gereksiz transit kısıtlamalarından artık kurtarılması gerektiğini” vurguladı.

Özel, “Tüm bu gelişmelerin getirdiği stratejik avantajı Türkiye olarak kullanmamızın önünde maalesef ciddi engeller var. Avrupa’ya yönelik karayolu yük taşımalarımızın ana güzergâh ülkelerinden Macaristan, UND’nin TİM desteğiyle Avrupa Birliği Adalet Divanı’nda açtığı davanın kazanılması sonucunda ilave transit ücretini kaldırmış olsa da, transit taşımalarımıza kota uygulamaya devam ediyor, kotaları artırmamakta direniyor. Bu yılın Şubat ayının ortalarına kadar Kapıkule’de 100’den fazla aracımız sadece Macaristan transit geçiş belgesi olmadığı için beklemek zorunda kaldı. Macaristan üzeri transit taşıma yapan firmalarımız 2019 yılında yaklaşık 160 gün belgesiz kaldı. Aynı şekilde, yetersiz transit kotası nedeniyle geçtiğimiz yıl Haziran ayında Slovenya transit geçiş belgeleri, Eylül ayında Çekya transit geçiş belgeleri ve Kasım ayında Avusturya transit geçiş belgeleri tamamen tükendi ve ek geçiş belgesi 2020 yılı başına kadar verilmedi. Tüm bu kısıtlamalar karşılıklı olarak Avrupa’ya giden ve Avrupa’dan gelen ürünlerin hareketini kısıtlayarak, ek maliyetler yaratıyor. Özellikle Türkiye olarak alternatif üretici ve tedarikçi olarak öne çıktığımız bu dönemde, taşımalarımızın durması, Avrupa’da da üretimin aksaması anlamına geliyor” dedi.

Çin’den Yapılan E-ticarette Büyük Düşüş

PttAVM.com Genel Müdürü Çevikoğlu,  yaptığı açıklamada koronavirüs salgını öncesi Çin’den Türkiye’ye günlük 100 bin adet küçük kargo geldiğini, şimdi ise bu sayının günde 10 binlerin altına kadar gerilediğini ifade etti. Çevikoğlu, Çin’de ortaya çıkan korona virüs salgınını e-ticaret boyutuyla değerlendirdi. Bu durumun e-ticarete de ciddi yansımaları olduğunu kaydeden Çevikoğlu, şunları söyledi: “Virüsün insan vücudu dışında da 9-10 gün süreyle yaşadığı yönündeki açıklamaların ardından Çin’den yapılan ticarette ciddi bir düşüş oldu. Çin’den Türkiye’ye bu olaydan önce günlük küçük paket ya da mektup kargo dediğimiz 100 bine yakın ürün geliyordu. Şimdi ise bu rakam günde 10 binlere kadar geriledi. Vatandaşlarımız genelde bu ürünleri ucuz görüyor ve alıyor. Ancak bahsi geçen ürünler zorunlu ihtiyaçlar değil. Dolayısıyla Çin’den günlük olarak alınan 100 bin paketlik alımın gerilemesi Türkiye’ye aynı oranda yansımadı ama tabi ki satışlarda yüzde 10-15 oranında bir artışa neden oldu” diye konuştu.

Scania’dan Talay Logistics’e 41 Adet Çekici
MAN 2024'te Pazar İstikrarını Korudu
Tırsan'dan Akkoç Lojistik'e 101 Araçlık Teslimat
Stellantis ve CATL'den İspanya'da Batarya Tesisi
Tırsan’dan EKAY & AYTAŞ'a Low-Bed Teslimatı
Nakliyecilere Müjde