logitrans Fuarı’nda Karayolu Taşımacılığının Önemi ve Kriz Dönemlerinde Tedarik Zincirlerinin Sürekliliği Konuşuldu

Avrasya bölgesinin en büyük taşımacılık ve lojistik fuarı olan Uluslararası Transport Lojistik Fuarı dünyanın önde gelen lojistik firmalarını bir araya getirdi.

Fuar kapsamında, Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), “Kriz Dönemlerinde Tedarik Zincirlerinin Sürekliliği” konulu panel gerçekleştirdi.

Moderatörlüğünü UND İcra Kurulu Başkanı Alper Özel’in yaptığı “Kriz Dönemlerinde Tedarik Zincirlerinin Sürekliliği” panelinde, Türk uluslararası karayolu taşımacılık sektörünün kriz dönemlerinde ortaya koyduğu performansa dikkat çekilerek süreçlerin iyileştirilmesiyle sektörün ihracata yapacağı katkıya vurgu yapıldı.

Son yıllarda tedarik zincirinde yaşanan kopmalar uluslararası ticarette sorunların yaşanmasına neden olurken tüm sektörler bundan etkilendi. Düzenlenen panelde, Kriz Dönemlerinde Tedarik Zincirlerinin Sürekliliği konusunda nasıl bir yol izlenmesi gerektiği, ülkelerin lojistik ve taşımacılık sektörüne nasıl bakmaları gerektiği ortaya konarken ülkemiz özelinde durum değerlendirildi.

Karakaş: “Krizlere karşı sektörün sunduğu avantajları kullanıyoruz”

Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdür Yardımcısı Dr. Yusuf Karakaş, taşımacılık sektörünün ihracata verdiği katkıyı artırmak için bakanlık olarak sektöre önemli destekler sağladıklarını söyledi. Karakaş, “Uluslararası karayolu taşımacılık sektörü büyük avantajlara sahip. Sektörün sunduğu destek ile tedarik zincirindeki kırılmalardan en az etkilenen bir sistem geliştiriyoruz. Tedarik zincirindeki sorunların üstesinden gelebilmek için devlet desteklerini yürürlüğe koyduk” dedi.

Şener: “Kriz istemeyiz ama bu krizler kaslarımızı güçlendiriyor”

UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Şener de “Bir sektörü desteklemek istiyorsanız lojistiğe dokunun” diyerek sektörün gücüne dikkat çekti. Şener, “Bizim sektörümüz her durumda her şartta krizi aşmaya çalışıyor. Irakta pandemi döneminde temassız ticaret dedik, 50 tane şoförünü UND işe aldı bizim TIR’ları götürüp Kuzey Irakta teslim etsin gelsin diye. Gelen şoförleri 14 gün eve göndereceğiz dedi devletimiz dedik ki bu olmaz ne yapalım tampon bölgede şoför kabinden inmesin römorku değiştirsin.

Bölgemizde birçok kriz yaşanıyor ve sektörümüz krizlere alışık. Biz burada bu kadar sorun içinde nefes almaya çalışan bir sektörüz. Dünyada global kriz oldu, pandemi oldu ne dedi dünya biz dedi tedarik için Çin’e alternatif bir ülke bulmalıyız. Bu bizim ihracatımızın yüzde 15 artması demek oldu. Şu anda batılılar Türkiye de üretim yapıyorlar. Rusya-Ukrayna savaşı çıktı bir kriz, yine bize fırsata dönüşmeye başladı. Bakın Rus firmalar Türkiye’ye yatırım yapıyor. Avrupa’ya ihracat yapmak isteyen Ruslar Türkiye’ye yerleşmeye, üretim yapmaya, ambalajlama yapmaya başladılar.

Şu anda Türkiye bu yönüyle bölgesinde kaşıkçı elması gibi parlıyor. Bizim lojistik becerilerimiz var. Bizi bu hale krizler, zorluklar getirdi. Kriz bizim kaslarımızı güçlendirdi, yaratıcılığımızı tetikledi. Bakın ihracat bu yıl yüzde 10-15 büyüdü lojistiğin bu fırsatı yakalaması çok kolay değil o anlamda tabiki kriz istemeyiz ama krizlerin sektörümüzü güçlendirici etkisi var.” dedi.

Ereke: “Süreçleri basitleştirip hızlandırmaya çalışıyoruz”

IRU Türkiye Daimi Temsilcisi Erman Ereke, Orta Koridor’un artan önemine dikkat çekerek, bu hatta sorunların bulunduğunu ve süreçlerin iyileştirilmesi için yaptıkları çalışmalardan bilgiler verdi.

Ereke, “Dünya karayolu taşımacılığının çatı örgütü Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği (IRU) olarak birçok ülkede bir çok kefil kuruluşlar ile birlikte küresel tedarik zincirinin sorunların ilişkin çözümler üretebilme amacı ile çalışmalarına devam ediyor. Bu gün özellikle Rusya savaşından sonra taşıma rotalarında değişiklik söz konusu oldu. Rusya güzergahında halan aktif demiryolu taşımaları var ama birçok firma yaptırımlar dolayısıyla kuzey koridorunda Rusya güzergahını kullanmaktan imtina ediyorlar. Birçok firma için geçmişte İran yaptırımları nedeni ile güney koridoru kullanılmazken şu anda Rusya üzerinde kuzey koridorundaki yaptırımlar sebebi ile birçok firma orta koridor dediğimiz hazar güzergahı üzerinden taşımalarını yapmaya çalışıyor.

Her güzergah değişikliği beraberinde sorunları da getiriyor. Biz IRU olarak o güzergahta, coğrafyada sorunların çözümü konusunda ne gibi aksiyonlar alıyoruz? Kefil kuruluşlarımız aracılığı ile ilgili ülkelerdeki kamu kuruluşları ile istişarelerimiz sınır geçişlerinin kolaylaştırılması, hızlandırılması gibi projeler üretiyoruz. Biliyoruz ki bu gün güzergahlarda sorunlarımız olsa da hala sahada yapılabilecek birçok şey var.

Süreçleri basitleştirip hızlandırmak için çalışıyoruz. TIR sisteminin dijitalleştirilmesini geliştiriyoruz. Bununla birlikte yeşil hatların oluşturulması istişare ediliyor. Doğu-Batı aksında oluşturulan yeşil koridorlarda daha hızlı taşımalar yapıyor.  Bugün Çin’den Türkiye’ye olan taşımalarda TIR sistemini dijital olarak kullanılabilecek bir sisteme sahibiz. Sınır geçişleri üzerinden kolaylaştırma sağlayabiliyoruz. Geçiş Belgelerinin dijitalleştirilmesi, RO-RO maliyetlerinin düşürülmesi için de istişarelerimiz devam ediyor” dedi.

Sazak: “Yaptırım izlenimi var ama Rusya’nın ticareti artıyor”

TUM Strategy, Kurucu Ortağı Selim Can Sazak, Rusya-Ukrayna savaşının dünya ticaretine etkilerini değerlendirerek, ortaya çıkan rakamların izlenimlerden çok daha farklı olduğunu söyledi. Sazak, “Rusya sadece bizimle ve Çin ile ticaret yapıyor gibi bir izlenim var. Ancak Rusya’nın İngiltere’den, Hollanda’dan, Almanya’dan ithalatı azalmış yani buralardan ürün Rusya’ya girmiyor. Daha ilginci Rusya’nın bu ülkelere artan bir ihracatı var. Çin ticaret hacmini 2 buçuk-3 kat arttırdı, Türkiye, Hindistan ve Brezilya bunlar doğru ama kritik sektörlerde ticaretin devam ettiği görülüyor.

Örneğin Belçika’nın Rusya ile devam eden bir elmas ticareti var. Avrupa birliğini mücevher ve değerli taşlar ticaretini kısıtlayan ambargolarına rağmen. Otomobillerde katalitik konvektörler vardır içeresinden rodyum ve paladyum maddeleri var, bunları Rusya hala Almanya’ya satmaya devam ediyor. Türkiye’ye tüm bu direnç nereden ve bunlar bizim için ne alama geliyor? Rusya’ya karşı 12 bine yakın yaptırım var şu anda. Bunların içinde şahsi yaptırımlar, şirketlere ve ticarete yönelik yaptırımlar var. Japonlarınki Türklerinkinden farklı Amerikalarınki onlardan farklı, üzerine İran, Kuzey Kore var Çin’e ilişkin olarak. Ben belirsizlikler iyileşmeden biraz kötüleşecek diye düşünüyorum. Çünkü hem İran hem Çin tarafında yeni gerilimler ve bunlara paralel yeni yaptırımlar var. Türkiye tüm bunların ortasında çok stratejik bir yerde olmanın hem önemi hem gadri ile karşı karşıya. Bizim için bu önemli bir fırsat ama biz bu fırsatı doğru değerlendirebilirsek.

Özellikle bizi ilgilendiren komşumuz Avrupa ve komşumuz Rusya üzerindeki meseleye çok yakından bakıyoruz. Türkiye’nin bu alanda ciddi ticareti var ama 2011’de imzaladığımız Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Anlaşması’nın ardından Çin bizim için çok önemli bir pazar haline gelmişti. Bizim buradan büyük beklentilerimiz var potansiyel görüyoruz. Amerikalı uzmanlar önümüzdeki 15 yıl içinde Çin ile Amerika arasında bir sıcak çatışma ihtimalini yüzde 70’in üzerinde görüyorlar. Amerikan siyaseti bu çerçevede kurgulanıyor ve burada bizim adımıza riskle beraber bir fırsat var Temmuz 2022’de ABD Hazine Bakanı Janet Yellen Tokyo ziyaretinde bir kavram kullandı, Friendshoring dedi bu offshore’a karşılık bir kavram aslında. Offshore kıyıdan uzağa götürmek, Friendshoring dost kıyıya getirmek buna bazen Nearshoring yakın kıyıya yada Alliedshoring müttefik kıyıya da diyorlar. Bu özellikle Kuzey Afrika’da, Doğu Avrupa’da, Akdeniz sathında fırsat bulunabildiği ölücüde Orta Asya’da lojistik alanında ama aynı zamanda katı altyapıda, petrol boru hatlarında, iletim hatlarında çok ciddi yeni yatırımlar demek. Türkiye için burada çok ciddi fırsatlar var” dedi.

Baydarol: “Türk sürücülerine çıkarılan vize engeline mütekabiliyet uygulamalıyız”

UND AB Danışmanı Can Baydarol, belirsizliğin hakim olduğu bir dönem yaşandığını, Rusya-Ukrayna savaşı bittiğinde belirsizliğin yerini krizin alacağını söyledi. Baydarol, karayolu taşımacılık sektöründeki engelleri anlattıktan sonra nasıl bir yol izlenmesi için bir karar alınması gerektiğini sözlerine ekledi. Baydarol, “Geçişler engelleniyor, geçiş belgesi kısıtlanıyor daha ileri gidiliyor şoföreler vize uygulanıyor daha doğrusu Türkiye vatandaşlarının bütününe uyguluyor şoförlerde bundan nasibini alıyor. Bunun gümrük birliği ilişkisinde yeri ticarette teknik engeldir. Yani Türkiye’de üretimin önünü kısmaktır.

Ticarette teknik engel dediğimiz zaman tedarik zincirinden bahsediyoruz bir tarafta. Peki sen benim şoförüme vize uyguladığı zaman ne yapıyorsun kendi tedarik zincirini bozuyorsun aslında. Efendim bizim şoförler taşınsın. Burada bizim stratejik bir karar almamız lazım. Mütekabiliyet mi uygulayacağız yoksa tedarik zinciri kırılmasın mı diyeceğiz? Tedarik zincirinin kırılması bizden çok Avrupalı’nın sorunu. Eğer senin bana uyguladığını ben sana uygularsam tedarik zinciri ne olacak.

Bizim istediğimiz iki şey var. Bir Avrupa Komisyonu ile bir transit anlaşması yapılması gerekiyor. Geçtiğimiz yıl yaptığımız Avrupa birliği projesinde özellikle Polonya’lı ortağımız bize tam üye olmadan önce Avrupa komisyonumuz bizimle bir transit anlaşması yaptı dedi, demek ki bunun bir teknik karşılığı var. Ancak karşımızda siyasi bir duruş var ve bu siyasi duruşu aşmak için zorlamak gerekiyor. Bunun yolu da Türkiye’ye gelen Avrupalı sürücülere mütekabiliyet uygulamaktır” dedi.

15. Atlas Lojistik Ödülleri Sahiplerini Buldu
Ekol Uluslararası Taşımacılık Artık DFDS Oldu
Gebrüder Weiss, logitrans'ta Lojistik Çözümlerini Paylaşacak
Ekol Transport Satışı Gerçekleşiyor
MRLlog Filosu, 50 Yeni Renault Trucks Çekiciyle Güçleniyor
Lalamove Türkiye’de Faaliyete Başladığını Duyurdu