Çeşitli anlaşmalar, işbirliği protokolleri imzalandı. Sadece şirketler değil, dernekler hatta devletler bile görüştü, konuştu, anlaştı. Peki bu rüzgar nereden esti? Bu rüzgar; ‘Uluslararası logitrans Transport Lojistik Fuarı’ndan esti.
Aslında gidip-gelmeler daha önceden başladı. Programlar hazırlandı, davetler kesinleştirildi, yerler ayarlandı… Kim kiminle ne yapabilir diye çeşitli görüşmeler yapıldı. İleri gitmiş ekonomilere sahip batı dünyasının, neden ileri gittiğinin bir yanını daha gördük. Galiba hiçbir şeyi tek amaçla yapmıyor. Fuarda olması gerektiğini biliyor, geliyor; üstelik etkin bir şekilde katılıyor ama bununla da yetinmiyor. Fuarın öncesinde, sonrasında o konuda kim, kimler ya da hangi kurumlar varsa onlara da ulaşıp gerekirse fuar dışında da olsa kelimenin tam anlamıyla ‘iş bağlıyor’.
47. hafta da bu şekilde geçti. Almanlar, İtalyanlar, Avusturyalılar, Lüksemburglular, hatta Letonyalılar İstanbul’da kim var kim yok dolaştılar. Yüzlerce şirket görüşmesi bir yana Ekonomi Bakanlığı da dahil, UND, UTİKAD, DEİK, İSO gibi kurumların kapısını aşındırdılar. Torbalarına ne koyup götürdüler bilemem ama bize de halen daha öğrenecek çok şeyimiz olduğunu gösterdiler. Haftada bir ‘lojistik fuarı açıyorum’ demeyle bir yere varılamayacağı anlaşıldı sanıyorum.
Yedinci kez konuklarını ağırlayan logitrans’da açılan 206 stand, 12 bin kadar nitelikli ziyaretçi tarafından gezildi. Artık yalnızca sektörün hatta ülkenin değil, bölgenin uluslararası taşımacılık ve lojistik fuarı olan logitrans; Türkiye ile uzaktan yakından ilişkili ne kadar proje, ulaştırma koridoru, hat, servis varsa bunların sergilendiği bir ortam yarattı. Hava ve deniz limanları şaşırtıcı derecede ilgili ve aktif bir katılım sergiledi. Bazı ülkelerin limanları gibi Aliağa Limanları da ortak pavilyon açarak güç gösterdiler. Air Cargo bölümü, hızla gelişeceğini kanıtladı. Demiryolu hatları kadar servisleri de iddialıydı ama karayollarının katılımcı çeşitliliği kadar ürünlerinin de logitrans’a renk kattığını belirtmem gerekir. İki yerli ürün; Ford çekici ve Tırsan treylerleri, alıcı ile satıcı buluşmasına bir de yük sahibini ekleyerek iki kişilik masayı üçlemiş oldu. Bu da stand sahibinin, fuar niteliği sayesinde elde ettiği ekstra fayda oldu. Teknolojik yenilikler sunan yazılım ve sistem sunucuları da fuarın olmazsa olmazları arasına girdi.
Katılımcıların sergileme kalitesi sürekli artıyor. Markasıyla olduğu kadar standıyla, stand kadrolarıyla, ikramlarıyla çıtayı artıran 21 ülkeden gelen logitrans katılımcısı, aynı zamanda Türkiye’nin lojistik endüstrisine çok önemli katkılarda bulunuyor. Artık herkes biliyor ki; sektörün pek çok dünya markası kadar Türkiye’nin en önemli lojistik markaları logitrans’da buluştu. Kararlılık gösterdiler, bütçe ayırdılar ve eğer ortada bir başarı varsa, başarıyı da onlar sağladılar. Dileğim, beklediklerinin çok daha fazlasını almalarıdır.
Bu arada lojistik ödülleri de fuarda dağıtıldı. Sektör medyası ve sivil toplum örgütlerinin jürisiyle saptanan ödül sahipleri, Türkiye’nin lojistik sektörünün büyük resmini gösterdi. Kimler yok ki; Ceynak, DHL Supply Chain, Ekol, Ekspres, Ford, HK Seytaş, Mersin Limanı, MSC, Netlog, Omsan, Reysaş, Saras, THY Cargo ödül aldılar. Ödül aldılar çünkü almak için elbette önce çalıştılar, sonra da başvuruda bulunup bilgilerini paylaştılar. Ayrıca, yarışmaya yeni eklenen ve sonuçları internet oylaması ile belirlenen bir kategori daha vardı. Bunda da daha ilk seferde büyük bir ilgi oldu ve 24 adayın yarıştığı bu dalda her biri ayrı cihazdan olmak üzere 7 bin 946 ayrı oy kullanıldı. Kazananları olduğu kadar tüm katılımcıları da kutluyor ve seneye başarılar diliyorum.
İlker ALTUN
ilker@aysberg.com
19 Aralık 2013