2008 yılında kurulmuş olmasına rağmen hem kurucuları hem de bünyesinde barındırdığı uzmanlar farklı alanlarda önemli tecrübeler edinmişler. Bu tecrübeleri şimdi lojistik sektörü ve diğer sektörlerle paylaşıyorlar.
Gerçekleştirdikleri projeler sadece Türkiye’de değil yurt dışında da yakından izleniyor. Çünkü zengin bir mühendislik bakış açısıyla çok özel sistemler kuruyorlar. 2013 yılında Deloitte Türkiye tarafından son 5 yılın verileri ele alınarak hazırlanan Deloitte Teknoloji Fast 50 programı raporu sonucuna göre Türkiye’nin en hızlı büyüyen 2. teknoloji şirketi, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika ( EMEA) bölgesinde ise en hızlı büyüyen 9. teknoloji şirketi oldular. Firmanın başarı hikayesini ve lojistik sektöründe gerçekleştirdikleri projeleri, ilkleri Vector Bilgi Teknolojileri İş Geliştirme Direktörü Uğur Atam ile konuştuk.
Lojistik sektörüne yönelik hangi ürün, çözüm ve hizmetleri sunmaktasınız? Yeni teknolojilerden bahsedebilir misiniz?
Lojistik sektöründe bulunan firmalar Tedarikçi, Üretici ve Son Kullanıcı arasındaki Taşıma, Depolama ve Katma Değerli İşler adı altındaki faaliyetleri göstermektedir. Biz Otomatik Tanıma ve Veri Toplama (OTVT) sektöründe faaliyet gösteren “ Uçtan Uca Çözüm” sunan bir firma olarak adı geçen tüm süreçlere yönelik hizmetler sunmaktayız.
Uçtan Uca çözüm olarak tabir etmemizin sebebi ise projeler için olmazsa olmaz tüm donanım, altyapı, proje ihtiyaç ve teknik analizleri ile proje süreç yönetimi çözümlerini sunabilmemizdir. Bunun yanısıra paket, amaca özel yazılımlar ve satış öncesi- sonrası tüm hizmetler de şirketlerimiz bünyesinden sağlanabilmektedir. Sunduğumuz çözümleri genel olarak “Tedarik Zinciri Yönetimi Çözümleri” adı altında değerlendirebiliriz çünkü tedarikçiden başlayan, üretici ile devam eden ve son kullanıcıda tamamlanan ya da tekrar ters yönlü olarak devam eden bir akıştan söz etmekteyiz. Bir örnek ile detaylandırmak gerekirse; lojistik depoları içerisinde mal kabulden başlayarak, yerleştirme, toplama ve sevkiyata kadar giden operasyonları yöneten “Depo Yönetim Projeleri” projeler yapıyoruz. Sektörde üreticilere ait ürünleri üretici deposundan teslim alan, depolayan ve üreticinin müşterilerine dağıtım yapan tüm lojistik firmalarında zincirin tamamı ya da belirli bir bölümünde çözümler üretmekteyiz.
Bu alanda gerçekleştirmiş olduğunuz önemli ve ilginç projelerinizden kısaca örnekler verebilir misiniz?
Lojistik sektöründe bir çok lojistik firması ile çözüm ortağı olarak gerçekleştirdiğimiz uygulamalar bulunmaktadır. Hacmi ve niteliği bakımından dikkat çeken Ceva Lojistik ile “home delivery” saha operasyonlarının mobil olarak yürütüldüğü projeyi , DHL’e ait depo ve saha operasyonlarının yürütüldüğü mobil projeyi ve Kuhne + Nagel’in depo projelerini sıralamak isterim.
Bizim açımızdan gurur kaynağı olan TNT ve UPS’te gerçekleştirdiğimiz mobil saha projeleri de önemli projelerimiz arasında yer almaktadır. Türkiye temsiciliğini gerçekleştirdiğimiz Logistic Vision Suit tedarik zinciri yönetim yazılımını ATA Freight, Balnak Lojistik, DHL ve Aras gibi ülkemizin önemli lojistik firmalarına başarılı ile uyguladık. Bu projeleri gerçekleştirmemizde bizlere destek sağlayan ve olanak sunan bahsi geçen şirketlere ve yöneticilerine de sizlerin vasıtası ile teşekkürlerimizi iletmek isterim.
Yapmış olduğunuz projeler firmalara ne gibi avantajlar sağlıyor? Rakam ve istatistikler vermeniz mümkün müdür?
Depo operasyonlarında kayıplar genel olarak depo içindeki ürünlerin bulunması, toplanması, ek işlemler (ambalaj değişimi, paketleme, etiketleme ve benzeri) sırasında ortaya çıkmaktadır. Depo yönetim sistemleri akıllı ve emir bazlı çalışan sistemler olduğundan insana ve ezbere bağlı olmayan, dinamik olarak çalışan sistemlerdir. Bu sebeple kurduğumuz sistemler ile operatörün sistem tarafından yönlendirildiği, ortaya çıkan istisna ve hataların yine sistem tarafından takip edilerek alternatif süreçlerin çalıştırıldığı bir altyapı hazırlanmaktadır. Kağıtsız olarak yürüyen operasyonlarda işlemler hızlandığı gibi, kasti durumlar haricinde hatalar minimuma düşmekte, depo içindeki tüm operasyonları gözlemek ve gerektiğinde sürece müdahale etmek mümkün olmaktadır.
Üretici tarafından tedarikçi ya da yan sanayilere gönderilen siparişler doğrultusunda ürünlerin yine üreticiye ulaşmasına kadar olan süreçte hem dış sahada hem de işletme içinde çözümler sağlıyoruz. Örneğin Milk Run (Tarifeli Döngüsel Sefer) operasyonlarında tedarikçilerden ürün toplama ve üreticiye teslim operasyonlarının mobil terminaller ile takip edilerek, tedarikçi, alınan ürün ve adedi, alım zamanı gibi stratejik bilgilerin toplanması mümkün olmaktadır. Toplanan bu bilgiler sefer rotası, sefer araçları ve tedarikçi performanslarının takibinde üretici firmalarda karar destek raporlamaları açısından oldukça önemli olmaktadır. Milk Run operasyonları sadece tedarikçi - üretici arasında değil, üretici - müşteri arasında da sipariş dağıtımı için kullanılmaktadır.
Yapılan projelerde sağlanan fayda, projenin yaygınlığı, proje beklentisi ve faydanın beklenen gerçekleşme süresi açısından değişiklik göstermekle birlikte depolama ve iş gücü maliyetinde yüzde 15’lik düşüş, operatör performanslarında ise yaklaşık yüzde 20’lik bir artışa sebep olmaktadır. Bu iyileşmelerin müşteri memnuniyeti üzerindeki etkisi ise yüzde 30’luk bir artışa sebep olmaktadır.
Kısa ve uzun vadede lojistik, depolama, tedarik zinciri gibi alanlarda ne gibi teknolojilerin bizi beklediğinizi öngörüyorsunuz?
Bugünlerde sektörümüzde popüler olan ve fayda-maliyet analizi bakımından büyük bir önem arz eden “Ses Teknolojileri”nden bahsetmek istiyorum. Ses teknolojileri genel olarak lojistik yöneticileri arasında yüksek oranda biliniyor olsa da, birkaç teknoloji temelini hızla incelemek yararlı olacaktır.
İsminden de anlaşılacağı gibi, Ses Teknolojisi, depolarda kullanılan geleneksel kablosuz terminallerin ekran temelli yaklaşımları veya kâğıt ile sürdürülen sistemler yerine, kullanıcılardan gelen sesli komut ve cevapların geçtiği, sese dayalı kablosuz bir teknolojidir. Normal şartlarda ses sistemleri birlikte çalışacağı Depo Yönetim sistemlerinin metin bazlı komutlarını alır ve bunları operatörün ses desteği olan kablosuz bir terminale bağlı bir kulaklık aracılığıyla ses komutlarına çevirir. Bu komutlar operatöre ulaştırılırken kullanıcının basit ses onay kelimeleri ile yaptıkları işlemleri onaylayıp Depo Yönetim Sistemi’ne geri yollarlar. Ses teknolojisi yazılımı, bu komutları Depo Yönetim Sistemi’nin anlayabileceği verilere çevirir ve böylece operatör ve sistem arasında gerçek zamanlı bir diyalogun oluşması sağlanır.