Lojistik Uğruna

Ülkeler siyasal iradelerini ihracatlarını artırmak için yeni pazarlar aramaya ve bu pazarlara erişim olanaklarını geliştirmeye yönelik olarak kullandıklarında büyük değişimler yaratabiliyorlar.

Başta Çin olmak üzere, Almanya ve ABD gibi dünyanın en büyük ihracatçı ülkeleri ekonomilerini büyütürken lojistik çözümlere öncelik verdiler. Pazarlara erişmek için kara, demir, deniz ve hava yolları hatları oluşturdular. İhracatta dünya lideri aynı zamanda dünya ticaretinin yüzde 15’ini gerçekleştiren Çin de bir lojistik projesi olan Kuşak ve Yol programına, yeni pazarlar geliştirmek ve bu pazarlara erişmek amacıyla kalkıştı. Ülke adına yeni lojistik olanaklar yaratmak için çıkılan yolda 1.3 trilyon dolara ulaşan yatırımlardan söz ediliyor. Günümüzde lojistik, Çin sayesinde yeni bir anlam kazanıyor.

Almanya lojistik faaliyetleri türev bir iş kolu olmaktan çıkartıp asli bir sektör haline getirdi. Buradaki başarısını sanayisini daha da geliştirmek, ticaretini sürdürülebilir kılmak ve ihracatını artırarak gerçekleştirmeyi garantilemek için değerlendiriyor. Bu yüzden kendi ihracat pazarlarına yönelik lojistik çözümleri geliştiren faaliyetlere özel önem veriyor. 

ABD, Çin, Almanya gibi ülkelere Fransa, Japonya, Kanada gibi ülkeleri de katmak mümkün. Tüm bu ihracatçı ülkelerin ortak kaygısı, sürdürülebilir bir ticaret ve ihracat için lojistik olanakları geliştirmektir. 

Türkiye de bu kapsamda çeşitli adımlar atıyor. Ulaştırma yatırımlarının yanı sıra pazar çeşitlendirmesi için çalışmalar yapılıyor. Afrika açılımı, ikili ticaret anlaşmaları ve başka bazı adımlar da bu amacın uzantıları. 

Her ülkenin lojistik sektörü de sahip olduğu bilgi birikimi, ihtiyaçları ve olanakları ölçüsünde mücadeleye katılıyor ve kendi çözümlerini hayata geçiriyor. Türk lojistikçilerinin ticaret potansiyelini artırmak için geliştirdiği karayolu filoları, tren hatları ve RO-RO yatırımları da buna somut bir örnektir. 

Politikleşmiş, askerileşmiş, daha da ilerisi terörize olmuş bir ticari rekabetten söz edebiliriz. Somali açıklarında korsanlık faaliyetleri artıyor, Fiji sahilinde gemiciler kaçırılıyor, Süveyş’te, Hürmüz’de gemilere el konuluyorsa; karada mayın döşeli yollar, terör eylemleri, Suriye’de, Irak’ta öldürülen şoförler varsa; Avrupa dahil, ticaret ortamının ve yollarının savaş dışılığından söz etmek mümkün değildir. 

Tüm savaşlara ve sistemli terör faaliyetlerine olduğu gibi büyük projelere de dış ticaret ve uluslararası rekabet açısından yaklaşmalı... Ticaret savaşlarını kızıştıran Kuşak ve Yol Projesi, dünya ticaretinin yönünü Çin lehine etkileyecek bir lojistik hamlesidir. İçinde olup pay kapmaya, var olan payı artırmaya bakalım.

İlker ALTUN
ilker@aysberg.com

Kargohaber Dergisi (Sayı:247)

Ekol Uluslararası Taşımacılık Artık DFDS Oldu
Gebrüder Weiss, logitrans'ta Lojistik Çözümlerini Paylaşacak
Ekol Transport Satışı Gerçekleşiyor
MRLlog Filosu, 50 Yeni Renault Trucks Çekiciyle Güçleniyor
Lalamove Türkiye’de Faaliyete Başladığını Duyurdu