Mars Hava ve Deniz Kargo Proje Satış ve Operasyon Müdürü Ahmet Yüksek, proje taşımalarında son dönemlerde genellikle üretim sanayiine yönelik makine parkur taşımaları ve enerji talebine oluşan arzın karşılanabilmesi adına yenilenebilir enerji yatırımlarının artışından kaynaklı ekipman taşımalarında artış gözlemlendiğinin altını çizdi.
Mars olarak proje taşımacılığındaki yerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz? 2022’de ne tür projelere imza attınız? Yılsonu hedefleriniz neler?
Mars Hava ve Deniz Kargo Proje departmanı olarak 2008 yılından beri müşterilerimize “butik hizmet kalitesi” ile proje lojistiği hizmeti sunuyoruz. Ekibimiz, konusunda uzman ve tecrübeli arkadaşlarımızdan oluşuyor. Uzun yıllardır sahip olduğumuz deneyim sayesinde Proje taşımacılığı sektöründe önemli bir paya sahibiz.
Öncelikle sektörümüzde anlam kargaşası yaşanan proje taşımacılığı nedir sorusu ile başlamak isterim. Proje taşımacılığı, kavram olarak standart dışı ağır ve standart dışı ölçülerde karmaşık ve yüksek değerli ekipman parçalarının kara, deniz, demiryolu veya havayoluyla bir çıkış noktasından bir diğer varış noktasına kadar özel tedbirlerle ve özel araçlarla bir program çerçevesinde taşınmasıdır. Maalesef sektörde yüksek tonajlı dökme yüklerin, adet olarak yüksek cntr taşımalarının da proje olarak değerlendirilmesi söz konusudur.
Mars Proje departmanı olarak -sadece gerçek proje taşımacılığı konusunda- 2022 yılı içerisinde birçok projeye imzamızı atmış durumdayız. Bunların içerinde en çok dikkatimizi çeken ve ilk sıralarda yer alan taşımalar son dönemde özellikle üretim sanayiinin yapmış olduğu makine yatırımlarından kaynaklı ekipman taşımaları olmuştur. Daha sonra Türki Cumhuriyetlerde başlayan enerji yatırımları için transit işlemler ön plana çıkmaktadır. Ekibimizin 2022 yılında yaptığı önemli projelerin başında Kuzey Kıbrıs’a taşıdığımız Mobil Elektrik Santral projesi olmuştur.
Proje taşımacılığının Türkiye pazarındaki büyüme hızı nedir? Önceki yıllar ile kıyaslama yapar mısınız?
2020 yılına damgasını vuran Covid-19’un olumsuz etkileri 2021 yılında ve kısmen 2022’de de devam etti ve ortaya çıkan olumsuzluklar doğal olarak küresel lojistik sektöründe de hissedildi. 2020 yılı 2’nci çeyrek sonrasında gemi seferlerinin özellikle doğu/batı rotasında iptal edilmesi veya ertelenmesi sebebiyle, geçmişten gelen siparişler, fabrika depolarında ve limanlarda yığılmalara sebep oldu. Çin’in pandemiye hızlı şekilde adapte olması ve kısıtlamaların kısmi olarak kaldırılmasıyla üretimi beklenen siparişler 2020 son çeyrek itibarıyla yoğun bir şekilde üretilmeye ve yüklenmeye başladı. Bu da Çin çıkışlı tüm navlunlarda tarihi artışlara neden oldu.
Dünya üzerindeki birçok ülkeden armatörler ve regular hatlar gemileri ve ekipmanları Çin limanlarına pozisyonlandırıldığı için, birçok ülkede -özellikle konteyner taşımacılığında- ekipman sıkıntısı baş gösterdi. Konteyner ekipmanlarında yaşanan bu sıkıntı, ilgiyi proje taşımacılığının deniz ayağında kullanılan Break Bulk (Dökme) gemilerine yönlendirdi. Hal böyle olunca da 2021 / 2022 ilk üççeyrek lojistik şirketleri, navlunların aşırı yukarı hareketinden kaynaklı cirosal anlamda bir büyüme yaşadı. Son 10 yıllık istatistikler ve UTIKAD verileri incelendiğinde, proje taşımacılığının Türkiye pazarındaki büyümesinin yüzde 8,1’lik seviyelerde olduğu gözlemlenmektedir.
Proje taşımacılığı alanında Türkiye’de karşılaştığınız en önemli sorunlar nelerdir?
Karşılaştığımız sorunlar arasında yatırım ve işletme maliyetlerinin yüksek olması, plansız şehirleşme ve lojistik birimlerin plansız dağılımı, rotaların şehir merkezlerinden geçiyor olması ve karayolu taşımacılığındaki yığılma, enerji maliyetlerinin artmasından kaynaklı sürekli değişken navlun seviyeleri, limanlardaki bekleme süreleri ve terminal, elleçleme, ardiye hizmetlerindeki yüksek maliyetler ve sektördeki rekabetin daha çok fiyat odaklı olmasını sayabiliriz.
Hangi tür taşımalarda talep artışı ve azalması söz konusu? Yatırımların önümüzdeki dönemdeki seyrini nasıl görüyorsunuz?
Proje taşımalarında son dönemlerde genellikle üretim sanayiine yönelik makine parkur taşımaları ve enerji talebine oluşan arzın karşılanabilmesi adına yenilenebilir enerji yatırımlarının artışından kaynaklı ekipman taşımalarında artış gözlemlenmektedir.
Net bir şey söylemek çok doğru olmaz ancak döviz kurları, Ortadoğu bölgesindeki sorunlar, maliyet artışları ve sanayi ürünlerinin toplam maliyeti içinde yer alan lojistik maliyet yükü ve global bazda görülen ekonomik daralma gibi başlıklar yatırımcıların kararlarını önemli derecede etkileyecektir diye düşünüyorum ve önümüzdeki dönemde yatırımların biraz yavaşlayacağı fakat kesilmeyeceği kanaatindeyim.
Sizi en çok zorlayan projeler hangileri oluyor?
Bu sorunuzu spesifik bir proje üzerinden cevaplamak yerine genel bir bakışla değerlendirmek daha doğru olacaktır. Biz işimiz gereği karmaşık ve yüksek değerli ekipman parçalarının lojistiğini gerçekleştiren bir departmanız. Bu operasyonları yaparken optimum bir planlamaya ve minimum maliyetlere ihtiyacımız oluyor. Ancak içinde bulunduğumuz dönemde birçok sektör gibi bize de istikrarlı fiyat politikamızı sabit şekilde tutamıyoruz. Bu da özellikle yabancı iş ortaklarımıza değişkenliği açıklamakta zorluklar yaşamamıza neden oluyor.
Ayrıca sektörde rekabetin fiyat odaklı olması bizi projelerde zorlayan en büyük etken oluyor. Yaşanan tüm bu olumsuzluklara rağmen Proje lojistiği hem dünyada hem de Türkiye’de her zaman özel bir taşıma modeli olarak yükselmeye devam edecektir.