Mercedes-Benz Türk Kamyon Pazarlama ve Satış Direktörü Alper Kurt: “Satışlarımızda Elektrikli Araçların Ağırlık Kazanacağını Düşünüyoruz”

2021 yılında pazar koşulları ve müşterilerinden gelen sektöre özel talepler doğrultusunda model ailesinde yenilikler gerçekleştirdiklerini söyleyen Mercedes-Benz Türk Kamyon Pazarlama ve Satış Direktörü Alper Kurt,

2022 yılında yeni nesil kamyonlar ile güvenlik, konfor ve 2’inci el değerinin korunması anlamında hem filo müşterilerinin hem de bireysel kullanıcıların ilk tercihi olmayı hedeflediklerini kaydetti.

Pandemi sonrası otomotiv sektörüne olan talep hangi yönde ilerlemekte?

Kamyon ürün grubunda pandeminin de etkisiyle lojistik şirketlerinin yatırımlarının ağırlıkta olduğunu gözlemledik. İnşaat projelerinde de, yüksek araç ihtiyacı gerektiren altyapı projeleri ve beton pazarının hareketlenmesinin etkisiyle de bir artış söz konusu oldu.

Hatta 2020 yılından günümüze inşaat grubu araçların satış adedinde önemli bir artış olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle hazır beton sektörünün yoğun ilgi gösterdiği mikser ve beton pompası üst yapısına sahip araçların satışında artış yaşandı. Çekici grubunda yaşanan yüksek talebin önümüzdeki yıl da devam edeceğini öngörüyoruz.

2021 yılında pazar koşulları ve müşterilerinden gelen bu sektöre özel talepler doğrultusunda model ailesinde yenilikler gerçekleştirdik ve 2022 yılında da güncel pazar taleplerine göre gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Yeni nesil kamyonlarımız ile güvenlik, konfor ve 2’nci el değerinin korunması anlamında hem filo müşterilerinin hem de bireysel kullanıcıların ilk tercihi olmayı sürdürmeyi hedefliyoruz.

Otomotiv sanayi ve lojistiğinde yeni trendler neler?

Son dönemde hayatımıza girmiş olan yeni çevresel regülasyonların uygulamaları ve etkileri hız kazandı. Bu regülasyonların en çok etkilediği sektörlerden birisi de hepimizin bildiği üzere otomotiv oluyor.

Otomotivde gündemde olan iki yeni düzenleme bulunuyor. Biri AB CO2 yönetmeliği.  2019 yılındaki kamyonların CO2 salımını baz alarak 2025 yılında bu salımın yüzde 15, 2030 yılında ise yüzde 30 azaltılması şartını koşuyor. Bu yönetmelik tüm ağır hizmet araçlarının CO2 emisyonlarının ve yakıt tüketiminin simüle edilebildiği VECTO aracına dayalı bir metodoloji sağlıyor. VECTO’nun (Vehicle Energy Consumption Calculation Tool) ağır vasıtaların CO2 salımına odaklanan bir uygulama olduğunu söyleyebiliriz ve bir simülasyon aracı olduğu için farklı kamyonlara adapte edilebiliyor. Bu da farklı kamyonların CO₂ emisyonu ve yakıt tüketimini simüle edebilmesi anlamına geliyor.  Bu sayede sektördeki genel emisyon seviyesi değerlendirilecek. Böylelikle mevzuatın oluşturulmasını ve uygulanmasını mümkün kılınacağını söylemek mümkün. Yürürlükte olan düzenlemeler daha çok kamyon üreticileri için geçerli olsa da yakında filo operatörlerine yönelik düzenlemelerin de gelmesi bekleniyor.

Diğer yönetmelik ise yalnız otomotivi değil, üretimi ve ürünlerinde karbon içeren tüm sektörleri etkiliyor. Hepinizin bildiği üzere Avrupa Birliği, büyüme stratejisi kapsamında Yeşil Mutabakat (Green Deal) yönetmeliğini tanıttı. Bu düzenleme aslında, küresel çapta sunulan Paris İklim Anlaşması çerçevesini baz alarak getirdiği yeni önlemlerle bir adım daha ileri taşıyor. Temel olarak 2030 yılı itibarıyla sera gaz salınımının yüzde 50 azaltılması hedefini koyan Yeşil Mutabakat, 2050 yılı için ise karbon nötr hedefi belirliyor. Standartları şu an için tam olarak belli olmasa da, Avrupa Birliği’nin ithal edeceği ürünlerin içerdiği karbon miktarına göre yeni sınır vergisi uygulamasını getiriyor. Bu standartların yerine getirebilmesi için otomotiv sektörü dahil birçok sektörün üretim tesisleri için ilave yatırımlar yapması gerekecek.

Yakın zamanda ülkemizde Paris İklim Anlaşma’sının imzalanması neticesinde uzun yol haritalarının belirlenmesiyle bu araçlara verilecek hükümet teşviklerinin yoğunluğu artarak devam edeceğini öngörüyoruz.  Bu durum uzun vadede bu araçlara yönelik talebi artıracaktır. Ancak yukarıda belirttiğim sebeplerden dolayı yıllar içerisinde toplam üretim hacmimizdeki ağırlığı artarak satışlarımız içerisinde elektrikli araçların ağırlık kazanacağını düşünüyoruz.

Daimler Truck ise sıfır emisyon sağlayan uzun dönem stratejisini iki teknoloji üzerine kurdu. Bunlardan ilki Batarya Elektrikli Araçlar (BEV). Batarya Elektrikli Araçlar, üzerindeki bataryalar aracılığıyla elektrik motorunu çalıştıran bir teknoloji. Diğeri ise Hidrojen Bazlı Yakıt Hücreli Araçlar (FCEV). Bu teknolojide de aracın yakıt depolarında bulunan sıvı hidrojen (H2), yakıt hücrelerindeki oksijen ile reaksiyona girerek elektrik motoru için enerji üretiyor. Her iki teknolojide de içten yanmalı motor bulunmuyor, bu sayede sıfır CO2 emisyon salımı sağlanıyor.

2022 yılı için hem otomotiv sektörü hem de firma olarak beklentiniz nedir? Planlanan yeni yatırımlar ve projeleriniz var mı?

2021 yılında pandeminin etkilerinin yavaşlamaya başladığı dönemde otomotiv sektöründe artan talep ile beraber üretimin hızlanması çip krizini ortaya çıkardı.

Bu doğrultuda kamyon ürün grubunda satış planlamalarımızı pandemiye bağlı olarak değil, yarı iletken (çip) tedarikine göre yapıyoruz. Pandeminin ve özellikle çip krizinin yarattığı tedarik probleminin 2022 yılında tamamıyla ortadan kalkacağını öngörmüyoruz. Tedarik probleminde 2022 yılında 2021’e göre bir iyileşme olacağını söylememiz mümkün. Bu problemin yarattığı etkinin tamamen ortadan kalkmasının 2023 yılından önce olacağını düşünmüyoruz. 2022 yılında pazarın 2021 yılında gerçekleşen pazar seviyesinde veya biraz üzerinde olacağını düşünüyoruz.

15. Atlas Lojistik Ödülleri Sahiplerini Buldu
Ekol Uluslararası Taşımacılık Artık DFDS Oldu
Gebrüder Weiss, logitrans'ta Lojistik Çözümlerini Paylaşacak
Ekol Transport Satışı Gerçekleşiyor
MRLlog Filosu, 50 Yeni Renault Trucks Çekiciyle Güçleniyor
Lalamove Türkiye’de Faaliyete Başladığını Duyurdu