DKV Doğu Avrupa ve Ortadoğu Bölge Başkanı Muzaffer Tuna, Türkiye lojistik sektörünü yenilikçilik açısından değerlendirirken sektörün teknolojiyi kullanımını konusunda da görüşlerini aktardı.
Türkiye lojistik sektörünün sürekli olarak zorunluluklara karşı çözümler üretmek durumunda kaldığını ve zaman zaman son derece yaratıcı çözümler üretildiğini de ifade eden DKV Doğu Avrupa ve Ortadoğu Bölge Başkanı Muzaffer Tuna, ancak bu çözümlerin genel olarak yasal risklerin alınması gibi ciddi riskler almaya dayandığını vurguladı. Sektörün, yaşayabilmek adına metamorfoz geçiren organizmalar gibi, gelişen yeni durumlara uyum sağlamaya çalıştığı için, geleceğe dönük strateji, iş modeli veya iş planı geliştirmeye yönelemediğini, uzak kaldığını söyleyen Tuna, “Bu durum sektörün geneli için geçerli. Ancak diğer yandan özellikle sektörün büyük oyuncularının, finansal güçleri oranında hatta kimi zaman daha da fazla yeni modeller geliştirdiğine tanık oluyorum ki bu durum sektör için oldukça umut verici. Özellikle sektörün en büyük 3-4 firmasının bir süredir rakip olarak birbirleri kadar Avrupalı ya da global oyuncuları hedeflemesi, sadece Türkiye pazarında değil, özellikle Avrupa ve Uzak Doğu pazarlarında rekabetçi olabilmek adına planlama, ürün geliştirme çalışmaları yapmaları gurur verici” dedi.
Avrupa göz önüne alındığında, büyümeyi ve rekabeti bu pazarda hedeflemenin büyük düşünmek olduğunu vurgulayan tuna, sanayinin bir bölümünden sonra hizmet sektörünün de bu yolda olmasını son derece umut verici olarak değerlendirdi. “Kısacası, orta vadede, bu düşünce ve uygulamalarla kartların yeniden dağıtılmasını sağlayacak pozisyonlar doğabilir” diyen Muzaffer Tuna, son yıllarda Türkiye ve dünya ölçeğinde yaşanan yenilikleri de değerlendirdi.
“En heyecan verici gelişme otomatik pilot uygulaması yapabilen yeni karayolu araçları”
En önemli değişimin, taşıma modlarındaki ölçek verimliliği ölçümleri sonucu, açık deniz gemilerinden başlayarak her taşıma modunda değişim olduğunu kaydeden Tuna, daha büyük gemiler, daha fazla aracın taşındığı tren seferleri, daha büyük kargo uçaklarının yanı sıra, Türkiye’de multimodal taşımalardaki artışı da örnek gösterdi. “Her ne kadar bizim işkolumuza zarar verecek nitelikte olsa da- bir lojistik emekçisi olarak- bu değişimin tüm lojistik sektörü adına daha yararlı olacağı fikrindeyim” diyen Tuna, şunları söyledi: “Tüm dünyada, kara taşımacılığı aleyhinde bir gelişme olduğu bir gerçek. Sürücülerin çalışma saatlerinden, emisyon kısıtlamalarına kadar bir çok işin doğası gereği olmayan güçleşme ortaya çıktı, çıkmaya da devam edecek. Ancak yapılan işin toplamına bakıldığı zaman, dünya ölçeğinde karayolu taşımacılığı da azalmıyor; artıyor. Çünkü dünya bir şekilde ekonomik olarak büyüyor.”
Sektördeki yenilikler ile ilgili olarak kısa dönemde önemli değişiklikler olamayacağı düşüncesini aktaran Tuna, “En heyecan verici gelişme, otomatik pilot uygulaması yapabilen yeni karayolu araçları olacak. Bir kaç ay önce deneme sürüşlerinde başarı sağlandığını okumuştum. Bu sektördeki iş modellerini değiştirmese de açıkçası son derece fütürist bir durumda olsa yine de heyecan verici. Sanırım, moleküler transfer (ışınlanma) gerçek olana kadar bundan daha heyecan verici bir değişim olmayacak” açıklaması yaptı.
“Sürücü ile ilişkileri orta çağ mantığında sürdüren firmalar var”
Türkiye’de lojistik sektörünün teknoloji kullanımından söz eden Muzaffer Tuna, şunları söyledi: “Teknolojiden yararlanılıyor ama İngilizcede Technology Abuser diye bir tabir vardır. Yani teknolojinin kötüye ya da boşa kullanımı. Bizde bir bölüm kullanım bu yönde. Araçlarının tamamında en ileri düzeyde iletişim araçları olan ama sürücü ile ilişkileri orta çağ mantığında sürdüren firmalar var sektörde. Üzülerek görüyorum ki, araçların verimli kullanımı ile ilgili hala yanlış alanlarda arayışlar sürüyor. Asıl soruna odaklanabilmek için asıl sorunu bulmak gerekli. Burada teknoloji devreye girmeli. Araçların kapsamlı olarak tüketimleri, bakım gereksinmeleri, sürücü performansları, iş ve müşteri performansları ölçülmeli. Piyasada var olan bir çok ekipman ve yazılımın bu konularda talep görmediği de bildiğimiz bir konu. Bence asıl değişim burada yaşanmalı.”
8 Ekim 2014